“KBA Würzburg’da 200. Yıldönümü kutlamalarına yetiştirilecek büyük bir showroom inşa ediyor.”
Matbaa makineleri alanında dünyanın en eski üreticisi ve ikinci en büyük üreticisi, büyük ebat tabaka ofset ambalaj baskı pazarında dünya lideri KBA bu yıl 200. kuruluş yıldönümünü kutluyor. Bu vesileyle, Dereli Graphic KBA Satış Müdürü Rolf Köhle ile KBA’daki ve teknolojilerindeki en son gelişmelere ilişkin bir sohbet gerçekleştirdik.
KBA’nın önümüzdeki dönemde tanıtım etkinlikleri olacak mı?
KBA dünyanın en eski matbaa makineleri üreticisi ve Würzburg’da Eylül 2017 ayında birkaç günlük bir etkinlikle 200. yaşını kutlayacak. Daha sonra bu kutlama Radebeul’de de olacak. Würzburg’da şu anda çok büyük yeni ve büyük bir showroom inşa ediliyor ve bu etkinliğe yetişecek, modern bir showroom olacak. Dünyanın her yerinden kullanıcılar ve basın davet edildi.
LED UV birinci hamur kağıt baskı için ideal
Siz UV’nin LED tarafında atak yaptınız, dünyada matbaacıların tercihi hangi yönde?
UV baskı söz konusu olduğunda yaşasın LED UV geldi, normal UV veya HR UV öldü diye bir şey yok. Evet, HR UV geçiciydi ama yeri gelir LED UV ile avantajlısınız, yeri gelir normal UV ile baskı yaparsınız. Avrupa’da kaplanmamış (birinci hamur) kağıtlara baskı moda oldu. Bu kağıtlara normal UV ile baskı yaptığınızda büyük problemler yaşıyorsunuz. LED bu konuda büyük avantaj sağlıyor. LED ile baskı yapanlar özellikle trikromi ama tüm Pantone özel renklerde ve hatta laklarda çok başarılı oldu. LED UV mürekkeplerdeki fotoinisiatörler o kadar hızlı sertleşiyor ki mürekkep daha liflerin arasına çekilmeden kuruyor. LED’in ışın tarafında da gelişmesi lazım. İlk çıktığında 9 watt iken şu anda 27 watt’a çıktılar. Bu watt’a çıkabilmek bir teknoloji meselesi. Ama hâlâ soğuk ışından bahsediyoruz. Makineye zarar vermiyorsunuz, mürekkepte portakal kabuğu efekti oluşturmuyorsunuz. Makineden çıktığı anda renge dokunuyorsunuz, parmağınız temiz kalıyor. Boyanın geri gitmesi yok, hemen katlamaya gidebiliyorsunuz. Ama sizin matbaanızda parlak kuşeye baskı yapıyorsanız LED yanlış tercih olur; çünkü matlaştırır.
“LED UV avantajları ile karşılaştırıldığında UV mürekkep maliyeti yok denecek kadar az”
Geçen hafta KBA’da bir LED UV sempozyumu oldu. Orada kullanıcılar dediler ki, “Evet, normal mürekkep (yuvarlak rakam) 5 avro, LED UV mürekkep 15 avro. Ama hesabı yaptığınız zaman mürekkebin tüm giderlerin içinde payı yüzde 1-1,5 arasında. O kadar büyük bir enerji tasarrufu, o kadar büyük bir fersude tasarrufu ve o kadar büyük bir işten işe geçişte, katlamaya geçişte hız avantajı var ki, mürekkebin maliyetinin yüksek olmasının etkisi yok denecek kadar az.
Gördüğüm bir şey var; artık LED UV laklarda sararmadan, yüksek parlaklık elde ediliyor. Tabii laka zaman tanımak için mümkün olduğu kadar uzun bir çıkış lazım.
KBA son iki senede 50’den biraz daha fazla, sadece LED UV ile çalışan makine sattı. Bunlar Japonya, ABD, İngiltere ve Almanya’da kuruldular. Son drupa’dan bu yana Toyo ile yaptıkları iş birliği ile mürekkep konusunda çok büyük gelişme sağlandı. Sadece Toyo değil, diğer firmalar da bunun peşinden geliyorlar. LED büyük gelişme kaydediyor ama önemli olan işine göre UV kurutucu seçmek.
LED tarafında kuşe kağıtta da etkili, hızlı kurumayı sağlamak yönünde Ar-Ge çalışmaları var mı?
