27 Temmuz’da Odakule, İstanbul’da gerçekleştirilen ve sekiz saat süren seminerde alanlarında uzman dokuz konuşmacı, hataların önlenmesi ve verimliliğin yanı sıra kalite ve sürdürülebilirlik konularında deneyimlerini ve görüşlerini aktarıp katılımcıların sorularını yanıtladı.
Karton Ambalaj Sanayicileri Derneği (KASAD), pandemide ara vermek zorunda kaldığı ‘KASAD Karton Ambalaj Semineri’ serisini, 27 Temmuz’da Sekamsan sponsorluğunda Odakule, İstanbul’da gerçekleştirilen “Hataların Önlenmesi ve Verimlilik’ konulu seminerle yeniden başlattı.
Seminerde KASAD ve sektörden konuşmacılar karton ambalaj üretim sürecindeki yaygın hataların önlenmesi ve verimliliğin arttırılması, sürdürülebilir ve çevre dostu üretim konularında görüşlerini ve deneyimlerini paylaştılar.
Açış konuşmasında seminer konusu hakkında bilgi veren KASAD Yönetim Kurulu Üyesi Altuğ Ulu, “Seminer, katılamayanlar için Facebook’tan canlı yayınlanıyor ve Youtube’da da seminerlerimizin kalıcı bir yayını olacak” diyor. Altuğu Ulu konuşmasında sponsor Sekamsan Kağıt Karton’a, Yönetim Kurulu Başkanı Cemal Erdoğan’a ve seminere katkıda bulunanlara teşekkür etti. Öğle yemeği ve iki kahve arası verilen seminer, gün boyunca devam etti.
Melih Erdoğan: “Birlikte güçlü olduğumuza inanıyoruz”
Seminerin açılış konuşmasını yapan Sekamsan Kağıt Karton Yönetim Kurulu Üyesi Melih Erdoğan, şunları söylüyor: “Sekamsan olarak kalite ve müşteri odaklı, yenilik ve değişime açık yapımızla an itibarıyla İstanbul, Ankara, Bursa ve Konya’da satış ve lojistik merkezlerimiz aracılığıyla sizlere hizmet vermekteyiz.
Sekamsan olarak iş ortağı, tedarikçi ve müşterilerimizi, çalışanlarımızı önemsiyor ve işimizi severek yapıyoruz. Birlikte daha güçlü olduğumuza inanıyoruz. Kırkıncı yılımıza sizlerle girdik, sizlere ve onlara sonsuz teşekkürlerimizi sunuyoruz.”
Sekamsan’ın yaptıklarına benzer etkinliklerin sektörde farklı tedarikçiler tarafından yapılıyor olmasını sektör adına sevindirci bulduklarını belirten Erdoğan, özellikle KASAD’a çok yararlı etkinlikleri vesilesiyle teşekkür ettikten sonra, şöyle devam ediyor: “KASAD sektör için gerçekten çok önemli. Katalizör görevi üstleniyor ve üyelerin bilgi ve deneyimlerini bizlere aktarıyor ve bir sinerji dalgası yaratıyor. Paylaşımlarının önemli çıktıları oluyor.”
Küresel rekabet koşullarında rekabetçi bir firma olabilmenin ve kalabilmenin önemli özellikler gerektirdiğini vurgulayan Erdoğan, ekliyor: “Kaliteyi ön planda tutarak, müşteri memnuniyetini sağlayarak, hata yapmadan verimliliği arttırarak iş süreçlerini yönetebilen firmalar başarılı olacaklardır. Verimliliği sağlayamayanlar maalesef saf dışı olacaklardır.”
Melih Erdoğan, konuşmasını seminere konuşmacı olarak katılan KASAD ve sektör temsilcilerine teşekkür ederek bitirdi.
Sekamsan Kağıt Karton İstanbul Şube Satış Sorumlusu Gökhan Yılmaz, konuşmasında kısaca Sekamsan’ı tanıttı.
