Heidelberg’in en sofistike teknolojilerle donatılmış tabaka ofset baskı makinesi Speedmaster XL-106-8+L UV Anıl Ambalaj fabrikasına kuruldu ve devreye alındı; firma bu yıl ve gelecek yıl katılacağı dört uluslararası fuarda ihracatını arttırmaya odaklandı.
Ankara’da Başkent Organize Sanayi Bölgesi’nde 28 bin metre kare kapalı alana sahip fabrikasında 152 kişilik kadrosuyla hizmet veren Anıl Ambalaj’ın yeni amiral gemisi ofset baskı makinesi Heidelberg Speedmaster XL 106-8+L UV devreye alındı. Prinect Inpress Control, Push-to-Stop ve Intelliline gibi son teknolojilerle üst düzeyde otomasyona sahip tam donanımlı makinesi ile Anıl Ambalaj şimdi dış pazarlarda yeni müşterilere ulaşmayı hedefliyor.
Anıl Ambalaj 1989 yılında Anıl Kağıtçılık olarak Kazım Karabekir Caddesi’nde kuruldu. 2000’lerin başlarında oyun kâğıdı bayiliği alan firma, oyun kâğıtlarını basmak ve kesmek için yatırım yaptıktan sonra makinelerin atıl kapasitelerini doldurmak için 2002 yılında karton ambalaj üretimine başladı. O tarihten beri Türkiye’nin önde gelen firmalarıyla iş birliği içinde, kaliteli hizmet sunarak müşterilerini memnun eden Anıl Ambalaj yatırımlarını arttırarak ve geliştirerek bugüne geldi. 2012 yılında kendi işi için ekstrüzyon yapan bir firmadan polietilenle kaplanmış karton alırken, burada ciddi bir pazar olduğunu değerlendiren Anıl Ambalaj, araştırmalar sonunda 2014 yılında Avrupa menşeli 3 bin ton kapasiteli bir makine alarak o alanda da faaliyetlerine başladı. 2017 yılında BOBST ile başlatılan ve 2018 yılında tamamlanan ikinci ekstrüzyon hattı ile kapasitesini 5500 tona çıkaran firma, 2021 yılında başlattığı ve 2023 yılında gelen üçüncü hat kurulduğunda kapasitesini 10 bin 500 tona çıkarmış olacak.
Anıl Ambalaj Genel Müdürü Yasin Öztürk, Matbaa Haber’in sorularını yanıtladı.
Yasin Öztürk: “Hem sektöre hem de müşterilerimize, istekleri doğrultusunda hızlı cevap verebilmek için bu yatırımı yaptık.”
- Yeni bir yatırım yaptınız ve makine devreye alındı. Yatırım hangi ihtiyaçlardan doğdu, nasıl planlandı ve gerçekleşti?
Bizde aynı kalıpta, benzer renklerde ve tirajı az olan farklı işler vardı. Renk sayısını arttırırsak beş bin tabaka gireceğimiz işleri 25 bin tabaka girebilir miyiz diye yola çıktık. Örneğin, dört renk artı en az 2 maksimum 4 özel renk ile üretime girebiliriz diye düşündük. Tabi ki yeni teknolojiler ile müşterilerimize üst düzey hizmet verebilmek ve zamanı verimli kullanmak ilk hedefimizdi.
- Ne tür işler bunlar?
Mesela display kutuları. Adet olarak az ama kalıbı fazla. Renk geçişi yakın olursa, bunlardan 4 tasarımı bir kalıba koyabiliyoruz, olmazsa 2 tasarım koyuyoruz.
Yatırımın verimlilik anlamında bize artıları oldu. Mesela geçmişte bazı ihaleler olurdu, yedi renk istenirdi. Biz 6 renkten yedi renk elde etmeye çalışırdık. Baktık, olacak gibi değil; 7 renk makine almaya karar verdik. Araştırma safhasında Heidelberg fabrikasını ziyaret ettiğimizde 8 renkli makine almaya karar verdik.
Şimdi müşterilerimize yaptığımız ziyaretlerde onlara şunu rahatlıkla söyleyebiliyoruz: “Sekiz renge kadar istediğiniz dizaynı artık üretebiliyoruz. İhaleleri artık 8 renk için de yapabilirsiniz” diyebiliyoruz. Bu bize bir konfor alanı sağladı. Verimliliğimiz arttı. Böyle bir yatırım bize müşteriler nezdinde ekstra prestij sağladı. Biz vizyon olarak yeniliği hedefliyoruz, her zaman yeni kalmak lazım. Yeni kalmak için teknolojiyi takip etmek lazım.
