Avrasya Ambalaj İstanbul 2021’de yerli ve yabancı ziyaretçilere ürünlerini tanıtan firma, yılı yüksek bir büyüme oranıyla kapatmayı hedefliyor
Gama Matbaa Malzemeleri Avrasya Ambalaj İstanbul 2021 – 26. Uluslararası Ambalaj Endüstrisi Fuarı’nda yerli ve yabancı ziyaretçilere matbaa kimyasallarını tanıttı. Gama’nın ürün portföyünde hazne suları, yıkama sıvıları, su hazırlama ve hazne suyu sistemlerine ait ürünler, kalıp kimyasalları, blanket ve merdane bakım ürünleri, özel ürünler ve yardımcı kimyasallar bulunuyor.
“İhracatımızı geliştirmek yani yurtdışı müşteriler bulmak istiyoruz. Ülkeler bazında satış yapan yurtdışı firmalar hedefimiz” diyen Gama Matbaa Malzemeleri San ve Tic. Ltd. Şti. Genel Müdürü İskender F. Yıldız bu anlamda fuarın umduklarından iyi geçtiğini belirtiyor. Yıldız Gama standında sorularımızı yanıtladı.
- Çok sayıda yurt dışı ziyaretçi de var, ihracatta neyi öne çıkarıyorsunuz?
Çok sayıda ziyaretçi olup hiçbir sonuç alamayabilirsiniz ya da az ziyaretçi olup çok iyi sonuç alabilirsiniz. Sanki bu ikisinin ortasında bir sonuç alacağız gibi görünüyor.
Biz ihracatı hedefliyoruz ve ihracatta da know-how transferini öne çıkarmak istiyoruz. Yurtdışından gelen potansiyel müşterilerimize, “isterseniz kendi markanızla üretin” diyoruz. Çünkü şu çok yaşanır: Bir markayı alır ve ülkelerine götürürler, sonra bir anlaşmazlık olur ve iş kesintiye uğrar; bu güvensizlik nedeni olur. Kendi markanı yarat demek insanlara güven veriyor. İkincisi, pek çok malzemeyi konsantreden üretin diyoruz. Örneğin bizden 60 kg konsantre alarak ülkesinde rahatça bulacağı kimyasallarla basit karışım işlemi ile 1000 kg bitmiş ürün elde edebilir, böylece önemli bir tasarruf sağlayabilirler. Hazne sularında da bunu öneriyoruz.
Bir diğer yaklaşımla; kritik malzemeleri bizden alın diğer malzemeleri kendi ülkenizden temin ederek üretim yapın diyoruz. O kritik malzeme bedellerinin üzerine bir miktar know-how bedeli ekliyoruz. Dolayısıyla müşteri formül hazırlama riskine girmeden, sattığı kadar hem kendisi kazanıyor hem biz kazanıyoruz. Bu da çok cazip geliyor.
Son olarak, dileyene “Teknoloji transfer ücretini ver, fabrikanı biz kuralım, formülasyonlarını verelim, makine, teçhizat seçimi ve yerleşimi, personel eğitimi, kalite sisteminin kurulması, bilgi akış sisteminin hayata geçirilmesi, tedarikçi seçimi gibi pek çok konuda kısaca tam randımanlı ve güvenilir bir üretim sisteminin kurulması için her türlü desteği verelim, üretim sisteminizi kuralım‘’ diyoruz. İran’da bunu yaptık. Kuzey Afrika’da bir ülke ile temasımız var.
Konsantreden üretimde 5-6 ülkeye ihracatımız devam ediyor. Bu sayının artacağını düşünüyorum.
- Ziyaretçiler daha çok neler soruyorlar?
Dünyadaki tedarik sıkıntısı ve petrol ve petrol türevlerindeki fiyat artışlarına bağlı olarak; tüm malzemeleri ama en çok petrol bazlı yıkama sıvılarına alternatif ürünler ile ilgili sorular geliyor.
- Pandemi öncesi projeksiyonunuzu düşündüğünüzde, bugün geleceğe nasıl bakıyorsunuz?
