Ali Tamer Ardıç / Genel Yayın Yönetmeni
Yeni bir yıla başlıyoruz. Bu yıl drupa yılı. Bu kez 4 değil 8 yıllık birikim sahne alacak. Geçen bu 8 yılda bilim ve teknolojideki gelişme ve deneyimlere paralel olarak sektörde ciddi gelişmeler oldu. Bir kısmına tanık olduk, bir kısmını da drupa’da göreceğiz.
Sektördeki en önemli gelişme artık çok daha az personelle işlerin yürütülebiliyor olması. Henüz bütün işletmelerde bunun etkileri görülmüyor. Sektörün yenileşme yatırımlarının çok yüksek olması bu süreci zamana yayıyor. Gelecekte bu dalga bütün basım işletmelerini etkileyecek.
Gelişme konvansiyonel baskı tarafının işleyişini de dijitalleştiriyor. Yeni, çok renkli B1 format ofset baskı makineleri full otomasyonla pazara çıkıyor. Saatte 20 bin tabakanın üzerinde baskı hızlarına sahip makinelerde çok kısa sürede kalıplar değiştirilip eş zamanlı yıkama yapılıp, çok az fire ile temiz baskıya geçilebiliyor ve makineler bir ya da 2 operatörle dönüyor. Dijitalleşme sürecin ana dinamiği.
Tüm baskı sürecinin tasarımdan ürün teslimine kadar dijitalleşmesi ara aşamaları elimine edip, hataları asgariye indiriyor. Artık baskı sonrasında da çok sayıda çalışan görmüyoruz ve bu gelişmeler eğitimli bireyler gerektiriyor. Ne yazık ki eğitim alt yapımız bu sürecin gerisinde. Özellikle meslek liseleri, müfredatları ve aşağıdan gelen “öğrenci kalitesi” ile geleceğin ihtiyaçlarına dönük olmaktan uzak. Sektör bileşenlerinin ve genelde ülke eğitimine yön verenlerin bu soruna yoğunlaşması ise bir zorunluluk. Umarım 2024 yılı bu konuda olumlu adımların atıldığı bir yıl olur.
Yılın bu ilk sayısında geçmiş yıllarda olduğu gibi sektör profesyonellerinden geçen yılın değerlendirilmesini ve geleceğe ilişkin ön görülerini aldık. Dosya bölümümüzde bu yazıları bulacaksınız. Ufuk açıcı olmasını diliyoruz.
drupa yılında yoğun bir enformasyonla da karşı karşıya olacağız. Yatırım planları olan basım işletmeleri yetkililerinin, yenilik ve geliştirmelere ilişkin bilgi aktarımını dikkatle izlemeleri gerekecek. Doğru yatırımı yapmak araştırma, takip ve öğrenme ile ve bir de firmaların kendi koşullarını doğru değerlendirmeleri ile mümkün. Yani, alt yapılarımızı, insan kaynaklarımızı ve hizmet verebileceğimiz ticari çevreleri doğru değerlendirmemiz gerekiyor.
Türk basım sektörü olarak bu değerlendirme ve karar sürecinden kazançlı çıkmamızı; dünyamızın enerji kaynağı etrafındaki bu yeni turunda tüm insanlığın daha rahat ve huzurlu bir yaşam süreceği, barışın tüm yer küreyi kapsayacağı bir yıl diliyoruz.