Üç dakikada bir iş değişimi…
Makinede çok önemli özellikler var. Üç dakikada bir iş değiştirebiliyoruz. Tirajı düşük işler de olsa eskisi gibi minimum 20 dakika zaman kaybetmiyoruz. Kalıplar otomatik olarak makine tarafından değiştiriliyor. Çalışanlar çok mutlu. Çeşitli yazılımlarla baskı ayarları otomatik yapılıyor, fire miktarımız azaldı. Bunların hepsinin artılarını gördük. Yatırımdan memnunuz. Müşterilerimiz tarafından da hoş karşılandığını biliyoruz ama ümit ediyorum ki müşterilerimizin tüm isteklerine cevap verebilir duruma geleceğiz.
- Ne zaman planlamıştınız, makinenin kurulum süreci nasıl gelişti?
Yatırım üç yıl önce konuşulmaya başlandı. Arada Heidelberg ziyaretlerimiz ve çeşitli görüşmelerimiz oldu. Geçen yıl ciddi şekilde masaya yatırdık. Makine hızlı bir şekilde gelecekti ama çip krizleri gibi çeşitli parça sorunlarından dolayı teslimi biraz uzadı, siparişi onayladıktan yaklaşık dokuz ay sonra makinemiz geldi. Kurulum süreci derken tam bir yıl sonra devreye almış olduk.
- Ne tür işler yapıyorsunuz, tirajları nedir?
Sabit kurumsal müşterilerimiz var. Düşük tirajlı işlerimiz de çok yüksek tirajlı işlerimiz de var. Yüksek tirajlı işlerimizi artık 17500 tabaka/saat hızında baskı yapabiliyoruz. Bu bize ciddi bir zaman kazandırdı. Şüphesiz ki, zaman en değerli sermayedir.
- Diğer makinelerde hangi hızlarda çalışıyordunuz?
Maksimum hızlarımız saatte 14 bin tabakaydı ama 10-12 bin hızlarda çalışıyorduk. Takdir edersiniz ki Türkiye’de bir operatörü o hızlara alıştırmak çok zor ve bu konuda büyük savaşlar veriliyordu. Yeni makine gelince en başta sınırları çizdik ve “Makinenin hızı saatte 18 bin tabaka olduğuna göre biz 17500 tabaka hızda çalışacağız” dedik. Şu anda yüksek adetli işlerde 17500 hızda gidebiliyoruz. Düşük adetli işlerde de örneğin renk uyumları imkân veriyorsa 5000 adetlik dört işi dizaynları birleştirerek 20 bin tabaka olarak girebiliyoruz. Bu da kalıp, zaman ve müşteriye daha hızlı hizmet verebilmek anlamında bize çok büyük kazanımlar getiriyor. Dolayısıyla, memnunuz.
- İşten işten geçişlerdeki fire oranlarında neler değişti?
Eskiden işten işe geçişlerde baskı oturana kadar yaklaşık 300 tabaka fire veriliyordu. Şimdi 30 tabaka fire ile iş değiştirebiliyoruz. Makinedeki yazılım operatörlere, çalışanlara sorumluluk yüklemiyor, tüm ayarları kendisi yaparak temiz baskıya geçiyor. Biraz önce bahsettiğim gibi farklı işleri tek kalıpta birleştirebilmemiz, Autoplate sisteminin, operatörün bir butona basmasıyla makinenin kalıpları değiştirmesi, çok ciddi zaman kazandırıyor ve operatöre çalışma rahatlığı sağlıyor.
- Kalite kontrolünde makine üretiminize neler kattı?
Makine, üzerindeki yazılımlar sayesinde operatöre inisiyatif bırakmadan kalite kontrollerini kendisi yapıyor. Eskiden operatörler devamlı elle müdahale ederlerdi, renklere bakarlardı; şimdi bunları makine yapıyor. Yine elle kâğıt çekilip kontrol yapılsa da bu çok daha az oluyor. Makinede insan gözünden kat kat hassas mercekler olduğundan, çok kaliteli, hatasız, kusursuz ürünler çıkıyor. Özellikle yüksek tirajlarda çok daha iyi oluyor. Türkiye’nin önde gelen firmalarından birinin böyle yüksek tirajlı bir işi var. Firmamıza davet ettik ve yakında onlar da yerinde makineyi görecekler. Bizim için bir gurur kaynağı diyebilirim. Makine ayarlarını ve düzenlemelerini kendisi yapıyor ve operatörü de bilgilendiriyor. Operatör de alışkanlıkla belirli adetlerde kontrollerini yapıyorlar.
İhracatımızı artırmak için fuarlara katılıyoruz
Birçok firmanın ihracatı azaldı. İç pazarda da kontratlı çalışan firmalar işlerine devam ediyorlar ama kontratlı çalışmayanlar daha zor iş buluyorlar. İş alabilmek, kapasitelerini doldurmak için fiyat ve ürün anlamında fedakârlık yapmaları gerekiyor. Biz tekrarlayan, kontratlı işler yaptığımızdan sıkıntımız olmadı.
