Özel çözümlü inkjet kodlama sistemi üreticisi Ultra A.Ş. üretiminin yüzde 45’ini ihraç ediyor. Danimarka’daki HSA firmasının da Türkiye mümessili olan firma, orijinal HP kafalarla etiket, düz ofset, web ofset, sürekli form, katlama ve kırım makinelerine kodlama sistemi uygulamaları yapıyor. Fatura, çekiliş bileti, sayısal loto, kazı kazan, seçim evrakları veya çeklerde kullanılan kare kod ve değişken data baskısı gibi pek çok farklı uygulamaları var. Ultra A.Ş. ayrıca Afrika ve Orta Doğu’daki mümessilleri aracılığı ile üretmiş olduğu kağıt çanta makinelerinden yılda 10 civarı satış yaparken Hollanda’ya da tabaka çıkışlı mini webler için ofset baskı kasetlerinin seri imalatını gerçekleştiriyor.
Sürekli formdaki başarı inkjet makine üretiminde de yakalandı
Ultra A.Ş. Turgut Mesçi tarafından 1987 yılında Ankara’da kuruldu. Bir dönem okul olarak da nitelendirilen Türk Tarih Kurumu Matbaası’ndan emekli olan Turgut Mesçi sektörün ihtiyaç duyduğu baskı ve ışıklı kontrol masaları, turnet gibi donanımların üretimi ile işe başladı ve yurt dışından aldığı mümessilliklerle işini büyüttü. Mesçi bu dönemde matbu evrak, hisse senedi, spor toto baskıları için ithal ettiği numaratörlerin teknik servisini de verdi.Erçin Mesçi ODTÜ Makine Mühendisliği mezunu bir genç olarak 1991 yılında işe dahil olduğunda sürekli formun yıldızı yükselmekteydi. Erçin Mesçi yurt dışı fuarlarını gezerken mühendisliğin verdiği bakış açısıyla bunu fark etmiş, babasının desteği ile hızlıca sürekli form harman makineleri ve sürekli form ofset baskı makineleri imalatına geçilmişti. Ultra A.Ş. bu süreçte üretmiş olduğu özel tasarım sürekli form ve harman makinelerinden yurt içine ve yurt dışına 1500’ün üzerinde kurulum gerçekleştirdi.
Turgut Mesçi’nin aramızdan ayrılışının ardından şirketin Genel Müdürlüğünü üstlenen Erçin Mesçi zaman içinde sürekli formdaki düşüşü göz önüne alarak inkjet kodlama sistemleri üzerine yoğunlaştı. Ultra A.Ş., 11 yıl önce Mustafa Yazıcı’nın da şirkete katılması ile güçlenerek farklı pazarlara açıldı. Son 6 yıldır, yurt dışına özel tasarım inkjet makine üretimine hız verdi. Özel çözümlü makineler arayanlar veya standart makinelerine özel çözümler entegre etmek isteyenler Ultra’ya başvuruyor. Buna yazılım da dahil.
Ultra A.Ş.’de Genel Müdürü Erçin Mesçi ve Satış Müdürü Mustafa Yazıcı ile şirketin yurt içi ve yurt dışı faaliyetlerini konuştuk.
Ultra A,Ş, günümüzde ağırlıklı olarak ne yapıyor?
Erçin Mesçi: İnkjet djital baskı üniteleri ile kodlama sistemleri yapıyoruz. 2008 Drupa fuarında zirveye çıktık. Ondan sonra bu işte çok hızlandık. Daha çok grafik endüstrisine ağırlık verdik. Gerek faturalarda, gerek ürünlerde, gerek sayısal loto gibi baskılarda kodlama sistemini oturtmaya çalıştık. Şu anda matbaalarda kullanılan; çekilişlerde, kazı kazanlarda, seçim evraklarında veya çeklerde kullanılan kare kodlar gibi birçok farklı uygulamamız var. Paketlemeye dönük çok çalışmadık. Paketlemeye dönük Inkjet kodlama tamamen bambaşka bir sektör.
