Etiket Sanayicileri Derneği (ESD), İş Birliği ve Teknoloji konulu seri etkinlikler çerçevesinde gerçekleştirilen Etiketin Gücü toplantılarının ikincisini Heidelberg sponsorluğu ile 24 Şubat Pazartesi akşamı İstanbul’da, Polat Renaissance Hotel’de gerçekleştirdi.
Etiket Üretiminde Dijital Dönüşüm ve Yapay Zekâ konulu etkinliğin ilk bölümünde Heidelberg Gallus sunumu yapıldı. İkinci bölümde konuk konuşmacı, strateji ve inovasyon konularında tanınan bir uzman ve Google Türkiye, Orta Doğu ve Kuzey Afrika Eski Pazarlama Direktörü Mustafa İçil, Dijital Dönüşüm ile Yapay Zekâ konularında en son trendler ve yenilikler hakkında bir konuşma yaptı.
Heidelberg Türkiye Genel Müdürü Selkut Engin, “Dijital dönüşüm varılacak bir hedef değil, uzun bir yolculuk”
Etkinliğin ilk açılış konuşmasını yapan Heidelberg Türkiye Genel Müdürü Selkut Engin, “Dijital dönüşüm varılacak bir hedef değil, uzun bir yolculuk” diyor. Engin, şöyle devam ediyor:
“Biz bu dijital dönüşüm yolculuğunda Heidelberg ve Gallus markası olarak siz değerli iş ortaklarımıza eşlik etmek istiyoruz.
Vizyonumuza göre, işletmesinde bir ERP yatırımı yapan, iş süreçlerinde insana dayalı temas noktalarını azaltabilen üreticiler daha az nitelikli insan gücü ile minimal firelerle verimli bir üretimle gelecekte fark yaratabilecekler. Gelecekte en başarılı ambalaj üreticileri süreçlerini daha yalın ve hızlı hale getirebilen, özellikle verimlilikten daha fazla yararlanabilen ve giderek dijitalleşen makinelerle müşterilerinin ihtiyaçlarına daha etkin bir şekilde uyum sağlayabilenler olacak.
Yapay zekânın alanında uzman olan sizlere daha inovatif, daha yaratıcı olmanız konusunda eşlik eden değerli bir araç olacağına inanıyoruz.
Satış ve pazarlama fark esasına dayanıyor. İşletmelerimizde fark yaratmayan, faydalı olmayan hiçbir şey kalıcı değil. İşimizi yaparken de önceliğimiz fark yaratmak, farklı ve faydalı olmak olmalı. Bütün bunlar yeni düşünme ve çalışma yöntemleri gerektiriyor. Bu da temel teknolojilerin ve bunların basım endüstrisi için potansiyellerinin anlaşılmasını gerektiriyor.”
ESD Başkanı Merve Ergenç, “Heidelberg global baskı endüstrisinde 175 yıllık köklü geçmişiyle yalnızca bir teknoloji lideri değil, aynı zamanda güvenilir bir iş ortağı”
Açılış konuşmasına, Etiket Sanayicileri Derneği (ESD) olarak İş Birliği ve Teknoloji başlığı altında düzenledikleri ikinci etkinliğe destek veren Heidelberg ailesine teşekkür ederek başlayan ESD Başkanı Merve Ergenç, “Heidelberg global baskı endüstrisinde 175 yıllık köklü geçmişiyle yalnızca bir teknoloji lideri değil, aynı zamanda güvenilir bir iş ortağı” diyor ve şöyle devam ediyor:
“Özellikle etiket sektöründe sundukları çığır açan çözümlerle hepimize ilham kaynağı veriyorlar. Aynı çatı altında faaliyet gösteren ve 2025 yılında 102. yaşını kutlayacak olan Gallus markası da etiket baskı teknolojilerinde dünya çapında önemli bir konuma sahip. Konvansiyonel ve dijital baskı çözümleriyle sektöre kalite ve yüksek performans sunarken Heidelberg ve Gallus’un ortak Ar-Ge çalışmaları sayesinde etiket baskı teknolojisi her geçen gün daha ileriye taşınıyor.
Heidelberg’in bu samimi destek ve iş birliği bizler için gerçekten çok değerli. Hep birlikte daha nice projelere imza atmayı diliyor ve bir kez daha teşekkürlerimizi sunuyorum.”
