Netform, Netcom Bilgisayar’ın iştiraki olarak, 1994 yılında kuruldu. Netform Matbaacılık Net Grup bünyesinde yer alıyor. Net Grup içinde yer alan diğer şirketler Netcom Bilgisayar, Netsim Yazılım, Kare Bilgisayar, Netcom Bilişim.
Netform Matbaacılık kurulduğu günden bu yana hem ofset hem sürekli formda, baskı öncesi ve baskı sonrasıyla tam teşekküllü bir matbaa olarak faaliyet gösteriyor. Firmada 4’ü grafikte olmak üzere 15 kişi çalışıyor.
Netform Matbaacılık A.Ş. Genel Müdürü Osman Gerçek sorularımızı yanıtladı.
Hem ofset alanında hem sürekli form alanında önemli bir boşluğu dolduruyoruz.”
Bilgisayardan matbaaya geçince sürekli form öncelikli gündemdi galiba, sonraki kilometre taşları neler?
Netform oluşmadan önce Çizgi Ajans adı altında 1988 yılında kurmuş olduğumuz bir ajansdan gelen grafik ve matbaacılık deneyimimiz vardı. Kayseri Merkez’deydik o yıllarda. O dönem Kayseri’de 4-5 ofset matbaası vardı. Macintosh ile masa üstü yayıncılık, dizgi ve tasarım yapan, deneyimli matbaacılara görsel şölen yaşatan bir ajanstık. O deneyimi Netcom ile birleştirerek Netform’u kurduk.
Başladığımız yıllarda, büyük ebat 70×100 makinemiz, iki adet pompalı ve sürekli form makinemiz vardı.
2005’ten itibaren Organize Sanayi Bölgesi’nde 5500 metrekarelik bir arsa üzerinde 1600 metre kare kapalı alanlı bir yer oluşturduk. Yeni yatırımlarımızı komple burada konuşlandırdık. Hem ofset alanında hem sürekli form alanında önemli bir boşluğu dolduruyoruz.
“Tela çanta üretimine başladık”
Makine parkınızda neler var?
2005 yılında Kayseri’nin ilk CtP’sini Heidelberg’ten aldık. Dört renk Heidelberg SM52 baskı makinesi, Stahl KH 56 katlama ve kırım makinelerimiz var. Makinemizi sıfır olarak Heidelberg’ten aldık.
Heidelberg SM 74 büyük ebat makinemizi yeni yatırımlarımız için geçtiğimiz yıl sattık ancak ekonomik dalgalanmalardan dolayı yatırımlara virgül koyduk. Yatırımlarımızı ambalaja yönlendirmeye çalışıyoruz.
İki adet 4 renkli Giebeler marka sürekli form makinemiz var. Makinelerimiz bobinden pakete doğrudan katlanmış hazır baskılı ürün çıkartıyor.
Matbaacılıktaki daralmadan kaynaklı yeni yatırım arayışlarına yönelik faaliyetlerimiz de oldu. Etiket alanında neler yapılabilir diye düşündük. Web ofset ve form makinelerimizden birini ofset etiket basan bir makineye dönüştürdük. Offline olarak hem ofset yöntemiyle etiket basıyoruz hem de keski makinesiyle etiketi sonlandırmış oluyoruz.
Etiket tarafında NETİKET adıyla bir marka oluşturduk. Deneme üretimlerimiz tamamlandı. Pazarlama ve satış faaliyetleri ile uğraşıyoruz. Piyasada kullanılan maksimum ebadı yapabiliyoruz. 24 inçlik bir kazanla bastığımız için 60,5 cm’ye kadar çıkabiliyoruz. Piyasadaki makinelerin yaklaşık 3-4 misli bir ebadı yapabiliyoruz. Aynı zamanda bu makineyi tekstil baskı alanında da kullanarak, tela çanta üretimine de başladık. Makine üzerindeki gerekli değişiklikleri yaptık, test üretimlerimizi de gerçekleştirdik. Tela üzerine ofset yöntemiyle baskı yapabiliyoruz. Çantanın konfeksiyon yönü ile ilgili çalışmalarımız devam ediyor.
