“Günümüzde ülkemizdeki ambalaj matbaacılarının en büyük problemlerinden birisi çok kısa terminler ve son dakika gelen özel istekler. Bu sorunlar, Heidelberg’in sunduğu dijitalleşme ile tarih olacak.”
Heidelberg’in Wiesloch-Walldorf fabrikasında düzenlenen Ambalaj Günü etkinliğinde Heidelberg Türkiye Genel Müdürü Faruk Ekinci sorularımızı yanıtladı.
Ambalaj Günü etkinliğinde “Heidelberg dijitale gidiyor” sloganı altında Primefire 106 dijital inkjet baskı makinesi, ‘operasyonel mükemmellik’ yaklaşımı ve ‘push to stop’ felsefesiyle entegrasyon ve otomasyonun sağladığı yüksek verimlilik vurgulandı. Hepsinde de yüksek kalite standart olarak sunuldu. Türk karton ambalaj üreticilerinin büyüyen iç ve dış pazarlarda kalıcı ve rekabetçi olabilmeleri için burada sergilenen yüksek teknoloji neler vadediyor?
Dijitale gitmek anlamında konuya baktığımızda sadece dijital baskıyı değil, tüm işler ve süreçlerin dijitalleşmesinden bahsediyoruz. Yani hangi baskı yöntemi ile olursa olsun, bir iş doğru bir şekilde oluşturulup matbaanın sistemine girdiği anda baskı öncesi, baskı ve baskı sonrası makineler ile yönetim, sevkiyat ve muhasebe sistemleri birbirleri ile konuşmaya başlayacaklar. Bu işin ne şekilde basılacağı, hangi kriterler ile oluşturulacağını aynı anda dijital olarak her unsur biliyor olacak. Bunun sayesinde işin ne zaman hazır olacağını çok az hata payı ile matbaa işletmecisi biliyor olacak.
Bu yeni teknolojinin bunlar ile vaad ettikleri; maliyetlerin, üretim sürelerinin, tüm hazırlık sürelerinin kesin olarak bilindiği ve buna göre kazançların sorunsuz hesaplanabildiği bir üretim modelidir. Üstelik push-to-stop felsefesinin ana hedeflerinden bir tanesi de siz istemedikçe kesinlikle durmayan makinelerdir. İşletmede kolaylık ve tam otomasyon bunlar sayesinde artık sağlanabilmektedir.
Günümüzde ülkemizdeki ambalaj matbaacılarının en büyük problemlerinden birisi çok kısa terminler ve son dakika gelen özel istekler. Bu sorunlar, Heidelberg’in sunduğu dijitalleşme ile tarih olacak. Araya iş atıldığında, tüm sistem kendisini çok kısa süre içerisinde otomatik olarak ayarlayarak o işe hazır hale getirecek.
Etkinlikte yeni bir iş modeli olarak açıklanan ‘subscription – abone’ modelinin makine yatırımı yapmayan firmalar için de uygulanabilirliği var mı? Modele konu olan hizmet ve teknoloji paketinden seçim yapılabiliyor mu?
Subscription yani abonelik modeli, tamamen firmaların ihtiyaç ve üretim şartlarına özel olarak çalışılan ve uygulanan bir model. Bu modelde makine, eğitim, servis ve yedek parça tedariği ile neredeyse tüm sarf malzemeleri ve uygulama desteği, abonelik süresince Heidelberg tarafından projeye dahil olarak temin ediliyor. Abonelik süresince müşteri yaptığı baskı başına bedel ödüyor. Bu modelde matbaacı, makine ile ilgili tüm yükü tedarikçisine yani Heidelberg’e devrediyor, bunu yerine satış, ürün geliştirme ve müşterilerine odaklanarak büyük bir avantaj sağlamış oluyor.
Abonelik modeli, uzun yıllardır matbaacılık yapan ve maliyet çalışmalarına çok hakim olan firmalara uygun bir modeldir.
Bahsettiğimiz gibi abonelik sisteminden faydalanabilecek firmalar için hangi ekipman ve teknolojiye ihtiyaçları varsa ona göre terzi usulü çalışma yapıyoruz. Yani burada sunulacak paketi Heidelberg olarak eksiksiz bir şekilde müşteriye hazırlıyoruz.
Birçok matbaa ambalaj pazarına kısmen girmiş olsa da büyük müşterilere ve niş pazarlara hitap edebilecek donanıma sahip değil. Karton ambalaj için özellikle Endüstri 4.0’ı kendi bünyesinde de hayata geçirmekte olan müşterilerin bulunduğu pazarlara yeni girecek matbaaların asgari donanımında neler yer almalı?
Endüstri 4.0’ın sunduğu en önemli konu, nesnelerin interneti, yani sektörümüz açısından bakacak olursak, mevcut ekipmanlarımızın yönetim ve kumanda sistemlerinin güncel olması gerekiyor. Tüm ekipmanlar ve matbaada kullanılan yazılımların birbirleri ile haberleşecek altyapılarının olması gerekir. En basitinden ele alacak olursak CtP, baskı makinesi ve baskı sonrası ekipmanlarınızın internete bağlanabilir ve üretim verilerini paylaşabilir şekilde yapılandırılabilir olması gerekmektedir.
Heidelberg, Endüstri 4.0’dan önce bu durumu öngördü ve dünya çapında yüzlerce baskı makinesinden sürekli veri alışverişine başladı. Bu sayede OEE (Toplam Ekipman Etkinliği) adı altında baskı sayıları ve üretim sürelerinde ulaşılabilen maksimum değerler baz alınarak verimlilik ve fayda analizleri gerçekleştirdi. Bugün de yaklaşık 2,400 firmada çalışan 3,000’in üzerinde ekipmanın sürekli online olarak hesaplamalara ve veri alışverişine katılması sayesinde Big Data (Büyük Veri) elde edilmektedir. Bu çok çeşitli üretim verisi sayesinde gelecekteki ihtiyaçlar ve müşteri beklentileri öngörülebilmektedir.