“Fuarın ilk günü HP’nin tabaka baskıda en güçlü olduğu ürünü HP 35K’yı Halaman Matbaacılık’a sattık”
Matset A.Ş. başta HP olmak üzere Türkiye Temsilcisi olduğu 15 firmanın standında 16 kişilik geniş bir kadroyla drupa’ya katıldı. Genel Müdür Doğu Pabuççuoğlu HP standında sorularımızı yanıtladı.
- Son drupa’dan bu yana sekiz yıl geçti ve beklentiler yüksekti, diğer yandan dünyada ve iletişim kanallarında çok şey değişti; siz nasıl değerlendiriyorsunuz, bu fuarı nasıl etkiledi?
drupa fuarına 1996’dan beri katılıyorum. Sekiz sene ara herkese uzun geldi, bence herkes alışkanlığını kaybetti. Dört senede bir olunca beklentiniz oluyordu. Katılımcı sayısı fena değil, ziyaretçi sayısı düşük. Avrupa ülkelerine dışarıdan gelmek artık çok zor. Vize uygulaması bir tek Türkiye’yi değil diğer ülkeleri de etkiledi. Bir de Perşembe ve Cuma günleri Almanya’nn tatil oldu, hafta sonu da tatil. Almanlar tatilleri konusunda hassas oldukları için yerel katılım çok daha az oldu.
HP tarafından bakarsak standımız her zaman dolu. Kimse burayı pas geçmiyor. Ben bu drupa fuarını Labelexpo’ya benzettim. Belki öyle bir hale gelebilir. Labelexpo Avrupa’da bir sene var, bir sene yok. Onun olmadığı yıllarda drupa ile yer değiştirebilirse iyi olacak gibi görünüyor. Bence bu fuar gelecek senelerde biraz daha küçülecek. Bizim için o emare yok, biz gene aynı yerdeyiz ama diğer holleri gezdiğimde arka taraflar boştu. Boş kenarları ortaya toplamışlar.
Bir de artık ticari matbaacılık dijitalle birlikte özellikle bizim bulunduğumuz bölümde iyice birbirine karıştı, etiket de var, esnek ambalaj da var. Dijitalin kendi içerisinde tabaka ofset bölümü hızla büyüyor. Böyle bakıldığında dijital ön plana çıkacak, biraz daha fuarın şekli değişecek diye düşünüyorum.
- Ambalaj ve etiket öne çıkıyor gibi görünüyor
Ambalaj tarafı da Interpack ile çakışacak çünkü ambalaj öne çıkıyor. Gelecek sene de Interpack var, fuarların hepsi birbiriyle çakışıyor.
2028 için kafalarda soru işareti var. Yani fuarları yöneten büyük firmalar şimdiden 2028 acaba olsun mu moduna geçiyorlar. Bir de katılım maliyetleri çok yüksek (HP standının katılım maliyeti 10 milyon euro). Seyahat masrafımız da çok yüksek, bunlar da ayrı. Yurt dışına seyahat etmek pahalı olmaya başladı. O yüzden pek gelecek görmüyorum ama olsun mu, olması arzu edilir. Kişisel olarak arzu ediyorum ama teknik olarak, finansal boyutuna bakarsan, soru işaretleri var.
- Altstadt da hareketli değil.
Eski şehir Altstadt’ı hareketlendiren Almanya dışından gelenler. Bu yıl zayıftı. Perşembe akşamı tatil dolayısıyla Almanların çoğunlukta olduğu bir kalabalık vardı. Cuma tatil diye yiyecek yer bulunamadı. Sıkıntılı bir durum.
- Bu fuarda HP standında neler öne çıktı?
Türkiye’de, dijitalde, ticaret matbaacılık geride. Avrupa’da ve Amerika’da çok ilerdeler. Dolayısıyla burada fark yaratan birtakım ürünler oldu. HP 120K’dan her gün bir adet satılıyor. Çok güçlü, dört renk, çok profesyonel bir makine. Bunu Türkiye’de satamıyoruz, hâlâ yatırım maliyeti çok yüksek geliyor.
HP 18K, çok daha özellikli işler yapabilecek bir makine, bizdeki 10 binlerin gelişmiş hali. Biz hep etiket ambalaj kısmındayız. Oraya da Türk müşteriler çok az geliyorlar, çünkü onların fuarı Labelexpo.
Ticari matbaacılıkta fuarın ilk günü HP’nin tabaka baskıda en güçlü olduğu ürünü HP 35K’yı Halaman Matbaacılık’a sattık. Bu hem bizim için hem de HP için önemli. Halaman’da olması daha önemli. Yedi renkli, çok özellikli rakipsiz bir makine. Rakiplerde bununla rekabet edece ürün yok.
Uzun bir süreç sonunda onun satışı gerçekleşti. Görüştüğümüz birkaç firma daha var.
- Diğer temsilciliklerinizle ilgili neler söyleyebilirsiniz?
Diğer temsilciliklerimizden Zonten’de 3 sürpriz görüşmemiz sürüyor. Normalde bu fuarın makinesi değil ancak ticari matbaalar etikete dönüyorlar.
Sonlandırma tarafında Scodix’te 2-3 görüşmemiz var. Şu anda bizim sonlandırmalarımız etiket veya esnek ambalaja uygun. Etiket makinesi alımlarında yanında sonlandırma da oluyor.
Olukluda fire çok önemli olduğu için dijitale yönelim var. Olukluda HP’nin C550 makinesini Türkiye’de de satmaya çalışıyoruz ama ciddi bir maliyeti var. Türkiye henüz öyle bir sürece giremedi.