Sekamsan’ın tarihini anlatan Gökhan Yılmaz, mevcut kapalı alanı büyütme çalışmalarının devam ettiğini belirterek, FSC belgesini aldıkları 2018 yılından bu yana stoklarında FSC sertifikalı ürünler bulundurduklarını belirterek, şunları söylüyor:
“Sektörün artan talepleri stok yapımızı, ürün çeşitliliğimizi ve hizmet kalitemizi arttırmak için Avcılar, Firuzköy’deki 10 bin metre karelik depomuza taşındık. Yine 2021 yılında uzun yıllara dayalı bilgi ve birikimimizle halihazırda uyguladığımız yönetim sistemlerimizi tescilleyerek ISO belgelerimizi aldık. 2021 yılında Fransız EcoVadis kuruluşu tarafından çevre, işçi ve insan hakları, etik değerler, sürdürülebilir tedarik konularında değerlendirmeye tabi tutularak gümüş madalya almaya hak kazandık.” Yılmaz, daha sonra şirketin geniş ürün portföyü hakkında da bilgi verdi.
Sekamsan İthalat İhracat Departmanı Sorumlusu Gülnur Yılmaz Sekamsan’ın hedefleri, vizyonu ve misyonunu anlattı. “Sekamsan’ın vizyonu kâğıt karton tedariki konusunda sürekli gelişerek farklılıklar yaratmak, kaliteli ürün – hizmet sunarak alanında lider olmaktır” diyen Yılmaz, şirketin hedefleri konusunda şunları söylüyor:
“Ülkelerin gelişmişlik seviyesinin bir göstergesi olan kâğıt tüketiminin Türkiye’de artmasına öncü olmak, yurt dışı piyasalarda öncü olmak, sektörle ilgili dünyadaki tüm oyuncularla dirsek temasında ve irtibat halinde olarak ülkemiz ve sektörümüze katkıda bulunmak, kâğıt ve karton kullanımının, geri dönüşümünün artmasına katkıda bulunmak, çalışanlarımızın gelişimini sağlayarak sektöre katkıda bulunmak, müşteri memnuniyeti ve verimlilik ilkelerinden taviz vermeden yeniliğe açık, güvenilir bir işletme olmak; müşteri, hissedar ve çalışanların beklentilerini en yüksek düzeye çıkarmak.”
Gülnur Yılmaz, kısa sunumunu şirketin değerleri ve öğrencilere kâğıdın tanıtılması gibi sosyal sorumluluk çalışmaları hakkında bilgi vererek bitirdi.
Erol Gül: “Verimlilik artışıyla bir ürünü daha az kaynakla üretmiş oluyoruz”
Seminerin ilk konuşmacısı KASAD Genel Sekreteri Erol Gül, KASAD’ın üye sayısının son durumunu açıklayarak başladığı konuşmasında, hataların önlenmesi ve verimlilik hakkında çok önemli bilgiler verdi. Üye sayısı artmaya devam eden KASAD’ın halen 62 firmadan 92 asil (üretici) üyesi ve 43 firmadan 72 (tedarikçi) fahri üyesi var.
“Verimlilik artışıyla firmalarımız kaynaklarını daha verimli kullanmış oluyorlar, bir ürünü daha az kaynakla üretmiş oluyoruz” diyen Erol Gül, şunları söylüyor:
“Ancak verimli çalışırsak sürdürülebilir bir işletme oluyoruz. Verimli çalışarak karbon ayak izimizi azaltabiliyoruz.
Verimlilik zamanı çok iyi kullanmak, arızaları önlemek ve makine performanslarını arttırmak, öngörücü bakıma geçerek zaman kayıplarının önüne geçmek demektir.”
Gül, karton ve karton ambalaj konusunda ortak bir dil kullanımının önemine değindiği sunumunda üretim süreçleri ve terimler hakkında da bilgi verdi. Gül, ürün takibi yönünden işletmelerde barkod sisteminin kurulmasının önemini de hatırlatırken, karton üreticisinden hasarlı ürün gelmesi durumunda izlenecek yol hakkında, kartonun üretim sürecindeki kalite kontrolü, kartonun dış ortamdan etkilenmesi ve yapılması gerekli işlemler hakkında da ip uçları verdi.
