Matbaa Haber’i finans krizinin derinleştiği ve bankalara el konduğu bulanık bir ortamda, 2001’in Temmuz ayında, iki aylık bir dergi olarak çıkardık. 1999 İzmit depreminin yaralarını sarmaya çalışan Türkiye bir dizi siyasi ve ekonomik olayın akabinde ağırlıklı olarak bankacılık sektörünü etkileyen bir ekonomik ve siyasi krizle çalkalanıyor, bu tablo ülke çapında şirketleri ve toplumu olumsuz etkiliyordu. IMF görüşmeleri, bankaların borçları, sınıra dayanmış deli dana hastalığı, basının gündemini oluşturuyordu. Bugün 200. sayımız daha önce benzeri görülmemiş bir hızla yayılan bir virüsün belirlediği gündemle, ertelenmiş fuar ve etkinlik haberleriyle çıkıyor.
Makineden çok matbaacı odaklı bir dergi
Basım dünyasında rekor ziyaretçi sayısıyla gerçekleşmiş 2000 drupa fuarının ardından, 2001 TÜYAP fuarının rüzgarı etkiliydi ve ilk sayımızda TÜYAP Matbaacılık fuarından haberler vardı. Mevcut yayınlardan farklı bir dergi olsun istiyorduk. Bu farkımızı ilk sayımızda Antalya Dosyası ile gerçeğe dönüştürdük. Bu tür dosyalar daha önce yapılmamıştı. Ne ülke çapında matbaacılığın durumu ne de matbaa sayıları hakkında sağlıklı bilgiler vardı. Sonraki sayılarımızda Samsun, Konya, Kayseri, Bursa, Eskişehir, Gaziantep, Denizli, İzmir, Ankara gibi illerimizde bu dosyalar, bazıları birden çok kez gerçekleştirildi. Matbaaların yanı sıra birçok tedarikçi firma bu dosyalar sayesinde Türkiye’de sektörün boyutları ve ihtiyaçları konusunda bilgilerini tazeledi, hedeflerini daha somut bilgilerle belirledi.
Sonraki yıllar ekonominin IMF programıyla nispi bir istikrar kazanmasıyla sektörün özellikle ofset yatırımlarıyla büyüme yılları oldu. Bu büyüme daha çok ikinci el çok renkli ofset makine yatırımlarıyla gerçekleşse de rekabette yüksek verimlilik ve kalite peşindeki butik firmalar, ambalaj sektörüne yatırım yapanlar ve büyük yayın matbaaları arasında sıfır makineler getirenler de az değildi. Bu süreçte Matbaa Haber’de pek çok yatırım haberi yer aldı. Kent dosyalarımız da devam etti. 2006 yılına girerken Matbaa Haber’i aylık çıkarmaya karar verdik ve 2006’dan itibaren öyle devam ettik.
Değişen teknoloji ve iş yapma biçimleri gündemimiz oldu
Dergimizin ilk yıllarında başladığımız ve CtP sistemleri yaygınlaşıncaya kadar zaman zaman tekrarladığımız CtP dosyaları ile bilgisayardan kalıba pozlama cihazları ve dijital kalıp pazarının hacmine ışık tuttuk.
İçeriğimizde, sektörün deneyimli ve öncü mensuplarının kaleminden, güncel teknolojik gelişmelerin yönünü işaret eden, teknolojinin ve sektörün geleceğine ışık tutan imzalı yazılara ve röportajlara yer verdik. 2000 drupa fuarı ve sonrasında, geçmiş yıllarda tanıtılmış CtP sistemleri, HP, Xeikon ve Kodak Nexpress gibi yeni dijital baskı teknolojilerindeki en son gelişmelerin yanı sıra, daha ileri CtP sistemleri ve sonraki yıllarda diğer dijital teknolojilerin gölgesinde kalacak olan, Presstek ve Heidelberg’in DI teknolojileri, PDF ve iş akış yazılımları konuşuluyordu. İlk dijital baskı makineleri Türkiye’ye girmeye başlamış, dijital baskıya mesafeli sektör, daha çok internetin işlerine etkilerini konuşulur olmuştu. Matbaaların dijitaldeki gelişmeler ışığında artık geleneksel yapılarıyla ve işleriyle devam edip edemeyecekleri sorusu, ne yapılması gerektiği, dergide yer alan pek çok uzman görüşünün ana konuları arasındaydı. Baskı öncesi, baskı ve baskı sonrası arasında dijital bağlantı, baskı verilerinin bilgisayardan kalıba ve baskı sonrası makinelerine aktarılması günümüzün gelişmiş otomasyon konseptlerinin ilk adımlarını oluşturuyordu. 2004 drupa fuarının çok konuşulan ağ kurma (networking), JDF, CIP3 / CIP4 gibi terimleriyle sektörün otomasyon kavramlarıyla tanışması en yaygın şekilde Matbaa Haber ile gerçekleşti. Dergimiz Edirne’den Iğdır’a kadar çok geniş bir coğrafyada dağıtılıyordu ve halen adı geçen her iki ilden de haber vermiş tek sektör dergisi olabilir.
