BOBST; iş ortakları UPM, Reifenhauser, Michelman, Esko, Sun Chemial, Miraclon’un katılımıyla; 4 Şubat’ta İstanbul’da ve 6 Şubat’da Gaziantep’te tam gün süren etkinlikler gerçekleştirdi.
Yüzü aşkın katılımcı ile gerçekleştirilen iddialı etkinlikler, BOBST Group ve iş ortaklarının yüksek kaliteli, çok verimli ve bağlantılı, sürdürülebilir, otomatik ambalaj ve etiket üretimi hakkında en son yenilikleri ve trendleri kapsıyordu. Etkinlikler, davetli esnek ambalaj ve etiket firmalarından katılımcılar tarafından da çok olumlu tepkiler aldı.
Eric Pavone: “Daha çevik ve daha dijital olmalıyız”
BOBST Afrika, Orta Doğu, Türkiye, Rusya ve CIS Ülkeleri Bölge İş Direktörü Eric Pavone, açılış konuşmasında program hakkında bilgi verirken, katılımcıları sunumların ticari tarafına değil, inovasyonlar, yeni prosesler, ambalajın geleceğine odaklanmalarını önerdi ve ambalajın geleceği ile ilgili gereklilikleri kavramaya davet etti. Son derece kaliteli etkinlik sunumları, BOBST ve iş ortaklarının birbirleriyle ve müşterilerle birlikte yürüttükleri Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarının ürünü yeniliklerle hazırlanmıştı ve gerek teknik içerik gerek ışık tuttuğu eğilimler ve yeniliklerle Türkiye’nin önde gelen esnek ambalaj ve etiket üreticilerinden davetlilerin takdirini kazandı.
Eric Pavone, İstanbul etkinliğindeki konuşması esnasında BOBST İstanbul Esnek Ambalaj ve Etiket Grubu Bölge İş Direktörü Cihat Ayan ve BOBST İsviçre’den Türkiye, Orta D006Fğu, Afrika ve Orta Asya’da geniş bir bölgeden sorumlu Bölge Servis Direktörü Manuel Pichel Cortizo’yu da takdim etti. Kariyeri hakkında kısaca bilgi veren Ayan, organizasyonun iki aylık bir ön çalışma sonunda gerçekleştiğini belirterek, iş ortaklarıyla birlikte katılımcılara faydalı olmasını amaçladıklarını ifade ediyor. Cortizo da son derece yenilikçi bir ülke olarak tanımladığı Türkiye’den sorumlu olmaktan onur duyduğunu belirtirken, son yıllarda ekonomisi karmaşık olsa da burada iyi niyet olduğunu gördüklerini ve bu oyunun bir parçası olmak istediklerini vurguluyor.
Ambalaj sektörünün en büyük makine imalatçısı BOBST, geçen yıl 2 milyar dolarlık bir ciro elde etti. Şirket, 135. yılına kurucu ailenin dördüncü nesil üyesi Jean Pascal Bobst yönetiminde giriyor ve yönetimi 5. nesle devretmeye hazırlanıyor. Oluklu mukavva, esnek ambalaj, karton ambalaj ve etiket alanında makineler üreten ve dijitale de yatırım yapan şirketin 6300’ü aşkın çalışanı, dünya çapında kurulu 30 binden fazla makinesi var. “Neredeyse senede 2000’e yakın makine satıyoruz. Çok sağlam bir şirketiz, büyümeye devam ediyoruz” diyen Eric Pavone her sene cirolarının %8’ini Ar-Ge ve inovasyona yatırdıklarını belirterek şöyle devam ediyor: “Makinelerimizi daha çok Avrupa’da üretiyoruz, giderek artan bir şekilde Asya’da, Çin’de ve Brezilya’da da üretimlerimiz var. Giriş seviyesi pazarda da daha yoğun şekilde var olmak istiyoruz çünkü Çin firmaları giderek güçleniyorlar. Dolayısıyla biz bu pazarın da bir parçası olmak istiyoruz. Çalışanlarımızın yarıdan fazlası Avrupa dışında ve her yerde büyüyoruz.”