Şu anda ticari baskı alanında matbaanın trendi aşağı doğru ama hem etiket hem tela çantanın eğilimi pozitif yönde. Piyasada üretilen ürünler bir şekilde etiketlenmek ve ambalaja konmak zorunda.
Etiket cironuzu nasıl hareketlendirdi?
Henüz işin başında olduğumuz planladığımız hedeflerin çok gerisindeyiz. Ama bizim hedefimiz toplam ciro içinde en az % 25 oranında bir ciro yakalamak.
Etikete geçtikten sonra ayrı bir pazarlama faaliyeti yürüttünüz mü?
Şu anda hedefimiz pazarlama ekibini oluşturmak. Gerekli çalışmaları başlattık. En kısa zamanda kurmuş olacağız.
Bizim 1994’te kurulduğumuzda yaptığımız pazarlama ağırlıklı ekip çalışmasıydı. Beş pazarlamacımız vardı. Her gün herkes 20 kişiyle görüşmek zorundaydı. Her gün ziyaretlerini yapar, gerekli iletişimi kurar, neyin ne olduğunu öğrenirler siparişlerini alırlardı. İki yıl devam eden bu çalışma sonucu belli bir portföy oluştu. Netform kurulduğu günden itibaren Kayseri’de faturasının girmediği neredeyse hiçbir işletme yoktur. Netform, Kayseri yerelinde önemli bir marka değeri oluşturmuştur. Biz babadan oğula geleneksel matbaacı değiliz ama mektepli matbaacıyız. Mektepli olmanın avantajlarını da kullandık.
Etiket tarafında gündeminizde dijital var mı?
Yakın vadede yok. İlk önce kendi planlamış olduğumuz düzenin tam oturması ve o alana bir adım atmamız gerekiyor. O adım insanı nereye götüreceği belli olmayan bir adım. Pozitif anlamda. Yani bir yıl sonra görüştüğümüzde tamamen etiket firması da olabiliriz. Geleceğe yönelik vizyonumuzu mevcut matbaa üzerine değil gelecekte sanayiye katkısı olacak alanlara yönelttik. Bir yıl sonraki Netform, mesela tamamen bir ambalaj firmasına dönüşebilir.
Herkes sektörel alanda bir yere odaklanmalı ve orada gelişmeli. Yani eski düzende olduğu gibi her şeyi yaparım mantığıyla işler yürümüyor artık. Maliyetleri kurtarmıyor.
Kayseri’de matbaacılığın durumu nedir?
Son 10 yılda Kayseri’de çok iyi yatırımlar yapıldı. Matbaacılığın teknolojik olarak geldiği nokta Kayseri’de maksimum düzeyde mevcut: Değişik ebatlarda yaklaşık 25 adet renkli makine var. Bunların toplam reel kapasite kullanım oranı % 30 civarında. Sektördeki daralma yüzünden makinelerini haftada 1-2 gün çalıştıran meslektaşlarımız var. Halbuki matbaa makineleri 24 saat üzerinden, hadi 4 saat bakım olsa, 20 saat üzerinden çalışması gereken makineler.
Kayseri’nin tüm basım üretimini 20 saatlik çalışmayla iki büyük iki de küçük makine karşılayabilir ama öyle olmuyor. Bunun elemanı, ustası, amortismanı, bakımı düşünüldüğünde tahmin edemeyeceğiniz bir ekonomik kayıp var.
Kayseri insanı yatırımlarını yaparken ayakları yere basar, fazla açılmazlar. Bu sayede, sektörel daralmaya rağmen, Kayseri’de batmış bir matbaa, tedarikçilerine zarar vermiş işletme neredeyse 30 yıldır duymadım.
