Suprasetter 106 termal CtP şirketin iki CTcP cihazından birinin yerini aldı.
Ankara’nın büyük matbaalarından Özyurt Matbaacılık Ltd. Şti. Heidelberg Türkiye’den sarf malzeme anlaşması ile Suprasetter 106 termal CtP ve ayrıca Polar N115 Plus kesim makinesi aldı. Firma kurulumu gerçekleşen makinelerle birlikte, Heidelberg Saphira sarf malzemeleri ile baskı işlerinde kalite ve tutarlılığı artırmış oldu.
Çekirdekten matbaacı Ramazan Yılmaz ve eğitim dünyasından gelen Harun Güllü ortaklığındaki Özyurt Matbaacılık, kurulduğu 2002 yılından bu yana hızlı bir büyüme süreci yaşadı ve özellikle yayın sektörünün taleplerini karşılamaya dönük yatırımlarıyla dikkat çekti. Heidelberg Ankara Bölge Satış Müdürü Yasin Meral ile birlikte Kahramankazan’daki matbaayı ziyaret ettik ve şirket ortaklarıyla hem bu büyüme sürecini hem de yeni yatırımlarını konuştuk.
Ramazan Yılmaz: “Tamamen eğitim yayınları basıyoruz”
- Özyurt’un hikayesini anlatır mısınız? Nasıl kuruldu ve bugüne nasıl geldi?
R. Yılmaz: Özyurt’u 2000 yılında devraldım; 2002 yılında Harun Güllü ile birlikte Özyurt Matbaacılık Ltd. Şti.’ni kurduk. İskitler’de Sütçü Kemal İşhanı’nda iki Heidelberg pompalı ile başladık. Planlı, programlı, sıkı bir çalışma ile büyüdük ve birkaç yıl sonra iki sokak ötede başka bir işyerine taşındık. Orada iki yerimiz vardı; biri 1000 m² tabanda üç katlı, diğeri 600 m² üzerine 3 katlı, toplamda 4800 metre kare alanda çalışıyorduk. Başka yerlerde de web makinelerimiz vardı. Sonunda Kahramankazan ilçesinde kendi binamızı yaptık ve iki sene önce taşındık. Burada 7200 m² kapalı alanımız var. Yeni yerimiz de yetmiyor, yandaki yeri de yapmıştık, orayı da kullanıyoruz. Şu anda elimizde beş adet 70 x 100 ebat ofset baskı makinesi var. İkisi sekiz renk (Heidelberg ve Komori, her ikisi de 2007 model), biri 5 + lak, ikisi 4 renk Heidelberg. Ayrıca dört web ofset (Goss M600, Goss Community, Mercury, Universal), hepsi 32 sayfa baskı makinemiz var. Şu anda 100 kişi çalışıyoruz. Yaz sezonunda götürü usulü çalışanlar da oluyor.
Tamamen eğitim yayınları basıyoruz. Milli Eğitim Bakanlığı ve yayıncılar için baskı hizmeti veriyoruz. Eskiden eğitim sektörü bu kadar büyük değildi, piyasaya da iş yapıyorduk. Ofsetlerin sayısı daha azdı. Dergi ve katalog üzerine çalışıyorduk.
Harun Güllü: “Hep ‘bu son’ diyoruz ama o sondan sonra yeni başlangıçlar geliyor”
- Siz nasıl başladınız Harun Bey?
H. Güllü: Eğitimciyim. 1987 yılında eğitim yayınları (yardımcı kaynak ve ders kitapları) pazarlama alanında çalışmaya başladım. 1992 yılında bir dershane kurduk. 1996 yılından itibaren Ramazan Bey ile matbaa hizmetleri konusunda çalıştık. Kendi bünyemizde bir matbaa makinemiz vardı. Ramazan Bey çekirdekten matbaacı. 2002’den önce birlikte ortak iş yapıyorduk ama bu işin resmileşmesi 2002 yılında Özyurt Matbaacılık Ltd. Şti.’nin kurulmasıyla gerçekleşti. 2002 yılında dershaneden ayrıldık ve matbaa tarafında ilerledik.
Matbaaya yatırım yapmaya devam ediyoruz. Rekabet, üretim hızı ve teknoloji Ama biz işimizi sevdiğimiz için, rekabetimiz, üretim hızımız ve tekniği açısından matbaa yatırımımıza devam ediyoruz. Binamızı yaptık ve taşındık.
Tabii bina yeni makineler istiyor, yeni makineler yeni işler istiyor ve biz de becerimiz ve imkânlarımız çerçevesinde bu işe devam ediyoruz. Hep “bu son” diyoruz ama o sondan sonra yeni başlangıçlar geliyor. Yayıncılığa başlayınca bir anlamda matbaa ile iç içe olduğumuzdan, 30 yıldır matbaacı sayılırım. Artık matbaacılık bir tutku oldu. Nefesimiz yettikçe devam edeceğiz.
Piyasa yatırıma zorluyor
- Baskı tirajları nasıl?
Piyasada ‘tirajlar düştü’ şeklinde bir söylem var ama eskiden de Türkiye’de yardımcı kitaplar 50 bin, 100 bin basılmıyordu.
Kendimizi yurt dışı ile kıyaslıyoruz. Penguen gibi uluslararası yayınevleri yüksek tirajlarda baskı yapabiliyor. Bizde A yayınevi bir kitabı 10 bin basabilir ve deposunda kalabilir ama sonra patlama yapabilir ve 100 bin de satabilir. Tiraj düşüklüğü kültür kitapları adına söylenebilir. Dijital baskının devreye girmesiyle ihtiyaç olduğu kadar basılması söz konusu. Hollanda’da bir matbaa ziyaretimizde de tirajların düştüğü ama çeşitliliğin arttığı söylendi.