Esnek ambalajda Batı Avrupa %1.5 büyürken, Doğu Avrupa’da %4, Orta Doğu ve Afrika’da %5 büyüme beklendiğine işaret eden Pavone, büyüme tahminlerinin olumlu olması yanında zorluklar da olduğunu, etkinlikte iş ortaklarıyla birlikte sürdürülebilirlik konusunda neler yapılabileceğini de anlatacaklarını dikkat çekiyor. Etikette de %4 büyüme beklendiğini kaydeden Eric Pavone, toplam ambalaj pazarının 1.1 trilyon dolar değerinde olduğunu ve BOBST’un makineleriyle bu pazarın %60’ına hitap ettiğini belirterek ekliyor: 2030’da, 2035’te bütün büyük dönüştürücüler, ambalajlarını ya geri dönüştürülebilir ya da biyoçözünür kılacaklar. Dolayısıyla harekete geçmeliyiz. Çözümler yanımızda. Değişim elimizde. Bu değişimi gerçekleştirmek bizim için büyük bir fırsat olabilir ve sürdürülebilir çözümler sunabiliriz. Markalar ambalaj için daha fazla ödemeye hazır değiller. Bu yüzden tasarımlarını değiştiriyorlar ve biz de daha çevik ve daha dijital olmalıyız.”
UPM: Ortak oluşturulan geri dönüştürülebilir yüksek bariyerli kâğıt bazlı çözümler
Birlikte geliştirilen yüksek bariyerli kâğıt tabanlı çözümler hakkında İstanbul’da UPM Kıdemli Ürün Portföyü Yöneticisi Mika Uusikartano, Gaziantep’te ise UPM Türkiye Satış Direktörü Mert Ecer ve Satış Müdürü Damla Sağlamer Çevik sunum yaptı. Bir orman endüstrisi şirketi olan UPM 54 ülkede faaliyet gösteriyor ve dünya çapında 11 bin müşterisi var.
Finlandiya’da bir ağaç kestiklerinde 4 ağaç dikmek zorunda olduklarını belirten Uusikartano, “Üretimde her şeyden önce verimliliğe odaklanıyoruz, verimlilik aynı zamanda düşük karbon salınımı” diyor. Ürünün son kullanıcıya ulaşmasında lojistik maliyetinin de dikkate alınması gerektiğini hatırlatan konuşmacılar, aslında ürünün tüm ömrünün düşünülmesi gerektiğini vurguluyorlar. UPM’in ambalaj ve etiket kâğıtları hakkında bilgi verilen sunumda, özel kâğıtlarda ikisi Finlandiya’da, biri Almanya’da ve biri Çin’de olmak üzere dört farklı fabrikada üretim yapıldığı kaydediliyor. Ürünlerin ormandan elde edilen elyaflarının 70 kez geri dönüştürülebildiğini kaydeden Uusikartano, şöyle devam ediyor: “Size vermek istediğimiz kilit mesaj şu: Değer zincirinde çok önemli bir noktadayız ve BOBST makineleriyle kimyasallar ve kâğıdı birleştirerek çok daha verimli bir ürün ortaya çıkartabiliyoruz. Elbette değer zincirinde konverting çok önemli ama ambalaj, bariyer performansı çok önemli. Son olarak da ürün ömrüne baktığımızda tüketici devreye giriyor. Değer zincirindeki yeni nesilleri eğitmemiz ve bir gelecek oluşturmamız gerekiyor.”
Geri dönüştürülebilir bir özel kraft kâğıt olan Solide Lucent gibi yeni ve inovatif ürünler geliştirirken, UPM öncelikle performansa ve geri dönüştürülebilirliğe odaklanıyor. Sunumun devamında BOBST, Michelman şirketleriyle iş birliği içinde geliştirdikleri oksijen, nem, mürekkep, yağ bariyerli ürünleri hakkında bilgi verildi.
Sunumla ilgili katkıda bulunan Eric Pavone; iki üç sene önce kimsenin su ve oksijen bariyerli kâğıt bazlı bariyer kâğıdı olabileceğine inanmadığını, bu projede iki sene birlikte çalıştıklarını belirterek, 2030’da 50 milyon tona ulaşacak ambalajın %15’inin elyaf bazlı, %55-60’ının geri dönüştürülebilir olacağını ekliyor ve “Burada büyük bir fırsat var, şimdi değişmek zorundayız; değişmezsek beş sene sonra pazarın dışında kalırız” diyor.
Reifenhäuser sürdürülebilir ambalaj çözümleri
Reifenhäuser Almanya Satıştan Sorumlu Yöneticisi
Benjamin Pott
Reifenhäuser Group, yüksek kaliteli şişirmeli (blown) film, döküm (cast) film, tabaka film ve nonwoven üretimi için özel olarak tasarlanmış hatlar ve bileşenler tedarik ediyor.
Reifenhäuser Almanya Satıştan Sorumlu Yöneticisi Benjamin Pott, “Dökme MDO filmlerde yeni sürdürülebilir olanaklar”, Almanya Bölge Satış Müdürü Vladislav Smirnov, “Sürdürülebilir ambalaj” üzerine sunumlar yaptı.