İhracatımız yurt içi satış rakamlarımıza göre az. Arttırmak için yurt dışı fuarları araştırıyoruz ve daha çok yurt dışı fuara katılıyoruz. Fuarlarda bağlantılar kurmaya ve yeni işler almaya çalışıyoruz. Yedi yıl önce drupa’da tanıştığımız ve altı ay önce ilk işimizi aldığımız Mısır’dan bir firma var. Takip, özveri ve kaliteli ürün… Bir gün mutlaka yolunuz kesişiyor ama bunu sağlamanın yolu da yurt dışı fuarlara katılmak. Zaten belirli aralıklarla müşterilerimize kendimizi hatırlatıyor, onları bilgilendiriyoruz. Bu her zaman satış anlamında olmak zorunda değil. Hatırlarını, işlerini sormak, yerine göre global ekonomik durumla ilgili bilgilendirmek şeklinde de olabiliyor. En önemlisi, burada taleplerine çözüm sunacak birilerinin olduğunu biliyorlar. En önemli avantajımız da hızlı cevap verebiliyor olmamız. Bugün hem ambalaj hem bardak kartonu tarafında, 8 bin tonu bulan karton stoklarımız var; talebi ne olursa olsun, bir hafta içerisinde yeni müşteriye cevap verebilecek durumdayız. Burada yaklaşık 50 dönüm arazide 28 bin metre kare kapalı alanımız var ve 10 bin metre karesi karton stoklarımızla dolu. Yan tarafta 20 dönüme yakın meyve bahçemiz ve kümesimiz de var.
Güçlü makine parkı…
- Makine parkınızda neler var?
Şu anda baskı bölümünde bir adet Heidelberg Speedmaster XL 8 + Lak UV, bir adet XL 5 + Lak tabaka ofset baskı makinesi; kesim tarafında biri varak yaldız makinesi olan dört adet BOBST marka makinemiz var. Katlama yapıştırmada dördü BOBST, biri Omega beş makinemiz var. Selofan ve sıvama hatlarımız var. Ayrı UV lak makinemiz, pencere makinemiz, iki ebatlama makinemiz var. Harman, otomatik paketleme vb. yardımcı ekipmanımız da var.
Bunlar karton ambalaj bölümümüzdeki makineler. Ayrıca karton bardaklar için lamine karton ürettiğimiz ekstrüzyon bölümümüz var. Orada kurulu iki hattımız var, üçüncüsü geldi ve kuruluma hazır. Süreç içerisinde o da kurulacak ve üretime alınacak.
- Kapasite kullanımınız ne durumda?
Karton ambalaj bölümünde, yeni yatırımımızla yaklaşık %50-60 kapasite ile çalışıyoruz. Bu kapasiteyi doldurmak için yeni müşterilere gideceğiz. Ham madde (bardak kartonu) tarafında üçüncü hat kurulmadan %70 kapasite ile çalışıyoruz. Pandemi döneminde o tarafta çok ciddi bir talep vardı. O dönemde üçüncü hattı kurmuş olsaydık, 10 bin tonluk, çok ciddi bir kapasiteye ulaşabilirdik. Bardak kartonunda 5000-5500 tonluk kapasitenin 3000-3500 tonu dolu diyebiliriz.
- Oyun kâğıdı işiniz devam ediyor, değil mi?
Oyun kâğıdı butik bir iş, bir bayi sistemi var ve kendi rutininde devam ediyor. Standartları belli ve çok müdahale etmiyoruz. Oyun kâğıdının Alman üreticisinin Türkiye’de yetkilendirdiği iki üreticiden biriyiz ve kalitemiz belli.
- Güneş enerjisi yatırımınız da vardı, onda ne durumdasınız?
2020 yılında güneş enerjisi yatırımımızı tamamladık. Yaklaşık 2000 kw olarak çatı GES kurulumu yapıldı. O zamanlar çatı GES bu kadar yaygınlaşmamıştı, uygun bir zamanlama fiyatlama ile bu yatırımı yaptığımızı düşünüyorum. 2022 yılı sonunda çok artan enerji fiyatlarından dolayı GES kurulumumuz kendisini amorti etti. Yılın üç-dört ayında üretimimizde kullandığımızdan artan enerjinin satışını gerçekleştiriyoruz. Hava koşullarına göre iki-üç ayda enerji üretimimiz ve tüketimimiz başa baş geliyor. Geri kalan beş-altı ayda üstüne ödemeler yapıyoruz ama ne olursa olsun çatıyı kar kapatmadığı sürece enerji üretimi oluyor. Yaptırmayan firmalara şiddetle tavsiye ederim.
“Herkes evine mutlu gidecek”
- Kaç çalışanınız var?
