Ankara’da teknolojiyi ve trendleri takip ederek büyüyen ve küçük ebatta ofsetten çıkan Dumat Ofset dijital yatırımını da yaparak yoluna devam ediyor
(Ankara) Ankara’da seksenli yılların ilk yarısı. O tarihlerde reklam ajansları oldukça etkin. Elektronik dizgi yeni yaygınlaşıyor. Tasarımcılar font kullanımında kısmen özgürleşmişler ve bu basılan işlere de yansıyor. Matbaalar henüz tek renkli ve çoğu 46 x 64, 57 x 82 ya da 64 x 90 makinelerle çalışıyor. Çok renkli makine sayısı yok denecek kadar az. Dergiler, kataloglar bu tek renkli makinelerde basılıyor. Tarih Kurumu Matbaası bir süredir 70 x 100 4 renk Heidelberg Speedmaster ile çalışıyor. Bir de Ajans Türk’ün 50 x 70, 4 renkli makineleri var. Bunların dışında kreatif işlerin basıldığı 4 matbaa daha saymak mümkün: Pan Matbaası, Ünal Ofset, Odak Ofset ve Pelin Ofset. Ünal Ofset’in ustalarından biri İhsan Duru, bir diğer ifadeyle, bastığı işlerle Ankara piyasasında haklı bir ün kazanmış olan İhsan Usta. Ünal Ofset diğer adı geçen bazı matbaalar gibi geçen zamanla basım dünyasından çekilir ve ustaları kendi yollarına giderler. İhsan Duru da kardeşleri Cumhur ve Cengiz Duru ile birlikte bu nitelikli geçmişin ışığında Dumat Ofset’i kurar. Yıl 1995’dir.
Dumat Ofset 21 yılı geride bıraktı
Şehir içinde kurulan matbaa bir süre sonra büyümeye başlayınca Gersan Sanayi Sitesi’ne taşınır. Bu arada şirkete İhsan Duru’nun damadı Emre Uysal’da katılır. Bir süre de burada faaliyetini sürdüren matbaa sonrasında Şaşmaz Bölgesi’ndeki halen faaliyette bulunulan mevcut binanın satın alınması ile düz ayak geniş bir mekana geçer ve yenilenen ve genişleyen makine parkı ile yoluna devam eder. Bu süreçte basım sektörünün geçirdiği dönüşüm ve değişimi Dumat Ofset’in özelinde de izlemek mümkündür.
Emre Uysal bu süreci söyle anlatıyor:
“Dumat Ofset 1995 yılında kuruldu 21. yılını bitirdi. 1995 yılında İhsan Bey Ünal Ofset’ten ayrılıp iki kardeşi ile birlikte Maltepe’de bir matbaayı devralarak firmayı kurdu. Yıllar içerisinde yoğun bir tempo ile çalışılarak firma büyütüldü. Tabii o dönemde iyi baskı ustası sayısı az. İyi iş çıkaran matbaalar daha revaçta ve iyi ustaların nitelikli işleri ile matbaacılık daha yüksek kazanç getiriyordu. Bu yüksek kazanç yine matbaaya yatırım olarak kullanıldı ve daha hızlı büyümenin yolunu açtı. Maltepe serüveni 2001 yılına kadar sürdü. O yıl matbaa Gersan Sanayi Sitesi’ndeki daha geniş ve 3 katlı ikinci durağına taşındı. 2010 yılında kısmen öz sermaye ve kredi desteği ile şimdi içinde bulunduğumuz Şaşmaz Oto Sanayi Sitesi Bölgesi’ndeki binamızı satın aldık.”
Genç kuşakların devreye girmesi firmanın dinamizmine de katkı yapar. Bu dönem makinelerin modernizasyonu ve CtP’nin devreye girdiği dönemdir aynı zamanda ve bu yatırımla hizmet kalitesi de bir basamak daha yükselmiş olur. O dönem Ankara bir Roland, özellikle Roland 700 cennetidir. Belli başlı matbaalarda Roland kullanılması diğer yatırım yapan matbaaları da etkilemiş ve birbiri peşi sıra çok sayıda, çok renkli büyük ebat, ikinci el Roland baskı makinesi kurulumları gerçekleşmiştir. Buna yatırım maliyetinin diğer markalara göre daha uygun olması, ustaların ortaya çıkan mekanik arızalara müdahale edebiliyor olmaları ve o dönem Ankara’da faaliyet gösteren çok sayıda ikinci el makine ticareti yapan firmalarının da katkısı vardır. Dumat Ofset’e de ilk Roland 700, 2001 yılında Gersan’a taşınılan günlerde kurulur. Ardından ikinci bir Roland 700 daha devreye girer. Artan iş kapasitesi üçüncü makine ihtiyacını doğurunca yer sorunu dolayısıyla bir tesis satın alınması gündeme gelir ve Şaşmaz’daki fabrika binası satın alınır. Üçüncü ve dördüncü Roland 700’ler yeni binaya kurulacaktır.