Avrupa Birliği’nin “Tüm ambalajlar 2030’a kadar geri dönüştürülebilir olacak” dediğini hatırlatan Pott, bu kısa sürede ekstrüzyon hatlarının buna göre konfigüre edilmesi gerektiğine dikkati çekiyor. Sunumunda, dünyada 1 milyon ton EVO PP film potansiyeli olduğunu belirten Pott, “Bunun bir kısmı şişirilmiş (Blown), bir kısmı dökme (Cast) film olacak; Cast filmlerde yaklaşık %20 kadar bir pazar payı kapabiliriz” diyor. Her tür ambalaj için bir çözümleri olduğunu vurgulayan Pott, bariyer filmlerindeki reçine tasarrufu sağlayan geliştirmelerini anlattı. “Yeni ürünler konusunda yapmak istediğiniz ne varsa lütfen bizimle temasa geçin ve size reçete formülasyonlarınız konusunda rehberlik edelim” diye ekliyor Pott.
Reifenhauser şişirilmiş (blown) film çözümlerini anlatan Vladislav Smirnov, nasıl daha enerji tasarruflu, ekonomik ve sürdürülebilir filmler elde edilebileceğine dair teknik bilgiler paylaşırken, “Gelecek hafta yedi katmanlı bir MDO (makine yönü oryantasyonlu) film hattı kuracağız ve aynı hatta saatte 1 ton üretebiliyoruz” diyor.
Eric Pavone, şişirilmiş ya da dökme film hattına 2-3 milyon euro yatırım yapılarak yılda 5-10 bin ton film üretilebileceğini belirterek, “Böylece film satın alma maliyetinizi azaltacak ve marjı kendinize saklayabileceksiniz” diye ekliyor.
BOBST gravür, laminasyon ve kaplama çözümleri
BOBST Teknoloji Satış Müdürü Angelo Cavallo, “Rotogravure: Digitalization Meets Tradition” başlıklı sunumunda oneBARRIER çözümünü ve metalizörün bu çözümü nasıl desteklediğini anlattı. oneBARRIER PrimeCycle geri dönüşüme hazır, mükemmel bariyer özelliklerini korurken, sürdürülebilir ambalaj için potansiyel olarak çığır açıcı bir gelişme haline gelen polimer bazlı bir mono-malzeme.
BOBST tarafından Dow, Michelman, Sun Chemical ve Zermatt gibi önemli endüstri ortaklarıyla birlikte geliştirilmiş BOBST oneBARRIER sürdürülebilir çözümleri ailesi, EVOH ve üst kat içermeyen şeffaf AlOx bazlı veya opak AluBond bazlı tam PE mono-substratlardan oluşan PrimeCycle ve mevcut kâğıt akışında geri dönüştürülebilen işlevsel katmanlarla kaplanmış tek malzemeli yüksek bariyerli kâğıt bazlı bir yapı olan FibreCycle’ı barındırıyor. 2019’da katı mevzuat çerçevesinde, malzemenin işlevselliğini koruyarak yenilikçi, sürdürülebilir filmler üretmeyi hedeflediklerini belirten Cavallo, “Son derece uzun bir yolculuk oldu, başarmamız gereken çok şey vardı. Bunlar ancak iş ortaklarımızla oluşturduğumuz sinerji sayesinde mümkün olabilirdi” diyor. Cavallo, BOBST İtalya olarak tam ölçekli bir kaplama hatttına yatırım yaptıklarını, bu makinede müşterileriyle plastik PP’leri test ettiklerini, kaplama testleri yaptıklarını kaydediyor.
BOBST Teknoloji Satış Müdürü Mattia Croce,
BOBST Teknoloji Satış Müdürü Mattia Croce, sadece makinenin yeterli olmadığını, eksiksiz bir laboratuvar da gerektiğini belirterek, kaplamanın ağırlığını, mukavemeti, solventi vb. ölçebildiklerini söylüyor. Otuzdan fazla (piyasada şu anda ne yapılabiliyorsa) kaplama çeşidi sunabildiklerini belirten Croce, “İhtiyaç duyabildiğiniz her şeyi burada işleyebiliyoruz” diyor ve ekliyor: “Gerçekten dönüm noktası niteliğinde olan anlar yaşıyoruz. Geleneksel olanı geride bırakıp tek tip, tek malzemeli, daha kalın materyallerden oluşan bir ambalaja doğru gidiyoruz.” Croce, sunumunun devamında sürdürülebilir, tek malzemeli, bariyerli, geri dönüştürülebilir çözüm için zorluklar ve çözümler üzerinde durdu. oneBARRIER çözümlerinin hangi makinelerde (oneBARRIER Coater, EXPERT K5, NOVALAM S 550) nasıl üretildiğini ve laminasyon çözümlerini anlattı.
