DGS Baskı Teknolojileri A.Ş. dijital baskı teknolojilerine yaptığı ilk yatırımda Durst Tau 330 RSCi etiket baskı makinesini tercih etti. Firmanın Maltepe’deki tesislerinde kurulan bu makine kısa sürede üretim sistemine entegre olurken, baskı kalitesiyle de tam not aldı. DGS yöneticileri dijital baskı ile üretilen etiketlerin flekso baskılarla mükemmel şekilde örtüştüğünü ve müşterilerden bugüne kadar herhangi bir olumsuz geri dönüş almadıklarını belirtiyor.
Etiket sektöründe uzun yıllardır tecrübeye sahip olan DGS Baskı Teknolojileri, dijitalleşme sürecinde bu yatırımı stratejik bir adım olarak değerlendiriyor. Firma yetkilileri, Durst Tau 330 RSCi makinesinin, kalite ve hız açısından üretim süreçlerine önemli bir katkı sağladığını ve müşteri taleplerini daha verimli bir şekilde karşılamalarına olanak tanıdığını ifade ediyor.
DGS Baskı Teknolojileri, 2000 yılında baskısız etiket üretimi ile faaliyetlerine başladı. Takip eden yıllarda ribon ithalatı ve satışıyla büyüyen firma, 2002’de kendi binasına taşındıktan sonra Gallus flekso baskı makineleriyle renkli etiket üretimine geçerek sektördeki konumunu güçlendirdi. Bugün, etiket ve ribon üretimi ve satışı başta olmak üzere müşterilerine teknik servis, baskı makineleri ve sarf malzemeleri ile entegre çözümler sunan DGS, sektörde önemli bir oyuncu olma hedefiyle yatırımlarını sürdürüyor.
Firma, farklı tedarikçilerle çalışmanın müşterilerine operasyonel zorluklar yarattığına dikkat çekiyor ve bu nedenle bütün hizmetleri kendi bünyesinde sunmayı amaçlıyor. DGS yöneticileri, bu yaklaşımın müşteri memnuniyetini artırdığına ve müşterilerinin operasyonel verimliliğini güçlendirdiğine inanıyor.
Dijital baskı yatırımına kadar tamamen flekso baskı makineleriyle çalışan DGS’nin makine parkında Gallus marka üç flekso baskı makinesi, Rotoflex etiket ve kalite kontrol makineleri, ABG kesim ve kalite kontrol makineleri yer alıyor. Son dönemde yapılan Durst Tau 330 RSCi dijital baskı makinesi ve Digistar dijital sonlandırma makinesi yatırımlarıyla birlikte firmanın teknolojik altyapısı önemli ölçüde güçlendi. Bu yatırımlar, DGS’nin kalite kontrol süreçlerini de bir üst seviyeye taşıdı.
DGS Baskı Teknolojileri, müşteri memnuniyetine verdiği önemi güçlü bir Müşteri İlişkileri ekibi ve grafik tasarım kadrosuyla pekiştiriyor. İnsan Kaynakları Yöneticisi Pelin Güney, grafik tasarım ekibinin Gökhan Şimşek liderliğinde müşteri tasarımlarını en doğru şekilde baskıya dönüştürmek için titizlikle çalıştığını belirtiyor. Firma, aynı zamanda müşteri bazlı stok yönetimi ve ürün kodlaması ile de operasyonel süreçlerini daha güvenilir hale getirmiş durumda.
2000 yılından bu yana Türkiye genelinde 1.000’e yakın müşterisine etiket ve barkod çözümleri sunan DGS, teknolojik gelişmeleri yakından takip ederek sektörde kalite çıtasını sürekli yükseltmeyi hedefliyor. Firma, etiket ve barkod sistemlerindeki bütünleşik hizmet anlayışıyla sektördeki liderliğini sürdürüyor ve çözüm ortağı olarak müşterilerinin yanında yer almaya devam ediyor.
Bu yatırım ve yeniliklerle, DGS Baskı Teknolojileri, sektördeki rekabet gücünü artırırken, dijital baskı teknolojileriyle geleceğe yönelik sağlam adımlar atmaya kararlı görünüyor.