Pazarlama, ihracatın olmazsa olmazıydı ve İstanbul’da birkaç yıl arka arkaya Marketingist fuarlarına katılan sektör mensuplarıyla röportajlara yer vererek, pazarlama alanındaki en son eğilimleri okurlarımıza aktardık.
Ambalaj ve etiket, her zaman yer verdiğimiz konular arasında oldu. Bu iki alan sektörde ihracatta en güçlü olduğumuz alanlardı. Birkaç kez ihracat dosyasına yer verdik ve sektörün avantajlarını vurguladık. Labelexpo fuarları öncesi ve sonrasıyla sayfalarımızda yer aldı. Ticari matbaaların bir kısmı yıllar içinde ambalaja yöneldiler ve özellikle ambalaj ve etikette ihracat zamanla arttı. Bugün karton ambalajda ve esnek ambalajda dünyanın en iyi matbaalarıyla yarışan, en saygın ödülleri alabilen matbaalarımız var. Hepsinin belirli alanlarda uzmanlaştıklarını, günün gerektirdiği teknoloji ve ekipmanın yanı sıra bilgiye ve çağdaş pazarlama araçlarına, yöntemlerine yatırım yaptıklarını görüyoruz.
Ticari baskıda yayıncılık tarafı daha iyi olsa da hâlâ ihracatımız yeterli değil. Yine de bu alanda kaliteye yatırım yapan, iş akışlarını hızlandıran ve müşteri taleplerine esnek yanıt verebilen başarılı matbaaların yanı sıra yayın alanında çok güçlü, en yeni makinelerle çalışan matbaalar var ve ihracat artık birçok matbaanın işinin bir parçası ya da gündeminde.
Geleceğin ipuçları
Ofsette büyük ebat çok renkli makineler ve dijital baskı kullanan, çevrim içi mağazaları üzerinden dünya çapında kurumlara ve bireylere baskı hizmeti veren internetten baskı firmaları 2005 sonrasında inanılmaz bir hızla büyüdüler ve tesis sayıları, kapasiteleri, ciroları muazzam rakamlara ulaştı. Türkiye’de birçok firma farklı yazılımlar ve tercihlerle bu alana girseler de henüz dünya çapında adı bilinen baskı devleri arasında bir firmamız yok. Dijital baskı ve internetten baskı, 2005 sonrasındaki sayılarımızda giderek daha çok yer bulan konular arasındaydı. 2008 drupa fuarında ve sonrasındaki drupa fuarlarında inkjet ve dolayısıyla dijital daha çok konuşulacaktı. 2012 drupa fuarında, Benny Landa’nın çok konuşulan nanografik baskı lansman şovunda Matbaa Haber ekibi de izleyiciler arasındaydı. Aradan sekiz yıl geçti ve o fuarda tanıtılan teknoloji bugün ticari lansman aşamasına geldi.
2012 drupa fuarından aylar önce, Aralık 2011’de çıkan 100. sayımızda yer alan, Dr. Yalçın Alganer’in makalesi (Sayfa 76), Avrupa Birliği, Dünya Ticaret Örgütü, OECD verileriyle yapılmış bir ekonomik görünüm analizinin satır aralarında Avro Bölgesi’nin dağılma sinyallerine dikkati çekiyordu. Brexit’ten sonra, hatırlatmadan geçmeyelim istedik.
Dijital veriler herhangi bir nedenle kaybolabilir, hasar görebilir. Basılı kopyaları iyi muhafaza edildiğinde Matbaa Haber’in arşiv değeri olacağına inanıyoruz. Bu vesileyle, yazıları ve diğer katkılarıyla dergimize güç katan tüm sektör mensuplarına ve geri bildirimleriyle bize yol gösteren okurlarımıza teşekkür ediyor, sağlık ve esenlik diliyoruz.