BOBST İstanbul etkinliği sırasında, BOBST Afrika, Orta Doğu, Türkiye, Rusya ve CIS Ülkeleri Bölge İş Direktörü Eric Pavone sorularımızı yanıtladı.
Türkiye’deki esnek ambalaj ve etiketleme potansiyelini nasıl değerlendiriyorsunuz ve BOBST bu pazarın büyüme ve gelişme hızını nasıl yorumluyor?
Türkiye özellikle son yıllarda yıllık ortalama %5 büyümesiyle ilerleyen bir pazar. Konumu itibarıyla da Asya’ya, Orta Doğu’ya, Afrika’ya, Avrupa’ya yapmakta oldukları ihracat rakamlarıyla çok stratejik bir bölge. COVID sonrası özellikle Türkiye’nin yaşadığı ekonomik sıkıntılar sebebiyle bazı problemler oldu ve global marka sahipleri de lokal üreticilerin ürettikleri ürünlere dönük bir arayışa girmeye başladılar. Türkiye özellikle uluslararası markalara üretim yapan güçlü bir ülke.
Ukrayna Rusya savaşı maalesef Türkiye’nin ihracatında da olumsuz bir sıkıntıya sebep oldu. Çünkü Rusya Türkiye için çok önemli bir ihracat pazarı.
Türkiye özellikle son beş yıldaki tüm bu sıkıntılara, problemlere rağmen güçlü bir şekilde büyüyor. Çünkü hem rekabetçi avantajları hem teknoloji kullanımı hem de enerji maliyetlerinin Avrupa’ya göre daha uygun seviyelerde olması, Türkiye’yi esnek ambalaj ve etiket sektöründe hem iç pazarda hem ihracatta güçlü bir pozisyonda tutuyor.
Tüm bu sıkıntıları ve global konjonktürü düşündüğümüzde uygun maliyetli iş gücü ile Türkiye’nin teknolojik yatırımlar çerçevesinde bu noktaları güçlendirmesi gerekecek. Otomasyon, dijitalizasyon, yenilikler, tüm bu konularda global rekabeti de düşünerek kendini geliştirmesi gerekli.
Daha yüksek kapasite yatırımları ile ABD pazarında Türkiye’nin şansı olur mu?
Uygun işçilik maliyetleri olsa bile üstüne yüksek bir lojistik maliyeti getirdiğinden, ayrıca ürünün pazara çıkma süresi çok kısaldığından ABD çok doğru bir pazar olmayabilir. Tabii Avrupa lojistik olarak çok daha uygun bir pazar ve ana pazar olarak kalacak.
Özellikle gelişim alanları olarak Türkiye’de yetenek teknik yeterlilik konusunda çok nitelikli insanlar var. Konverter ve markalarla çalışarak çeşitli gelişim alanları yaratmak mümkün.
Sürdürülebilir üretim ek maliyetler içerir. Bu maliyetleri en etkili şekilde azaltan BOBST teknolojilerinden ve yeniliklerinden örnekler verebilir misiniz?
Bazı yüksek geri dönüşümlü fiber malzemeden yapılmış ambalajların polyester gibi, PE gibi film bazlı ambalajlara göre daha yüksek bir maliyeti var. Alüminyum bariyer için bizim daha uygun maliyetli bir çözümümüz var, çünkü alüminyum folyo daha yüksek bir maliyet getiriyor.
Sürdürülebilirlik, proseslerdeki enerji kullanımı, daha efektif iş yapış şekilleri, dijitalizasyon gibi belli adımların eklenmesi ve belli adımların da düşünülmesi daha rasyonel sonuçlar verecektir. ECG gibi teknolojiler kullanıldığında 10 renk yerine 6-7 renkte baskı yapabiliyorsunuz. Teknoloji daha az renk kullanımı getiriyor. Bu daha az renkli, daha az üniteli bir yatırımla, daha küçük bir alan ve daha az iş gücü ile etkili sonuçlar elde edebileceğiniz anlamına geliyor.
