Basın Yayın Meslek Komitesi (10. Komite) yenilendi
Tarihinin en yoğun katılımlı seçimlerini gerçekleştiren Ankara Ticaret Odası (ATO) bünyesindeki meslek komiteleri ve meclis üyelikleri seçimlerine sektör de büyük ilgi gösterdi. Basın Yayın Meslek Komitesi (10. Komite), seçiminde kazanan liste sektörün farklı alanlarından isimlerden oluşuyor. Yedi kişiden oluşan listede şu isimler var:
Ahmet Karabulut (Girişim Matbaası), Atila Karakaya (Ayrıntı Basım), Bayram Bakır (Vadi Grafik), Caner Vural (Panama Yayıncılık), Gökhan Turan (Klasmat), Mehmet Haskaraman (Has Kutu), Paşa Salman (Hazar Reklam).
Matbaa Haber Genel Yayın Yönetmeni A. Tamer Ardıç, 10. Komite’nin yeni üyeleriyle bir araya geldi ve sektörün sorunlarına getirmek istedikleri çözümleri konuştu.
- Nasıl bir araya geldiniz, listeniz nasıl oluştu?
Biz yaklaşık 30 yıldır birbirini tanıyan, aynı kulvarda olan, birçok konuda birbirinden hizmet alan firma ya da insanlarız. Dolayısıyla hem sektöre hem birbirimize yabancı değiliz. Ve şuna inanıyoruz ki bu sektörün de dinamikleri arasındayız.
Komite listesinde özellikle bu sektöre ciddi anlamda emek vermiş, alanında tecrübeli insanları bir araya getirmeye çalıştık. Bunda da başarılı olduğumuzu düşünüyoruz. Yola çıkış amacımıza gelince, bu bir bayrak yarışı. Sektörümüzün sorunlarını her fırsatta dile getirmek ve bu sorunlara çözüm bulmak amacıyla aday olmaya karar verdik ve seçime girdik.
Matbaa ve yayın sektörlerinde ciddi anlamda bir daralma var. Kâğıt ve enerji sorunu tüm firmaları olumsuz etkiliyor. Herkes bir çıkış arıyor. Bu konuda ne yapılabilir diye bir araya geldik. Bir araya gelirken, herkesin farklı kesimlere hitap etmesine dikkat ettik.
ATO’nun açıklamasına göre ATO tarihinin en büyük katılımıyla gerçekleşen seçimde, 10. Komite için yaklaşık 650 kişiyi sandığa getirebildik. Başabaş bir seçim oldu. Sahaya çıktığımızda seçime yaklaşık 25 gün vardı. Komitede yer alan firmaların hepsini tek tek ziyaret etmek istedik ama bu maalesef mümkün olmadı. Nihayetinde seçimi 7 oy farkla kazandık. Bu, insanların bize güveni ve teveccühü ile gelen bir sonuç.
- Sizin farkınız ne, neler yapmak istiyorsunuz?
İlk defa ATO Meslek Komitesi seçimlerinde insanlar projelerini anlattılar. Biz kazansak da kaybetsek de işin en kıymetli tarafı buydu. Kim kazanırsa kazansın, ilk defa sektör adına bir şeyler yapmak için sözler verildi. Bir farkındalık oluşturabildiysek ne mutlu bizlere!
Sektörün, sırtında inanılmaz bir enerji maliyeti yükü var. Sanayideki herkes gibi tüm matbaalar bundan olumsuz etkileniyor. Bir enerji kooperatifi projemiz var. Bu konuda danışmanlık alıyoruz ve birkaç ay sonra ATO’ya bir rapor sunacağız. Bir değişiklik olmazsa adı MATGESKOOP olacak.
Bir diğer sorunumuz ise personel sıkıntısı. Çalıştıracak insan bulamıyoruz. Onunla ilgili araştırmalara başladık. Bir de tevkifat sorunumuz var. Üretim sınıfında olmamıza rağmen tevkifatlı fatura kesiyoruz.
- Tevkifatlı fatura kesmek sizi nasıl etkiliyor?
Malzemeyi alırken KDV’yi zaten ödüyorsunuz, işi yapıp faturasını kestiğinizde ise almadığınız paranın KDV’sini ödemiş oluyorsunuz. Eskiden %30-40-50 kâr marjıyla çalışılan bir sektörde bugün %10-20 marjla çalışırken peşin KDV ödemenin zorluğunu düşünün.
- Kooperatifi nasıl oluşturacaksınız, herkes üye olabilecek mi?
Herkes üye olamıyor, üyenin enerjiyi satın alınan yerde olması gerekiyor. Bu yüzden, biri İvedik’te, biri Kazım Karabekir bölgesinde olmak üzere iki bölgede yapılanma düşünülüyor. Enerji aldığınız yere göre farklı fiyatlandırma ve faturalama söz konusu olduğu için aynı grupta olmak önemli. Bu konuda şu anda bir araştırmalar devam ediyor.
İvedik yatırım ve sanayi bölgesi olduğundan fiyatlandırma farklı oluyor. Kazım Karabekir için ise diyelim ki Çankırı’da kurduğunuz bir alt yapıdan nakil yöntemiyle, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı izniyle enerji alabiliyorsunuz. Oradaki ücretlendirme daha farklı bir segmentte.