Kuşe kağıtta LED ters etki ve matlaşma yapıyor. Daha bu sabah EPPLE firması yetkilileriyle konuştum; onlar da kuşe kağıda, parlak kartona baskının yanlış olduğunu, basılması halinde çok parlak bir sonucun beklenmemesi gerektiğini söylüyorlar. Bu konuda bir çalışmaları var mı, bilmiyorum. Ama genel toplamda satın alma maliyeti yüksek olsa da LED’in büyük avantajı var. Sadece kurutma enerjisi değil, UV kurutucuyu soğutmak için de enerji kullanıyorsunuz ve bu enerji de azalıyor. Ben istifteki ısıyı ölçtüğümde ısı ortam ısısı düzeyindeydi. İstifte de ısının birikmesi söz konusu ve kağıdın sararması, folyonun uzaması sonraki işlemler için tehlikeli şeyler. Bu sonuç, LED teknolojisinde yok.
KBA’da birinci hamur kağıda dört ön dört arka bir baskı yapıldı. Çevirme tertibatı üzerine bir LED kurutucu ve sekizinci üniteden sonra bir LED kurutucu vardı. Ben çıkışa çok yakındım ve baskı ustası tabakayı alır almaz, resimli ya da tekstli yerlerde elinde en ufak bir mürekkep izi kalmadı. Gerçek anlamda kuruma sağladı. Kağıt istife gidene kadar hiçbir şey kalmıyor. Bu da hız kazandırıyor ve bu hız çok önemli. Tabii 50 – 100 tiraj için konuşmuyorum ama onunla 1000 – 1500 tiraj arasında ticari baskıda dijitale çok büyük rakip oluyor. Çünkü dijitale göre LED UV mürekkebi bile ucuz.
LED teknolojisini 50 x 70’ten 120 x 164’e kadar ürettiği tüm ebatlarda kendi evinden sunan dünyada tek üretici KBA’dır. Bunun hem ticari hem de ambalaj matbaalarında kanıtı var.
UV hibrit makinelerde durum nedir? Aynı makinede normal ve LED UV kurutucu olmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Normal UV modülü koyduğumuz KBA makinelerine LED UV modülünü de koyabilirim. Bunda sorun yok.
Rantabl mı?
Bence değil. Ya LED UV kullanılmalı ya da normal UV. Şimdiye kadar şöyle çözümler getirildi: Mürekkepleri LED UV ünitesinde kurutup, yeterince LED UV lak bulunmadığından ya da yüksek fiyatlı olduğundan lakları normal lak ünitesinde basıp uzatılmış çıkışta normal UV ile kurutmak yoluna gidildi. Şu anda çok önemli gelişmelerin eşiğindeyiz. Bunu hem KBA’da hem EPPLE firmasında gördüm. Mesela LED UV mürekkebin üzerine doğrudan dispersiyon lak basıp sonra çıkışın sonundaki bir LED UV lamba ile dispersiyon lakın altındaki mürekkebi kurutmak gibi enteresan çözümler var. Hafif açılan IR lambalar dispersiyon lakı kurutuyor, LED lamba lak altındaki mürekkebi kurutuyor. Gerçekten çok büyük avantajlar var ama her şey henüz yeni. Evet, KBA 50’yi aşkın makine sattı ve bu konuda pazar lideri ama birçok gelişmeler var. LED UV’nin geleceği çok parlak ama işine göre. Hem UV, hem LED UV basmanın çok uygun olduğunu düşünmüyorum. KBA’nın LED UV sempozyumuna katılan dört matbaacının hepsinin söylediği gibi, en doğrusu bir makineyi LED UV, diğerini normal UV için kullanmak. Kauçuk, merdane, solvent aynı ama mürekkebi yıkamanız lazım. Ne kadar temizlerseniz temizleyin, birkaç işte yüksek kalite elde edemezsiniz. Günümüzde kaliteden taviz verme ve makineyi bekletme lüksünüz yok.
“İlaç kutuları için KBA Rapida 75 Pro piyasadan gelen talepler doğrultusunda geliştirildi”
50 x 70’e talep öldü mü?