Günümüzde Solvent bazlı mürekkepler yerine daha çevreci su bazlı mürekkepler geliştiriliyor. Markaların daha çevreci yaklaşımları benimsemeleri üreticileri buna ayak uydurmaları yönünde teşvik ediyor. Bu değişen trend ile üreticiler için birçok maliyet unsuru gündeme geliyor. Bunlar enerji, kira, prosesin toplam işletme maliyetleri, ham madde maliyetleri olabilir. Tüm bu maliyetler ambalajın maliyetini ve marka sahibine sunulan fiyatı belirliyor. Tüm bunlarda yenilikçi teknolojiler kullanılarak toplam sahip olma maliyeti düşürülebiliyor. Bu da markalara çevreci, yüksek geri dönüşümlü bir ürün sunarken, daha az enerjinin kullanıldığı, daha az karbon emisyonu oluşturan, aynı anda da daha uygun maliyetli bir ürün sunabilmenin yolunu açıyor.
Şu anda nihai müşteriler olan çocuklarımız daha iyi bir gelecek adına çevre dostu ürünler için daha fazlasını ödemeye hazırlar ve tüm bu yeni teknolojileri ve çözümleri geliştirmemizin sebebi de onlar.
Oluklu mukavva, etiket, esnek ambalaj ve karton ambalaj olmak üzere dört alanda faaliyet gösteriyorsunuz. Bunlardan hangisi dinamik bir büyüme gösteriyor? Türkiye’de ve dünyada durum nedir?
Dört farklı ambalaj segmentine baktığımızda, en dinamik olanı esnek ambalaj tarafı. Çünkü gıdanın %70’i esnek ambalaj ile korunuyor ve bu da en dinamik alanın esnek ambalaj olduğunu gösterir nitelikte. Özellikle Asya, Hindistan ve Çin’i, Uzak Doğu’yu düşündüğümüzde, milyarlarca insan yaşıyor ve nüfus bu dinamizmi besliyor.
Türkiye’de de yıllık %2-3 büyüme oranı ile en dinamik alan esnek ambalaj. Özellikle, plastik kasaların oluklu mukavvaya dönmesinin ana tetikleyicilerden biri olduğu oluklu mukavva da özellikle tarım sektöründe ve gıdada büyüyen alanlardan biri. Etiket sektörünün de çok dinamik bir alan olduğunu söyleyebiliriz. Markaların tüketicilere iletmek istedikleri mesajları ulaştırmalarına katkı sağlayan bir alan. Lüks markaların da bulunduğu Karton ambalaj ise daha stabil, % 1-2 gibi bir büyüme gösteriyor.BOBST çözümlerinin satışları da bu büyüme ile paralel.
Türkiye’de BOBST dijital çözümlerine olan ilgiyi ve gelecek potansiyelini nasıl değerlendiriyorsunuz? Dijital baskı sistemlerinizi paranın karşılığını alma açısından nasıl değerlendirirsiniz?
Dijital, 2017 – 18 yıllarında BOBST portföyüne dahil oldu ve son beş altı yıldır ciddi bir büyüme gösteriyor. BOBST bünyesinde 100’den fazla mühendis dijital baskı ile ilgili çalışıyor. Geçen seneki satışlarla birlikte toplam 100’den fazla dijital makinemiz kuruldu. UV inkjet, tonerin maliyetinin yüksek olmasından dolayı yükselen bir ivme gösteriyor ve biz de müşterilerimize UV inkjet alanında çözüm sunuyoruz.
Stratejik olarak ana odak pazarlarımız Avrupa, Amerika. Ancak Orta Doğu’da da ilk dijital makinemizin satışı gerçekleşti. Bu sene içerisinde Türkiye’de de ilk dijital makinemizi satmak için ciddi efor sarfediyoruz. Tonerli sistemlere göre çok daha yüksek volümlerde, çok daha düşük maliyetlerle çalışma imkânı sunduğu için inkjetin ciddi avantajları bulunmakta. Özellikle inkjet tarafındaki çok düşük mürekkep maliyetleri neredeyse toner fiyatına kıyasla yarıya yakın bir fiyatlama sağladığından özellikle orta ve düşük volümlerde teknoloji ve maliyet olarak da üreticilere bir fayda sunuyor.
Özellikle kısa teslim süreleriyle hizmet sunan bir firma iseniz, artan iş çeşitliliği, düşen hacimlerde, dijital teknoloji çok güzel bir yatırım alanı olabilir.