Lidya Grup standında Xerox, Epson ve EFI’nin milyon dolarlık makinelerinin yanı sıra, Lidya Print Management departmanı ile verilecek yeni hizmetler de tanıtıldı.
Lidya Grup, SIGN İstanbul 2017 – 19. Uluslararası Endüstriyel Reklam ve Dijital Baskı Teknolojileri Fuarı’nda milyon dolarlık dijital baskı makinelerini sergiledi. Teknolojisiyle baskı sektörünün dünya devleri arasında yer alan Xerox, Epson ve EFI markalarının Türkiye distribütörü olan Lidya Grup’un 4 – 8 Ekim tarihlerinde TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen fuarda yer alan standı, fuarın buluşma noktası haline geldi. SIGN İstanbul 2017 Fuarı’na milyon dolarlık makinelerle katılan Lidya Grup, standını teknoloji şölenine dönüştürdü. Dijital baskıda dünyadaki son teknolojinin sergilendiği 308 metre karelik Lidya Grup standı, ziyaretçi akınına uğradı.
Lidya Grup standında, aralarında EFI GS3250LXPro, EFI H1625, Epson SC-S80610, Epson SC-S60610, Epson SC-S40610, Epson SC-T7200MFP, Epson SC-T5200, Epson SC-P10000 ve Xerox Versant 80, D125, B7030 ve C7025’nin aralarında olduğu, dijital baskıda dünyanın son teknolojisine sahip makineleri sergilendi. Fuara, Lidya Grup’un İstanbul merkezi ve tüm bölgelerden ekipleri katılırken, standı ülke genelinden geniş format ürünlerini yerinde incelemek isteyen müşteriler ziyaret ettiler.
Lidya Grup Yönetim Kurulu Danışmanı Rıza Başoğlu, fuarda sergilenen teknolojilerle ilgili öne çıkan konuları şöyle anlatıyor.
Üç teknoloji devinin ürünleri sergilendi
“Lidya Grup olarak Xerox, Epson ve EFI markalarının, diğer bir değişle, 3 büyük teknoloji devinin distribütörlüğünü yapıyoruz. Xerox’dan başlarsak, Xerox hem kurumsal tarafa, diğer taraftan da profesyonel baskı grubuna hitap ediyor. Ofis tarafında Xerox dünya ile Türkiye’de, aynı anda 29 yeni ürün lansmanı yaptı. Bunlar “Akıllı Multifunction” dediğimiz ürün grupları; hizmet almayı şekillendiren, toplumu mobil hale getirecek ürünler. Akıllı iletişim teknikleri, günümüzün ayrılmaz parçaları. Herşeyimiz onun üzerinedir. Buna, baskı da girdi. Bu makineler, bulunduğunuz herhangi bir konumdan, ofisinizdeki makinelerde bulunan dosyalara erişebilmeniz ve baskı alabilmeniz gibi, size pratiklik kazandıran, değer kazandırabilen avantajlar getiriyor. Donanımın yanı sıra, yazılım öncelik kazanıyor. Yazılım ve donanımın bütünleşmesi, hizmeti kişiselleştirme noktasına getiriyor.
Xerox’da kişisel yetkilendirme de yapılıyor. Yetki ve sorumlulukları dağıtabiliyorsunuz. Bu hem güvenlik tarafında, hem aksiyon tarafında sağlanıyor. Kullanım kolaylığı var. Makinelerdeki bir tablet sayesinde istediğimiz opsiyona rahat ulaşılıyor. Bununla birlikte, Xerox makinelerinden birinde, 38 dilde tercüme imkanı var. Basılı bir A4 sayfayı diyelim ki Rusça dilinde verdiğinizde, Çince ya da Japonca seçtiğiniz diğer başka bir dilde alabiliyorsunuz. Sadece herhangi bir dil için değil, farklı diller arasında tercüme yapma imkânına sahip olunuyor. Bu ticari hayata, çok büyük bir ivme kazandıracak. Türkiye’de dil konusu kanayan bir yaradır. KOBİ’ler, dünyaya açılıyorlar. Yurtdışından gelen yabancı dildeki bir yazıyı veya kendi lisanınızda yazıp başka bir dile çevirmeyi istediğiniz teklifi, Xerox ile saniyeler içinde çeviriyorsunuz. Bu çeviri, Google translate çevirisinden daha ileri düzeyde bir çeviri. Daha ileri düzeyde teknik bir çeviriye ihtiyaç olduğunda ise, Xerox merkeze gönderilerek, bir bedel ödenerek uluslararası uzmanlar tarafından çevirinin yapılması imkânı da var. Sıra beklemiyorsunuz. Tercüman iyi mi diye araştırmıyorsunuz. Bu süreç, iş yapan, dünyaya açılmak isteyen herkes için, şirketlerden fertlere kadar, evinden iş yapan birçok insan için, çok büyük kolaylık ve esneklik getiriyor.