Pandemi döneminde daha fazla satış yaptık. Sadece iki ay eksik çalışma ödeneği aldık; onun dışında çalışanlarımızın hiçbir gelir kaybı olmadan, satışlarımızı arttırarak pandemi dönemini geçirdik. 2021’de TL cinsinden geçen seneye göre %40-45 civarında bir ciro artışımız olacak. Avro cinsinden bu artış %10-12’ye karşılık gelecek. İhracatta yol alıyoruz. Satışlarımızda ihracatın payı gittikçe artıyor; Know-how satabilirsek emeğimizin karşılığını alacağız. Sekiz buçuk milyon üniversite öğrencisi olan, gençler arasında işsizliğin yüksek olduğu ülkemizde üretim yapanın, ihracat yapanın daha çok desteklenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Yurdumuza döviz getirmek, kaliteli üretimle döviz kaybını önlemek için çalışıyoruz. Bu güzel bir duygu.
- Ham madde tedarikinde durum nedir?
Ham maddede sıkıntı var. Bu sorun bir süre daha devam edebilir. Çoğu ülkede bu sorun yaşanıyor. Türkiye olarak üretme ve ihracat kabiliyetimiz var ama pek çok girdi maalesef dışarıdan geliyor. Bu bizim gibi firmaların çözebileceği bir sorun değil. Makro düzeyde tedbirlerin alınması gerekiyor.
- Sürdürülebilirlik konusu son kullanıcıların ve üreticilerin gündeminde daha çok yer işgal ediyor ve solventler gibi kimyasallardan kaçış eğilimi var. Bu sizi nasıl etkiliyor?
Sektöre girdiğimizden beri bilinçli olarak yaptığımız çalışmaların sonucunda bu konuda rahatız. Burada karar verici olan kullanıcı. Solvent – petrol bazlı ürünler insanların adalesini daha az çalıştıran ürünler ve bunlar tercih ediliyor. Çok zararlı, yurt dışında yasak bazı ürünler bile kullanılıyor. Bunlar talep edildiği için tedarikçi de bunları sağlıyor. Devlet solvent kullanımında bazı kurallar getirerek yönlendirici olabilir.
Su bazlı yıkama sıvısı geliştirme konusunda yurt dışıyla ortak yürüttüğümüz çok önemli çalışmalarımız var. UV baskıda kullanılan su bazlı temizleme sıvısı geliştirdik, içinde hiçbir petrol bazlı ürün yok. Ayrıca tüm mürekkep çeşitlerinde (konvansiyonel – UV) ve tüm blanket ve merdanelerde (EPDM, Kombi veya konvansiyonel), nerede kullanılırsa kullanılsın, hiçbir zarar vermiyor. Fiyat olarak da avantajlı. Bu ürünün kullanıcı denemelerini bitirdik, yakında piyasaya sunacağız. Petrol bazlı AIII dediğimiz ürünün yerine geçecek su bazlı ürün konusunda da olumlu çalışmalar yaptık.
Petrol bazlı solventlerin kullanımı ile ilgi bazı kurallar gelirse, su bazlı ürünlere geçiş daha hızlı olur. Biz de buna hazır olmaya çalışıyoruz; İrlanda ve Almanya’daki laboratuvarlarla ortak çalışmalar yapıyoruz; kendi laboratuvarımızda da çalışmalarımız var. Bu bizim hayata geçirmek istediğimiz, öncelik verdiğimiz bir proje.
Su bazlı UV temizleme sıvısını ,fuar sonrası hemen piyasaya sunabiliriz. Dünyada örneğin Çin’de çevre konusunda çok hızlı adımlar atılıyor; havaya karışan organik kimyasallar konusunda Avrupa’dan daha keskin yasaklar getirdiler. Okul kitaplarında hiçbir şekilde alkol kullanılan baskı yapamıyorsunuz. Türkiye’de de aynı şekilde, havaya karışan organik bileşenler konusunda sıkı kuralların gelmesi söz konusu, uygulama aşamasına yaklaşıldığı ifade ediliyor. Bu konuda kullanıcıları çok iyi eğitmemiz ve üzerimize düşeni yapmamız lazım. Yeni ürün çalışmalarımızla buna hazırlanıyoruz .