Mustafa Kibar (Met Etiket A.Ş. Genel Müdürü): “Kumaşlarımız havalimanında dış hatlar terminalindeki tüm reklamlarda kullanılıyor. Baskı kabulü çok iyi.”
Temsilcilikleri arasında Canon, Decal, Flecon Europe Ltd., Ikonos, J. Vilaseca ve Lahnpaper GmbH gibi üreticiler bulunan Met Etiket, 19 – 22 Eylül tarihlerinde TÜYAP Beylikdüzü Fuar ve Kongre Merkezi’nin 12. Ve 14. Salonlarında düzenlenen Sign İstanbul 2019 fuarına katıldı. Fuarda Met Etiket Genel Müdürü Mustafa Kibar sorularımızı yanıtladı.
Fuarda hangi ürünleri öne çıkardınız?
Biz genelde makineyi malzemeye destek olsun diye başlamıştık. Ama müşteri potansiyelimiz makineyi malzemeden ayırmıyor. Hepsini aynı kazanda gördüğü için hangisinin ödemesinin yapıldığı ya da yapılmadığı belli olmuyor. O yüzden makineyi biraz geriye çektik. Sadece copy canter’lar için küçük ebatlı makinelere yönelmeye başladık. Standımızda onlar için şekilli kesim makineleri ve geçen seneki gibi laminasyon makineleri var. İş kolumuza alternatif makinelerle destek oluyoruz.
Standımızda şu anda geçerliliği olan, kaliteye önem veren firmaların tercihi olan kumaşları tanıtıyoruz. Beş metrelik kumaşlar; dünyanın en kaliteli ürünlerinden. Çok rakibi olmasına rağmen kalitesi ile aradan sıyrılıyor.
Doğaya uygun geri dönüşümlü Decal vinillerimiz var. Alternatif olarak Çin’de özel ürettirdiğimiz baskı folyoları var. Onlar hem fiyat hem kalite olarak bir hayli tuttu. Sürümü yüksek gidiyor.
Fuarda hedefimiz kumaşın koşar adım gitmesi.
Sektörde kaliteye öncelik veren firmaların oranı beş altı yıl öncesine göre arttı mı?
Maalesef aynı kaldı. Bu iş kolumuz kaliteden çok fiyatla rekabet ediyor. O nedenle kalite ikinci planda kalıyor. Ama sistemli çalışan, kurumsal firmalara hizmet veren firmalar kaliteye önem veriyorlar. Standımızdaki ışıklı panoda kullanılan kumaş (DUOTEX), havalimanında dış hatlar terminalindeki tüm reklamlarda kullanılıyor. Kurumsal bir işletme ve kaliteye çok önem veriyor. Bu kumaşın özelliği baskıyı çok iyi kabul eden PVC içermeyen, su geçirmeyen ve katlanabilir olması üstün özelliklerinde bir kaçıdır.
Çin’den de istenirse kaliteli ürünler getirilebiliyor diyebilir miyiz?
Çin’de sektörümüzle ilgili çok fabrika var. Kaliteli mal almak isteyen paraya kıyıyor ve kaliteli mal getiriyor. Ucuz çalışmak isteyen kendine göre bir firma buluyor ve onunla çalışıyor. Bizim çizgimiz belli; kaliteye önem vermek ve kaliteli ürün getirmek. Daha önce Mactac ile bu çabayı gösterdik. Buna benzer bir sürü ürünü piyasaya sunduk. Kalitemizden ve çizgimizden ödün vermeden devam etmek düşüncesindeyiz.
Müşterilerle görüşmelerinizden izlenimlerinizi paylaşır mısınız? Eğilimler, arayışlar ne yönde?
Açıkhava reklamcılığı Türkiye’nin şu andaki gidişatında bulunmaz bir nimet.
Ama nasıl Türkiye’nin üç tarafı deniz ve bu ülkede balık çıkmıyor. Diğer ülkelerin hepsi bize balık satar duruma geldiler. Üç tarafımız deniz, ithal ettiğimiz ürün balık… Maalesef sektörümüz de öyle. Bindiğimiz dalı kesiyoruz. Kaynağı kurutuyoruz. Öyle firmalar türüyor ki sadece fiyat odaklı çalışıyorlar; çok büyük fiyat kırıyorlar; piyasaya borç takıyorlar ve çekip gidiyorlar veya başka bir firma kuruyorlar. Bunun önüne geçecek bir etik kurul olmalı.
Firmalar ithal ettikleri ürünün teknik şartnamelerini almalılar. İnsanlar her zaman kendilerini yetiştirebilirler. Baskı kalitesini ve numunelerini gördükleri ürünlerle fiyatına bakmadan çalışmalılar. Ama her zaman bir satın almacı on liraya bir iş yaptırıyorsa, aynı bedelle üç işi nasıl yaptıracağını düşünüyor. Bu da sektörümüzü ileriye taşımak yerine geriye götürüyor. Stok lot malzemeler, kötü boyalar, KDV’siz ürünler, her şey ortaya çıkıyor.
İnsanlarımızın eğitilmesi lazım. Sektörümüzde de bu geçerli. ARED bunun güzel örneklerini veriyor ama çok yetersiz.
Fuarın performansını nasıl buluyorsunuz?
Arkadaşlar fuarın performansının iyi olduğunu söylüyor. Benim gördüğüm de iyi. Zaten üç dönemdir bu sektör ite kaka gidiyor. Dördüncü dönem para kazanma zamanı. Akıllıca hareket etmek için ziyaretçiler fuarda sergilenen makineleri, malzemeleri, her şeyi çok iyi inceleyip yatırım mı yapacak, malzeme mi alacak, onun kararını vermeliler.
Gelecekte ayakta durmak için bu fuarlara insanların ihtiyaçları var. Ama çoğu şunu söylüyor: “Geçen sene gitmiştim; hiçbir şey yoktu. Bu sene ne olacak ki?” Oysa bu fuarlar bizlerin ufkunu açan yerlerdir. İş kolumuz çok değişken ve insanın bu sektörde algısı çok önemli. İş kolumuz akıllı hızlı baskının getireceği yeniliklere açık. Fuarda her göreceği şey, ziyaretçinin aklının bir köşesine kazınır ve o daha sonra iş yerine gelen müşterisine bazı şeyleri anlatarak bu iş koluna bir basamak daha atlatabilir.