Dumat Ofset halen Roland 704, 705, 706 ve Roland RZK (2 renkli, perfektörlü), 70 x 100 baskı makinelerine sahip. Bu makine parkı ile tek renk S/B kitap baskılarından özel renkli katalog baskılarına kadar geniş bir yelpazede hizmet verebiliyor.
Dijitale adım Heidelberg ile…
Matbaacılıkta son yıllarda yaşanan değişim ve dönüşüm, dijital baskının gelişmesi küçük ve orta format ofset baskı makinelerinin matbaaların makine parklarından çıkarılması sonucunu doğuruyor. Benzer bir süreç Dumat Ofset’te de gerçekleşti. Emre Uysal bunu şöyle anlatıyor:
“Bünyemizde 50 x 70 ofset baskı makinemiz de vardı. Bu ebattaki işlerin azalması sonucu üç yıl önce onu elden çıkarıp, küçük ebat, kapak vb. işler için 35 x 50, 5+lak bir ofset baskı makinesini devreye almıştık. Ben baştan beri dijitalden yanaydım. Ama o dönem İhsan Beyleri ikna edememiştim. 50 x 70 devreden çıkınca 35 x 50 ile devam edilmek istendi. 2015 yılına kadar böyle sürdürdük ve yaklaşık bir buçuk yıl önce bir taraftan Heidelberg’in bir taraftan da benim baskılarım sonucu dijital yatırımımızı yaptık ve bir Heidelberg Linoprint dijital baskı makinesi kurulumu gerçekleşti. Bu makinenin çalışmaya başlaması ile dijitalle devam etmenin avantajını gördük. Bu ebatta ofsetten çıkmamızın en önemli nedenleri para kazandırmaması, bu makineleri kullanan personelin yüksek ücretleri ve basılan kalıp sayılarının bu giderleri karşılayamaması oldu. Sonunda 35 x 50, 5 + lak makinemizi de satıp bu ebatta tamamen dijitale döndük. Mutlaka ofsetle basılması gereken işleri de 4 tane 70 x 100 makinemiz olduğu için birkaç teksir yaparak basabiliyoruz. İki ay önce de iki renkli makinemizdeki aylık kalıp sayıları düşmeye başlayınca o makinenin personelini de tazminatlarını vererek işten çıkarttık ve bu tür işleri de dijitale yönelttik.
Artık iki renkli Pantone işleri almamaya çalışıyoruz ya da CMYK’ya çevirerek dijitalde prova alıp müşteriye onaylatarak çözüm sağlıyoruz. Sonuçta, bu kolaylığın ve hızın faydalarını müşterilerimiz de gördüğü ve kısa tirajlı işlerde maddi olarak da bir kazanç sağladıkları için onların da yararına oldu. Dijitali ilk kullandığımız günlerde dijital makinemizde bastığımız işlerin fiyatlandırmasını da ofset mantığı ile yapıyorduk. Müşterilerimiz piyasadaki fiyatlarla karşılaştırınca fiyatlarımız yüksek kalabiliyordu. Bu fiyat politikamızı da değiştirdik. Artık dijitalde bastığımız işleri dijital baskı piyasasının koşullarına göre belirliyor ve müşterilerimize yansıtıyoruz.”