Biz, inkjette Danimarka’da bulunan HSA firmasının Türkiye mümessilliğini yapıyoruz. Orijinal HP kafaları alıp burada etiket makinelerine, bobinden çalışan web ofset makinelerine ve sürekli form makinelerine uygulamalarını yapıyoruz.
“Tabaka besleme ünitesi Irak seçimlerinde kodlamada kullanıldı”
Tabaka besleme tarafında da bir boşluk vardı. Bu sistemler genelde kırım makinelerinin üzerine kuruluyor. Biz de konveyörü ve vakumlu tabaka besleme ünitesi ile komple bir makina ürettik. Ink jet baskı unitelerinin; kırım makinesi, kutu katlama makinesi ya da tabakadan çalışan herhangi bir makineye entegre olmasına gerek kalmadan, 50×70 ebadına kadar tamamen kendi başına tabaka beslemeli çalışan özel bir makine oldu. Geliştirdiğimiz bu makine sayesinde dünyada 4-5 ülkenin seçim evraklarını kodladık. En son Dubai’ye çok başarılı bir satışımız oldu. Dubai menşeli matbaanın ihalesini almış olduğu Irak seçimlerini kodlamada kullandık. Kim oy kullandı, ne kadar oy kullanıldı anında sistem görüyor.
Mustafa Yazıcı: Seçim evrakları; bizim konveyörlerden beslenerek ve her bir şeçim evrakının üzerine kare kodlar basılarak her biri tek, eşsiz evraklar haline dönüşüyor. Bunlar da tablet veya cep telefonlarıyla, sistemden kontrol edilerek, mükerrer baskının ve dolayısıyla, şaibelerin önüne geçilebiliyor. Biz bu işte uzmanlaştık: Sudan, Irak, Lübnan gibi ülkelerde, seçim zamanlarında, potansiyel müşteriler bizle direkt temasa geçip tecrübemizle ve makinalarımızla böyle bir çözüm üretip üretemeyeceğimizi soruyorlar.
İşin mantığı şu: Seçim evraklarına kare kod basılıyor, seçimi denetleyen uzmanlara da tabletler dağıtıyorlar. Onlar, seçim evrakının mükerrer olup olmadığını tabletten kodu okutarak sistemden anlık kontrol ediyor. Sistemde bir defa mı kayıtlı, iki defa mı kayıtlı ya da hiç kayıtlı değil mi, bunu tespit ediyorlar. Dolayısıyla seçimlere şaibe karışmasının önüne geçiyorlar.
Tabaka çıkışlı mini webler için baskı kaseti üretimi
Erçin Mesçi: Ultra olarak özel çözümlere yönelmeye karar verdik. Avrupa, Orta Doğu, Afrika ülkelerine çok ciddi çözümler sunuyoruz. İhracata ağırlık verdik ama halen satışlarımızın % 55’i yurt içine oluyor. İç piyasaya malzeme temin ediyoruz, mevcut makinelerimize teknik servis veriyor, yedek parça temin ediyoruz.
Onun haricinde ne yapıyoruz? Hollanda ile çok güzel bir ticari ilişkimiz var. Eski Drent firması iflas etti, DG Press onu satın aldı. Mini web ofset dediğimiz, daha çok form veya tabaka çıkışı olan bobin makinelere yöneldiler. Bu sene onlara ofset baskı kaseti imal ettik. Ben bunu çok ciddi bir başarı olarak görüyorum. Ofset baskı kaseti, baskı ünitesinin en önemli parçasıdır. Baskı kasetini sürekli formcular daha iyi bilirler. Her ebat için farklıdır. Normal ofsetlerde tek bir ebat vardır. Mini weblerde farklı ebatlarda, hem kesim hem bobin hem de katlama yapılabiliyor. Bunların kasetlerini imal ediyoruz. 38 kasetle bu sene % 50 ihracatımızı Hollanda’ya yaptık. Şu anda da 50 kaset siparişi daha aldık. Bununla birlikte teknik servis, yedek parça imalatımız da devam ediyor.