Konuşmasında Heidelberg Ürün Pazarlama Müdürü, sektörün deneyimli ismi Zeki Murat Sipahioğlu’nun FINAT Etiket Yarışması Jüri Başkanı olduğunu da hatırlatan Merve Ergenç, 2009’dan bu yana kıdemli bir jüri üyesi olarak Sipahioğlu’nun yarışmaya katkılarına da vurgu yaparak, sektöre kattığı değer için Sipahioğlu’na teşekkür etti ve onu kutladı. Üyeleri 24 Mart’ta düzenlenecek ve yeni üyelere rozet takdim töreni de yapılacak olan, iftar yemeğine davet eden Ergenç, Labelexpo Europe ziyareti etkinliği hakkında bilgi verdikten sonra, ESD’nin yeni sekreteri Meral Ota’yı konuklara tanıttı.
ESD Başkanı Merve Ergenç, gecenin sponsoru Heidelberg Türkiye Genel Müdürü Selkut Engin’e plaket sundu.
Açılış konuşmalarından sonra etkinliğin konusu ile ilgili olarak, Heidelberg Gallus Ürün Müdürü Uwe Alexander Heidelberg Türkiye Genel Müdürü Selkut Engin’in sorularıyla yönlendirdiği bir sunumu gerçekleştirdi.
Gallus: Etiket ve ambalaj baskı makinelerinde asırlık deneyim ve öncülük
Gallus’u ‘bobinden bobine baskı makinesi üreticisi’ olarak tanımlayan Alexander, etiket ve ambalaj sektörüne neredeyse 5300 makine satışı yaptığını belirtiyor. Firma cirosunun yarıdan fazlasını Avrupa’daki satışlarından elde ederken, Asya Pasifik bölgesi %20’yi geçerek büyüyor, Amerika %18 ve diğer bölgeler %10 paya sahip. Alexander, Heidelberg’in 9500’ü aşkın çalışanından 282’sinin Gallus’ta olduğunu, ancak satışta Heidelberg’in dünya çapındaki satış ekiplerinin katkıları olduğunu kaydediyor. Gallus’un üretim yerleri, müşteri yetkinlik merkezi ve müşteri deneyim merkezi hakkında bilgi veren ve geliştirdiği makineler ve teknolojilerle tarihçesini özetleyen Uwe Alexander, Gallus makineleriyle basılan uygulamaları kendinden yapışkanlı etiketler, sarmal etiketler, lamine tüpler, sigara paketleri (Labelfire, Philip Morris elektronik sigara paketlerini basıyor), doypack ambalajlar, IML etiketler olarak sıralıyor.
Makineler ve uygulamalar
Uwe Alexander kısa tirajları 3000 linear metreye kadar, orta tirajlar 10 bin linear metreye kadar ve uzun tirajları 30 bin linear metre ve üstü olarak sınıflandırırken, çeşitli uygulamaları tatbik edilen süslemeler yönünden gruplandırdı.
Gallus Labelmaster ve Gallus ECS 340 konvansiyonel baskı makineleri ve bu makineler, az süslemeden çok süslemeye kadar orta ve uzun tirajlı işler için, Gallus RCS 430/570 aynı süsleme seçenekleriyle uzun tirajlı işler için öneriliyor. Gallus Labelfire da orta ve uzun tirajlı işler de yapılabiliyor.
Esneklik
Gallus One ile en basit konfigürasyondan donanımlı konfigürasyonlara, kısa tirajlardan orta ve uzun tirajlara yönelmek istediklerini belirten Uwe Alexander, 70 m/dak. hızla çalışan makinenin bir üst versiyonu olan, 100 m/dak. hızlı yeni modelin müjdesini de veriyor; ardından süsleme seçeneklerine değinerek, “Sahada da işlerinizin yönüne göre bu esnekliği sağlayabiliyoruz” diyor.
Bu esneklik, çözücü, dijital baskı ünitesi, sarıcı ile başlayabiliyor ve flekso baskı ünitesi, kesici eklenerek bu yetenekler genişletilebiliyor. Aynı şekilde serigraf baskı, sıcak – soğuk yaldız ve laminasyon üniteleri ile ihtiyaca göre donanım genişletilebiliyor, iki çözücü eklenebiliyor veya bazı ünitelerin yerleri değiştirilebiliyor. Her Gallus’ta operatör – makine arayüz sistemi olduğundan kullanım kolaylığı sunuyor. Makinelerde sınıfının en iyisi rejistrasyon kontrol sistemi var.