Kutay Ercan (Heidelberg): “Toplam Ekipman Verimliliğini iki katına çıkarmak mümkün”
Heidelberg Türkiye Ofset Baskı Makineleri Ürün ve Satış Müdürü Kutay Ercan, Verimlilik hesabı ve bu hesabın dayandığı Toplam Ekipman Verimliliği (Özgün kısaltması OEE) ve verimlilik tespiti sürecindeki kavramlar üzerinde durdu. “Zaman, hız ve kalite kayıplarını azalttığımız ölçüde OEE’yi de artırabiliriz” diyen Ercan, örneklerle kayıpların nasıl azaltılacağını ve verimliliğin nasıl arttırılabileceğini gösterdi. Bir işin hazırlık, ayar ve baskı sürelerinde örnekler üzerinde verimlilik hesaplarını karşılaştırmalı olarak açıklayan Ercan, tirajın zaman indeksine ve makinenin verimliliğine etkisi olduğunu vurguluyor.
Heidelberg’in müşterilerinin izniyle dünya çapında müşterilerinin izniyle onların makinelerinden Bulut’a veri topladığını ve bu verilerin analiz edildiğini hatırlatan Kutay Ercan, “Bu veriler ışığında global ölçekte matbaaların ortalama verimliliği %27, bunun çok altında ve üstünde matbaalar da var” diyor ve şöyle devam ediyor: “Ulaşılabilecek maksimum değer %100. Tabii bu değere ulaşabilmek hiçbir zaman mümkün değil. Bunun sebepleri var. Birincisi, ortalama üretim hızını hiçbir zaman maksimum hızda kullanamayacağımız, ikincisi makinenin teknik, bakım uygunluklarından dolayı gelişen kayıplar ve iş geçişlerinde hazırlık süresindeki kayıplar var. Heidelberg’in hesaplarına göre %36’lık bir kayıp var. Teknolojinin geldiği noktada, otomatik kalıp takma vb. yeniliklerle geliştirilebilecek potansiyel üst sınıra geldi. Heidelberg’in tespiti, makinenin performansını geliştirebileceğimiz ana kısım, %37 oranındaki insan ve süreç sebepli kayıplar. Push to Stop dediğimiz konsept ve yapay zekâ destekli yazılımlar, bu %37’lik kayıpların azaltılmasında kritik rol oynuyor.” Heidelberg’e göre, yeni nesil makineler ve teknolojilerle bu %37’lik oranı %10’a düşürerek OEE’yi iki katına çıkarabilmek mümkün.
Kutay Ercan, sunumunun devamında hataların ve hataların nasıl önlenebileceğini anlattı. Ercan, Heidelberg’in bir karşılaştırmasına göre yeni nesil makinelerin eski nesil makinelere göre %29-30 daha az enerji tüketimiyle aynı işi üretebildiğini ekliyor.
Müjde Altunlu Özdemir (Toyo Matbaa Mürekkepleri): “Dijital renk yönetimi ve mürekkep mutfağı ile hataların önlenmesi ve verimlilik”
Toyo Matbaa Mürekkepleri Renk Yönetimi, Ofset Mürekkepleri Ar-Ge ve Teknik Destek Müdürü Müjde Altunlu Özdemir, sunumunun başında Toyo Ink ve Toyo Matbaa Mürekkepleri hakkında bilgi verdikten sonra zaman tasarrufu, enerji tasarrufu ve israfın önlenmesiyle verimliliğin nasıl arttırılabileceği üzerinde durdu.
Toyo’nun renk yönetimi çalışmalarına yoğunlaştığına değinen Özdemir, “Sektörde bilinen firmalar tarafından geliştirilmiş birçok yazılıma destek veriyor ve onları daha kullanılabilir, müşterilerimizle paylaşılabilir ortamlara aktarmaya çalışıyoruz” diyor ve şöyle devam ediyor: “Dijital olarak rengi konuşabilmek yani sizin gördüğünüz ve benim gördüğüm rengin renk uzayında aynı evrene hitap etmesi için bazı ölçümler ve bunlar için ölçüm aletleri var ve bu aletlerde bazı dijital datalar üretiyor” diyen Özdemir, şöyle devam ediyor: “Bu dataları e-mail yoluyla aktarabileceğiniz bazı yazılımları kullanmaya başladık. Bunun yanı sıra pastalardan oluşan farklı pigment indekslerine sahip ürünlerimiz var. Bu ürünlerle müşterilerimize kendi mürekkep mutfaklarında rahatlıkla renk yapabilecekleri şekilde ‘database’ dediğimiz dijital sistemler sunuyoruz. Bu ‘database’ler ile ister Pantone rengi ister hedef bir renk olsun, sisteme okuttuğunuzda bizim ürünlerimizle hazırlanmış bir reçete elde ediyorsunuz.” Bunun hızlı bir şekilde renk elde edilmesiyle zamandan tasarruf sağladığını aktaran Müjde Özdemir, dijital renk yönetimi sistemlerinin amacının insana ve görmeye dayalı hataları minimize edebilmek, dijitalleştirmek ve rakamsal sonuçlar çıkarabilmek olduğunu belirtiyor. Kullanılacak cihazlar ve yazılımlar konusunda teknik ayrıntılar veren Özdemir, matbaaların mürekkep mutfağında bulunması gerekenler hakkında ayrıntılı teknik bilgi verdi.