Damga vergisi için belediyelere yönelik özel makine
Son bir yılda bambaşka bir sektöre daha adım attık: Belediyeler marketlerin reklam amaçlı dağıttığı broşür ve kataloglardan vergi alıyorlar. Bunun için her bir kataloğa ya da broşüre, vergisi alınmıştır şeklinde bir kodlama gerekiyor ki buna göre damga vergisi alsınlar. Bunun için belediyelere yönelik bir hizmetimiz var. Belediye ve belediyeye çalışan firmalara yönelik olarak üzerine “Damga vergisi alınmıştır” baskısını saatte 10 bin adet süratle yapan bir makine geliştirdik. Bunu birkaç belediyede uygulamaya koyduk. Alanlar da çok memnunlar. 6-9 Eylül’de Ankara’da bir belediyecilik fuarı vardı. İlk defa böyle bir fuara katılarak çeşitli belediyelere makinemizi tanıttık. Bu makineden çok ümitliyiz.
Mustafa Yazıcı: birkaç belediye ile de görüşmelerimiz devam ediyor. Tabii belediyelerde, devlet kurumlarında alımlar bir prosedüre tabi olduğu için onların sonuçlarını bekliyoruz. Birkaç belediyeye daha satışını yapacağız.
Malzeme alımlarında düşüş
Sektörün durumunu nasıl buluyorsunuz?
Erçin Mesçi: Sektörün durumu kötü demek istemiyorum ama sonuçta biz yatırım makinesi satıyoruz. Yatırım için iş potansiyeline ve finansa ihtiyaç var. Son aylarda dövizin geldiği şu durumda telefonlar bile çalmıyor. İnsanlar makine yatırımı yapmıyor. Yeni fikir ortaya koymuyor. İnsanların aklı rahat olacak ki yeni makine yatırımlarına, yeni iş arayışlarına girebilsinler. Şimdi herkes günü kurtarmaya çalışıyor. Türkiye’nin en büyük sıkıntısı bu.
Ben kendimi KOBİ olarak ifade ediyorum. KOBİ olarak yeni makineler yaptık. En son Belçika’daki Labelexpo’ya katıldık. Güzel talepler de aldık ama şu an herkes kabuğuna çekilmiş ve yatırım yapmaktan uzak. Tabii ki belli firmalar hala yatırımlarına devam ediyorlar, bu da Türkiye için çok iyi ama genel olarak matbaacılık sektörüne baktığımızda insanlar beklemede, çünkü bizim sattıklarımız da dâhil olmak üzere matbaa makinelerini tamamı döviz bazında. Kimse şu anda döviz bazında riske girmeyi düşünmüyor. Malzeme alımlarında bile geçen seneye göre düşüş var. 100 adet alan 50 adet, 20 adet alıyor. Dolayısıyla sadece günü kurtarmaya çalışıyorlar.
“Drupa fuarlarında ciddi başarılar yakaladık”
Labelexpo ve ambalaj fuarlarında makine sergilediniz. Hem poşet hem de etiket makineleri. O makinelerin geliştirilmesi de söz konusu mu?
Erçin Mesçi: Labelexpo, Avrupa ağırlıklı bir fuar, belki yerimiz kötüydü, belki yanlış zamanda katıldık, belki de hedeflerimiz farklıydı ama istediğimizi bulamadık. Labelexpo beklentilerimizi karşılamadı. Oysa Drupa fuarlarında ciddi başarılar yakaladık. Bunun için bir sonraki Drupa’ya da rezervasyonumuzu yaptırdık.
Mustafa Yazıcı: Labelexpo eski fuarlara göre çok parlak değildi. O zaman da konuştuk. Ben dört Labelexpo’ya gittim. Bu en kötü ve en zayıf olanıydı. Biz aslında Labelexpo’dan Drupa’daki gibi bir heyecan bekliyorduk. Bu olmadı. Matbaacılıkta Drupa fuarının yerini hiçbir şey tutmuyor.
