Gallus Innovation Days etkinliğinde Boğaziçi Etiket Matbaacılık San. ve Tic. A.Ş’den C. Mehmet Şengör Matbaa Haber ile izlenimlerini paylaştı.
Gallus Innovation Days etkinliğinde 4 makine öne çıkarıldı ve Labelmaster’in lasmanı yapıldı izlenimleriniz nedir?
Az önce birisiyle konuşuyordum. Haute couture’cular en iyi malzemeden en pahalı ürünleri üretirler sonra toplu satışa geçerler, bu da öyle. Gallus hakikaten iyi makine üreten bir firma. Üst kalitede makine üreticisi. Şimdi ise pazarda çok satacak bir makine yapmışlar gibi gözüküyor. Özellikle film için daha uygun olacağını düşünüyorum. Ama Boğaziçi Etiket’te ne kadar kullanım alanı bulur bilmiyorum. Çünkü biz böyle 24 saat, 3 vardiya, nonstop çalışan bir işletme değiliz. O yüzden hız olarak, 150 metre değil de 200 metre basalım diye bir derdimiz yok. Ama çok satacağını düşündüğüm bir makine, onu söyleyebilirim.
“Gallus register konusunda hayran olduğum bir makine”
Sizde de Gallus’lar var değil mi?
HMS 410. Makinemiz 150 m/dk hızında. Hakikaten full registerda giden, 9 renkli bir makine. Makinede 2 renk serigrafisi, soğuk yaldız var. Ön arka baskı yapabiliyor. Register konusunda hayran olduğum bir makine onu söyleyebilirim.
Bizim iki Gallus’umuz daha var. İkisi de letterpress. Biri semi rotary, diğeri full rotary. Bir tanesi Gallus R200. Hala çok iş yapan ve hala çok başarılı olduğunu düşündüğüm bir makine. Zaten dar en baskıda hala dünyada en çok satan baskı makinesi. Tabi yeni teknolojiler hem baskı kalitesini arttıran özellikler sunuyorlar hem işte hız ve sürdürülebilirlik konusunda çok artılar sunuyorlar.
20 yıllık bir geçmişiniz var etikette. Bu Türkiye için kısa bir süre sayılmaz.
Evet 97’de kurulduk. Etiketle başladık, etiketle devam ediyoruz. Hiç filme de girmedik. İlk dalganın dışında 97’de kurulmuş ilk firmalardan bir tanesiyiz.
Etiket piyasası o günden bu güne nasıl gelişti, neler değişti?
Etiket piyasası çok büyüyor. Zaten batılıların bizim sektöre olan bakışını da görüyorsunuz. Eskiden hiç farkındalıkları yoktu. Ama şimdi Türkiye’siz olmayacağının farkındalar. Ama bana sanki arz talepten daha hızlı büyüdü gibi geliyor. Bizim piyasaya girdiğimiz senede üst düzey makine sayısı 12-13’dü diye hatırlıyorum. Şimdi 500 civarında çok renkli, modern makine var. Ama aynı şekilde tüketim bu ölçüde arttı mı ondan emin değilim. Makinelerin verimleri çok artmasına rağmen makine başına düşen tüketim sanırım azaldı. Umarım konvansiyonel matbaanın durumuna düşmeyiz. Genelde iç piyasaya yönelik çalışıyoruz.
Müşteri sadakati nasıl, 20 yıldır bu piyasadasınız. Onlarla beraber mi hareket ediyorsunuz?
Başladığımızdan beri ilişkimizi sürdürdüğümüz müşterilerimiz var. Bizim derdimiz fiyat kırarak müşteri kazanmak değil. Sürdürülebilir hizmetimizi bir şekilde birilerinden duyarak bize gelmelerini istiyoruz. İş birliği içerisinde, müşteri tedarikçi ilişkisinden daha fazla sarılarak devam ettirmek istediğimiz bir düzenimiz var. Böyle olunca da karşılıklı mutluluğumuz daha fazla oluyor.
Pazarlama konusunda durum ne sizin cephenizde?
Bizim piyasada satıcı diye adlandırabileceğimiz o kategoride kimsemiz yok. Biz, tabiri caizse, piyasaya saldırıp müşteri kazanmak için çok uğraşmıyoruz. Dediğim gibi kulaktan kulağa, referansla gelen müşterinin daha kalıcı olduğunu bu güne kadar farkettik. O yüzden de enerjimizi daha çok olanı memnun etmek, sürdürülebilir hale getirmekle harcıyoruz.
Etkinliğin tamamı için ne düşünüyorsunuz?
Geldiğime memnunum. Gallus gerçekten müşteri ilişkisini daha üst düzeye taşımış görünüyor. Eskiye nazaran daha müşteriye odaklanmış durumda. Bunda belki Heidelberg’in etkisi vardır diye düşünüyorum. Gerek bu sunum odasının düzeni, gerek sunumlardaki profesyonellik geçmiş zamana göre bana daha cazip geldi. Bunu başka kurumlarda görmüştük. Burada da görmek hoşuma gitti işin esası.
Labelfire ile ilgili değerlendirmeniz nedir?
Biz şu anda Türkiye’de en eski dijital etiket baskı makinesini kullanıyoruz. Dijital dünyaya 10 sene önce girdik. Dijital dünyanın farkındalığını daha önceden tattık. Gördüğüm kadarıyla Labelfire inkjet makineler içerisinde baskı kalitesi ve hız açısından en iyilerden bir tanesi. Labelfire’ın bir avantajı da bitmiş bir ürünü tek geçişte elinize alıyor olmanız. Gallus kombine bir makine sunmuş. Bunun bir yerde avantajı var. Çünkü dijital dünyada bir etiketi basıyosunuz sonra onu sonlandırma işlemleri ile bitirmek istiyorsunuz. Lakıyla, varsa varak, kesimiyle… O arada kimi zaman beklenmedik fireler yüzünden tekrar baskıya girmeniz gerekebiliyor. Ama bu şekilde bitmiş ürünü sipariş miktarınca üretmek daha kolay. Tabi bu da birtakım üretim maliyetlerini beraberinde getiriyor. Özellikle bir dijital baskı makinesinin gerekliliği olan bitirme birimlerine sahipseniz bu biraz fantezi olabilir. Ama sıfırdan dijitale girecekseniz olmazsa olmaz bir şey.
Burdaki serigrafi kalıplarından A serisiyle bizi iyi kötü biraz tanıştırmışlardı. Ben burada biraz zaman harcadım. Hatta yanımda numunelerim vardı. Onlarla ilgili buradaki profesyonellerden yorumlar aldım. Biz Gallus makinemizin üzerinde serigrafi kullanıyoruz. Önümüzdeki dönemlerde bu A serisini deneyeceğiz. Çünkü çoklu kullanıma uygun.
Heidelberg dilimleme makinesi getirirse bu, bize de rahatlık sağlar
Maliyetleri konusunda kullanıcı cephesinden baktığınız zaman siz ne söylersiniz?
O çelik kalıplar diğer muadillerine göre daha pahalı ama sonuçları iyi. Çoklu kullanımlarda daha başarılı olduklarını söylüyorlar. Onu biraz tecrübe etmek lazım. Şu an da çok yorum yapabileceğim bir noktada değilim. 10 metrelik rulolar halinde geliyor. Bize söylenen Heidelberg’in dilimleme makinesi getireceği. O konuda bizim de ısrarımız var. Çünkü bizim kendi bünyemizde kesim makinemiz yok. Eşten dosttan rica ediyoruz. Tabi zor bir şey. Ama Heidelberg kendi bünyesinde bunu sağlarsa bizim için de çok rahat olacak.