Üçüncü kurutmalı web ofset baskı makinesinin siparişinin ardından Ertem Basım’ın sahibi Mustafa Ertem’le kurutmalı web deneyimini ve yeni gelecek makineyi konuştuk.
Siz her yıl yeni yatırım yapıyorsunuz. Şimdi de 3. Kurutmalı web için sipariş verdiniz, hangi ihtiyaçlar sizi bu yatırıma getirdi?
Bir buçuk yıl öncesine gidersek, Hollanda’ya ilk makine için gittiğimizde kurutmalı web ofsete geçme zamanımızın geldiğini biliyordum. Ya matbaacılığı bırakacak ya da yeni yatırımlarla, heat-setlerle yeni bir sayfa açacaktım. Bu noktada Aras Grup’un büyük desteğini gördük. Toni Carter, ben Turan Araz toplantıdayken Bay Sagawa birkaç dakikalığına geldi, benimle tanıştı ve “ben internette Ertem Basım’ın sayfalarını inceledim, bize çok iyi bir partner olacaktır. Bu masadan makineyi vermeden kalkmayın” dedi. Bize orada uzun vadeli bir destek verildi. Arkasından ikinci makinamız gene Aras Grup’un büyük bir desteği ile alındı. Onlar sayesinde 2. makinemizi de aldık ve bir buçuk yılda bu 2 makine ile çok ciddi üretim yaptık.
Kurutmalı weblerle düşük tirajlara da cevap verebiliyoruz. Bunu yapma nedenimiz dijital sistemlerin varlığı. Dijital dünyada çok hızlı gelişiyor. Komori de bu alanda çalışıyor. Ama biz ofset tarafındayız.
Ilk kurutmalı webden sonra 2. ve 3. makinenin devreye gireceğini düşünmüş müydünüz?
Ekonomik yapımız müsait olsaydı 1,5 yıl önce Hollanda’ya gitmişken 3 makinayı birden o gün sipariş verebilirdim. Ben onu görüyordum ama o günlerde ekonomik yapımız bir makineyi almaya yeterliydi. Aras grup yanımızda oldu ve bizi desteklediler.
“Çocuklarımıza en az zararlı kitapları üretiyoruz”
Cold-setlerde petrol ürünü boyalarla basılan kitaplar çocukların önüne gidiyor ve rahatsız edici kokular yayıyorlar. Bu boyalarda ciddi kimyasallar ve kanserojen maddeler var. Heat-set tarafında kullanılan boyalar 160 dereceye çıkan fırınlar içerisinde pişiyor ve tüm zararlı kimyasallar buhar olarak kağıttan ayrılıyor. Bu kimyasallar da after burner sistemiyle tamamen yok ediliyor. Doğaya temiz buhar veriliyor. Fırından sonra kağıtlar soğutma grubuna giriyor ve 80 dereceye kadar ısı düşürülüyor. Daha sonra su bazlı, insan sağlığına zarar vermeyen silikon havuzuna giriyor. Sonra forma, kitap haline gelip çocuklarımıza ulaşıyor. Dikkat edersiniz cold-setlerde basılan kitaplarda aradan uzun zaman geçse bile ciddi bir koku olur. Ama heat-setlerde boya tamamen kağıdın içine hapsedildiği için çocuklarımıza en az zararlı kitapları üretmiş oluyoruz. Bence bu da çok ciddi üzerinde durulması gereken bir konu. Avrupa’da biliyorsunuz cold-set makineler yalnızca gazete baskısında kullanılıyordu. Gazeteler de 3. hamur kağıtlara basılıyor ve kağıtlar boyaları emebiliyordu. Avrupa’da eğitim kitapları heat-set makinalarla basılıyor.
Önümüzdeki yıl ders kitabı tasarımları çok değişiyor
Müşterilerinizle ilişkileriniz nasıl, uzun soluklu mu?
Biz çözüm ortağı olarak çalışıyoruz. 1980’den bu yana çalıştığım yayınevleri var. Biri şu anda Türkiye’nin en büyük zincir okulları Final Eğitim Kurumları, 500 civarında eğitim kurumu var.
Önümüzdeki yıl ders kitabı tasarımları çok değişiyor. Devlet de artık matbaalara kalite konusunda çok baskı yapıyor. Biz partneri olduğumuz yayınevlerine devlet kitapları da bastık. Devletten bize kontrole geldikleri zaman teşekkür ederek ayrıldılar. Bu da demektir ki önümüzdeki birkaç yıl içinde eski sistemler artık yavaş yavaş azalacak.