BOBST sunumunda flekso ve rotogravürde oneECG uygulaması ve rotogravürde 10 ünite gerektiren geleneksel bir prosesin sadece 7 ünite gerektiren genişletilmiş renk gamı (Extended Color Gamut / ECG) kullanılarak nasıl uygulanabildiğine yer verildi. smartGRAVURE teknolojisi ve gravür prosesini dijitalleştirilmiş bir sürece dönüştürmenin avantajları paylaşıldı.
smartGRAVURE üç bileşenden oluşan modüler bir sistem: oneSET, onePRINT ve oneECG (Genişletilmiş Renk Gamı).
oneSET, BOBST Connect’in bir bileşeni ve %100 otomatik, makinenin hızlı ve doğru ayarlanmasını sağlıyor. Müşterinin sipariş verilerini PDF dosyaları biçiminde aldıktan sonra, sistem kendi başına en uygun ve verimli makine ayarlarını öneriyor. Ayarlar makine dışında, çevrim dışı yapılıyor ve tek tıkla makineye aktarılıyor.
onePRINT, hat içi ve tam otomatik işlem renk ölçümü ve ayarıyla yenilikçi bir mürekkepleme sistemi ve operatöre çok az iş bırakıyor. onePRINT renk kontrolü için girdinin yanı sıra oneECG ile birleştirildiğinde ilk baskıdan son baskıya kadar güvenilir renk kararlılığı sağlıyor.
Yeni sistem, renk devresindeki mürekkep miktarını gerekli minimuma sınırlayarak, makinedeki mürekkebi geleneksel gravür çözümlerine kıyasla %50’den fazla azaltıyor ve aynı anda mürekkep israfını azaltıyor.
oneECG, artık gravür baskı için de mevcut ve bu baskı sürecini dijitalleştirmenin temel bir unsuru. oneECG, yedi adede kadar baskı mürekkebinden oluşan sabit bir setle çalışıyor, bu nedenle iş değişiklikleri için yalnızca baskı silindirlerinin değiştirilmesi yetiyor, mürekkep değişimi gerekmiyor. Bu, mürekkep israfını azaltıyor. Bu nedenle, baskı işleri makine kontrollerine aktarılmadan önce, baskı öncesi aşamada ‘renk eşleştirme’nin dijitalleştirilmiş bir versiyonu gerçekleştirilebiliyor. smartGrAVURE iş değiştirme süresinde %70 zaman kazandırıyor. oneECG teknolojisine sahip MASTER RS 6003 resmen Pantone onaylı. Fire ve mürekkep tasarrufu sürdürülebilirliğe katkı demek. Sistem, yaklaşık 5.000 m²’den küçük ve orta ölçekli siparişlerin kârlı bir şekilde üretilmesini sağlıyor.
Yeni nesil biyobazlı sürdürülebilir Michelin primer ve lakları
Michelman EMEA Satış Direktörü Thierry Van Migem ve Kıdemli Bilim İnsanı Lulia Mihai, “Yüksek bariyerli geri dönüştürülebilir ambalaj yapıları için dizayn” başlıklı bir sunum gerçekleştirdiler.
BOBST ve adı geçen iş ortaklarıyla iş birliği yaparak, tasarım yoluyla daha fazla döngüsellik elde etmek için yenilikçi, tek malzemeli yeni bir metalize film yapısı olarak geliştirilen oneBARRIER PrimeCycle, Cyclos-HTP tarafından AAA (yüzde 98) geri dönüştürülebilir sertifikalı bir ürün ve aynı zamanda CEFLEX D4ACE paketleme yönergelerine uygun bir MDO-PE tek malzemeli yapı olarak tedarik zinciri boyunca bariyer özelliklerinin mükemmel şekilde korunmasını sağlıyor.
Michelman EMEA Satış Direktörü Thierry Van Migem
Michelman, bu yapı için mevcut geri dönüştürülemez metalize filmlerin yüksek bariyer performansına uymasını sağlayan yeni bir çok işlevli kaplama geliştirmiş. Bu tek kaplama, metalizasyon işlemi için bir astar görevi görürken aynı zamanda iyileştirilmiş oksijen, nem ve mineral yağ bariyerleri sağlıyor. EVOH ve PVDC içermiyor ve gıda temasına uygun. Çok düşük kaplama ağırlıklarında etkili ve PE, BOPP ve PET dahil olmak üzere çok çeşitli filmlerle uyumlu. oneBARRIER Prime Cycle’ın yapısında oksijen bariyeri işlevi gören su bazlı primer Michelman tarafından geliştirilmiş ve metalizörün daha efektif çalışmasını sağlıyor.
