Hakan HONDU / Heidelberg Türkiye Pazarlama Yöneticisi
Dünyanın tamamında çeşitli endüstrilerde birkaç senedir telaffuz edilen ve geçtiğimiz drupa 2016 fuarı sonrasında basım endüstrisi için de gündeme gelen Endüstri 4.0 yani 4. endüstri devrimi sonucunda dijitalleşen ekipmanlar ve otomasyon sistemlerinin entegrasyonu artık vazgeçilmez ve birbirlerinden ayrılmaz kavramlar haline gelmektedir.
Dolayısı ile baskıda yeni endüstriyel şartlara uyum sağlanması amacı ile çok sayıda teknolojik gelişmenin hayata geçirilmesi, endüstrinin geleceğine olan inancın ve beklentilerin halen yüksek olduğunu göstermektedir. Bu aşamada endüstrimizde zayıflama değil, hızlı ve hatasız üretim koşullarının güçlendirilmesi ile yeni dönemin şartlarına uygun hale gelme söz konusudur.
Heidelberg’in Endüstri 4.0 ile birlikte gerek ofset, gerekse flekso ve dijital baskı alanında kullanıma sunduğu yenilikleri şu şekilde anlatmak mümkündür.
Push to Stop – Heidelberg’in insandan bağımsız baskıyı gerçeğe dönüştürme projesi
Endüstriyel baskı konsepti için tasarlanan “Push to Stop” kullanım filozofisi, operatörün sadece gerektiği zamanlarda makineye müdahale etmesi üzerine kuruludur. Bundan 15 yıl önce yıllık 20-30 milyon tabaka olan tek bir makineye ait üretim hacimleri, günümüzde 40-60 milyon tabakalara çıkmıştır. Üstün performans sınıfı Speedmaster XL serisi ofset baskı makinelerinin, Prinect yazılımları ile birlikte dahili ölçüm sistemlerinin kombine edilmesi ile kalıp değişimleri haricinde makinelerin durmaksızın üretime devam edebilmesi hedeflenmektedir.
Yeni makine kullanım konsepti – Prinect Press Center XL 2
Yeni dönemde gerçekleşen bir diğer yenilik ise Prinect Press Center XL2 kumanda masası ve sahip olduğu ara yüz oldu. Kumanda masasının dokunmatik panelinden aynı bir tablet bilgisayar kullanır gibi tüm fonksiyonlara hızlı ve kolay erişim artık mümkün olmaktadır. Bunun haricinde büyük arka ekran ile tüm fonksiyonlar aynı anda izlenebilmektedir.
Kumanda masası ile çalışan Intellistart 2 adlı asistan yazılım ile birlikte makinenin iş kuyruğuna 30 adet iş eklenebilmekte ve tüm renk değerleri ile JDF verilerini otomatik olarak hazırlayarak beklemeksizin bir diğer işe geçebilmek mümkündür. Aynı zamanda bir sonraki işin baskı simülasyonu ekranda canlandırılarak zaman kayıplarının tam anlamıyla önüne geçilebilmektedir.
Dijital baskıda yeni bir dönem – Inkjet mucizesi
Geçmişte inkjet yani mürekkep püskürtmeli sistem denilince son derece düşük baskı kalitesi ve sadece 1. hamur kağıt akla geliyordu. UV ve diğer kurutma sistemlerinin yanı sıra yüksek kalitedeki baskı kafaları işin içerisine dahil olmaya başlayınca biz de gördük ki gelecek inkjet baskının etrafında gelişecek.
Tonerli sistemlerden farklı olarak, mürekkebin kağıtta tutunması, büyük ebatlardaki malzemelerde hızlı geçişe uygun olması ve kuruma avantajları sayesinde günümüzde en çok üzerinde durulan baskı yöntemi haline geldi. Ayrıca matbaacılık, ambalaj ve etiket baskısı, endüstriyel açık hava reklamcılığı ve üç boyutlu nesnelere uygulanabilmesi ile birçok farklı endüstri için çok seçenek sunan bir geniş derya olması ile birlikte geleceğin de gündeminde olacak gibi gözüküyor.