Dumat Ofset dijital yatırımından sonra kurumsal firmaların küçük işlerini de yapar hale geldi
Emre Bey, ‘müşterileriniz dijitali kısa sürede benimsediler mi’ sorumuza şöyle yanıt veriyor. “Biz ağırlıkla reklam ajansları ile çalışıyoruz. Onlar müşterileri için yaptıkları çalışmaları sunmak için maket hazırlamak durumundalar. Matbaalar bu konuda yardımcı olamayınca reklam ajansları kopyalama merkezlerine yöneldiler. Bu ihtiyaçlarını karşılarken arada küçük baskı işlerini de oralarda halletmeye başladılar. Biz bu süreçte kendi reklamımızı iyi yapamadık ve makinemizi pek tanıtamadık. Tabii çok küçük tirajlı işlere de girmek istemiyoruz. Çünkü bizim işimiz o değil. Artık kısa tirajlı hemen hemen bütün kapakları ve ebat olarak uygun olan işleri dijitalde basıyoruz. Artık müşterilerimiz olan reklam ajansları da kendi müşterilerinin az sayfalı, broşür, menü vb. işlerini 1000 adetlerde bastırmak yerine 100’er, 200’er adetler çerçevesinde bastırıyorlar. Mesela eskiden, benim matbaaya ilk başladığım yıllarda çok sayıda öğrenci yıllığı basardık. Sonra bu işlerden uzaklaştık. Dijital makinemizle birlikte yıllık işi yapan birkaç firma ile anlaştık ve artık yıllık baskıları da yapıyoruz ve kaybettiğimiz bir pazarı da geri kazanıyoruz. Yıllık işi ile birlikte o işi yapan firmaların diğer işlerini de matbaamıza kazandırmaya başladık. Ayrıca az sayıda da olsa bazı kurumsal firma müşterilerimizin küçük işlerini de yapar hale geldik. Ben dijital için geç bile kaldığımızı düşünüyorum. Bulunduğumuz bu binaya 2010 yılında gelmiştik. Aslında o zaman dijitale girmek istemiştim ama o dönem pazara fazla marka girmemişti ve dijital baskı makinelerin yatırım maliyetleri de daha yüksekti.”
Dumat Ofset yaşadığı bu dijital deneyim sonrası yeni bir dijital yatırımı daha düşünüyor mu diye soruyoruz. Emre Bey şunları ekliyor. “Siyah beyaz, kitap baskıları için bir makine almak gündemimizde. Makinemizle 33 x 70 baskı yapabiliyoruz ama çok sayfalı ve baskı sayıları yüksek işlerde klik-şarjdan dolayı maliyet yükseliyor. Siyah beyazda klik-şarj daha uygun. Makinelerin yatırım fiyatları da uygun. Ama ebattan dolayı baskı sonrası işler katlanarak artıyor. O biraz gözümüzü korkutuyor.”
Dumat Ofset ikinci diital baskı yatırımında, yatırım maliyetleri çok yükseldiği için büyük ebatlara geçmeyi düşünmüyor. İhsan Duru’nun “Biz sadece kağıt boyayıp satmıyoruz” söylemi matbaanın genel politikasını da belirlemiş. Bir emek harcandığı ve üretimde kullanılan kalıp, kauçuk, boya gibi malzemelere de özen gösterildiği belirtiliyor. Emre Uysal bunu şöyle ifade ediyor. “Kaliteli iş üretip iyi para kazanmak amacındayız”.
Dumat Ofset’in 1,5 yıllık diital deneyiminin ve hizmetinin ciro içerisinde henüz önemli bir ağırlığı yok. Ama dijitalin dolaylı yararları matbaanın günlük işleyişini rahatlatmış. Ofsetlerde basılan formalı işlerin kapakları, az sayıdaki broşür, menü vb. işlerin hızlı ve tek prosesle üretilmesi işleyişe katkı sağlamış. Zaman zaman bu tür işler getirisinin üzerinde maliyet yaratsa da (klik-şarj nedeni ile) işin tamamının bir an önce bitirilip çıkarılmasına dijitalin verdiği katkı bu ek maliyeti tolere etmekte. İki makinenin ve bu makinelerin personel maliyetlerinden kurtulmak bile tek başına matbaa için önemli bir kazanç olmuş. Dumat Ofset’te dijital baskı halen aylık 80 – 90 bin tirajlarda. Bunun önümüzdeki günlerde artması hedefleniyor.