Durst Tau 330 RSCi beklentileri karşılıyor
DGS Baskı Teknolojileri A.Ş., dijital baskı alanında önemli bir adım atarak Durst Tau 330 RSCi makinesini satın aldı. Bu yatırımla birlikte kurulumunun ardından yaklaşık 200 farklı projede toplamda 100 bin metre karelik üretim gerçekleştirdi. Firma, bu süreçte daha önce flekso baskı ile üretilmiş işlerin de yer aldığını vurgularken, Baskı Öncesi Yöneticisi Gökhan Şimşek, “Renklerle ve baskı kalitesiyle ilgili hiçbir şikayet almadık. İdeal olarak 8 bin metreye kadar olan işleri dijitalde bastık, ancak 30 bin metrelik projeler de başarıyla tamamlandı” şeklinde açıklamada bulunuyor.
Yatırım süreci, titizlikle yürütülen bir araştırma aşamasıyla başlamış olup, Gökhan Şimşek, DGS’nin 2017 yılından bu yana bu süreçte aktif olarak araştırma yaptığını belirtiyor. Başlangıçta dört renkli dijital baskı makinelerine odaklanmış olsalar da şeffaf üzerine beyaz baskının gerekliliği ortaya çıktığında mevcut makinelerin hızlarının yetersiz olduğu gözlemlenmiş. O dönemde makinelerin hızları sadece 9-12 m/s civarında iken, Şimşek, “Bu sebeple teknolojinin evrimini bekledik ve nihayetinde birkaç uygun makine belirleyerek testler gerçekleştirdik” diyor.
DGS, müşterileri için belirli LAB ve Delta E değerlerine uyum sağlamak zorunda olduğundan, en uygun seçeneğin Durst olduğunu belirlemiş. Şimşek, “Tüm dokümanları farklı firmalara göndererek baskıların test ve ölçümlerini yaptık. Sonuç olarak, en iyi Delta E değerine ulaşan ve dünya standardına en yakın olan Durst makinesi tercihimiz oldu” açıklamasında bulunuyor. Ayrıca, alternatif makineler arasındaki farkın yazılımdan kaynaklandığını vurgulayarak, “Bir makinede Samba kafası varken, diğerinde de aynı kafa olsa bile, yazılımın donanımla uyumu sayesinde daha uygun değerler elde edebiliyoruz” diyor.
Durst Tau 330 RSCi makinesi, dört ana renk, üç ara renk ve bir beyaz ile Pantone kataloğunun %95’ini basma kapasitesine sahip. Dijital baskı işlerinin sonlandırılması için özel bir makine edinildi ve bu makine, serigrafi ünitesi ile kabartma, lak ve Braille alfabesi gibi müşteri taleplerini de karşılayabiliyor.
DGS’nin flekso baskı makineleri 280 mm enindeyken, baskısız etiketler 430 mm, serigraf ve semi rotary Digistar makineleri de 430 mm genişliğe sahip. Gökhan Şimşek Durst yatırımının başlangıç genişliğinin 330 mm olduğunu, ancak makinenin 420 mm’ye uygun olarak üretildiğini ifade ediyor. “DGS, gelecekte ambalaja yönelmek isterse, makinenin dijital kısmını 42 cm’ye yükselterek tamamen 42 cm’lik bir makine olarak kullanabilir” diyor.
Durst Tau 330 RSCi, 52, 80 veya 100 m/s hızla çalışabiliyor. Makinenin yazılımında bir renk yönetim sistemi bulunmakta olup, mürekkebin kuruma hızı gibi özelliklere göre üç farklı hız kalibre edilmiş. Kurulum öncesinde, uzman operatörlerle yazılım çalışmalarına başlanmış ve kurulum sırasında bu operatörlerin birlikte çalışmaları sağlanmış.
Kurulum aşamasında Lino Sistem’in teknik desteği, sürecin sorunsuz ilerlemesine katkıda bulunmuş. Gökhan Şimşek, “Kurulum sırasında teknik ekip buradaydı. Sonrasında Yunanistan’dan bir ekip geldi ve İtalya’dan da destek sağladılar. Eksikliklerimizi giderme noktasında büyük yardımları oldu” şeklinde bilgi veriyor.
DGS, depo yönetimini barkod sistemiyle takip ediyor ve ERP yazılımı ile süreçlerin izlenebilirliğine büyük önem veriyor. Ham maddeden nihai ürüne kadar tüm bilgiler ERP sisteminde kaydedilip takip ediliyor. Bu sistem, DGS’nin operasyonel verimliliğini artırırken, müşteri memnuniyetini de sağlamlaştırmaya yönelik önemli bir adım teşkil ediyor.
