Mayıs ayının ikinci haftasında, karantinasız günlerde, önlemlerimizi alarak firma ziyaretleri gerçekleştirdik ve sektörün nabzını tutmaya çalıştık. Sonuçlar geçen sayımızda yer alan anketimizin bulgularıyla paralellik taşıyor. Genel görünümü bu yazıda özetliyoruz.
Ankara’da Mayıs ayı ortasında salgın kısıtlamaları ve koşullarında çalışma tarzlarını ve salgının etkilerini yerinde gözlemlemek ve sektörün nabzını tutmak için maske ve sosyal mesafe önlemlerine uyarak 47 sektör firmasını ziyaret ettik. Bu ziyaretler, bir anlamda geçen ay 201. sayımızda yer verdiğimiz, 18 ilden sektör mensuplarının katıldığı anketin sahada teyidi anlamına geliyordu.
Aralarında baskı öncesi, baskı, baskı sonrası, ikinci el makine ticareti, kurulum, servis ve yedek parça temini hizmetleri, makine ve malzeme tedarikçileri bulunan firmalar ziyaret rotamızda yer aldılar. Ağırlıklı olarak İvedik ve Ostim oganize sanayi bölgelerinde gerçekleştirdiğimiz ziyaretler kapsamındaki 47 firmanın 7’si gün içinde kısmi çalışma ya da evden çalışma nedeniyle kapalıydı. Ayrıca 7 firmadan yetkililerin firma dışında olmaları nedeniyle bilgi alamadık.
Sipariş ve ciro oranlarındaki düşüş, geçen sayıdaki anketimizle paralel
Ziyaret ettiğimiz firmalarda sipariş ve ciro kayıplarıyla ilgili olarak 24 firmada bilgi aldık. Mart – Nisan ayında sipariş ve cirolardaki düşüş hakkında bilgi alabildiğimiz firmalarda iş ve ciro kaybı Mart ayında ortalama %56’yı, Nisan ayında %66’yı buluyor. Tamamen ya da kısmen kapalı olan, evden çalışan ya da sipariş aldıkça açan firmaların varlığı bu oranları olumsuz anlamda daha da yükseltecektir. Nisan ayında sipariş ve ciro kaybı %60 ve daha altında olan firma sayısı sadece 10 ve bu rakam görüştüğümüz toplam firma sayısının üçte birinden daha az. Görüşme fırsatı bulduğumuz diğer 23 firmada %70 – 100 arasında iş kaybı bildiriliyor. Nisan ayında hiç sipariş almayan, salgın resmen duyurulduktan sonra sadece bir – iki iş yaptığını bildiren matbaalar var.
Malzeme ve kâğıt tedarikçilerinin, reprodüksiyon hizmetleri veren firmaların verdikleri bilgiler de matbaalardan aldığımız bilgileri doğruluyor.
Mart ayında mevcut siparişler tamamlandı
Sektörde duraklama, bir matbaacıya göre Şubat ayında başladı ve Şubat’ta geçen yıla göre çok daha az sipariş alındı. Ankara’da matbaaaların önemli bölümü kitap ağırlıklı çalışıyor ve Milli Eğitim Bakanlığı ders kitapları da geçtiğimiz aylarda basıldı. Mayıs başında telefonlar çalmaya başlasa da birçok firma yarıya indirilmiş vardiya saatleri ya da sınırlı sayıda personelle çalışmaya devam ediyor. Evden çalışabilen şirket departmanlarının çalışanları evden çalışıyorlar.
Hizmet alanları itibarıyla
salgının etkileri
Bir dijital baskı merkezinde UV baskıların salgında da devam ettiğini gördük. Bunun genele yayılan bir talep mi, onun müşterisinin işine özel bir durum mu olduğunu doğrulama şansımız olmadı.
Fast – food için kâğıt poşet üretimi ve çanta üretimi hem ihracata hem de iç pazara yönelik olarak salgından olumsuz etkilenmiş. Bu piyasada paket servis devam ettiğinden tedarikçilerin iş kaybı çok yüksek oranlarda değil.
Reprodüksiyon firmaları açık kaldıkları süre içinde ağırlıklı kutu üreticilerine çalışırken, bir repro atölyesi çalışanı kutu üreticilerin fazla mesai yaptıklarını belirtiyor. Ticari matbaaların birçoğunun kapalı olduğunu ve sipariş aldıkça açıp, tekrar kapattıklarını öğreniyoruz. Ticari matbaalar hem broşür – katalog hem de kitap tarafında kayıpta. Geçtiğimiz aylarda ders kitapları basıldığından kâğıtçılar da siparişlerdeki düşüşün ağırlıklı olarak kuşe kâğıt kullanılan ticari işlerde olduğunu belirtiyorlar.