Drupa fuarında hedefiniz ne, TÜYAP Printtek fuarına da katılmıştınız?
Erçin Mesçi: Drupa’da hedef yine dijital baskı, kodlama sistemleri, tabaka besleme, bobin boşaltma ve sarma gibi uygulamalar. Kodlama sistemlerine ağırlık vereceğiz. Ben Drupa’dan yine çok ümitliyim. TÜYAP’a hiçbir şey demek istemiyorum. Çok uğraşmışlar, benim gördüğüm kadarıyla çok iyi bir organizasyondu ancak Türk katılımcı TÜYAP’a gelmedi. Beklediğim ziyaretçi potansiyeline de ulaşılamadı. İstanbul’da 2 bin müşterim var bunun üçte biri geldi mi gelmedi mi onu bile bilmiyorum. Anadolu’dan gelenler vardı ama yeterli değildi. Geçmiş TÜYAP’larda satış rekorları kırdığımızı hatırlıyorum. Şimdiye kadar katılmadığım tek TÜYAP Matbaacılık Fuarı yok ama bundan sonra katılır mıyım, çok emin değilim.
Türkiye’de her sene bir ambalaj fuarı yapılması da bir zarardır. Her sene yapılmaması gerekiyor. İnsanlar her sene yeni şeyler görmek için gelmiyorlar.
Mustafa Yazıcı: TÜYAP’ta yabancı ziyaretçi sayısı çok sınırlıydı ama o ziyaretçilerle hiç beklemediğimiz şekilde çok güzel işler yaptık. Türk katılımcıların ilgisini ve yatırımını beklerken Arap ülkerinden, Kuzey Afrika’dan ziyaretçilere satış yaptık. O anlamda bakılırsa çok kötü değildi bizim için.
“Kağıt poşet makinelerinden hemen her ay satış gerçekleşiyor”
Printtek’te poşet makinesi sergilemiştiniz, o makine ne durumda şimdi?
Erçin Mesçi: Kağıt poşet makinesi için hedef marketimiz Türkiye değil. TÜYAP’ta bir görelim demiştik. Afrika, Orta Doğu bölgelerinde mümessillerimiz var. Hemen her ay makine satışı gerçekleşiyor. Yılda sekiz on makine ihracatımız oluyor.
Niye yalnızca dış piyasayı hedeflediniz, içte yatırım potansiyeli zayıfladığı için mi?
Erçin Mesçi: Türkiye’de çok farklı imalatçılar var. Hem çok iyi yapanlar hem de belli kalitenin altında yapanlar var. İç piyasa fiyat konusunda bizi tatmin etmiyor. Yurtdışına açılmak ve satış yapmak daha cazip. Bir de Türkiye’nin son dönemdeki yatırım şartları düşünüldüğünde tahsilatlar çok sıkıntılı. Vadeli sattığında belli bir kâr marjının altında vermek zorunda kalıyorsun, o da bizim hedeflediğimiz bir şey değil.
Mustafa Yazıcı: Son ihracatlarımızdan ikisini Suudi Arabistan’a, birini Lübnan’a yaptık. Bir makineyi de bugünlerde Kenya’ya gönderiyoruz. Fas’a çok makine gönderdik.
Fas pazarı hareketli herhalde?
Erçin Mesçi: Fas, Tunus ve Cezayir öyle. Tabii bu bayiye de bağlı. Fas’ta çok iyi bir bayimiz var. Lübnan’da da öyle. O bölgeye tamamen o bakıyor. Onların desteğiyle belli bir noktaya gelebiliyoruz. O bölgelerde de Türkiye gibi, insan ilişkileri ön planda. Dolayısıyla iyi bir bayin varsa iyi satış yapıyorsun. İşler tamamen insan ilişkileri ile yürüyor.
