6 Şubat 04:17 / GAZİANTEP -Sofaalaca – Şehitkamil 7,7
6 Şubat 13:24 / KAHRAMANMARAŞ – Ekinözü – Elbistan 7,6
20 Şubat 20:04 / HATAY- Büyükçat – Samandağ 6,4 (Aynı gün en büyüğü 5,8 olmak üzere, 32 artçı*)
6 Şubat’tan bu yana sarsılıyoruz
6 Şubat 2023 ülkemizin en acı günü olarak belleklerimize yerleşti. Bir biri ardına vuran 7,7 ve 7.6 büyüklüğündeki Gaziantep ve Kahramanmaraş depremleri 11 ilimizde büyük can kaybına, yıkıma ve ekonomik çöküşe neden oldu.
Ardından 20 Şubat’ta Hatay’ı sallayan 2 deprem (6,4 ve 5,8 büyüklüğünde) daha yaşadık.
Ülke nüfusumuzun 1/6’sı bu bölgede yaşıyordu
6 Şubat’ta başlayan deprem silsilesini yaşayan illerimizde ülke nüfusumuzun 1/6’sı bulunuyordu. (2022 yılı verileri / TÜİK – Türkiye Nüfusu 85.279.553)
2022 TUİK verilerine göre bu 11 ilimizde yaşayan yerleşik nüfus 14 milyonun üzerinde ve ülke nüfusuna oranı % 16,41. Geçici barındırılan mülteciler bu sayılara dahil değil.
AFAD, depremde, 12 bin 141 bina ve 66 bin 58 bağımsız bölümün yıkıldığını (13.02.2023), Kahramanmaraş, Gaziantep, Şanlıurfa, Diyarbakır, Adana, Adıyaman, Osmaniye, Hatay, Kilis, Malatya ve Elazığ illerinde toplam 42.310 vatandaşımızın hayatını kaybettiğini ve bölgeden 448.018 kişinin tahliye edildiğini açıkladı (21.02.2023 itibarıyla).
İçişleri Bakanlığı verilerine göre depremden zarar gören 335 bin 956 aileye maddi ön destek verildi. Bunlar, evleri bütünü ile yıkılan, ağır hasarlı ve oturulamayacak durumdaki aileler ve yaklaşık 1,5 – 2 milyon insanımız. Depremin ikinci haftası itibarıyla 1 milyon bölge sakini bulundukları ilden göç etti. Hayatını kaybedenler ve yaralılarla birlikte 3 milyon civarında insanımızın hayatını darmadağın eden, ülkemizin gördüğü en büyük afetle karşı karşıyayız.
Depremlerin 11, 12’yi bulan yıkıcı etkisi yanında deprem sonrasında yaşanan ya da yaşanamayanlar ise Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olarak bizleri daha fazla üzüntü ve çaresizliğin içine çekti. Geciken arama kurtarma çalışmaları, koordinasyonun zamanında sağlanamaması; yurt dışından gelen arama kurtarma ekiplerinin zamanında ve doğru yönlendirilememiş olmaları; bölgeye, en kiritik olan ilk 48 saat içinde yeterli iş makinesi ve arama kurtarma ekiplerinin ulaştırılamaması, arama kurtarma için bölgeye ulaşanların ve yıkıntılardan kurtulan vatandaşların iaşe ve tuvalet gibi temel ihtiyaçlarının günler boyunca karşılanamaması ve salgın hastalık beklentisi; yağma, hırsızlık ve soygunların önünün alınamaması, genel olarak güvenlik zafiyeti depremin ilk yıkımının ardından ikinci bir yıkım dalgası olarak sadece bölgenin değil hepimizin üzerine çökmüş durumda.
Hayalet şehirlerimiz mi oldu? Bu kentlerimizde günlük hayatın sürdürülmesi için gerekli olan ticari faaliyet nasıl sağlanacak?
Önümüzdeki süreçte bölgede günlük hayatın sürdürülmesi ile ilgili soru işaretleri ise ortada ve çözüm bekliyor. Salgın hastalık beklentisi bir yana bu kentlerimizde günlük hayatın sürdürülmesi için gerekli olan ticari faaliyet nasıl sağlanacak? Konutlarla birlikte yıkılan ve ağır hasar gören iş yerleri faaliyete geçebilecek mi? Yok olan ve şehirleri terk eden insan gücü nasıl ikame edilecek? Bölge insanının günlük ihtiyaçlarını giderdikleri bakkal, market, fırın, terzi, ayakkabıcı, tüpçü, berber ve diğer esnaf nasıl ayağa kaldırılacak?
Bütün bu sorular için bir an önce tatmin edici yanıtlara da ihtiyaç var.
700’ün üzerinde sektör kuruluşunun bulunduğu bölgedeki meslektaşlarımıza elimizi uzatmalıyız
Bütün ülkeyi acı ve üzüntüye boğan bu depremler doğrudan ya da dolaylı bir sektörel sorun olarak da karşımızda.
Bölgede kendi veri tabanımıza göre 730 civarında sektör kuruluşu bulunuyor.
Sektör olarak bu illerimizde depremden zarar gören meslektaşlarımıza nasıl destek vereceğimizi, onları eskisi gibi olmasa da nasıl ayağa kaldırıp, yaşamlarını ve işlerini sürdürebilecekleri bir konuma taşıyabileceğimizi düşünmeliyiz ve bölgedeki meslektaşlarımıza elimizi uzatmalıyız. Bu amaçla bundan sonraki sayılarımızda zarar gören meslektaşlarımıza sayfalarımızı açıyoruz ve ihtiyaçlarını bize ulaştırmalarını bekliyoruz. Gelen taleplere sayfalarımızda yer verip, destek verebilecek işletmelerimize yansıtacağız.
Geride kalan acılı bölge insanlarımızın yaralarının sarılmasını, bu kış mevsiminde bir an önce korunaklı konutlara yerleştirilmelerini ve ihtiyaçlarının giderilmesi diliyor ve bekliyoruz.
Depremden etkilenen 11 ilimizin GSYH içindeki toplam payı %9,8
TUIK 2021 verilerine göre Türkiye’nin Gayrı Safi Yurt İçi Hasıla (GSYH) tutarı; 7.248.788.982.995 TL.
GSYH’den en yüksek payı alan ilk beş il, 2021 yılında toplam GSYH’nin %54,4’ünü oluşturuyor.
Ülkemiz Gayrı Safi Yurt İçi Hasıla (GSYH) içerisinde en çok payı olan ilk 15 kentimiz arasında depremden etkilenen Gaziantep, Adana ve Hatay da yer alıyor.
Depremden etkilenen bu 11 ilimizin GSYH içindeki toplam payları ise % 9,7665’i buluyor.
Bu noktada yerle bir olan ticari büyüklüğü ortaya koyması açısından depremden etkilenen illerimizin 2021 TUİK verileri ile GSYH rakamlarını aşağıdaki tabloda görebilirsiniz.
Önümüzde, beklenen, İstanbul depremi var. Hazırlıklı olmazsak daha büyük bir felaketle karşı karşıya kalacağız. Yetişmiş insan gücünün kaybının yanı sıra ülke ekonomisinin de sarsıntıya uğrayacağını söyleyebiliriz. Yine 2021 TUİK verilerine göre İstanbul toplam GSYH’in %30,4’ünü oluşturuyor (2 trilyon 202 milyar 156 milyon TL). İstanbul’u %9,2 ile (667 milyar 142 milyon TL) Ankara, %6,4 ile (462 milyar 152 milyon TL) İzmir izliyor.