Bir diğer oneBARRIER çözümü, elyaf kâğıt bazlı %94 geri dönüştürülebilir one BARRIER Fibre Cycle’ın yapısındaki OPV (Üst baskı verniği), Michelman tarafından geliştirilmiş Vapor Coat® 1300, tropikal koşullarda nem buharı geçirgenliğini azaltmak için koruyucu lak olarak üste basılıyor.
Biyo bazlı Michelman bariyer ve lak çözümleri konusunda teknik ayrıntılara yer veren Thierry Var Migem, akademi, ham madde tedarikçileri, baskı altı materyal üreticileri, ekipman üreticileri, ambalaj üreticileri ve marka sahiplerinin iş birliğinin yeni ortak çözümler geliştirmek için elzem olduğunu ekliyor.
Entegre, otomatik Esko baskı öncesi çözümleri
Esko Türkiye, Orta Doğu, Afrika ve Güney Asya Genel Müdürü Mustafa Salur, sunumunda Esko hakkında bilgi verdikten sonra dünyada meydana gelen gelişmelerin sonuçlarına ve sektöre etkilerine değinirken istihdam ve satın alma alışkanlıkları gibi alanlardaki kritik değişimleri özetledi; sektöre yeni giren yetenekli çalışanlardaki azalmaya dikkati çekti.
Sürdürülebilirliğin Esko’nun ana şirketi Veralto’nun önceliği olduğunu belirten Mustafa Salur, Esko’nun yaklaşımının en az iş gücü ile daha çok işi daha az hata ile üretebilmek olduğunu vurguluyor. Salur, Esko Pack Proof’un Fogra 55 sertifikalı tek çözüm olduğuna vurgu yaptı.
Automation Engine, gerek kullanıcı firmanın çalıştığı çözümlerinin entegrasyonu, gerek üçüncü parti yazılımlardan gelen girdileri alıp işleyen ve işledikten sonra gerek Esko’nun yazılım ve donanım çözümleri gerek üçüncü parti çözümlerle entegrasyonu sağlayan bir yazılım çözümü olarak zaman kazandırıyor, hataları azaltıyor ve iş süresince, işten işe tutartılığı sağlıyor.
Dünyada ilk dijital klişe pozlandırma teknolojisini geliştiren Esko’nun klişe yapımı ve UV LED çözümü bugüne kadar yaklaşık 4750’si halen çalışan 5000’in üzerinde kurulmuş durumda. Mustafa Salur; “Esko’nun klişe teknolojisi ve LED-UV pozlandırma teknolojisi sadece klişe üretmenin ötesinde artılara da sahip” diyor ve ekliyor: “Mürekkep tasarrufu, aynı klişenin daha uzun metrajlarda kullanılabilme özelliği, sürdürülebilirlik için çok değerli enerji tasarrufu, kişilere bağımlılığı ortadan kaldırması ve son olarak da Equinox, sektörel adıyla Genişletilmiş Renk Gamı teknolojisiyle prosesin sorunsuz olarak çalıştırılabilmesi.”
Salur, cıva içeren ve 2027’de AB’nin yasak listesine girecek konvansiyonel UV sistemlere alternatif LED UV sistemlerin operatörü de çok az meşgul ettiğini hatırlatıyor.
Mustafa Salur sunumunu drupa yeniliklerini, dijital dönüşüm, yapay zekâ ve dijital güvenlik unsurlarına değinerek sonlandırdı.
Müşteri başarısını güçlendirme: CI flekso inovasyonlarıyla sürdürülebilir çözümler
BOBST EMEA Teknoloji Satış Müdürü Michael Steggemann
BOBST EMEA Teknoloji Satış Müdürü Michael Steggemann, müşterilere sürdürülebilir çözümler sunmak istediklerini belirterek, bunu sürdürülebilirlik, otomasyon, dijitalleşme ve bağlantılılık ile başardıklarını söylüyor.
Tüm makinelerin BOBST Connect ile bağlantılı olduğunu kaydeden Steggemann, sunumunda makinelerdeki yenilikçi teknolojilerle ayar ve iş değiştirme sürelerini nasıl kısalttıklarını anlattı.SmartGPS’teki daha sürdürülebilir baskıya dönük güncellemeleri de anlatan Steggemann, makine çalışırken yeni bir iş hazırlanabildiğini gösterdi.