Türkiye’de bir iki defa pazarı açmaya çalıştık, zorladık ama Türkiye piyasası nedense çok hedefimiz olamadı. Türkiye’de belli bir potansiyel var ama mesela, sürekli form konusunda ciddi bir şekilde de düşüş söz konusu. Ancak sarf malzemeleri iyi gidiyor. Dijital inkjet kodlaması konusunda çok ciddi bir pazarımız var ama yeni makine yatırımı anlamında bir şey yok. Matbaa yatırımları azaldığı için yurt dışına ağırlık verme kararı aldık ki, bunu yaklaşık 10 senedir yapıyoruz. Çok da doğru bir karar almışız. En azından Türkiye’deki dalgalanmalardan minimum şekilde etkileniyoruz.
Firmada kaç kişi çalışıyor şu anda?
Erçin Mesçi: Üretim ve satışta toplam 30 kişiyiz. Türkiye’de imalatçı olmak hakikaten zor. İmalatı biraz daha askıya alıp direkt ithal malzeme satışlarına yönelmek daha kârlı gözüküyor.
“Renkli dijitali hedefliyoruz”
Bundan sonra Ultra’nın yol haritası nasıl çizilecek?
Erçin Mesçi: Yıllardır renkli dijitali hedefliyoruz; hedefimiz onu oturtmak. Kodlamanın yanı sıra dijital renkli baskı ağırlıklı makinalar satmayı planlıyoruz. Bizim sistemlerimiz HP İndigo, Xeikon sistemlerinden çok farklı. Fiyatta çok daha ekonomik olmamıza rağmen hep euro bazında sistemler ithal ettiğimiz için maliyetlerimiz onların çok altına inemiyor.
İşin mühendislik kısmında da söz etmek ister misiniz? Ultra olarak mühendislik açısında ne katkı sağlıyorsunuz?
Erçin Mesçi: Buradaki yaptığımız makinelerin dizaynı, mühendisliği tamamen bize ait.
Mustafa Yazıcı: Yazılım tarafında da başarılı işler yapmaya çalışıyoruz.. Müşterilere özel, dijital makinelerimize ara yüzler yapıyoruz. Müşteriler bazı özel çözümler istiyorlar. Mesela barkod okurken mükerrer olmasın, bunu da kontrol edebileyim diyor. Inkjeti sattıktan sonra böyle bir talep geldiğinde bunu da çözebiliyoruz. Onun dışında özel makine isteyenler olduğunda da yapıyoruz. Makineye ek kesim, perfore gibi istekleri olduğunda müşteriyi geri çevirmemek için çözüm üretiyoruz. En son Duabi’ye gönderdiğimiz makinelerin hepsi standart makinenin üzerine özel ekipmanlar entegre edilmiş makinelerdi. Müşterimiz bizden bir şey istediği zaman eğer yapabileceğimiz bir şeyse hiçbir zaman buna olumsuz yanıt vermiyoruz, yapmaya çalışıyoruz. Erçin Bey Makine Mühendisi ben de Endüstri Mühendisi’yim. Birlikte çalışarak mekanik kısımları burada çözüyor, yazılım desteğini de dışarıdan alıyoruz. Kendi bünyemizde bilgisayar konusunda uzman arkadaşlarımız da var.
Erçin Mesçi: En son Irak’tan özel bir talep geldi: Kodlama yapan özel bir makine istediler. Şu anda bir arkadaşımız orada montajda. Sayısal loto ya benzer bir baskı yapıyorlar, onun kodlamasını yapacağız. Özel bir çözümle Irak’a bir sistem sattık. Yarın Mustafa Bey Kosova’ya gidiyor. Bazı projeler var onları değerlendireceğiz.
Internet ve sosyal medya üzerinden de insanlar bizi buluyorlar. Kosova’ya bir şey satmayı düşünmezdim ama oradan geldiler, makineyi beğendiler, istedikleri çözümleri söylediler, bizde ona göre çeşitli değişikler yaptık ve sattık. Irak’ta sayısal lotoya uygun komple çözüm ürettik, makinesiyle beraber onu sattık. Bunlar son bir hafta içinde olan şeyler.
