Gallus İnnovation Days etkinliğinde Gallus’un Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Başkan Yardımcısı Christof Naier sorularımızı yanıtladı.
İkinci Gallus Innovation Days organizasyonu düzenlediniz. Sektörün bulunduğu durumu da göze alarak bu etkinliği nasıl değerlendiriyorsunuz ve hedefleriniz neler?
Küresel etiket pazarı ve talep hala canlı. Nüfus artışına göre 2 kat daha hızlı büyüme var. Hala bazı ülkelerde kişi başına düşen etiket tüketimi az. Flekso makine taleplerinde 2008 krizinden önceki rakamlara dönüldüğünü görüyoruz. Son 2 yıldan bugüne baktığımızda flekso baskı makinelerinde eski rakamlara döndük. Geçen sene müthiş bir büyüme gösterdik. Bu sene de eminim ki bunu başaracağız.
Bu seneki Drupa etkisi için ne düşünüyorsunuz?
Drupa bizim için doğru yer değil ama oraya Labelfire ile gitmiştik. İlginç bir şekilde beklediğimizin çok üstünde ziyaretçi standımıza geldi. Çok doluyduk ve Drupa da bile anlaşmalar yaptık. Yani Drupa bizim için pozitif oldu. Bu da bize Gallus ile Heildelberg’in birlikte ne kadar güçlü olduğunu gösterdi.
2008 deki daralmadan sonra dünyada nerelerde hareketlilik yaşandı?
Çin, Hindistan ve bazı Avrupa ülkelerinde. Örneğin Almanya’dan son 3 yıldır gelen sonuçlar bizi mutlu ediyor. Ayrıca krizden sonra da çok büyük müşterilerimiz yatırım yapmaya devam ediyorlar
Bu etkinlikte Labelmaster lanse edildi. Bu makineyi nasıl konumlandırıyorsunuz, ne tür işler ve hangi trajlar için uygun olacak?
Öncelikle web genişliğinde bahsedeyim. Dünya üzerinde satılan tüm makinelere bakıldığında, bu makinelerin yüzde 10’u 13 inç’in altında, yüzde yirmilik kısmı 13 inç. 13 inç makine genişliğinde biz ECS 340 ile tatmin edici bir yüzdeye sahibiz. En büyük pay 16- 17 inç olanlarda. Bunlar bizim açımızdan yüzde 50’lik paya giriyor. Bu yüzde ellilik payda sadece Gallus RCS ve EM var. Bu iki makine de çok otomasyonlu.
Bu otomasyon da bir fiyata karşılık geliyor. Bu otomasyon seviyesine ihtiyacınız yoksa bu yeni Gallus Labelmaster bu soruna çözüm getiriyor. Çoğunlukla insanlar web genişliğine bakıyor. Esnek konsepti sayesinde ihtiyacınıza göre otomasyon ayarlama şansınız var. Hangisine yatırım yaparsanız yapın bu makinelerin hepsi küçük işler için optimize edilmiştir. Baskı hazırlık zamanını azalttık. Burada çok minik bir sürü inovasyon var. Mesela mürekkep haznesinin mürekkep miktarını azalttık. Mürekkep odasının içindeki mürekkep akışını kolaylaştırıcak şekilde mürekkep odacıklarını değiştirdik. Bunlar mürekkebin akmasını, püskürmesini engelliyor. Bu makine üzerinde sunumda da gördüğünüz gibi operatör için en iyi çözüm noktası dediğimiz ayarlara anında kolay müdahale edilebiliyor. Gallus Labelmaster 16 inç, Gallus 340’da 13 inç segmentindeki makinelerimiz.
Bu sunumda Labelmaster 440, 3 işi 10 dakikada bastı, ama bu bir demoydu ve alıcıların aklında soru işaretleri var, sizin görüşleriniz neler?
Eminim ki başarılı operatörü olan etiketçiler bunu başarabilecekler. Kibirli gözükmek istemem ama benim düşüncem makine bunu yapabilir. Ama burada sadece makinenin değil kullanıcının da mükemmel bir hazırlığa ihtiyacı var.
Makinenin önünde herşeyin doğru olması lazım. Sadece bu sunum kapasitesini göstermiyor. Şu an ilk makinemiz bir müşteride ve saha testi yapılıyor.
Dijital günümüzün gerçeği. Bu alanda Labelfire ile zaten var olduğunuz kanıtlandı. Labelfire 340 demolarında makinede korona, folyo, dijital ve flekso baskı,vernik, yaprak bıçak ve ayıklamanın peşpeşe yer aldığını gördük. Sonlandırması da olan tam bir hat. Ancak bunun bir yatırım maliyeti de var. Neler söylemek istersiniz?
İlk olarak, eklemek istiyorum ki yatırım anahtar sorun değil. Labelfire tamamen inline olması gerekmeyen bir platform ama Gallus olarak inline olması gerektiğini düşünüyoruz. İsterseniz offline olur.
Tamamen modüler bir sistem. Bence burada en büyük problem baskı maliyeti. İki pikolitre boyutunda damlacıkla 50 metre dakika hızla baskı yapabiliyoruz. Yani burada etiket başına maliyet çok daha düşük. Başka bir olay işçi maliyeti. Hız olarak baktığınızda dijitallerden 3 kat hızlı çalışıyor. Makine üç kişi yerine bir kişi ile kullanılabiliyor. Bu makine 7+1 renk ile en iyi kaliteyi veriyor. Dijital ve fleksonun kombinasyonu maliyeti düşürme olanağı sağlar. Mesela bir zemin beyazlı etiket üretmiş olalım, dijitalde zemin baskısı fleksoyla yapılan baskının 3 katı daha maliyetli. Dolayısıyla Labelfire ile flekso ünitesinde beyaz basıp sonra dijitalle diğer renkleri basabilirsiniz.
Türkiye’ye nasıl bakıyor ve Türk etiket piyasası hakkında ne düşünüyorsunuz?
Türkiye bizim için her zaman zor bir pazar. Türkiye’de Gallus’a çok bağlı büyük müşterilerimiz var. Ama geçmişte pazardaki ayak izimiz iyi değil. Şimdi gelişmeye başladığını görüyoruz. Eskiden toplantılarda gördüğümüzden daha fazla Türk görüyoruz. Bu devam ettiği sürece daha iyi olucağımızı ve Labelfire’ın da bu pazar için iyi bir silah olduğunu düşünüyorum.