Anıl Ambalaj’da 41’i beyaz yakalı, 111’i mavi yakalı toplam 152 çalışanımız var. Hastalık, izin vb. durumlarında işlerin aksamaması için joker çalışanlarımız var. İşler azaldığında personel azaltıp, işler arttığında arttırmayı düşünmedik. Beyaz ya da mavi yaka, hepimiz bir aile gibiyiz. Bir maaş zammı olduğunda teşekkür mesajları almak beni çok mutlu ediyor. Bizim mottomuz, “Herkes evine mutlu gidecek”, buradaki stresini evine götürmeyecek. Sabah da işine mutlu gelirler diye düşünüyoruz.
- Anıl Ambalaj’ın hedefleri konusunda neler söyleyebilirsiniz?
Daha önce söylediğim gibi hep yeni kalmak ve teknolojiyi takip etmek istiyoruz. Hatlarımızda yeni teknoloji ya da çok yakın teknolojileri bulunduruyoruz. Bu ekonomik koşullarda yatırımlarımızda biraz daha temkinli olmayı düşünüyoruz. Ufak tefek yatırımlar devam edecek belki, büyük yatırımları zaten yapmış durumdayız. Dünyada da bir ekonomik kriz olduğunu düşünüyorum.
- Ekonomide önümüzde gri bulutlu bir ortam var ve zor günler bekleniyor, siz ne düşünüyorsunuz, nasıl hazırlanıyorsunuz?
Finans kurumlarının ve bankaların şu anda finans arayışı içinde olanların arayışlarına çare olmadıklarını gördük. İhtiyacı olmayan şirketlere destek veriliyor. Günün sonunda krediyle büyüyen ve yaşayan bir sektör. Bir anda kaynaklar kesilince zorluklar yaşayan firmalar olacaktır. Biz bu süreçte teknolojiyi yakından takip ederken biraz daha temkinli devam ederek öz sermayemizi güçlendirmeyi düşünüyoruz. Tabii ki her zaman risk alınabilir, biz de alacağız ama geçmişini çok iyi bilmediğimiz, aile gibi görmediğimiz firmalarla risk almak yerine biraz daha kapasite düşürüp ortamı görmek istiyoruz. Bu dönemde yapılacak bir yanlışın zincirleme etkileri olacağını biliyoruz. Müşterimizi de tedarikçimizi de korumak durumundayız. İzleyeceğiz ve göreceğiz.
- Katılmayı planladığınız fuarlar hangileri?
Kesinleşen fuarları söyleyeyim. Ekim ayında Avrasya Ambalaj İstanbul fuarına katılıyoruz. Şubat ayında Packaging Innovations Empack (Birmingham, İngiltere), Haziran ayında drupa’ya katılıyoruz. Ambalaj tarafında olmasa da ham madde yani kâğıt tarafında drupa’yı mutlaka katılınması gereken bir fuar olarak görüyoruz. Fuarda 4. Hol’de olacağız ama stant numaramız henüz bildirilmedi. Ayrıca 2024 sonbaharında, 24-26 Eylül tarihlerinde Nürnberg, Almanya’da Fachpack fuarına katılacağız. İki fuarla daha görüşüyoruz ama bizim için uygun mu, değil mi değerlendirme safhasındayız. Bölgesel dinamikler göz önünde bulundurulduğunda Rusya’da da bir fuara katılmayı düşünüyoruz.
- Orta Doğu pazarına yönelik projeksiyonunuz var mı?
Orta Doğu’da müşterilerimiz var. Ancak orada Çin faktörünün biraz daha aktif olduğunu düşünüyorum. Orta Doğu’da kaliteye önem veren müşterileri bulmamız gerekiyor. Hep aynı renk ve kalitede işler geldiğine inandıkları zaman Orta Doğu’da iyi iş yapacağımızı, tahsilatta da sıkıntı yaşamayacağımızı düşünüyorum.
- Çin’in fiyat baskı var mı?
Bizim maliyetimizden çok daha aşağıda fiyatlarla Türkiye’de DAP (Delivered At Place) teslim ürünler sattılar. İthalatın aniden fırlaması üzerine Bakanlık tarafından da bu durum değerlendirildi ve polietilenli ürünler için %25 ek verdi getirildi. Bu da iç piyasada rahat nefes almamızı sağladı. Ama yurt dışında yine benzer problemlerle uğraşıyoruz. İhracatımız bir miktar düştü ama kalite ve hızlı teslimata önem veren müşteriler yüksek fiyatlara rağmen hâlâ bizimle çalışmaya devam ediyorlar.
- Eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Hem sektöre hem de müşterilerimize, istekleri doğrultusunda hızlı cevap verebilmek için bu yatırımı yaptık. Umarım hem sektöre hem firmamıza hayırlı olur. Heidelberg firmasına da destekleri için teşekkür ediyorum.