Işık dayanımı ve kimyasal dayanım dikkate alınarak mürekkep seçilmesi gerektiğini vurgulayan Müjde Özdemir, ışık haslığını etkileyen parametreler vb. teknik ayrıntılar üzerinde durdu. Özdemir, sürdürülebilirlik, enerji kullanımı ve çevresel faktörler nedeniyle konvansiyonel UV’lere alternatif LED UV mürekkeplerin pazarının 2023’ten 2028’e kadar 1.2 milyar dolardan 2.8 milyar dolar olacağının öngörüldüğünü belirterek, sürdürülebilirlikle ilgili yeni düzenlemelerin bunu hızlandırabileceğini vurguluyor. Toyo’nun bu alanda çalışmalar yaptığına değinen Özdemir, LED UV’nin avantajlarını anlattıktan sonra renk standartları konusunda çözüm ortaklarıyla birlikte yürüttükleri çalışmalara değindi ve renk standardizasyonunun pratik sonuçlarından örnekler verdi.
Arda Zambak (BOBST İstanbul): “Verimlilik müşteriden raftaki ürüne, zincirdeki tüm paydaşları ve sistemleri bağlantılı kılmakta saklı”
BOBST İstanbul Satış Direktörü Arda Zambak, BOBST ve faaliyet alanı, çözümleri ile ilgili bilgiler verdikten sonra düz kalıplı kesim makineleri ve genel olarak makinelerin kullanımında, hataların nasıl önlenebileceği ve verimliliğin nasıl artırılabileceği üzerinde durdu. Pazarın büyüyerek geliştiğini belirten Zambak, pandemide çevikliğin yeni pazarlara açılmada ne kadar değerli olduğunun anlaşıldığını vurguluyor. Ürünlerin çeşitlendiğini ve adetlerin azaldığını hatırlatan Arda Zambak, sürdürülebilirlik ve mono malzemelere geçiş gibi trendlerle birlikte verimliliğin öneminin arttığını belirterek, makine üreticileri olarak, bulut temelli yapılarla makineleri birbirleriyle konuşturduklarını ama bunun yeterli olmadığını kaydediyor. Ambalaj müşterisinden tüketiciye, bir ürünün tüm basamaklarını birbirleriyle konuşturmak istediklerini belirten Arda Zambak, “Verimliliğin burada saklı olduğunu düşünüyoruz” diyor. Zincirdeki tüm paydaşların yapay zeka destekli sistemlerle birbiriyle konuştukları, tecrübelerini paylaştıkları bir üretim hattı için çalıştıklarını belirten Zambak, Avrupa’da bazı matbaalarda bu sistemin prototiplerinin çalıştığını kaydediyor ve “Çok yakında siz de bunun bir parçası olacaksınız” diyor ve şöyle devam ediyor: “Şu anda herhangi bir ambalaj firması, Avrupa’nın herhangi bir yerinde müşterisinden datayı alır almaz; baskı makinesinin hangi rengi, hangi oranda, hangi süratte, ne zaman, hangi adette basacağının; baskıdan çıkan ürünün hangi makinede, hangi süratte kesileceğinin, ondan çıkanın hangi katlama yapıştırma veya başka bir işlem makinesinde işleneceğinin, sonra bu bir gıda ambalajı ise gıda firmasında hangi koşullarda doldurulup, hangi koşullarda saklanıp, nasıl transfer edilmesi gerektiğinin ayak izi tamamen çıkarılabiliyor.” Zambak’a göre, daha iş PDF aşamasındayken işin ne zaman ne işlem göreceği ve nereye, nasıl transfer edileceği, tüm süreç biliniyor ve bu yakında tüm tabana yayılacak.