DGS Baskı Teknolojileri kalite kontrol ve insan kaynakları stratejileri
Kalite Sistemleri Yöneticisi Kadriye Aymelek girdi kalite kontrolü için belirlenen kriterlerin sistemde kayıtlı olduğunu ifade ediyor. Şirketin kalite planları, yaklaşık 1.000 farklı ham madde için özel olarak hazırlanmış durumda. Mürekkep ve klişenin de dahil olduğu bu planlar çerçevesinde, ürünlerin izlenebilirliğini sağlamak amacıyla takip süreçleri titizlikle yürütülüyor.
Bütünleşik hizmet anlayışıyla DGS, teknik satış ve destek hizmetleri de sunuyor. Yazıcıların tamirinden yedek parça teminine kadar geniş bir yelpazede hizmet veriyor, ayrıca Weber ve Zebra markalarının yetkili satıcısı olarak da faaliyet gösteriyor. Aymelek mürekkep yönetiminin önemine dikkat çekerek mürekkep formülasyonlarının Baskı Öncesi Yöneticisi Gökhan Şimşek ile iş birliği içerisinde oluşturulduğunu ve müşterilerin LAB değerlerini karşılamak için etiketlere aktarılmasını sağladıklarını belirtiyor.
DGS, on katlı kendi plazasında faaliyet gösteriyor. Alt katlar üretim ve klişe stokuna, üretim yönetimine ayrılırken, üst katlar depo, yönetim ve sosyal alanlar için düzenlenmiş durumda.
İnsan Kaynakları Yöneticisi Pelin Güney, şirketin çalışan profili hakkında bilgi veriyor. 100’den fazla çalışanları olduğunu ve sürekli bir gelişim sağladıklarını belirten Güney, pozitif ayrımcılık uygulayarak kadınlara öncelik verdiklerini vurguluyor. Orta kademe yönetimde kadın ve erkek oranının eşit olduğunu ifade eden Güney, şirketin kuruluşundan bu yana çalışan personellerle yeni katılanlar arasında güçlü bir sinerji ve iş birliği oluştuğunu dile getiriyor.
DGS, yetişmiş operatörler ile üniversiteler ve meslek liseleriyle gerçekleştirdiği iş birlikleri sayesinde genç kadrolar kazanarak yalın üretim metodolojisini benimsiyor. Staj dönemlerinde kurum kültüründen memnun kalan gençlerin, sonrasında tam zamanlı olarak şirkette çalışmak istemesi ise önemli bir başarı olarak değerlendiriliyor. Tecrübeli kadro, alt kademe çalışanların yetiştirilmesi konusunda da avantaj sağlıyor, zira bu süreçte teknik becerilerin kazandırılması daha kolay hale geliyor.
Kalite ve sürdürülebilirlik odaklı yönetim modeli
DGS Baskı Teknolojileri A.Ş., kaliteye verdiği önemi belgeleri ve sertifikaları ile kanıtlıyor. Firma, 2007 yılında ISO 9001 belgesini alarak kalite yönetim sistemine olan bağlılığını göstermiş. Aynı yıl Avrupa Kalite Yönetim Modeli kapsamında EFQM ile tanışarak 2007’de Mükemmellikte Kararlılık ve 2012’de EFQM Mükemmellikte Yetkinlik 3 Yıldız sertifikalarını elde etmiş. Ayrıca, sürdürülebilirlik alanında önemli bir adım atarak 2012’de Sedex’e üye olmuş ve etik denetim sürecinden geçmiş. Bu denetimler geçtiğimiz yıllarda ve bu yıl da tekrar etmiş. Kadriye Aymelek bunu, “Küresel müşterilerin bu konudaki talepleri var. Bu süreçler, müşteri nezdinde güven sağlamamızı kolaylaştıran olumlu skorlar elde etmemize yardımcı oldu” şeklinde ifade ediyor.
DGS, teknik servisin mutlaka bulundurması gereken TSE Hizmet Yeterlilik Belgesi’ni 2014 yılında alarak müşteri memnuniyetini ‘sıfır hata’ hedefi ile takip eden bir yönetim modelini uyguluyor. Şirketin 2014’ten bu yana ISO 10002:2018 sertifikası var. Ayrıca, 2020 yılında FSC Sertifikası sahibi olan DGS bu sertifika ile endüstriyel ormanlardaki ağaçlardan üretilmiş ürünlerden etiket üretimini gerçekleştirmekte ve bu durumu büyük bir önemle sürdürüyor.
DGS, Türkiye’de 2021 yılında sıfır atık projesi kapsamında devreye alınması gereken Depozito Yönetim Sistemi sertifikasına sahip olan altıncı kuruluş olmuş. Bu yıl ise, ISO 14001 ve ISO 45001 sertifikalarını almak hedefleniyor.