Yeni neslin baskı operatörü olmak istemediğini hatırlatan Uwe Alexander, dünya çapında baskı operatörü sıkıntısı olduğuna vurgu yaparak, gençler açısından operatörlüğün cazip olması için de çalıştıklarını belirterek şunları söylüyor:
“Size modern bir makine sistemi sunuyoruz. Makinenin konsepti standardizasyon üzerine dayalı. Şunu da unutmayın: Otomatize olmamış bir şey standardize olamaz. Ya da tersi. Heidelberg bizi standardizasyona doğru itiyor. Yüksek seviyede otomasyonda temizleme prosesi sağlıyoruz. Kayıp nozul, yoğunluk eşitsizliği telafisi, oto rejistrasyon sağlıyoruz; tam hızla çalışırken, makine durmadan ek yeri tespiti yapabiliyoruz; Prinect yazılımı ile iş akışı otomasyonu sağlıyoruz, MIS sistemleriyle bir entegrasyon yaptığınızda sadece baskıyı değil baskı sonrasını da takip etme şansınız oluyor. Elle temizlemenin yerini alan bir düğmeye basarak temizlik yapmayı sağlayan ultrasonik temizleme sistemimiz var. Bu sistemi herkes çalıştırabiliyor. Bir düğmeye basarak tüm kroslar oturtulabiliyor. Operatörün nitelikli olmasına gerek yok, sadece butona basıyor.
Yoğunluk eşitsizliği telafisi makinenizin ömür boyu özellikle zemin baskılarında, tonlama olmadan, aynı kalitede baskı yapmasını sağlıyor.
Yaptığımız her şey cep telefonu kullanan yeni neslin makinenize ilgi duymasını sağlamak için.”
Yapay zekâ
Heidelberg olarak beş yıldır yapay zekâ konusunda çalıştıklarını belirten Uwe Alexander, 2021’de Performance Advisory Technology (PAT – Performans Danışmanı Teknolojisi) ile başladıklarını belirterek, “Makinenize şunu sorabilirsiniz: Gün içinde bastığın en verimsiz 10 işi söyler misin? Bunu geliştirmek için ne yapabilirim?” ChatGPT esaslı bir sistem kullandıklarını belirten Alexander, müşterilerindeki makineleri yapay zekâ yardımıyla izleyebildiklerini ve sorunları önceden tespit edebildiklerini söylüyor ve ekliyor: “Planlama yapmanızı kolaylaştıracak bir sistem. Ekonomi ekoloji ile buluşuyor. Dijitalleşme bazı olanaklar sunuyor. Atık azalıyor, temizleme sisteminde mürekkep tüketimini %20 azaltıyoruz, kullanım kolaylığı var, ayarlar çok kolay ve üretime geçiş süresi kısalıyor; sipariş üzerine üretim imkânıyla stokları azaltıyoruz, enerji tüketimi azalıyor ve karbon ayak izinizi azaltıyoruz. Bu da size para kazandırıyor.”
“Yapay zekâyı nasıl yönlendireceğinizi bilmeniz gerekiyor”
Google Türkiye, Orta Doğu ve Kuzey Afrika Eski Pazarlama Direktörü Mustafa İçil, dijital dönüşüm ve hayatı nasıl etkilediği ve yapay zekâ konusunda bir konuşma yaptı.
Konuşmasında World Wide Web (www) ile ilk internet sayfasından başlayarak, sosyal medya, e-ticaret, akıllı telefonlar, Endüstri 4.0, robotlar, yapay zekâ, büyük veri, siber güvenlik, blockchain, otonom araçlar, kuantum bilgisayarlar, nano teknoloji, 3 boyutlu yazıcılar gibi teknolojik gelişmeleri ve trendleri özetleyen İçil, blockchain’in geleceğin yazılım platformu olduğunu belirterek; “Blockchain üzerinde yazılımlarınızı nasıl çalıştırabilirsiniz, bulmanız lazım; yavaş yavaş çözümler Blockchain’e doğru gitmeye başlıyor” diyor. Blockchain üzerinde enerji pazar yeri gibi farklı, yeni iş modelleri olduğunu kaydeden Mustafa İçil, şirketler için daha hızlı hareket etmeleri gereken bir döneme girildiğini belirterek, sözü yapay zekâ yazılımlarına getiriyor. Yapay zekânın nasıl çalıştığına dair örnekler veren İçil, yapay zekânın insandan daha akıllı olmadığını, farkın çok daha hızlı düşünebilmesi ve işlem yapabilmesi olduğunu vurguluyor.