Cold-setleri hemen elden çıkartmayacaksınız sanırım?
Aslında amacım hemen elden çıkartmaktı. Ama pazarlamadaki arkadaşlarım en az bir iki yıl daha kalmasını arzu ettiler. Çünkü doğaldır ki Türkiye’de çok ciddi bir rekabet de var. Tüm kitaplar çok görsele dayalı olmayabiliyor. Soru kitapları da basıyoruz. Bu kitaplarda cold-setlerde kabul edilebilir baskıları gerçekleştirebiliyoruz. Kokusuz boyalar da ürettirdik. Müşterilerimiz yüzde yetmiş heat-set’e döndüler. Ama onları tamamen zorlamak istemiyoruz. Cold-setler de bir seçenek olarak ortada. Bir süre daha kullanmayı düşünüyoruz.
Kalitenin arkasında maliyet de var
Kurutmalı weblerde maliyet yükseliyor olmalı…
Kalitenin arkasında yatırım ve üretim olarak maliyet de var. Makinelerin baskı sırasında ve chiller adını verdiğimiz soğutma sistemlerinde kullandığı enerjinin yanında kurutucuların kullandığı yüksek miktarda doğal gaz maliyeti söz konusu. Heat-setleri heat-set yapan ana temaların başında bu iki sistem geliyor. Bunlar cold-setlerde yok. Önümüzde sürekli artan elektrik ve gazdan kaynaklı bir maliyet var. Doğaldır ki cold-setlere göre maliyetlerimiz şu anda %50 oranında daha yukarıda. Ama bu yıl içerisinde üretimdeki verimliliği artırarak bu maliyetleri biraz daha geriye çekeceğiz. Üçüncü makinemiz de bu konuda bize katkıda bulunacak.
Yeni Komori kurutmalı web ile kurutmalı web kapasitemizde %25 artış olacak
Yeni makine kapasitenizi ne oranda artıracak?
Cold-setleri bir kenara bırakırsak %25 artış bekliyoruz. Bakanlığımız artık daha çok beceriye, kazanıma dayalı ve daha görselli kitaplar üretilmesini istiyor. Bunların yapılabilmesi için çok kaliteli baskılara ihtiyaçları var. Bunları en iyi yapabilen yayınevleri ön plana çıkacak. Heat-setler bu bakımdan burada da ön plana çıkacak. Burada şunu da söylemek gerekiyor: heat-set alınması tek başına işlerin çok doğru basılacağı anlamına da gelmiyor. O makinaları ilk alan biz değiliz. İstanbul’da magazin basınında uzun zamandır kullanılıyor. Eğitimde ilk kullananlar bizleriz. Sadece makine almak yetmiyor, baskı öncesi, baskı sonrası, kontrolü de gerekli. Biz heat-setlerde 70 tramı çok rahat basabilen bir matbaayız. Ofsette de 80 trama kadar çok rahat baskı yapabiliyoruz. Bunlar da çok önemli.
Yeni makine ile birlikte kadro takviyesi de olacak mı?
Her departmanımızdaki tüm personelimiz çok iyi eğitimli arkadaşlarımız. Alttan da yeni jenerasyon arkadaşlarımızı yetiştiriyoruz.
Çok personelle çalışmanın getirdiği birtakım sıkıntılar olabiliyor. Siz de sürekli kapasitenizi artırmak eğilimindesiniz. Dolayısıyla personel sayınız da bununla orantılı olarak artıyor. Bu kadar insanla çalışmak bir sorun mu?
Toplam 300 personel ile çalışıyoruz. Burada bir sistem var. Ben personelle çok barışık bir insanım. Devletin verdiği imkanlar ve kanunlar çerçevesinde üzerimize düşen tüm görevi yerine getiriyoruz. Elde ettiğimiz geliri bir şekilde dolaylı olarak personelimizle paylaşıyoruz: Alt yapımızla, servis araçlarımızla, yemeğimizle… Matbaamızda şu anda 200 kw üzerinde bir havalandırma sistemi var. Sonuçta bunların hepsi bir maliyet. Burası personeline önem veren bir matbaa, doğal olarak böyle bir sorun yok. Bay Sagawa’nın da hemen fark ettiği gibi, departmanlarımız iyi kurulmuş durumda ve herkes kendi işinde.