BOBST’un CI flekso baskı portföyünde MASTER CI, EXPERT CI, VISION CI ve oluklu mukavva için MASTER CI 90SIX bulunuyor. Bunlar hızları ve baskı enleriyle farklı ihtiyaçlara hitap ediyor.
Steggemann, “Fabrikamıza ambalajınızı getirebilirsiniz ve bu makinelerden birinde basabiliriz” diyor.
BOBST Connect ile bağlantılı makinelerde SmartVIEW, SmartSET, SmartGPS gibi yardımcı sistemlerle, gerektiğinde daha kısa sürede ve daha az müdahale, daha az fire ile sürdürülebilir baskı yapılabiliyor; her makinede oneECG kullanılabiliyor.
Sürdürülebilir yüksek bariyer ambalaj çözümleri
BOBST Manchester’dan Teknoloji Satış Müdürü Pedro Bartulos, BOBST’un sürdürülebilir yüksek bariyer ambalaj çözümlerini anlattı.
Bartulos, BOBST Manchester Yetkinlik Merkezi’nde 2023 yılında 933 müşteri testi yaptıklarını belirterek, tesisin testlere açık olduğunu belirtiyor. “Pek çok marka sahibi, üretici şirket metalize kaplama makinemizde UPM ile, Michelman ile, farklı malzemelerle denemeler yapıyorlar ve yeni çözümler bulmaya çalışıyorlar” diyen Bartulos, bu çalışmaları halen 1.3 metrelik metalize kaplama makinesiyle bu çalışmaları yapabildiklerini belirterek, Yetkinlik Merkezi’nin test yapmak isteyen üreticilere açık olduğunu söylüyor. Bartulos, çalışmaların yarısının yüksek bariyer, yüksek yapışma özelliği olan opak metalizasyon prosesi Alubond ile yapıldığını, kâğıt ve polyefinlerle çok iyi sonuçlar verdiğini kaydediyor.
BOBST için sürdürülebilirliğin üç taşıyıcı sütununun mono-materyal polyolefin (PP, PE) kullanımı; kompost edilebilirlik, biyoçözünürlük, biyobazlı polimerler; kâğıt olduğunu belirten Bartulos, “Metalize polyester yerine başka bir şey kullanacaksak, buna Yüksek Bariyer diyoruz; alüminyum folyo yerine başka bir şey kullanacaksanız oksijen transmisyon oranının, su buharı ve nem geçirgenliğinin 0.1 oranının altında veya eşit olması gerekli” diyor. Ambalaj tasarımında dikkat edilecek hususları özetleyen Bartulos, sürdürülebilir ambalajın daha maliyetli olduğunu ve maliyet etkin çözümler geliştirmek için çalıştıklarını ekliyor. Bartulos, metalize kaplama makineleri ve kullanıldıkları çözümler, bariyer değerleri hakkında bilgilerle sunumunu bitirdi.
BOBST Dar ve Orta En Etiket / BOBST Dijital: BOBST inkjet dijital teknolojisi
BOBST Teknoloji Satış Müdürü Giorgio Deliziosi, dar ve orta en (NMW) etiket çözümleri hakkında bilgi verdi. Mouvent ve Gidue firmalarının satın alınması sürecini ve pazar eğilimlerini özetleyen Deliziosi, şunları sölyüyor:
“Sürdürülebilir çözümler sunmak, esneklik, daima güncel bilgilere ulaşabilme konusunda iyi olmak, çevik, verimli olmak ve aynı zamanda kullanımının kolay olması önemli. Çok karmaşık bir etiket üretiminde uzman operatörlerle çalışmalısınız ki bu çok zor ya da çok daha yalın, kullanımı kolay, otomatik ve dijjital ve bağlantısı olan bir ekipmanla çalışmanız gerekir. BOBST dar en flekso etiket sayesinde yalın, kullanımı kolay, sürdürülebilir çözümler sunabiliyoruz. Ham maddeden tutun nihai ürüne kadar aynı platform içerisinde tüm süreçleri farklı entegre teknolojilerle üretebiliyoruz. Bu şekilde üretim zamanını azaltabiliyoruz, aynı ürünü, aynı baskıyla daha kısa sürede üretebiliyor ve bakım maliyetinizi azaltmış oluyorsunuz. Uzmanlarla çalışmak zorunda olmadığınızdan işçilik maliyeti de düşüyor. Kalite artıyor, uygulamalar çeşitleniyor, entegrasyon basitleştirilebiliyor ve kullanım optimize oluyor. Bu şekilde çok karmaşık, çok katmanlı ürünler üretebiliyorsunuz. Aynı platformda (dijital platform olsun, flekso olsun) farklı süslemeler yapabiliyorsunuz; laminasyon, çok katmanlı vernikleme olsun, sıcak – soğuk yaldız, çeşitli süslemeler, şekilli kesimi dahil edebiliyorsunuz. Aynı zamanda çeşitli analizler yapabiliyorsunuz; kesme ve geri sarım ile entegre edebiliyorsunuz.”