Heidelberg’de bu gerçeklerden yola çıkarak son birkaç yıldır bu teknoloji üzerine ciddi yatırım ve Ar-Ge faaliyeti gösteriyor. Fujifilm ile birlikte gerçekleştirilen iş birliği sayesinde piyasaya sunulan ürünler şu şekilde oldu:
Primefire 106
74×106 cm ebadına sahip geleceğin tabakadan tabakaya endüstriyel dijital baskı sistemi; lak ve primer baskı gibi üstün özelliklere sahip olmasının yanı sıra 1200 x 1200 dpi çözünürlüğe sahip. Heidelberg’in eşsiz Preset Plus giriş ve çıkış sistemleri mimarisini kullanan model, kurutma modülü ve 0.2 ila 0.6 mm’lik malzeme aralığı ile birlikte hem ticari hem de ambalaj baskısına hitap ediyor. Özellikle gıda ambalajlarının baskısı için İsviçre Yönetmeliği’ne uygun su bazlı mürekkepler kullanılmaktadır.
Yedi renk seçeneği ile çok geniş bir renk gamutunu yakalayan makine; 2,500 tabaka/saat’lik hıza sahiptir.
Bu modelde Fujifilm SAMBA baskı kafaları’nın teknolojisi geliştirilerek kullanılmıştır. Aylık 1,5 ila 2,5 milyon tabaka arasında baskı hacmi sunmaktadır.
Gallus Labelfire 340
Geçtiğimiz yıl gerçekleşen Labelexpo Europe fuarı ile birlikte görücüye çıkan Heidelberg’in dijital bobin etiket baskısı çözümü bugüne kadar gelişim göstererek mükemmel bir seviyeye ulaştı. UV-Piezo drop on demand baskı metodunu kullanan makine, CMYK’nın yanı sıra beyaz, turuncu, viyolet ve yeşil ile birlikte 8 renk basabilme yeteneğine sahip. Dakikada 50 metrelik hızı ile oldukça iyi dijital baskı performansı sunan model, kağıt ve folyo ayırt etmeksiniz baskı gerçekleştirebilmektedir.
Bu modeli birçok dijital baskı sisteminden ayıran en önemli özellikler arasında en geniş renk gamutunu sağlayabilme, tek geçişte dijital baskının yanı sıra flekso, şekilli kesim, gofre, soğuk folyo, laminasyon ve sıyırma özelliklerini sunmasıdır. Bu sayede tam bir üretim sistemi özelliğine sahiptir.
Omnifire 4D serisi
Inkjet baskıda devrim niteliğinde 4. boyut kavramını kazandıran Heidelberg, 3 boyutlu nesnelerin üzerine dijital baskı gerçekleştirmesi ile birlikte bu kavramı ortaya koymuştur. Drupa 2016’da renkli baskı gerçekleştiren versiyonu tanıtılan Omnifire 250, 30 cm’lik çapa kadar olan çeşitli şekillerdeki nesnelere baskı gerçekleştirebilirken; Kasım ayında görücüye çıkacak olan Omnifire 1000 modelinde ise bu ebat 1 metreye kadar çıkacaktır.
Bu üründe XAAR’ın single pass drop on demand inkjet baskı kafaları kullanılmakta ve 360 dpi baskı çözünürlüğü sağlanmaktadır. UV mürekkeplerin kullanıldığı bu sistemde beyazın yanı sıra CMYK baskı imkanı bulunmaktadır.
Bu modellerdeki bir sonraki aşama ise uçakların ve binaların dahi tek bir sistem tarafından dijital baskı ile renklendirilmesini sağlayacak olan Omnifire XXL serisi olacaktır.