Her geçen gün tanıtımla ilgili sektörel daralma söz konusu. Yılda 3 kez katalog çıkaran firmalar yılda bire düşürdü. Daha önce 5 bin adet basılan katalog şu an 2 bin adet basılıyor. Ürünü katalog olmadan bir çok mecrada doğrudan tanıtma imkanı var; ürünün 3 boyutlu çalışmalarından animasyonuna, günlük fiyat değişimlerine, Ar-Ge ve fizibilitesine kadar her türlü bilgi anında ekranlara yansıtılıyor.
Çocuklar bilgisayarla büyüyorlar. Yeni nesil alınacak her şeyi internetten araştırıp buluyor. Biz, kağıdı görmek, ona dokunmak isteyen bir nesiliz ama daha önce olduğu gibi fuarlardan bir bavul katalogla dönüp onları güzelce arşivlemiyoruz. Fuarlarda elimize broşür tutuşturulduğunda ilk fırsatta nereye bırakırız diye bakınıyoruz. Kağıda dokunma oranı azalıyor. Bu da dijital baskı gibi alternatif çözümleri gündeme getiriyor ama onun da kendi içinde handikapları var. Matbaacı aldığı makineyi 20 yıl kullanıp aynı fiyata ya da % 20 eksiğine satabilirken dijitalde öyle değil. Bu nedenle matbaa anlayışıyla bakıldığında tam bir alternatif oluşturamıyor.
“Krome kutu üretimine yönelik yatırım düşünüyoruz”
Yatırıma dönersek, ambalaja dönük planlarınızdan söz eder misiniz?
Ambalajla ilgili Kayseri’de sektörünün en eksik olduğu alanlar kromo karton kutu ve sıvamalı ofset kutu. Biz yatırımlarımızı krome kutu ağırlıklı olarak araştırmaya devam ediyoruz. Sıvama ikinci etapta.
Bu alana dönük Kayseri’de 5-6 yatırım oldu, makineler geldi ama sonuç negatif oldu. Ancak Kayseri’de ciddi bir tüketim var ve bunun tamamı şehir dışından; İstanbul, Ankara, Gaziantep veya Konya’dan devasa tesislerden geliyor. Matbaacı bu alanda yatırım yapmak istediğinde fiyatları mukayese ediyor. O teknolojinin ve seri üretimin fiyatları ile burada iş yapabilme şansım yok diyor. Biraz da ondan geri duruluyor.
Ama bir şekilde ucundan tutmak gerekiyor. Bu süreçte matbaacılığın daralmasından dolayı üç beş kurumun bir araya gelerek oluşturduğu güç birliği ile böyle bir yatırım içine girilebilir. Görüşmeler oluyor ama kolay bir şey değil. Avrupa’da matbaa trendinin aşağı doğru yöneldiği dönemde meslektaşlar bir şekilde bir araya gelmişler. İstanbul’da da az da olsa örnekleri var ama Anadolu’da henüz bu tür örnek yok.
Ambalajla ilgili yatırımların ne zaman realize olacağını öngörüyorsunuz?
Planlarımıza göre 2018 yılının başında yatırımlarımızı yapmalıydık ama 2018 başı ve önceki süreçte ortaya çıkan 15 Temmuz darbe girişimi bizi yatırım yapmak konusunda daha temkinli olmaya zorladı. Çünkü eski piyasa, eski pazar yok. Her geçen gün daralan bir piyasa var. Dövizdeki ufak artış telefonun çalma sayısını etkiler oldu. Bu yüzden daha yavaş hareket etmekte fayda görüyoruz. Seçimden sonra önümüze bakacağız.
Kayseri etikette, ambalajda ve ticari baskıda dışarıdan ne kadar hizmet alıyor sizce?
Etikette de, ambalajda olduğu gibi talebin % 95’i Kayseri dışından karşılanıyor. Kayseri’de etikete yönelik yatırım yapmış arkadaşlarımız var ama talebin % 5 gibi bir oranını karşılıyorlar.
