Laminasyon ve koparma makineleriyle fuara katılan firma alanının en iyisi olma hedefiyle, piyasada olmayan yeniliklerini öne çıkardı.
2002 yılında kurulan Özcanlar Bismak Makine San. ve Tic. Ltd. Şti. laminasyon (selofan) makineleri üretiyor ve tedarik ediyor. Avrasya Ambalaj İstanbul 2018 Fuarı’na ikinci kez katılan firma, standında en yeni makinelerini sergiledi.
Genel Müdür İlker Özcan, fuarda sorularımızı yanıtladı.
Nasıl başladınız, neler üretiyorsunuz?
Başlangıçta dakikada 90 m hızında çalışan, beş eksenli bir makine üretmiştik. Şu anda 6 eksen, uzun ve kısa her tabaka kâğıdı ölçüp onları kazanın girişinde birleştirebilen bir makine ürettik, fuarda onu lanse ediyoruz. Elimizden geldiği kadar teknolojinin en ileri noktasına ulaşmaya çalışıyoruz.
Makinenizin sektördeki bilinen laminasyon makinelerinden ayrılan, öne çıkan farkları hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Biliyorsunuz piyasada mevcut kâğıtlarda, özellikle bobin ebatlamadan gelenlerde uzunluk, kısalık olabiliyor. Bu uzunluk ya da kısalık da makinelerde, özellikle arka tarafta genellikle mekanik olarak bir kaçırma olduğu için ürünün çapaklı çıkmasına ve lamine edildikten sonraki ünitelerde sıkıntılı çalışmasına neden olabiliyor. Bunu aşmak için, özel ürettiğimiz bir makinemizde, her tabaka kâğıdı ölçerek lamine edilmeden önce uç uca birleştiriyoruz. Dolayısıyla lamine edildikten sonra çapak minimumda kalıyor, kâğıtlar da kesinlikle birbirine yapışma yapmıyor ve bizden sonraki aşamaları gerçekleştiren üreticiler de rahat ediyorlar.
Hangi ebatlarda üretim yapıyorsunuz, makinelerinizi ağırlıklı olarak kimler alıyor?
Standart 72 x 104 cm üretimimiz var; 100 x 140 cm, 120 x 160 cm de üretebiliyoruz. Özel üretimler de yapabiliyoruz. Ebatta sıkıntı yok. Şu ana kadar 16 makinemiz kuruldu. Yurt dışına bu fuarda açılmayı planlıyoruz. Broşür, dergi basan matbaalar, ambalaj matbaaları, matbaa sektöründeki herkes alıyor. Kendi branşımızda en iyi olmayı hedefliyoruz.
Makinenin imalatında bileşenlerinde dışarıdan destek alıyor musunuz?
Her firma gibi elektronik ürünleri dışarıdan alıyoruz. Alman Lenze kullanıyorum, kompresörde Becker ya da müşterinin isteğine bağlı olarak başka bir marka kullanıyorum. Diğer bölümlerin tamamı (taşıyıcı elemanlar dahil) yurt içinde kendi bünyemizde üretiliyor.
Neden 50 x 70 üretmiyorsunuz?
Minimum 72 x 104 makinemiz var, daha küçük üretmiyoruz. Birkaç firmadan talep oldu ama maliyetleri hesapladığımızda pek düşmediğini görüyoruz. Müşterinin 50 x 70 makine istemesinin nedeni makine alım maliyetini düşürmek olabilir. Maliyet düşmeyince müşteriye 50 x 70 makine vermenin pek anlamı yok.
Fiyat baskısı altında kalıyor musunuz?
Fiyat baskısı hissetmiyorum. Fiyatla değil kalitemle rekabet etmek istiyorum. Yeni bir şey üretirseniz (bu, ara ölçerek uç uca birleştirme piyasada olmayan bir teknoloji), piyasada talep devam ediyor. Önemli olan piyasada olmayan bir şeyi üretip talep oluşturmak.
Sektöre girişiniz nasıl oldu?
Senelerdir makine üretiminde çalışıyorum. Daha önce matbaa sektörüne yönelik bir firmada yedi yıl çalıştım. Servis, kurulum müdürlüğü yaptım. Daha sonra, kendi adımıza bir yerden başlamak gerektiğini, hayalimdeki projeleri gerçekleştirmek gerektiğini düşündüm ve kendi firmamı kurdum. Başladık ve bugün belli bir noktaya geldik. Gerçekleştirmek istediğim başka projelerim de var.