Salgının kontrol altına alınması, insanların evde kalmalarına bağlı ve bu da ekonomiyi yavaşlatıyor. Bu seyrin psikolojik etkileri, sosyal hayatta ve ekonomide ağır bir kısmi felç görünümü oluşturuyor. İşletmelerin çoğu, bu durumdan olumsuz etkileniyor.
Koronavirüs salgını ve iş yerinde alınabilecek önlemler
Dünya Çin’in Wuhan kentinden yayılan ve son derece bulaşıcı olan yeni tip koronavirüs (COVID-19) tehdidiyle savaşıyor. Salgının küresel bir sağlık tehdidi olmaktan öte sonuçları var ve küresel ekonomileri de tehdit ediyor. Krizin yıkıcı etkilerinin 2008 krizini geride bırakabileceği konuşuluyor. Önlemler birbirini izliyor ve sanal ortamda kehanetler, söylentiler, doğru ve yalan bilgiler sağanağı altında insanlar virüsün bulaşma yolları, etkisi, tedavisi konusunda gerçeğe ulaşmaya çalışıyorlar.
Uzmanlara göre virüs damlacık yoluyla bulaşıyor. Temas dışında, öksürme – hapşırma halinde 1 – 1.5 metre mesafe içinde olmak, virüsün bulaştığı yerlere dokunmak, bulaşma riski taşıyor. Havada asılı kalma süresi 3 saati bulabiliyor ama bu durumda 10 kadar canlı virüsle temas bulaşmaya yol açabiliyor. Vakaların %95’i bulaşmayı takip eden ilk hafta içinde belirti veriyor ve hastaneye başvurulduğunda test yapılarak tespit edilebiliyor. Belirtiler en erken 2. günden başlıyor ve nadir vakalarda ilk belirtilerin ortaya çıkması 14 günü geçebiliyor. Çok hafif belirtilerle atlatanlar da var. Özellikle yaşlılar, solunum zorluğu çekenler ve kronik hastalıkları olanlar için öldürücü bir virüs olması, birey toplum sağlığı için ciddi risk teşkil ediyor. Burun tıkanıklığı, ateş ve kuru öksürük ilk belirtiler arasında ve solunum zorluğu, ishal gibi belirtilerle hastanın durumu ağırlaşabiliyor.
Devlet destekleri
COVID-19 salgınından zarar gören esnaf ve sanatkârlara 25 Mart Çarşamba tarih ve 2283 sayısı Cumhurbaşkanlığı Kararı ile bankalardan doğrudan ya da esnaf kefalet kooperatifleri kanalıyla aldıkları kredilerin geri ödenmesinde erteleme olanağı sağlandı.
Maliye Bakanlığı 24 Mart’ta, basın yayın ve matbaacılık dahil belirli sektörlerde Nisan, Mayıs ve Haziran aylarında verilecek muhtasar ve KDV beyannamelerinin 27 Temmuz’da verileceğini, söz konusu vergilerin ödenmesinin altı ay öteleneceğini duyurdu.
Devlet bankaları tarafından “İşe Devam Kredi Desteği”, 6 ay anapara ve faiz ödemesiz, toplam 36 ay vadeli ve yıllık yüzde 7,5 faiz oranlı olacak. Kredi desteğini kullanmak isteyen firmalarda, şubat sonu itibarıyla kayıtlı çalışan sayılarında azaltma yapmamaları koşulu aranacak.
PERYÖN, salgının hukuki boyutlarına dikkat çekiyor
Koronavirüs salgınının işlerini sürdürmeye çalışan işletmeler açısından hukuki boyutları da var. Virüsün iş yaşamına olan hukuki etkisine dikkat çekmek isteyen PERYÖN – Türkiye İnsan Yönetimi Derneği tarafından düzenlenen, Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi, İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku Öğretim Üyesi, PERYÖN 25. Dönem Yönetim Kurulu Hukuk Temsilcisi Prof. Dr. Erdem Özdemir’in de katıldığı, “Koronavirüs Karşısında İş yerindeki Önlemlerin Hukuki Çerçevesi” konulu bir webinar etkinliğinde işverenlerin alacakları önlemler ve konunun iş ilişkilerine etkisi tartışıldı.
PERYÖN’ün konuyla ilgili açıklamasına göre, Yargıtay’ın, yurt dışında çalışan bir işçinin kaptığı ‘H1N1 virüsü’ sonrası vefatını iş kazası olarak nitelendirmesi (Y.21 HD, 15.4.2019), Yeni Koronavirus (COVID-19) bakımından önem taşıyor. Çünkü böyle bir durumun, salgında çalışan sağlığı açısından gerekli önlemleri almayan işverenin sorumluluğunu doğurması muhtemel.