Düz kalıplı kesim makineleri hakkında bilgi veren Arda Zambak, ekliyor: “Makinelerin bağlanabilirliği çok önemli olacak. Tüm makinelerin birbirleriyle konuşabiliyor olmaları çok önemli. Otomasyon verimliliği arttırmak için olmazsa olmazımız olacak. Hepimiz insan temelli hataları minimize etmek istiyoruz. Ambalaj sektörü emek yoğun bir sektör, daima insan olacak ama az sayıda insanla maksimum ürünü en kısa sürede elde etmenin yolları da otomasyondan geçecek.”
Eren Şentürk (Koenig Bauer Duran): “Katlama yapıştırma makinasında hataların önlenmesi ve verimlilik”
Koenig Bauer Duran Satış ve Pazarlama Müdürü Eren Şentürk, baskıda ve kesimde yapılan hataların katlama yapıştırmada büyük problemlere neden olabildiğini belirterek, bu sorunların neler olduğu ve nasıl çözülebileceği üzerinde durdu.
Karton kalitesinin, kartonun su yolunun katlama ve yapıştırma makinesinde sorun yaratabileceğini belirten Şentürk, kutu kulağına denk gelen UV lak veya selofan gibi baskı uygulamalarının, mürekkebin karton tarafından yeterince emilmemiş olmasının ya da fazla emilmesinin katlama yapıştırma makinesindeki problemlerin nedeni olacağını kaydediyor. Yapıştırma kulağındaki selofan ve lakın sıcak tutkal, plazma sistemi ve tıraşlama motoru gibi sistemler kullanılarak kaldırılabildiğini belirten Şentürk, “Sıcak tutkal her sektörde benimsenmiyor, bunun yerine plazma sistemi ve tıraşlama motoru ile birlikte soğuk tutkal da kullanılabilir” diyor. Tıraşlama motoru sadece yan yapıştırma kutularda kullanılabiliyor, dip kilit ve özel kutularda kullanılamıyor. Daha yeni bir sistem olan plazma sistemi diğer kutularda da kullanılabiliyor. Sistemler hakkında teknik ayrıntılar veren ve videolar gösteren Eren Şentürk, elektronik tutkal sistemleri kullanılması durumunda çok hassas olan bu sistemlerin her kullanımdan sonra temizlenmesinin önemini vurguluyor.
Kesimin düzgün yapılmasının da katlama yapıştırma makinesinin verimliliğini çok arttıracağını hatırlatan Eren Şentürk, pilyaj yüksekliğinin düzgün yapılmasının, karton kalınlığının katlama yapıştırma makinesinin verimliliğini etkileyeceğini kaydediyor. Katlama yapıştırma makinesine yüklemeden önce veya yükleme sonrasında kamera sistemleriyle kalite kontrolü yapabildiklerini ve hatalı kutuyu makineyi durdurmadan makineden çıkarabildiklerini belirten Şentürk, sensörlerle tutkal ve barkod kontrolü de yapabildiklerini, kutuya, uygulamaya ve makineye göre tutkal seçiminin önemini ekliyor.
Emin Direkçi (Türkiye Kalite Derneği – KalDer Bursa Şube Başkanı): “Kurumunuzu EFQM Mükemmellik Modeli ile yönetmek istiyorsanız, önce Kal-Der’e üye olmalısınız”
“Mükemmellik kültürünü yaşam biçimine dönüştürmek, yaşam kalitesini iyileştirmek istiyoruz” diyen Türkiye Kalite Derneği (KalDer) Bursa Şube Başkanı Emin Direkçi, KalDer’in 200’ü aşkın konuda eğitim verdiğini belirtiyor. Dernek çalışmaları hakkında bilgi veren Direkçi, üyesi oldukları EFQM (Avrupa Kalite Yönetim Vakfı) ve EFQM Modeli hakkında da bilgi veriyor ve şunları söylüyor:
“EFQM kurumlara ‘Önce yönünüzü belirleyin’ diyor. Amacınızı, vizyonunuzu ve stratejinizi oluşturarak yönünüzü belirleyin. Bunu yaparken de kendi içinizde çalışanlarınızı, paydaşlarınızı değerlendirin ve kurumsal liderlik yapın. Sonra uygulamalara geçin. Paydaş (kurumun ortakları, müşterileri, çalışanları, zincire dahil herkes) bağımlılığını sağlayın. Paydaşlarınızla beraber hareket edin. Performans ve dönüşümü yönlendirin. Stratejik hedeflerinizi belirledikten sonra somut hedefler belirliyor olmanız lazım. Bunların tamamı rakamsal olmalı. Hedefleri belirledikten sonra sonuçları değerlendirmelisiniz. Hedeflerinizi gerçekleştirebiliyor musunuz? Buna bakmanız lazım.