Standımızda, Epson ailesinin hemen hemen bütün serisi yer aldı. Bu grupta sıradışı hassasiyet ve baskı hızlarıyla P10000 ve P20000 modelleri ön plana çıktı. Fotoğraf baskı kalitesini, bu hızlarda yakalayabilen, başka bir makine bulunmuyor.
EFI VUTEK GS3250LX Pro UltraDrop modelini fuar için getirdik. Makinenin maliyeti 650 bin Dolar civarında. Bu makineyi niye fuara getirdik? Dijital baskı sektöründe dünyadaki yenilikleri, sektörümüze tanıtmayı sürdürüyoruz. Fuar boyunca herkesin, makineyi görerek test etmesine imkan sunduk. Önemli olan, müşteriye gidildiğinde, böyle bir çözümün olduğunun bilinmesidir. Makineye sahip olmayan firmalar, makineye sahip olunan işletmelere iş yaptırarak, müşterisine çözüm üretebilir. Fuarda, en yüksek değerde ürün sergileyen firma olarak, müşterilerimize ve sektörümüze değer katmaya devam ediyoruz.”
Fuarda, Lidya Print Management (LPM) Projesi tanıtıldı
Rıza Başoğlu, Lidya Print Management (LPM) adıyla bir departman kurduklarını ve ilk kez SIGN İstanbul 2017’de açıkladıklarını belirterek, şöyle devam ediyor.
“Donanımlara hayat verecek ve kişiselleştirecek olan şey, yazılımdır. Donanımı etkin hale yazılım getiriyor. Yazılımla, makinelerin baskı kalitesini, kişiye özel hizmet sunulmasını harekete geçirebiliyorsunuz. Burada, güvenli baskı, verimli baskı önemlidir. Lidya Print Management, marka bağımsız hizmet verecektir ve bir iş yerindeki tüm makinelere bir standardın getirilmesini hedefliyoruz. Günümüzde her makine, farklı bir RIP ile çalışıyor. Her makinenin operatörü de farklı ve makineye hakim olan operatör, ilgili makineyi kullanıyor. LPM olarak, farklı markalar altındaki makinelerin yönetimini tek bir yazılım altında toplamayı hedefliyoruz. Kontrol edilebilir ve standart olan bir yapı olacak. LPM, iş sürecini son derece rahatlatacak. Dolayısıyla, müşteride hangi marka olursa olsun, bu yazılımı yüklüyoruz. Kullanıcıların makine performanslarını değerlendiriyoruz. Buradan teknolojik bir mimari çıkarıyoruz. Önce gideceğimiz iş yerini analiz edip, hangi katta hangi makineler var, makinelerin özellikleri nedir, daha etkin ve verimli nasıl yönetilebilir noktasında bir check-up yaparak, hazırladığımız raporu müşteriyle paylaşıyoruz.”
Lidya Grup olarak, Türkiye’de büyüme trendine giren firmalara, yeni trendler konusunda yol gösterdiklerini, yeni hangi alanlarda verimli ve kârlı hizmet verilebileceği konusunda toplantılar yaptıklarını belirten Rıza Başoğlu, ekliyor.
“Neticede, müşterilerimize en uygun çözümü sunuyoruz. Endüstriyel alanda, ofis ve profesyonel alanda, farklı ürün gruplarında, LPM projemizi de sürecin içerisine alarak, zengin bir çözüm sunmaktayız. Önümüzde, yeni ürünler ve projeler var. Sektör lideri olan Lidya Grup, sektörüne öncülük etmeye devam edecektir. Biz, Türkiye’ye güveniyoruz. Ülkemiz, dünyanın ilk 10 ekonomisinin içinde girecek potansiyele sahip. Bulunduğumuz yer kritik olduğu için önümüze engeller çıkartılabiliyor. Şuan bulunduğumuz coğrafyadaki durum, belki hızımızı biraz düşürebilir, ancak dünyanın en büyük 10 ekonomisinden birisi olmamızı engelleyemez. Biz, ülkemizin geleceğine inanıyoruz. Biliyoruz ki, krizler yakınarak değil; tedbirler alarak, çalışarak aşılır. Bu yılın son çeyreğinin ve gelecek yılların iş dünyasına ve ülkemize hayırlı olmasını diliyoruz.”