Söz konusu webinarda; “İş sağlığı ve güvenliği bakımından alınması gereken hukuki tedbirler, Virüse yakalanmak iş kazası sayılabilir mi? Uzaktan çalışma, Kısa çalışma uygulamaları, Koronavirus karşısında ücretli ve ücretsiz izin uygulamaları, Çalışmaktan kaçınma hakkı” gibi pek çok farklı başlık irdelendi.
Prof. Dr. Erdem Özdemir işletmelerin İş Sağlığı ve Güvenliği Kurullarını (İSG) acilen toplayarak, konuyu değerlendirmesi ve iş yeri düzeyindeki önlemleri belirlemesi gerektiğine dikkat çekiyor. Özdemir, “Yönetmeliğe göre; ‘…özel bir tedbiri gerektiren önemli hallerde kurul üyelerinden herhangi biri İSG kurulunu olağanüstü toplantıya çağırabilir” diyor ve şöyle devam ediyor. “Bu konudaki tekliflerin kurul başkanına veya sekreterine yapılması gerekir. Toplantı zamanı, konunun ivedilik ve önemine göre tespit olunur. İSG kurulunda, iş yeri özelinde önlemler belirlenmeli, riskli alan ve gruplar tespit edilmeli. Örneğin yurt dışına giden çalışanların nasıl yönetileceği, yakın temas halinde çalışan kişiler, dışarıda çalışması zorunlu olan kişiler ve riskleri belirlenmeli, alınacak önlemler tespit edilmeli. Bu kapsamda, iş yerinde dezenfektanların temini, maske gerekiyorsa kullanımı, yemekhane ve kafeteryaların servis sunumlarının gözden geçirilmesi gibi önlemler hayata geçirilmeli. Risk değerlendirmesi ekibinin, Koronavirus kapsamında risk değerlendirmesi yapması önemli.”
“Çalışanların yakın tehlike durumunda çalışmaktan kaçınma hakları vardır”
Özdemir, işverenlerin çalışanları bilgilendirme zorunluluğuna da dikkati çekerek şunları söylüyor. “İSG mevzuatına göre işverenin çalışanlarını olağan dışı durumlar ve tedbirler konusunda bilgilendirmesi gerekir. Bu kapsamda, Yeni Koronavirus ile ilgili bilgilendirme notlarının hazırlanması ve çalışanlara duyurulması gereklidir. Burada da virüsün niteliği, nasıl bulaştığı, şüphe halinde neler yapılması gerektiği, iş yerinde alınan önlemler çalışanlara aktarılmalı. Virüs riski olan ülkelere giden çalışanlar bakımından, işverenin interaktif biçimde hareket etmesi gereklidir. En az 14 günlük süre için çalışanın iş yerinden izole edilmesi, süre sonrasında hekim onayı ile işe başlaması, eğer virüs bulaşan çalışan iş yerine geldi ise, mutlaka bulunduğu yerlerin özel olarak temizlenmesi gerekir. Yurt dışına seyahat, izin günlerinde çalışanın temel hakları kapsamındadır. Dolayısıyla, işverenin bu hakkı kaldırabilmesi ve yasaklayabilmesi mümkün değildir. Ancak işverenler, bu konuda tavsiyede bulunabilirler. Bu kapsamda riskli ülkelerin listesinin yayınlanması ve çalışanların bu ülkelere gitmemelerinin tavsiye edilmesi, gidilmesi durumunda iş yeri hekimine durumun bildirilmesi ve dönüşte de iş yeri hekiminin tavsiyesine göre hareket edilmesi şeklinde süreç tasarımı yapılması isabetli olacaktır.”
Salgının KVK boyutu
Sürecin Kişisel Verilerin Korunması (KVK) boyutuna da dikkat çeken Özdemir’e göre işverenler termometre gibi ölçüm cihazlarıyla iş yerinde testler uygulamak isteyebilirler. Sağlık verileri KVK mevzuatımızda özel nitelikte veridir ve işlenme süreçlerinde (kanunca öngörülen durumlarda) hekim veya aydınlatmaya dayalı açık rıza temelinde yapılması gerekir. İdeal olan, sağlık verilerinin, hekim tarafından işlenme yöntemidir. Kişisel verilerin işlenmesinde mutlaka ölçülülük ilkesine de uyulması gerekir.