Furkan KARAGÖZ / hubergroup Türkiye Satış Uzmanı
Günümüzde baskı altı malzemelerinin çeşitlenmesiyle ve kuruma sürelerinin uzunluğu sebebiyle konvansiyonel mürekkeplerden beklentiler her geçen gün artıyor. Konvansiyonel mürekkepler, kimyasal yapıları sebebiyle bu ihtiyaçları karşılamakta zorlanıyorlar. Bu açıdan bakıldığında UV mürekkepler ihtiyaçları fazlasıyla karşılar haldeler. Türkiye’de ve dünyada konvansiyonel mürekkeplere göre her geçen gün UV mürekkeplerin de kullanımı artmaktadır.
Mürekkeplerin iç yapısı
Konvansiyonel bir mürekkebin iç yapısını incelersek pigmentler, bağlayıcılar, çözücüler ve katkı maddelerinden oluşmaktadır. Pigmentler rengin kendisini ortaya çıkaran maddelerdir. Bağlayıcılar; pigment parçalarını birbirine bağlayan ve onları baskı katmanına yapıştıran reçine türü bir malzemedir. Çözücüler ise reçineleri çözer ve karışım formülünü akışkanlığı artırarak sulandırırlar. Katkı maddeleri ise kurutucular ve akıcılığın kontrolünü sağlayan maddelerdir. UV mürekkeplerin kimyasal yapısına baktığımızda ise pigmentler, oligomerler, monomerler, fotoiniatörler ve diğer katkı maddelerinden oluştuğunu görmekteyiz.
Pigmentler: Konvansiyonel baskı mürekkeplerinde kullanılan pigmentlerle birkaç tanesi haricinde aynıdır.
Oligomerler: sıvı olup moleküler ağırlığı yüksek olduğu için viskoziteyi yükseltirler. Oligomerler pigmentlerin kaplanmasını ve su dengesini sağlar. Üstelik mürekkep filminin tutuculuğu, esnekliği ve çizilme direncini de ayarlarlar.
Monomerler: Monomerler oligomerlerden daha sıvıdır ve moleküler ağırlığı düşüktür. Monomerler mürekkebin akıcılığını ve yüzey gerilimi ayarlar.
Photoinitiator: UV ışık ile buluştuklarında kürlenme olayını başlatan tetikleyicilerdir. Yüzey, yüzey-altı ve toplam kürlenmeye etkisi vardır.
UV mürekkeplerin kuruması
Mürekkeplerin kürlenmeleri için 4 radyan enerji biçimi kullanılmaktadır. Bunlar mikrodalga, kızılötesi, ulrtaviyole ve elektron ışınıdır. Bu 4 enerji biçiminin de farklı dalga boyları vardır. Radyasyon enerjisi ile dalga boyu ters orantılıdır. UV ışınlarının dalga boyu ise 100-380 nm. arasındadır. Konvansiyonel mürekkeplerden en büyük farkı kuruma süresinin çok az olmasıdır. İçerdikleri az miktarda uçucu organik bileşikten (VOC) dolayı bu özelliğe sahiptirler. İçeriğindeki monomerler, ısıyla yerleşen ve sıvı mürekkepler için kullanılan uçucu çözücülerin yerini almıştır.
UV dalga boylarının enerjileri reaktif serbest radikaller oluşmasına neden olan farklı tiplerde organik moleküllerin içindeki elektronların uyarılması için yeterlidir. Bu serbest radikaller monomerlerle reaksiyona girerek mürekkep taşıyıcısını kurumuş bir mürekkep filmine dönüştürerek hızlı bir şekilde polimerize olurlar.
UV neden tercih ediliyor?
UV mürekkeplerinin konvansiyonel mürekkeplere göre oldukça fazla avantajlarının bulunması ambalaj baskılarında da kullanımını her geçen gün artırıyor.
Kurumanın çok kısa sürede gerçekleşmesi
Yüksek ürün kalitesi
Yüksek parlaklıklı mürekkepler
Farklı baskı altı malzemelerinde başarılı sonuçlar alınabiliyor olması
Kağıt tarafından çok az miktarda emilim olduğu için mürekkep film kalınlığının değişmemesi sonucu renk şiddetinin baskı anında ve sonrasında aynı kalması.
Tüketim miktarları ve zaman olarak tasarruf sağlıyor olması.
Temizliğinin daha kolay olması
Düşük enerji tüketimi.
Uygulama ve kullanılan donanım
UV enerji kaynaklarının birçoğu metalik civa içeren bir tüp ya da benzer şekilde tüpten oluşmuş civa-buhar lambalarıdır. UV teknolojisi olarak büyük bir oranda orta basınçlı civa lambaları veya elektrotsuz gazla doldurulan lambalar kullanılır. Lambanın aşırı ısınıp ömrünün azalmasının ve spektral çıkışta oluşabilecek değişikliklerin önüne geçebilmek için soğutma gerekmektedir.
UV kürlenmesi teknolojisi plastik ambalaj ve kuru mürekkep üzerine ıslak baskı gibi kuruması zor olan ve emici olmayan malzemelerde kullanılmaktadır. Hızlı kuruma, renklerin baskı üniteleri arasında geçen sürede kuruması şansı vermektedir.