Bu başlık, baskı yöntemlerinde ya da belki de bazı akıllı yeni baskı altı malzemelerinde biraz önemli ilerleme sağlandığı izlenimi bırakabilir. Ancak aslında, ambalaj teknolojisi yöntemi, fireleri düşürerek emisyonu azaltıyor.
Atıkları azaltmak için tedarik zincirinde yapılabilecek çok şey var ve bu nokta ambalajda gelişmelerin görünür olduğu yer. Üretilen gıdaların % 35’i ya satışa sunulmak için çok kötü ya da rafta beklerken bozulduğundan atılıyor. Birleşmiş Milletler’e göre bu yılda 1.3 milyar ton kadardır. Gıdanın israfı öncelikle onu üretmek için kullanılan kaynakların da boşa gitmesidir. Piyasaya ve tüketicilere daha çok gıda sunmak ve uygun tüketimi için yapabileceğimiz her şey iyi bir şey olmalı. Ama yapabileceklerimizin hepsi bu değil.
Özellikle gelişmiş pazarlarda ürettiğimiz gıdayı daha iyi kullanabiliriz ve marketlere girişini daha iyi yönetebiliriz. Bir başlangıç olarak da muhtemelen tüketebileceğimizden fazla gıdayı satın almayı durdurabiliriz, böylelikle sadece çöp kutusuna atılması için buzdolabında çürümesine yol açmamış oluruz. Para israfından başka, fazla gıda almak bizi ihtiyacımızdan fazla yemeye teşvik ediyor ve müsrifliğin yanı sıra şişmanlıyoruz.
Zaman, değişen olayların sürekli bir dizisidir, bu nedenle grafik endüstrisinin ambalajdaki gelişmelere ve ambalajın algılanış biçimine ayak uydurması gerekiyor. Yaygın görüşün aksine ambalaj mutlaka bir atık kaynağı değildir. Gıda ambalajının birincil amacı, gıda maddelerini mümkün olduğunca uzun süre dayanacak şekilde korumak ve muhafaza etmek olmalı. Shrink ambalaj gıdayı oksidasyona karşı koruyor.
Oksijen çürümenin ana nedenlerinden biridir, bu nedenle oksijeni gıdalardan uzak tutabilirsek, daha uzun ömürlü olmaları muhtemeldir. Bu et ürünleri (shrink ambalajın bir sonucu olarak görünüşte yumuşatılmış olan) ve peynirlerden, ayrı porsiyonlar halinde paketlenmiş sebzelere, tüm gıda ürünleri için geçerli. Gelişmekte olan pazarlarda giderek artan sayıda gıda perakendecisi, bozulabilir malların satışta kalma ömrünü uzatmak için shrink ambalajlamaya güveniyor.
İşlem, bir ısı tabancasıyla veya daha genel olarak ısıtılmış bir haznede poliolefine uygulanan ısıyı kapsıyor. Bu polimer son derece ısıya duyarlı böylelikle içerdiği gıdanın pişmeye başlaması riski yok. Malzeme bağlı olarak çapraz bağlanabilen veya bağlı olmayabilen çeşitli katmanlarda uygulanabilir. Her iki durumda da ortaya çıkan paket dayanıklıdır, böcekleri ve oksijene maruz kalmayı engeller ve gıdada kirlenmeyi önler.
Ürettiğimiz her bir ton gıda atığıyla, gezegenin karbon ayak izini arttırıyoruz. Ambalajı bir atık kaynağı olarak görmek yerine insanları onun atıkları azalttığına ve daha fazla gıdanın insanların tabaklarına erişmesini sağladığına inandırmalıyız. Üzerinde düşünülmesi gereken bir şey…