Dijital dönüşümü, Endüstri 4.0 ve yapay zekâ ile konuşmaya başladığımızı kaydeden Mustafa İçil, yapay zekânın, makine öğrenimi süreçlerine örnekler verirken, “Yapay zekâ öğrenmeye devam ediyor, onun doğru data ile beslenmesi çok önemli” diyor ve şöyle devam ediyor: “Yeni Zelanda’da kullanılan bir dedektif yazılımı, bir dedektifin 81 yıllık işini 30 saatte yapabiliyor. Bir insanın 81 yılını alacak, çok kompleks 20 davanın delillerine 30 saatte bakabiliyor. Bu hız artmaya devam ediyor, bir yandan da kuantum bilgisayarlar geliyor. Google’ın kuantum bilgisayarının 5 dakikada çözdüğü bir problemi bir insanın çözmesinin 25 sekstilyon yıl alacağı söyleniyor. Kuantum bilgisayarlar yapay zekâyı çok daha hızlı hale getirecekler.”
Üretken yapay zekâ kavramına da değinen İçil, ChatGPT, Gemini, Open AI gibi büyük dil modellerine değinerek, yeni geliştirilmekte olan yapay zekâ yazılımlarından örnekler verirken, Deepseek’in ChatGPT için harcanan paranın binde 6’sıyla pazara girdiğini, onun ardından da Alibaba’nın yapay zekâ yazılımının devreye girdiğini hatırlatıyor.
Mustafa İçil’e göre yapay zekânın en çok etkileyeceği sektörler perakende, yüksek teknoloji şirketleri, bankacılık, finans, üretim, paketli ürünler, tüketici ürünleri. Üretim sektöründe en çok öne çıkan konular; dijital ikizler, üretim otomasyonu, gerçek zamanlı planlama, öngörüsel bakım, tedarik zincirinde blockchain kullanımı. Yapay zekâ şirket departmanlarında da kullanılabiliyor. Satışlar, müşteri davranışları, pazarlama faaliyetlerinde, insan kaynaklarında yapay zekâ kullanılabiliyor. Müşteri destek biriminde müşterinin sesinden duygu analizi yapabiliyor ve öneride bulunabiliyor.
Yapay zekâ, kasiyersiz, tezgahtarsız kamera kontrollü mağazalarda akıllı kameralarda müşteri davranışlarını takip ediyor, otomatik tahsilatları gerçekleştiriyor. Bir kozmetik firmasında sensörlü bir cihaz, beynin kokuya verdiği tepkiyi, sinyali analiz ediyor ve raporluyor. Bir yatak firmasının yataklarına koyduğu sensörlerle yapay zekâ uyku düzeyini algılıyor ve yatak sertliğini, ısısını vs. uyku durumuna göre ayarlıyor. Üretim, pazarlama, satış, finans olsun hepsi ile ilgili yapay zekâya sorular sorabilirsiniz. Sunum hazırlayan yapay zekâ uygulamaları var.
“Komut mühendisliği diye bir şey var. Bu sistemleri nasıl kullanacağınızı, nasıl yönlendireceğinizi iyi bilmeniz gerekiyor” diyen Mustafa İçil, yapay zekâyı gelişmiş bir istatistik yazılımı olarak tanımlıyor ve şöyle devam ediyor: “Yapay zekânın dilinden anlamak çok önemli hale geldi. Çok güzel analiz yapabiliyor ama ne yaptığı hakkında en ufak bir fikri yok. Nasıl çalışıyor? Siz bir soru soruyorsunuz, daha önce eğitilmiş bir data setinden sizin sorduğunuz kelimelerle bağlantılı, bir sonraki en doğru kelimenin ne olduğunu bir istatistiksel hesaplama ile buluyor ve oraya koyuyor. Kelime kelime ilerliyor ve ortaya çıkan anlamlı bir ifade oluyor. Kelimeleri, notaları, renkleri arka arkaya diziyor.”
Mustafa İçil, konuşmasının devamında çeşitli yapay zekâ uygulamalarından örnekler de
verdi.