Kayseri’de 25 tane renkli makine var ama herkes birbirinin aynısı işleri yapmaya çalıştı. Kültürel kitap basımıyla ilgili başlayan ve sonlandıran bir üretim süreci kimsede yok. Yine ambalajla ilgili, etiketle ilgili geniş farklı alanlarda üretim yapabilecek süreç de oldukça yetersiz. Herkes çok kısmi çözümler üreterek işlerini yürütüyor.
Ambalaj tarafının dijitalle desteklenmesi hakkında bir düşünce var mı?
Dijital ofsetin yanında olmazsa olmaz ama ambalajda tek başına dijital Kayseri için anlamlı olmaz.
Tedarikle ilgili bir sıkıntı yaşanıyor mu?
Son zamanlarda döviz kurlarındaki artış, kağıt ithalatçısı firmaları ister istemez bir paniğe sevkediyor. Gerçekten birçoğu açık hesapla Anadolu’ya insanlara o riski dağıtıyor. Bunun adı geçici kriz, beş on senede bir oluyor. Birçok kağıt firması da müşteriyi sıkarak kartlı veya nakit alımlar gibi çözümler üretiyor. Nihayetinde aynı gemideyiz. Bu etkiyi de paylaşmak lazım. Sadece kağıtçılar kendini kurtarıp da matbaacılar mı zarar görecek? Öyle bir dünya yok. Geçmişte de çok panikleyen firmalar oldu. Ama şimdi onların bir çoğu işi bırakmak zorunda kaldılar. Genel olarak bir sıkıntı yok. Tedariğin %5-10 kadarını kent içinden yüzde 90’lık kısmı İstanbul’dan temin ediliyor. Stoklu çalışıyoruz. Bazen bu durum avantaj olurken bazen dezavantaj oluyor. Önemli olan hesabını yapmak. Maliyetlerini kontrol altında tutmak. Kurumsal bir yapı oluşturmak için gayret sarf etmek. Geleceğe yönelik vizyoner bir bakış açısını geliştirmek.
“Herkes kendi mecrasında bir şeyler yapmalı”
Geleceği nasıl görüyorsunuz?
Geleneksel matbaacılık alanına artık kimsenin bir çivi dahi çakacağını tahmin etmiyorum. O alan artık yatırım yapılacak bir alan değil. Mevcudu kontrollü olarak koruyup yeni bir mecra bulabiliyorsa insanlar kendilerini geleceğe hazırlayacak, çocuklarına bir iş bırakabilecek. Yoksa biz mevcut 20-30 yıldır yaptığımız geleneksel matbaacılık yöntemiyle matbaacılığın son neferi oluruz. Bundan böyle yeni mecraların kullanması lazım. İnsanların vizyonlarını farklı alanlara açık tutması gerekiyor.
Paylaşımcı iş birliğine yönelik yatırımlar yapanlar da olmalı. Mesela biz 3 yıl önce katalog ciltlemesinde kullanmak üzere İtalya’dan Pur tutkal makinesi getirdik. Makinemizi daha sonra matbaacı arkadaşlarımıza da açtık. Manuel bir makine ama günlük 2500 adet ürün çıkartabiliyor. Kayseri şartlarında optimal bir rakam. Beş bin ve yukarı adette katalog yok gibi zaten. Arkadaşlarımız sabah getirdiği ürünü öğleden sonra müşterisine teslim edebiliyor. Hem meslektaşlarımız bu durumdan memnun oldu hem de bizim makinemiz rantabıl çalışır hale geldi.
Herkes kendi alanında bir mecrada konuşlanmalı ve bir üretim farkındalığı oluşturmalı. Mesela, öteden beri Kayseri’de bir mücellithane yok. Herkes te kırım – katlama -iplik dikiş – kapak geçirme makinesi var ama bunları rantabıl kullanan yok. Ayda yılda bir kez kullanılan makineler var. Hem ekonomiye hem işletmeye kâr getirmeyen yatırım bunlar. Her şey elimin altında olsun mantığını anlıyorum ama paylaşmanın verdiği katkı daha yüksek diye düşünüyorum. Pur tutkal örneğinde de bunu yakından hissettim.