Dumat Ofset 21 yıllık gelişme sürecinde birçok değişim ve dönüşümü de sağlayan bir basım işletmesi. Sektörün geleceğine nasıl baktıklarını Emre Bey şöyle özetliyor. “İnsan faktörünün üretimdeki etkinliği teknoloji ile birlikte yavaş yavaş azalıyor. Matbaaları da maliyetler noktasında en çok zor durumda bırakan insan faktörü. Çünkü uzun zamandır birlikte çalıştığımız personelimiz var ve zaman içinde bunlar yüksek ücretlere ulaşmışlar. Arkadan yetişen insan da yok. Ama teknolojiyi kullandığınız zaman insan faktörünü asgariye indirebiliyorsunuz. Biz hemen hemen iki yılda bir yeni bir yatırım yapan, makinelerini revize eden, yenileyen bir işletme olarak bu günlere geldik. Ancak bu aralıkta ülkenin ve sektörün içinde bulunduğu durum dolayısıyla bu yenilemeleri biraz erteledik. İyi iş yapan bir matbaayız. Benim düşüncem makine parkımızı biraz düşürüp daha teknolojik bir hale gelmek. Mesela 4 adet olan 70 x 100 makinemizi 3’e düşürebiliriz. Ya da bir makinemizi 8 renk yaparak iki makineye düşebiliriz. Şimdiye kadar 8 renge girmemiş olmamız bizde katalog vb. baskıların daha fazla olmasından. Sekiz renkli çevirmeli makinelerin yatırım maliyetleri de yüksekti. Ancak günümüzde toplam maliyetler içinde personel maliyetleri önemli bir noktaya geldi ve zorlayıcı bir unsur oldu. Müşterilerimiz ağırlıkla reklam ajansları. Onların kalite talepleri de makine yatırımlarımızda etkili oldu. Mesela iki makinemiz dispersiyon laklı ve iyi makineler. Baskı öncesini de güçlendirdik. Baskı makinelerimizin yanında densitometrelerimiz var ve basılan her iş ölçümleri yapılarak basılıyor. Başlangıçta eski ustalarımızın densitometreleri pek kullanmayacaklarını düşünürken. Şimdi onlar da hiçbir işi densitometre kullanmadan basmıyorlar. Bu onları da rahatlatıyor. Teknolojiden mümkün olduğunca yararlanmaya çalışıyoruz. Yeni makine yatırımında 2017 sonuna doğru bir girişimde bulunabiliriz.”
Emre Uysal’ın Dumat’ta 12. yılı. Başladığı günden bu yana matbaanın verilerini tutmuş. Bu süreçte Dumat Ofset’in büyümesi hiç durağan bir duruma düşmemiş. Yıllık % 10 civarında bir büyüme seyri izlemiş. Ancak bu yıl geçen yıl seviyesinde kalacaklarını düşünüyor. Dumat Ofset bir aile şirketi. Bir pazarlama ekibi yok. Müşteriler ile aile bireyleri kendileri ilgileniyorlar ve çok sıkıntılı bir durum olmadığı takdirde de müşteri kaybetmiyorlar. Her yeni müşteri firmanın büyümesine katkı sağlıyor. Süreç içinde teknolojik yatırımlar çalışan sayısını aşağıya çektikçe karlılık da o oranda artıyor. Firmanın 4 adet ofset baskı makinesinde aylık ortalama 4500 – 5000 kalıp iş basılıyor. Dumat Ofset’in küçük ebat ofsetten çıkmasının bir nedeni de piyasadaki organize matbaacılık gerçeği. Bu tür işlerin bu kanala kayması ve fiyatların aşağıya çekilmesi önemli bir etken. Emre Uysal küçük matbaaların bu sistemi besleyerek kendi sonlarını da getirdiğini söylüyor. Dumat Ofset bundan sonra da 70 x 100 ebatta kalacak ve dijitali de tamamlayıcı olarak, gelen az sayıdaki küçük işler için kullanmaya devam edecek.
Firmanın yayıncı müşterileri de var. Yayıncıların 1000 – 1500 adetlerdeki kitaplarını üretiyorlar. Bazen gelen 50 adetlik ilave talepleri bile baskı sonrasındaki işleri azaltmak, işçilikten ve zamandan tasarruf etmek için 70 x 100 makinelerde basıyorlar. Firmanın yatırım planları arasında baskı sonrasını hızlandıracak makineler de var. Bu alanda da teknolojik yatırımlar gündemlerinde.
Son zamanlarda “ofset bitiyor” söyleminin Türkiye için anlamlı olmadığını belirten Emre Uysal şöyle devam ediyor. “Türkiye için en azından büyük makine bazında ofset devam edecektir. 70 x 100 dijitallerin Türkiye’de kurulup yaygınlaşması yakın gelecekte pek mümkün gözükmüyor. Biz de ofset yatırımlarımıza devam edeceğiz.”
Dumat Ofset’de aile bireyleri ile birlikte 45-46 civarında çalışan var. İhsan Duru ve Cumhur Duru’nun yanında genç kuşaktan İhsan Bey’in kızı ve Emre Bey’in eşi Hülya Hanım ile Cumhur Bey’in kızı Selin Hanım da matbaada görev almış durumda. Bir iş bölümü içinde işleyiş sürdürülüyor. Aile şirketlerinde yaşanabilecek olası olumsuzlukların önüne iş bölümü yapılarak geçilmiş. Aile bireyleri yeteneklerine göre yapı içerisinde görev almışlar. Zaman zaman üretimde ortaya çıkan hatalar aile bireylerini olumsuz etkilese de haftalık rutin toplantılarda yapılan istişarelerle ve aylık müşteri ve işleyiş değerlendirmeler ile bunların üstesinden geliniyor.