Deliziosi, sunumunda, demo merkezinde baskı ve kaydın (register) otomatik olduğu, işten işe geçişin makineyi durdurmadan otomatik gerçekleştiği bir video gösterdi.
Deliziosi, sunumunda BOBST DIGITAL MASTER Serisi baskı makinesinin 2024’te %35 pazar payı ile pazar lideri olduğunu belirterek, MASTER M6’da 30 metrenin altında fire ile iş değişimi yapılabildiğini söylüyor. Deliziosi, hibrit platformlar ve dijital teknolojinin özünü oluşturan BOBST’un Cluster (Küme) teknolojisine, AccuCheck hata ve kalite kontrol sistemine de değindi.
BOBST Servis, BOBST Connect canlı demosu
BOBST Türkiye ve Kafkas Ülkeleri Bölge Servis Direktörü Yusuf Şahin ile BOBST IoT Ürün Müdürü Allegra Alessi, BOBST servis çözümlerini anlattı ve BOBST Connect’in canlı demosunu gerçekleştirdi.
Yusuf Şahin’in verdiği bilgiye göre BOBST İstanbul’un 15’i sahada (4’ü sadece esnek ambalaja hizmet veren) 27 servis personeli var. BOBST İstanbul olarak son beş senedir esnek ambalaja daha iyi hizmet verebilmek için servise yatırım yaptıklarını belirten Şahin, Türkiye’de kurulu 860 makine olduğunu kaydediyor.
Connect demosunu gerçekleştiren Allegra Alessi, dünyanın her yerinden verilerini paylaşma izni veren müşterilerinin makinelerindeki işi, üretim zamanı, atık miktarı, hedeflenen hız ve gerçek hız gibi verileri anlık görebildiklerini; gerektiğinde geriden kalan bir saat önce neler olmuş; dört hafta içerisinde neler olmuş, makine ne zaman üretime başlamış, yavaşlamalar, ayar süreleri, durmalar, hatalar vb. verilere ulaşabildiklerini, Connect ekranından gösterdi. “Üretiminizden ne kadar atık oluştuğunu otomatik olarak hesaplayabiliyorsunuz” diyen Alessi, operatörlerin işin kalitesine ve teslim süresine göre hedef hızlara yakın ya da üzerinde çalışabildiklerini, işe özel belirlenmiş hedef hızı değiştirebildiklerini belirterek, “BOBST Connect sizin ERP sistemlerinize entegre olabilir” diyor; tüketilen enerjinin de BOBST Connect’e görülebildiğini ekliyor.
Sürdürülebilir bir yolculuk için Sun Chemical çözümleri
Sun Chemical Ürün Direktörü Pierangelo Brambilla, firmanın tarihçesi ve ambalaj çözümlerini anlatarak başladığı sunumunda, ambalaj trendlerine de değinerek, rijit ambalaj yerine plastik ambalaj, plastik ambalaj yerine elyaf bazlı kâğıt ambalaj ikamesi için fırsatlar olduğunu söylüyor.
Sun Chemical Ürün Direktörü Pierangelo Brambilla
Brambilla, mono-materyallere geçiş için Sun Chemical bariyer laminasyon tutkalları, konvansiyonel laminasyon tutkalları, mürekkepleri ve diğer ürünleri hakkında bilgi verdiği sunumunda, bir BOBST oneBARRIER PrimeCycle ultra yüksek bariyer uygulamasında solventsiz bariyer tutkalı SunBAR® Paslim®, bariyer primer/lakı SunBAR® Aerobloc, gravür baskı (primer, 2K white, 6 ECG mürekkep + ısı dirençli vernik) çözümlerinin yer aldığını gösterdi.