Şirket yıllar içerisinde FINAT ve dünya genelindeki etiket yarışmalarından birçok ödül kazanmış. 2023 yılı itibarıyla World Label Awards 2023 Flekso Renk Proses kategorisinde birincilik ödülünü alan DGS, 2024 FINAT Etiket Yarışması’nda da Flekso Baskı kategorisinde mansiyon ödülü ile ödüllendirildi.
Geniş müşteri profili ve çok sektörlü iş birlikleri
DGS Baskı Teknolojileri A.Ş. ağaç endüstrisi, ambalaj, demir-çelik, elektrik-elektronik, gıda, kimya, lojistik, otomotiv, ilaç, tarım, tekstil ve hazır giyim gibi çeşitli sektörlerde faaliyet gösteren önde gelen çok uluslu şirketlerle iş birliği yapıyor. Şirket 1.000 civarında müşteri portföyüne sahip ve bu müşterilerin arasında küresel ölçekteki büyük firmalar da yer alıyor. DGS her yıl bu firmalarla çoklu denetim gerçekleştiriyor, bu sayede kalite ve güvenilirliğini sürekli olarak sağlıyor. Tek bir sektöre odaklanmayan DGS böylece risklerini de çeşitlendirerek dalgalanmalardan daha az etkileniyor.
İnsan Kaynakları Yöneticisi Pelin Güney, “DGS ayakları yere sağlam basan bir şirket. Dönemsel krizlerden etkilenmemesinin sebebi de bu. Çalışanlar, bu anlamda kendilerini her zaman güvende hissediyor” diyor. Güney, yatırımların da fizibilite ve kapasite çalışmalarına dayalı olarak yapıldığını vurguluyor.
DGS iç pazarda yoğunlaşmasına rağmen, büyük müşterilerinin çok uluslu şirketler olmasından dolayı dolaylı ihracat gerçekleştiriyor. Müşterilerinin çoğunluğunun Türkiye’de üretim yapan çok uluslu şirketlerden oluştuğunu belirten Güney DGS’nin etiket ürününü sadece standart bir kırtasiye malzemesi olarak gören firmalardan ziyade üretim kalitesini ve sevkiyat zincirini etkileyen, niş ham maddeler üzerinde çalışan, kalite bilincine sahip ve üretim hattının durmasını istemeyen müşterilere odaklandığının altını çiziyor. Bu tür müşteriler, DGS’nin portföyünün büyük bir kısmını oluşturuyor.
“Durst’un DGS Baskı Teknolojilerinde olması tesadüf değil”
Lino Sistem A.Ş. Genel Müdürü Emrah Korugan, DGS’nin Durst yatırımı ile ilgili görüşlerini aktarırken firmanın sıradan bir etiketçi olmanın ötesinde belirli kalite kriterlerini sağlayarak ve bu standartları titizlikle koruyarak üretim gerçekleştirdiğini vurguluyor. DGS’nin hassasiyetine değinen Korugan, “Birlikte yurt dışına gidip testleri gerçekleştirdik. Gerçekten ne kadar detaya indikleri gözler önündeydi” diyor. Durst’un, DGS’nin ihtiyaçlarını büyük ölçüde karşıladığını düşündüğünü ifade eden Korugan, “Durst’un burada olması tesadüf değil. DGS, gerçekten ihtiyaçlarına uygun bir baskı teknolojisine yatırım yapma konusunda bilinçli bir yaklaşım sergiliyor” vurgusunu yapıyor.
Korugan makineyi sadece satmadıklarını, aslında DGS’nin bu makineleri sahiplenerek kullanmaya başladığını belirtiyor. Müşterilerin genellikle hangi makineyi alacaklarına karar verdiklerini bu süreçte kendilerinin ise ihtiyaç duyulan bilgileri aktararak destek verdiklerini ifade eden Korugan, “Bu makineler, zorlayarak satabileceğiniz türden değil” diyor.
DGS’nin bu yatırımıyla birlikte iki elektrik-
elektronik mühendisinin de kadroya katıldığını ve bu mühendislerin İtalya’da eğitim alacağını aktaran Korugan, Türkiye’de toplamda 8 makine ve 4 kişilik bir servis ekibi bulunduklarını belirtiyor. Kurulumların artmasıyla birlikte servis ekibini genişletmeyi planladıklarını da belirten Korugan, “Ekonomik koşullar düzeldikçe, piyasada Durst’un görünürlüğünün artacağına inanıyorum” diyerek geleceğe yönelik olumlu bir perspektif sunuyor.