Dünyada ve Türkiye’de durum aynı. Onun yerine dijital ya da 70 x 100 düşünülüyor. Ama Avrupa’da ilaç kutuları için 50 x 70 makineler tercih ediliyor. Bu sebeple KBA var olan Rapida 75 Pro’nun yanına 106’nın tüm özelliklerini taşıyan bir makine yaptı ve soft opening tarzında piyasaya sunmak üzere. Bu makine piyasadan gelen istekler doğrultusunda geliştirildi. Çünkü tirajlar düşük. Karışık forma kabul edilmiyor, bir ilaç kutusu aynı formda basılmak zorunda ve bu yüzden 50 x 70 çalışıyor. Aslında 50 x 70 ve 70 x 100’ü karşılaştırdığınız zaman iyi hesap yapmak lazım. Her şeyi hesaplamak durumundasınız. Birtakım makineler moda diye alınıyor, yeterince araştırma yapılmıyor ya da müşterilerin de işleri sık değiştiğinden 70 x 100 otomasyonu da düşükse bazen atıl kalabiliyor. Avrupa’da matbaalar zamanında yaşadılar bunu ve çok hızlı yüksek teknoloji makinelere yatırım yaparak tabaka maliyetini düşürdüler. Türkiye’de çok hızlı bir şekilde bunu yapıyor olmaları lazım. Matbaalar için maliyet hesabını makine tarafında biz zaten yapıyoruz, onlar da kendi hesaplarını yapacaklar ve hangi makine uygun (50 x 70 ya da 70 x 100) birlikte karar vereceğiz. Ama Türkiye’de her şey çok hızlı değişiyor; tüm hesapların doğru olabilir ama bir şey olur ve hepsini baştan yapmak gerekebilir.
KBA’nın Rapida RDC makinelerine tepki aldınız mı? Dünyada durum nedir?
Türkiye’de in mould etiket basan matbaalarda bu teknoloji var. Diğerleri hâlâ çok eski tipo makineleri kesim makineleri olarak kullandıkları için pazar buna hazırlıklı değil. Büyük ambalaj matbaaları için de RDC uygun değil. Hızı yüksek ama gömlek bıçağının dayanma süresi var. Orta tirajlarda, 50 bine kadar sorunsuz. Dünyada hiçbir kesim makinesi yoktur ki 15 binde kesim yapabilsin ve sadece 3 – 4 dakikada gömlek, bıçak değiştirsin. KBA’nın en büyük avantajı burada. Yine geçenlerde gördüm; KBA diyelim ki birinci ünitede pilyaj, ikinci ünitede gofraj, üçüncü ünitede kesim ve dördüncü ünitede ayıklama yapıyor. Ayıklamada kutu arasındaki boşlukları bir emiş sistemiyle makine dışına alıyor ve tabaka çıkışa geldiğinde kutu aralarındaki boşluklar yok olmuş oluyor; size kenarları temizlemek kalıyor. Bunu 15 bin süratte yapıyor. Bir in mould kesim bir de yarı kesim yaptılar, bunlar da 13 – 14 bin süratle, yanına yaklaşılamayacak hızlarda yapıldı. Bu KBA Rapida 106’da sunulan bir sistem ve gerektiğinde yükseltilebiliyor. Dünyada çok pozitif bir etkisi var. KBA drupa’da Iberica’yı da bünyesine kattı ve onun düz kesim makineleri söz konusu. 2017’deki tüm üretimi şimdiden satıldı. Zamanında Türkiye’de çok makinesi vardı ama Iberica Türkiye’ye ilgi göstermediği için başka bir marka Türkiye’de pazar lideri oldu. KBA halen elektronik kumanda gibi kendi teknolojilerini Iberica’ya adapte ediyor ve 2018 itibarıyla makineleri Türkiye’de de satılır hale gelecektir. Rotasyon kesim için bazı özel şartların oluşması gerekiyor; çünkü rakamlar biraz yukarıda. Türkiye’de de in mould dışında şansı olacağını düşünüyorum. KBA rotasyon kesim için zaten Türkiye’de katlamalı kutu pazarını hedefliyor, in mould gibi daha ince etiket kesimini biraz arka planda tutuyor.
Elektrostatik sorunu var mı?
Hiçbir sorun yok. Matbaa makinelerinde bu sorun çözüldü ve aynı sistem Iberica’ya da uygulandı. RDC ise manyetik silindir kullanılıyor. Türkiye’de gereksiz korkular var. Türkiye’de bununla çalışan firmalar var ve ürünlerini yurt dışına satıyorlar.
RDC büyük ebatta da olacak mı?
Offline olarak hayır. Ama Rapida 145 için inline bir çözüm düşünülüyor. Bunlar test edildi, Türkiye’den de gelen müşterilerle test edildi ve olumlu sonuç alındı.