Sahtesinin yapılması ve taklit edilmesi mümkün olmayan güvenlik uygulamalarıyla Xeikon doküman baskısında farklı bir kulvar açtığını gösterdi.
Xeikon İsviçre’nin Luzern kentindeki Hunkeler Innovationdays 2017 etkinliğinde alışılmış doküman baskı çözümlerinin yanı sıra güvenlik baskı uygulamalarını öne çıkardı. Xeikon 9800’de Agfa Arziro yazılımı ve Drewsen’in güvenlik kağıdı kullanılarak yapılan uygulamalar taklit edilemiyor ve sahtesi yapılamıyor.
Luzern’de sorularımızı Xeikon Türkiye Satış Müdürü Yalım Araser ve Nova Baskı Sistemleri adına Xeikon satışlarına destek verecek olan Elektroser A.Ş.’nin Genel Müdürü Öncü Güyer yanıtladı.
Xeikon Hunkeler Innovaitondays 2017’de hangi çözümlerini öne çıkardı?
Y. Araser: Burada güvenlik baskılarını ön plana çıkardık. Rakiplerimizden farklı yapabildiğimiz, marka sahiplerinin üzerinde çok durdukları, sahteliği ve taklit edilmeyi engelleyici birtakım güvenlik baskılarını göstermeye karar verdik. Burada doküman ailesinin çift taraflı baskı yapan, 21.5 m / dak hızla baskı yapan makinemiz Xeikon 9800’ü sergiledik. Agfa’nın sofistike bir yazılımıyla standart QR kodlar yerine fotokopisi veya fotoğrafı çekildiğinde taklit edilemeyen QR kodlar basıyoruz. Sadece QR kod değil, giyoş desen, mikro tekst, UV ışık altında parlayan özel tonerler ve aynı zamanda güvenlikli kağıtla yapılan baskının günümüz şartlarında taklit edilmesi mümkün değil.
Bu çözümlerin hitap ettiği müşteri sayısı bir hayli az ama diğer sektörlere bizimle birlikte herkes hizmet veriyor. Bir fark sunmak istedik.
Ö. Güyer: Matbaa tarafında en ekonomik 50 x 70 dijital baskı çözümüne Xeikon ile erişilebiliyor. Bunu şöyle açabiliriz:
Xeikon’un 50 x 70 baskıda getirdiği maliyet, en ekonomik dijital maliyet. Birçok önemli özelliği daha var. Basabildiği kağıt kalınlık aralığı çok geniş. Çok ince kağıttan 350 – 400 g aralığındaki kartona kadar baskı yapabiliyor. Dolayısıyla biz burada aynı zamanda ambalaja ilk giriş seviyesindeki matbaalara da ciddi bir çözüm önermiş bulunuyoruz.
Bunun örneklerini zaten Labelexpo’da göstermiştiniz…
Ö. Güyer: Çok daha fazlasını göstereceğiz.
Y. Araser: Mart sonunda ambalaj ve etikette Xeikon Cafe’de yeniliklerin bir kısmı sergilenecek. Kalan yenilikler de Eylül’de Brüksel’de Labelexpo’da sergilenecek.
Xeikon’da bir dönem Türkiye’de bir hareketlilik vardı, sonra bir durgunluk başladı. Bundan sonrası için nasıl bir projeksiyon yapıyorsunuz?
Y. Araser: Xeikon’un hak ettiği yerde olmadığını, insanlara onu gerektiği gibi anlatamadığımızı düşünüyorum. Gerekli yerlerde, düzgün konumlandırmayı yapar ve insanlara kendimizi iyi anlatabilirsek, gelecekte çok daha başarılı sonuçlara imza atacağımızı düşünüyorum.
Ö. Güyer: Yeni Xeikon yatırımlarına dönük güzel görüşmelerimiz var. Döviz kuru artışı nedeniyle bunlar biraz yavaşladı ama yol alıyoruz.
Y. Araser: Geçmişte de Türkiye’de böyle dönemler yaşandı. Krizler oluyor ve bizim insanımız ne olursa olsun şartlara uyum sağlıyor. Koşullar ne olursa olsun hayatımıza devam etmemiz lazım. Bu dönemden de Türkiye’nin düzlüğe çıkacağını ve yine bir şeyler başaracağımızı düşünüyoruz. Biraz geriye çekilmiş olan müşterilerimiz de yatırımların devam etmesi gerektiğini, belki daha dikkatli olmak gerektiğini düşünüyorlar. Piyasa yavaş yavaş hareketleniyor.
Hunkeler Innovationdays 2017 hakkında
ne düşünüyorsunuz?
Ö. Güyer: Bu yıl dördüncü kez katıldığım bir organizasyon. Bir fuar değil; Hunkeler’ın bir open house etkinliği ama bir endüstri standardı haline gelmiş bulunuyor. Buraya en yatırım odaklı, kararlı müşteriler geliyor. İki senede bir buraya geliyoruz. Hem rakipleri en yakın alanda yenilikleriyle görmek, gelen müşterilerle görüşmek, görüş alışverişinde bulunmak için süper bir organizasyon.
Y. Araser: Ben aslında şunu bekliyordum: Dijital sonlandırma ekipmanı üreticilerinin bize yetişmelerini istiyoruz. Sonlandırmaları biraz daha esnek yapmalarını bekliyorum. Sonlandırmaların adaptasyonda gecikmeleri ve çok pahalı olmaları bir sorun. Burada bir hattın ana baskı makinesi, hattın geri kalanından çok daha ucuz… Biz makineyi ucuz da versek sorun tamamen çözülmüyor. Fiyat konusunda gözler bizim üzerimizde ama fiyat baskısı sadece dijital baskı makinesi üreticisinden kaynaklanmıyor.
Müşterilerin en çok takıldıkları konular neler?
Ö. Güyer: En büyük sorun, şirketlerini mavi yakalıdan beyaz yakalıya dönüştürememiş olmalarında yatıyor. Sektörümüzün % 90’dan çok daha fazlası mavi yakalılardan oluşuyor. İkincisi finansal birliktelikler yok. Her firmanın muhasebe – finans departmanı, baskı öncesi, mücellithanesi vb. var. Herkes bunların paralarını ödüyor ve günün sonunda kâr etmeyi bekliyor. Artık sektörümüzün ortaklıklar oluşturmak için şapkayı önüne koyması ve ciddi bir şekilde konuyu ele alması gerektiğini düşünüyorum. Bu yapılmadığı taktirde yakın zamanda birçok firma sektöre veda edebilir.
Y. Araser: Sektörümüzde makineye yatırım yapılıyor ama insana yatırım yapılmıyor. Bu makineler becerikli makineler ama sonuçta ne olursa olsun insana bağımlı makineler. Biz ne hayal edebilirsek makineler onu yapıyor. Bu hayallere yatırım yapmazsak, zaten makineleri hakkını vererek kullanamayız.