İkinci el makine piyasasında görüştüğümüz bir firma, salgına kadar iç pazarda ve komşu ülkelerde özellikle ambalaja yönelik satışlarla iyi bir satış grafiği yakalamış. Salgınla başlayan seyahat yasakları onların satışlarını da durma noktasına getirmiş, bir firma sadece bir makine satabilmiş.
Servis ve bakım hizmeti de veren, parça tedarik eden bu firma, kapanan matbaaların yanı sıra siparişi olmayan matbaaların da salgını makine bakımı ve servisi için fırsat olarak değerlendirdiklerini söylüyor.
AVM’lerin açılacak olması, özellikle mağazalar için alışveriş çantası üreten, AVM’lerde dağıtılan moda, alışveriş temalı dergiler basan matbaaların siparişlerinin kısmen açılacağı anlamına geliyor. Ankara’nın önde gelen yayın matbaalarından biri halen tek vardiya çalışıyor ve Haziran’da vardiya sayısını arttırmayı bekliyor.
Ziyaret ettiğimiz firmalar arasında üç ciltçi de vardı. Birisi, Mart ayında elindeki siparişleri hızla bitirerek kısıtlı çalışmaya geçen bir yayın matbaasının hızlandırılmış siparişleri nedeniyle son beş yılın en iyi mart ayını geçirdikten sonra, son beş yılın en kötü nisan ayını yaşamış. Mayıs ayıyla birlikte ciltçilerin siparişleri açılmasa da telefonları çalmaya başlamıştı.
Salgında duraklamanın mali boyutu
Birkaç firma hariç sektör salgında personelini muhafaza etti ama bunun bir maliyeti var. Dolayısıyla destek kredileri, vergi – SGK ödemelerinde ertelemeler önemli. Finansman konusunda Ziraat Bankası’nın Kredi Garanti Fonu, Denizbank kanalıyla Ankara Ticaret Odası’nın Nefes Kredisi gibi destekleri var. Uygulamada bu banka önlerinde uzun kuyruklar anlamına geliyor. Bu özellikle az şubeli Denizbank’tan alınan Nefes Kredisi için geçerli. Bir tedarikçi salgın koşullarında sağlığı da riske atan banka kuyruklarına çözüm bulunması gerektiğini vurguluyor. Ziraat Bankası’nın da Kredi Garanti Fonu başvurularında çok beklettiği yönünde şikayetler var.
Salgında işler durduğundan vergi ve SGK ödemelerinde daha etkili önlemler talep ediliyor.
Salgında rekabet
Anormal fiyat düşürmeler, geçmişten beri konuşulur, özellikle matbaacılar siteleri etrafında asılan afişlerdeki çok düşük fiyatlar eleştiri konusu olur. Salgında da Mayıs ayı başlarında bir firmanın “100 kartvizit 3 lira” ilanı ziyaret ettiğimiz ticari matbaalarda eleştiri konusuydu. Bir matbaacı, özellikle ithalata ve seyahat kısıtlamalarına bağlı tedarik zorlukları ve maliyet artışlarına dikkati çekerek, “Salgında bari fiyat kırmayalım” diyor.
Normale dönüş beklentileri
Ostim ve İvedik organize sanayi bölgelerinde faal sektör mensupları normale dönüş konusunda farklı görüşlere sahipler. Normalleşme için bayram sonrasından yıl sonuna kadar farklı tarihler veriliyor. Ağırlıklı görüş, siparişlerin normale dönüşü için yaz aylarının her zamanki düşük temposunu da dikkate alarak Eylül ayını işaret ediyor. Bunun ön koşulu olarak önlemlere ve kısıtlamalara uyulması, salgının önlenmiş olması dile getiriliyor.
Salgınla yaşanan iş kaybı ve karantina nedeniyle sipariş aldıkça işyerini açan deneyimli bir ticari matbaacı, aslında matbaaların daha büyük bir dönüşüm sürecinde olduklarını hatırlatıyor. 1960’ların sonlarında Ankara’da ilk ofset makinelerin kurulmasıyla başlayan sürece kitap basan bir tipo matbaada çırak olarak çalışırken tanık olduğunu, ilk ofset makinelerin kurulmasını küçümseyen tipo matbaaların 1970’lerin ortalarından başlayarak kitap baskılarını ofset matbaalara kaptırdıklarını, bugün benzer bir sürecin dijital baskıya karşı yaşanmakta olduğunu belirtiyor.