Pierangelo Brambilla şunları söylüyor: “Yeni bir teknoloji, ürün portföyümüze girdiğinde sürekli sürdürülebilirliğe odaklanıyoruz ve sürdürülebilirliğe baktığımız yer kâğıt, karton veya plastik ise farklı. Odaklandığımız şey, azaltım. Ambalajın ağırlığı, katman sayısı veya atık azaltılabilir. Elbette geri dönüştürülebilirliği de hem mekanik hem kimyasal anlamda arttırmayı hedefliyoruz; bunun net örneklerinden biri mono-materyale doğru ilerlemek. Mono-materyale doğru giderken potansiyel olarak laminasyonu da gidermek hedeflerimiz var. Plastik içerisinde yeni substramız var, kompost haline getirilebilirliği hedefliyor ve teknolojimize biyo-yenilenebilir içerikleri de dahil ediyoruz.”
Kâğıt ambalajda kaplama sayısını ve ağırlığını azaltmak ve elyaf bazlı içerik oranını arttırmak istediklerini belirten Brambilla, mono materyale geçerken kaybedilen oksijen bariyerini, mekanik direnci, ısı direnci vb. işlevsellikleri geri kazanmanın önemini vurguluyor.
“Her tür gıda, her tür koruma modu belirli bir oksijen ve nem bariyeri gerektirir. Bize göre tek ve eşşiz bir çözüm tüm talepleri karşılayamaz” diyen Brambilla, ekliyor: “Bu maliyet etkin olması gereken bir çözüm çünkü her zaman çoklu malzemeden tekli malzemeye geçişte en iyi rekabetcçilik yakalanmak zorunda. Bunun için modüler bir çözüm geliştirdik. Neyi ambalajlamaya çalışıyorsak ona uyarlanabilmeli.”
Miraclon PureFlexo Baskı
Miraclon’un Türkiye’nin de dahil olduğu Orta Doğu, Afrika Bölge Müdürü Emre Tezcan
Miraclon’un Türkiye’nin de dahil olduğu Orta Doğu, Afrika Bölge Müdürü Emre Tezcan ve Miraclon Türkiye Temsilcisi Dereli Graphic Satış Müdürü Mert Yarar, Miraclon PureFlexo Baskı teknolojisini anlattı.
Gün boyunca yapılan sunumların içeriğine ve kalitesine vurgu yapan Emre Tezcan; “Her şey çok güzeldi. Tüm bunların paralelinde bir tek kalıp, bir tek klişe tüm bu dinlediğimiz kazanımları bir anda kâbusa çevirebilir; bunun olmasını istemediğimiz için bugün buradayız” diyor.
Mert Yarar, klişenin önemini vurguladıktan sonra günümüzde klişe yapımında en önemli sorunun nokta köprülenmesi (Dot bridging) olduğunu belirtiyor. Nokta kazancı ve nokta köprülenmesi gibi istenmeyen bozulmaların engellenmesi için Miraclon’un en son tramlama teknolojili PureFlexo Baskı çözümü üzerinde durdu.
Geleneksel flekso baskıda baskı hatalarından kaçınmak için kullanılan çözümlerin farklı hatalara yol açabildiğini ve hep başa dönüldüğünü örneklerle belirten Mert Yarar, 2008’den bu yana Kodak Flexcel NX ve devamında 2019’dan itibaren Miraclon tarafından geliştirilen teknolojinin aşamalarını ve 2021’de Miraclon tarafından PureFlexo Printing yüzey desenleme (patterning) teknolojisinin geliştirildiğini belirterek, şunları söylüyor:
“Elinize bir klişe aldığınızda noktaları görebiliyorsunuz, söz konusu pattern bu noktalardaki yüzeyi ifade ediyor. Dış kenar çeperini görüyorsunuz, biz buna ‘Edge Definition’ diyoruz. Ortada yine bir tramlı alan ve kenar ile ortanın başlangıcı arasında bir havuz var. Bu havuz sayesinde, kaç metre baskı hızıyla baskı yaparsanız yapın, mürekkep noktanın dışına çıkmıyor, çıkamıyor. Mürekkep havuzun içerisinde hapsolmuş oluyor. Bunun en büyük avantajları:
Noktaların yuvarlak çıkması.
Nokta köprülenme probleminin ortadan kalkması.
Nokta kazancının kontrol edilebilmesi.
Şu anda dünyada bu kadar yüksek çözünürlüklü klişe teknolojisi yok. Bu şekilde 2.5 mikronluk noktayı verebilecek herhangi bir klişe teknolojisi de yok. Kodak Flexcel NX bunu sağlayabiliyor. Dolayısıyla uzun metrajlı işlerinizde az forsa ve istemiş olduğunuz densite ile gravürden döndüreceğiniz işleri PureFlexo ile başarma şansına sahipsiniz.”
Etkinlik Eric Pavone ve Cihat Ayan’ın kısa kapanış konuşmalarıyla sona erdi.