Toplumsal çıktılarınıza da bakmalısınız. Çalışanlarınıza değer katıyor musunuz? Tedarikçinize değer katıyor musunuz? İçinde yaşadığınız topluma doğaya ve insanlığa değer katıyor musunuz?
Bahsettiğim mükemmellik modeliyle kurumunuzu yönetmek istiyorsanız, önce KALDER’e üye olmalısınız.”
Nihal Yılmaz (KASAD Genel Sekreter Yardımcısı): “Karton ve karton ambalaj geleceğe hazır”
KASAD Genel Sekreter Yardımcısı Nihal Yılmaz, küresel ısınma ve iklim krizi, sürdürülebilirlik konusunda bir sunum yaptı. Bir araştırmada, Türkiye’nin de iklim krizinden orta düzeyde etkilenecek ülkeler arasında gösterildiğini belirten Yılmaz, dünyanın geleceğinin bu konuda atılacak adımlara bağlı olacağını kaydediyor.
Sürdürülebilirlik kavramı ve tarihçesini özetleyen Yılmaz, önlem alınmazsa yüzyılın sonunda ısınmanın 4 dereceyi bulacağını belirterek, karbon ayak izinin ölçülmesi ve azaltılması, kullanılan malzemelerin geri dönüştürülmesi gibi alınması gerekli önlemler üzerinde durdu.
Avrupa Yeşil Mutabakatı ve 2050 yılında sıfır karbon hedefi hakkında bilgi veren Yılmaz, yakında ihracatçı firmaların karbon karnelerine göre karbon vergisi ödemek zorunda kalabileceklerini hatırlatıyor. Yılmaz, yapılabilecekler konusunda örnekler verirken, plastik malzemeler yerine geri dönüştürülebilir ve tekrar kullanılabilir ambalaj malzemelerinin kullanılabileceğini belirterek, ekliyor: “Karton ve karton ambalaj geleceğe hazır!”
Sektörün duayeni Levon Karabosyan deneyimlerini paylaştı ve soruları
yanıtladı
Seminerin son konuşmacısı, sektörün duayenlerinden, Duran Doğan A.Ş. Teknik Danışmanı Levon Karabosyan katılımcılarla deneyimlerini paylaştı ve sorularını yanıtladı.
Geçmişte ve günümüzde kalite ve verimlilik için, hataların önlenmesi için nasıl çalıştıklarına ve neler yaptıklarına dair örnekler veren Karabosyan, yeni nesil makinelerde üretici firma ile birlikte çalışmanın avantajlarını vurguluyor ve herkese tavsiye ediyor. Sektördeki eleman sıkıntısına da değinen Karabosyan, bundan sonra operatörlerin dil bilen teknisyenler yetiştirmesi gerektiğini ifade ediyor.
Levon Karabosyan, eski tipo makinelerde yapılan 0baskıların parlaklığı ve kalitesinin yeni baskılarda görülmediğini belirterek fikrini soran bir katılımcıya yanıt verirken, mürekkep bileşimindeki bazı maddelerin mevzuat nedeniyle çıkarılmasının, mürekkep ve baskı kalitesini etkileyebildiğini kaydediyor.
Seminerin sonunda, konuşmacılara plaket verildi. Etkinlik, bütün gün seminer izleyen katılımcılar arasında yapılan ve üç talihliye çeşitli hediyeler içeren birer kutu verilmesiyle sonuçlanan çekilişle sona erdi.