Beş on yıl geriye gittiğimizde ayda 1000 – 1500 kalıp bastığımızda çok iyi işti, şimdi ayda 15 – 20 bin kalıp basıyoruz. O kadar çeşitli kitap üretiyoruz. Bu ihtiyaçlar neticesinde daha hızlı üretim için dört renk, sekiz renk makineleri devreye aldık.
Aslında sekiz renk makineyi beş yıl önce alacaktık. İki yıl önce sekiz renk makineyi aldığımızda piyasadaki arkadaşlar “ne yapacaksınız” diyorlardı. Bu sene ikinci sekiz renk makineyi aldık. Piyasa zorluyor. Tabaka ofsette günlük 600 bin tabaka üretmek ciddi bir hacim oluşturuyor. Yayınların % 99’u renkli.
“Nisan ayından beri yoğun çalışıyoruz”
- Yayın işi bu yıl nasıl gitti?
R. Yılmaz: Nisan ayından beri yoğun çalışıyoruz. Nisan’da biraz virüs engeli oldu. O zamandan beri çalışıyoruz. Milli Eğitim’e iş yapmadık çünkü yayıncılarımızın işlerine yetişemiyorduk. Ayrıca üç dört matbaaya iş veriyorduk.
Okullar kapalı olduğundan yayın ihtiyacı arttı. Aileler evde çalışan çocukları için kitap alıyorlar. Geçen sene Milli Eğitim’e de iş yaptığımız halde yayın işimiz bu kadar yoktu. Bu yıl çok daha yoğun çalıştık.
Bu sene Milli Eğitim’e hiç iş yapmadığımız halde makinelerimiz hiç boş durmadı, 24 saat çalışıyoruz.
- Kitap sezonu bitince çalışma durumunuz nedir?
R. Yılmaz: Tabaka ofsetler çalışmaya devam ediyor. Çünkü yayıncılar sezondaki kadar yoğun olmasa da kitap siparişi vermeye devam ediyorlar. Tedarikçi değiştirmiyorlar. Çok az kültür kitabı da basıyoruz. Bizde web ofsetler de çalışıyor ama tabaka ofset makineler hiç durmuyor.
Artan kalıp ihtiyacına kaliteli ve hızlı çözüm: Suprasetter 106 termal CtP
- Aylık kalıp ihtiyacınız nedir?
R. Yılmaz: Aylık 17 – 20 bin arasında değişiyor. İki Cron CTcP vardı, biri satıldı, yerine Heidelberg Suprasetter aldık ve haziran ayında kullanmaya başladık. Yeni makinenin otomasyonu yüksek, daha kolay çekim yapılıyor ve tramları daha düzgün alıyoruz. Konvansiyonel CtP’den daha iyi. Daha önce özel işlerde dışarıdan, termal CtP’den kalıp alıyorduk.
- CtP tercihinde Heidelberg’e nasıl karar verdiniz?
R. Yılmaz: Ankara Bölge Satış Müdürü Yasin (Meral) Bey’in çok etkisi oldu. Yasin Bey’i yıllardır tanırız, sevdiğimiz bir kardeşimiz. Sekiz renk Heidelberg’in alınmasında da en büyük etken Yasin Bey olmuştu. CtP’de de bizi ikna etti ve aldık. Yasin Bey ile görüşmelerimiz çok önceden beri devam ediyor.
Yasin Meral: Suprasetter ile çözünürlük 2540 dpi oldu ve baskı kalitesi arttı. Dört web ofsetin yanı sıra ikisi sekiz renk, biri beş renk ve diğer ikisi 4 renk olmak üzere 24 saat çalışan yüksek bir tabaka ofset baskı kapasitesi var ve bu makinelere kalıp yetiştirilmesi gerekiyordu. Makinenin otomatik ve kalıpların pançlı olması ustalara büyük avantaj sağlıyor.
Özyurt’a kurulan Suprasetter CtP saatte 55 kalıp hızında, çift kasetli, 70 x 100, pançlı ve çift vardiya çalışıyor. Sezonda ve sezon sonrasında makineleri besleyebiliyor.
Matbaaya iki ay önce bir de standart yeni Polar N115 Plus giyotin kurduk.
Baskı sonrası ve yeni yatırım planları
- Baskı sonrasında hangi makineleriniz var, yatırım düşünüyor musunuz?
R. Yılmaz: Dört adet yüksek model Stahl katlama makinesi, iki Müller Martini Prima tel dikiş, iki kapak takma makinesi, yüksek model bir iplik dikiş makinemiz, Prima’nın düşük bir versiyonu ve shrink ambalaj makineleri vs. var.
Kuşe kitaplar da basıyoruz. Kapasitemiz yüksek olduğundan onları düz ofsette basıyoruz. İplik dikiş oranımız yüzde beş kadar. Bazen resmi kurum ihalelerinde iplik dikiş istenebiliyor. İplik dikişimiz A4 ebat dahil kitapları dikebiliyor.
Bir kapak takma makinesi, 32 sayfa kurutmalı bir web düşünüyoruz ama koşullar ne getirecek, bilemiyorum. Bu fiyatlarla sıfır makinenin yatırım geri dönüşünü alma şansı çok zayıf.