Bir taraftan Türkiye ekonomisine baktığımda karamsarım ama öbür taraftan da her geçen gün yeni bir talep geliyor. Türkiye’de hedef belirlemek; çok uzun vadeli planlar yapmak, projeksiyon oluşturmak konjonktür itibarıyle mümkün olmasa da devamlı, özellikle yurt dışından talepler geliyor ve değerlendirmeye çalışıyoruz. Bunun yanı sıra İzmir’den bir etiketçi arıyor, bir çözüm istiyor ona bir çözüm buluyoruz. İstanbul’dan bir tabaka ofsetçi banka için yapacağı işi söylüyor ona bir çözüm bulmaya çalışıyoruz. Bizim çözümlerimiz müşteri odaklı çözümler. Ultra’nın hedefi standart imalatı sürdürerek ki imalatı hiçbir zaman kapatmayı düşünmüyoruz; ama minimum ya da orta seviyede tutarak, müşterilerden gelen talepler doğrultusunda makine dizaynları yapıp imal etmek. Onun yanı sıra da Hollanda’daki firmamıza seri imalat yapıyoruz. O bizim sabit giderlerimizi karşılıyor. Diğer satışlar da şirketimizin yeni projelerine finans desteği sağlıyor.
“Avrupa’da imalat olarak çok güçlüyüz”
Irak pazarında sıkıntı var mı?
Erçin Mesçi: Türkiye Hükümeti burada destek sağlıyor. Bir şekilde Irak’tan para transferi yapılabiliyor. Bütün ithalat ve ihracatlarımızı resmi yapıyoruz. Irak’ta bankacılık sistemi olmadığından, belli konularda Türkiye ve Irak hükümetlerinin anlaşmaları doğrultusunda Türkiye’ye döviz girdisi sağlanıyor. Bu illegal bir şey değil, bütün ihracatlarımız gibi tamamen legal. Bankacılık alternatifi transferler sağlanıyor sadece. Onun haricinde her şey sorunsuz.
Mustafa Yazıcı: Ziyaretlerimiz de oluyor. Güvenlik açısından da bir sıkıntı yok. Bir arkadaşımız şu an Erbil’de, bunun yanında Lübnan’da çalışmalarımız var. Arabistan ve Arap Emirlikleri de öyle. Bu ara sürekli olarak Hindistan’a ihracat yapıyoruz. Inkjet sistemleri satıyoruz. Zor ve rekabetçi bir pazar ama, sorunlara özel çözümler üretince hiç de zor olmuyor. Oralara da bir şeyler satıyoruz.
Erçin Mesçi: Danimarka’dan mal aldığımız firmaya buradan makine satıyoruz. Öyle bir Exchange yapıyoruz. Almanya’ya da gönderiyoruz. Avrupa’da imalat olarak çok güçlüyüz. Hollanda’ya imalat yapmak emin olun çok zor. Ben iki tane teknisyenime orada eğitim aldırdım. Neyin ne şekilde monte edileceği ve imal edileceğine dair. Bütün standartlara uyarak Hollanda’ya makine ünitesi imal ediyoruz ve bundan büyük keyif alıyorum. Onlar bütün dünyaya satıyorlar. Avrupa standartlarının üzerinde bir imalat yaptığımıza inanıyorum.
Mustafa Yazıcı: Aslında Ultra, birkaç farklı şirketin yapabileceği işi tek elden idare ve kontrol etmektedir. Mühendisliği, üretimi ,satışı ve teknik servis hizmetini tek başına başarabilen ender firmalardan birisidir. Inkjet tarafında işi sadece inkjet olan şirketler var, sadece makine yapan firmalar var ama biz hepsini bir çatı altında toplayıp güzel şeyler yapmaya çalışıyoruz.