- Kooperatiflere sonradan katılım olabilecek mi?
Zaten amaç çoğunluğun katılımını sağlamak. Mesele para değil. Çankırı gibi bir yatırım bölgesini seçmemizin nedeni teşvik ve hibe gibi seçeneklerin olması.
Her fırsatta sektörümüzün bir sorununu ya da bir projemizi ATO Meclisi’ne sunmayı düşünüyoruz. Her istediğimizi kabul ettiremeyebiliriz ama bu konuda çaba sarfedeceğimizin altını özellikle çizmek isteriz.
Bu projemizi ATO yönetimine de sunacağız. Eğer kabul ettirebilirsek proje bambaşka bir yere gider. Çok daha hızlı ilerleriz ve daha başarılı bir proje olur. Sektörümüz derin bir nefes alır ve yatırım yapmak isteyen firmalar geleceğe daha olumlu bakarlar.
- Yaptığınız projeksiyonda GES’in ne kadar bir kapasite alacağınızı düşünüyorsunuz?
Şu anda projemiz çok yeni, bu nedenle insanlara eksik ya da yanlış bilgi vermemek adına tüm raporların tamamlanmasını bekliyoruz. Malumunuz, enerji kooperatifleri için yeni bir düzenleme yapıldı, araştırmamız bu yeni düzenlemeyi de kapsayacak şekilde raporlanacak.
Normal şartlarda ürettiğiniz enerjinin iki katını üretip, fazlasını devlete satabiliyorsunuz. Projemizin kapasitesi ne kadar büyük olursa, kooperatif üyeleri için o kadar anlamlı olur. Şayet böyle olursa, insanların hem kendi tüketimlerini mahsup etme hem de projeden gelir elde etme şansları olacak.
Bu proje, mevcut kullandığımız elektrik enerjisini en az yarı yarıya, hatta dörtte üç oranında azaltmamız anlamına geliyor. Özellikle amaç bunu tabana yayarak çok sayıda insanın bundan yararlanmasını sağlamak.
- Kooperatife katılım için ne kadar katkı payı düşünülüyor?
Bu henüz belirlenmedi. Kurulacak güce ve alınacak teşviklere bağlı olacak. Katılımın beklentimizin çok üzerinde olacağını düşünüyoruz. Çünkü enerji maliyetini makul hale getirmiş bir işletme son derece özgüvenli olacaktır.
- Personel projeniz neler getirecek?
Personel Projesi Milli Eğitim Bakanlığı ile birlikte karar alacağımız bir proje. Ama öncelikle hükûmetin bazı kararlar alması lazım. Yeni yetişen, genç nüfusun temel eğitimden sonra özel sektöre yönlendirilmesi gerekiyor. Yani eski Ahilik düzeninin, usta – çırak – kalfa sisteminin kurulması gerekiyor. Şu anda 12 yıllık eğitim süresinde çocuklar meslek liselerini tercih etmiyorlar, okullar öğrenci bulamıyorlar. Bu konuda bir çalışmamız var.
Avrupa Birliği dahil destekler alabileceğimiz bir proje geliştirebilir miyiz, bunlara bakacağız. Daha yolun başındayız. Sistemi öğrenmeye çalışıyoruz.
- Yayın sektörü için projeniz nedir?
Basım sektörü ve yayıncılık birbirine bağımlı. Yayıncıların durumu iyi olursa matbaacılık sektörü de iyi olacaktır. Yayıncıların da birçok sorunu var. Mesela kâğıt fiyatlarının sürekli artma eğiliminde olması, bu artışın yanında kâğıt fiyatlarının bir de dövize endeksli olması hem kâğıt tedarikini zora sokuyor hem de maliyet belirleme noktasında yayıncıları zor duruma düşürüyor. Buna ek olarak bir de KDV iadesi sorunu var. Yayıncılar baskı hizmetini %18, kullandıkları kâğıtların bir kısmını %8, bir kısmını %18 KDV ile satın alıyorlar. Ama iş yaparken KDV oranları %0. Devletten bu KDV’nin iadesini talep ediyorlar ama bu aşamada da bazı sorunlar çıkıyor. KDV iadesi hesaplama yöntemleri, kriterleri var. Örneğin kitabın malilyeti soruluyor ama binlerce farklı kitap, dolayısıyla binlerce farklı maliyet söz konusu. Ve bu işlem yeminli mali müşavirler aracılığıyla yapılıyor. Ayrıca yapılan iadenin bir kısmı onlara gidiyor. Bu sorun birkaç senelik bir konu ama yayıncıları zorlayan bir konu.
ATO Başkanı ayağı yere basan, somut projelerle gelenlere ilgili mercilerde her türlü desteği vereceği sözünü verdi. Çözüm için buradayız.
- Yeni bir yönetimsiniz, üyelerden ne bekliyorsunuz?
Yayıncılar ve matbaacılar ile toplantılar yaparak onların da görüşlerini, önerilerini almak istiyoruz. Bir de fuar destekleri var. İstanbul Ticaret Odası fuarlarda üyelerini destekliyor, toplu katılımlar organize ediyor. Bizler de ATO ile benzer projeler hayata geçirmek istiyoruz.
Sorunlarımız ortak ve bunları çözmek için gözümüz, kulağımız sahada.