Dumat Ofset’in doğrudan ihracatı yok denecek kadar az. Buradan yurt dışına gidip ajans faaliyetlerini oralarda sürdüren birkaç firmaya zaman zaman hizmet veriliyor. İhracat prosedürünün karmaşıklığı ve zaman alması, bu alana birinin bakmak zorunda olması gibi nedenler şimdilik bu kanalın gelişmesi önündeki engeller. Dumat Ofset reklam ajansları yanında Unicef gibi kurumlara da baskı hizmeti veriyor ve onlardan da zaman zaman takdir yazıları alıyor.
Firma kâğıt ihtiyacını Ankara’daki kâğıt firmaları yanında, özellikle yeni binalarına taşındıkları 2010 yılından beri toplu alımlarla, stoklu çalışarak karşılıyor. Çok sayıda süreli yayın basılıyor olması ve bunların her sayısında özellikle tekrar eden reklamlarda farklılıklar olmaması için aynı tip kâğıt kullanımı tercih ediliyor. Bunun için de İstanbul’daki kâğıtçılar kanalı ile 200 – 250 tonluk siparişlerle kâğıt temin ediliyor. Tüm makinelerinde aynı boya, blanket ve kalıpları kullanan Duman Ofset, zaman zaman malzeme için fazla ödeme yapsa da kaliteden ödün vermemeye, iyi ürün kullanmaya çalışıyor. Firmanın baskı makineleri Roland olmasına rağmen alkolsüz ve az alkolle baskı sistemine de geçilmiş. Bu süreçte ustaları ikna etmek bir iki ayı bulmuş. Diğer matbaa kimyasallarında da markalı ve sağlığa uygun kimyasallar kullanılıyor.
Dumat Ofset’in iş potansiyelinin % 40’ını Ankara dışındaki firmaların işleri oluşturuyor
Birkaç yıldır yayıncılarla da çalışmaya başlayan Dumat Ofset, renkli kitap baskıları da yapıyor. Yüksek sayıda kalıp kullanımı gerektiren bu tür işlerde kârlılık düşük olsa da artan kalıp sayıları kazanç hanesini dengeliyor. Sene sonu işleri firmanın pek gündeminde değil. Hem bu tür işlerin azalması hem de artık para kazandırmaması yılbaşı işlerinden uzaklaşılmasına neden olmuş. Pazarlamayı da üstlenen Emre Bey yılda bir iki kez Ankara dışına çıkarak diğer illerden yeni ajans ve matbaa müşterilerini bünyelerine katmayı tercih ediyor. Dumat Ofset’in iş potansiyelinin % 40’ını Ankara dışındaki firmaların işleri oluşturuyor. 2007 yılından itibaren bu tür bir pazarlama yapan firma ilk Konya ile dışa açılmış. Ardından diğer illere de ulaşılmış. Oralarda da son yıllarda çok sayıda yatırım yapıldığını ama kaliteli ve hızlı iş üretmenin ayrı bir şey olduğunu, bunun için kullanılan malzeme ve araçların kendilerinin tercih edilmesinde önemli bir etken olduğunu belirten Emre Uysal şöyle devam ediyor. “Biz müşterilerimizi iş ortağı, partner olarak görüyoruz. Onların da para kazanmalarını önemsiyoruz ve onların arkasındayız. Ajansların müşterileri de onlardan son dakikada iş isteyebiliyorlar. Bu noktada hıza ve kaliteye ihtiyacımız var. Bu yüzden de Ankara’da CtP’yi bünyesine katan ilk matbaalardan olduk. Bir de işin hizmet boyutu var. Zaman zaman ajansların basılan işlerini onlar adına müşterilerine teslim edilmesini de üstleniyor. Ajansa da bir örneğini bırakıyoruz. Yani tam hizmet veriyoruz ve bundan herkes memnun. Aynı şekilde şehir dışı müşterilerimize de işlerini nakliyelerini de üstlenerek gönderiyoruz. Onlara ek bir nakliye maliyeti yansıtmıyoruz. Bütün bunlar sayesinde çok çeşitli yerlerden müşterilerimiz var. Ankara’daki bazı matbaalara da hizmet veriyoruz. Meslektaşlarımız altından kalkmakta zorlandıkları zor işleri bize getiriyorlar ve burada çözüyoruz.”