Aras Makina’dan alınan ve bu yılın başında kurulan 70×100, Komori G40 Lithrone 4 renk ve Komori G40 Lithrone 5 renk + Lak H-UV 2020 model baskı makineleri ile baskı kalitesini en üst seviyeye çıkardı.
(İstanbul) Bir süredir ticari baskının içine düştüğü krizi konuşuyoruz. Dijitalleşme, sosyal medyanın yaygın kullanımı, ticari hayata dahil olan Y ve Z kuşaklarının tercihlerindeki değişiklikler, eğitimdeki dijitalleşme eğilimi vb. nedenlerle ticari baskıda iş hacminin daraldığından söz ediyoruz. Bu söylemlerdeki gerçeklik payı yadsınamaz ama başka fırsatlar da var ve bunlar ticari baskının önünü açıyor. En azından bugünkü koşullarda Türk basım sektörünün.
Bu haberimizde ticari baskı alanında faaliyet gösteren bir basım işletmemizin, Pelikan Basım’ın kısa sürede nasıl kabuğunu kırıp geliştiğinin hikayesini bulacaksınız.
Sektöre kartvizit pazarlaması yaparak 1988 yılında başlayan Kubilay Karakış bir taraftan da grafik tasarım hizmeti vermeye başlar. 2004 yılına gelindiğinde reklam ajansı mı matbaa mı olmak noktasında bir yol ayrımına gelir ve kardeşleri Yakup ve Fatih Karakış ile Karakış Matbaasını kurarlar. İki yıl sonra yapıya yeni ortakların katılımı ile Pelikan Basım ticari faaliyetine başlar. 2019 yılında ortakların firmadan ayrılması ile aile şirketi olarak yola devam eden Pelikan Basım’a sonradan Olga Vatan da katılır ve bu katılımla firmanın ihracatı ivmelenir.
Matbaacılar sitesinde başlayan süreç bu yılın başında devreye alınan sıfır Komori yatırımları ile taçlanır. Pandemi süreci birçok alanda sıkıntılar ve daralma ile anılırken bir taraftan da yeni fırsatlara kapı açmaktadır. Bu fırsatı gören ve enerjisini bu alana yönelten Pelikan Basım zorlu bir süreç sonunda ihracat rüzgarını arkasına alarak atılım yapar. Başakşehir’deki 4.500 metre karelik modern tesislerine geçen firmanın makine parkında şimdi Aras Makina’dan alınan sıfır G serisi Komori Lithrone 70×100 4 renk ve Komori Lithrone 70×100 5 renk+Lak H-UV ofset baskı makineleri ile üretim yapılmakta. Yeni makineleri ile kalite ve üretimini artıran firma çıtayı da iyice yükselterek ihracatını %75 seviyesine taşır.
Firmanın gelişim sürecini Kubilay Karakış şöyle anlatıyor. “2006 yılında Matbaacılar Sitesi’nde 50×70, 5 renk makine ile başlayıp 2009 yılında Odin İş Merkezindeki kendi yerimize taşındık. 2010 yılında 4 renk 70×100 makinemizi aldık. 5+Lak makinemiz 2017 yılında devreye girdi. 2019 yılında ihracat yapmaya da başlayınca kurumsallaşmamız gerektiğini düşünüp daha geniş ve rahat üretim yapabileceğimiz bir yer arayışına girdik ve Topkapı’daki yerlerimizi kiraya verip, bu yılın başında 4.500 metre karelik bulunduğumuz binaya taşındık. Mevcut makinemizi elden çıkararak yeni aldığımız 2 adet sıfır Komori baskı makinesini buraya kurduk. Aynı zamanda mücellit makinelerini de makine parkımıza dahil ettik. Yeni makineler devreye girince 20 kişilik kadromuz 80 kişiye çıktı.”
Aras Grup’tan alınan destek
Yıl 2008, Pelikan Basım sıfır makine arayışındadır. Aras Makina ile pazarlığa oturulur. Kubilay Karakış sonrasını şöyle anlatıyor. “Aras Grup’la tanışıklığımız 2008 yılında başladı. Turan Araz’la bir anımız da var. Beş renk sıfır makine almak istiyoruz. Fiyatta anlaştık, ‘kaporasını ver’ dedi; ‘Turan Ağabey ne kadar kapora göndermemiz gerekir’ diye sordum. ‘Önemli değil 5 lira versen de yeter’ dedi ve 5 lirayı alıp kalemliğin içine koydu. 720 bin avroluk makineye 5 lira vererek el sıkıştık. Turan Araz ile böyle bir anımız var. O zamandan itibaren Aras Grup’la iyi bir ilişkimiz var. Sonrasında makineyi koyacağımız kiralık yer aramaya başladık ve Odin İş Merkezindeki yerleri satın aldık. O günlerde dünya genelinde ekonomik kriz patlak vermişti. Bu nedenle sıfır makine alımını durdurduk, akabinde 4 renk ikinci el bir makine satın aldık.
Milyon avroluk makineleri almakta sıkıntı yaşayacak birçok firma Aras Makina sayesinde bu yatırımları yapabildi. Aras Makina’nın bize ve sektöre böyle bir katkısı var: Sektörü sektör yapanlardan. Tabii Aras Makina da bizdeki iyi niyeti ve dinamizmi gördü. Bu biraz da güven işi. Biz de bu kredimizi iyi kullanmak için elimizden geleni yapıyoruz ve her geçen gün hedefimizi büyütüyoruz.”
İhracatın yolu kaliteden ve çalışmaktan geçiyor
Ticari baskıda aynı anda 2 adet B1 format sıfır makine yatırımın pek görülmediği ülkemizde bu yatırımı firma ortaklarından Kubilay Karakış şöyle değerlendiriyor. “Bizim hedefimiz kaliteli üretim yapmak. Bu da baskı ile başlıyor. Şu anda birçok matbaa makine parkını yenilemiş durumda ve Türkiye’de kaliteli baskı yapılıyor. Biz de sıfır baskı makineleri, kalibrasyon ve renk yönetimine yatırım yaparak üretimimizi ve ihracatımızı bir üst seviyeye taşıdık. İhracata başladıktan sonra da firma olduğumuzu hissettik. Daha önce piyasadaki adımız kartçı, katalogcuydu. Şu anda, yeni makine yatırımlarımızla Türkiye’nin en iyi baskı yapan matbaalarından biriyiz.
Firmamıza Olga Vatan Hanım’ın katılması ile ihracat yapmaya başladık. Başlangıçta iç piyasaya çalışan firmamız kurulan yurt dışı pazarlama ekibiyle birlikte üretiminin %75’ini ihracata çevirdi.”
İhracatta hangi kalemler ağırlıkta, avantajlar neler ve süreç nasıl işliyor diye soruyoruz, Olga Vatan yanıtlıyor. “Yurt dışına daha çok kitap, katalog, kutu, puzzle (yapboz) gibi işler yapıyoruz. İhracata el işçiliği isteyen kitap, katalog ağırlıklı işlerle başladık. Bu tür işler Çin yerine artık Türkiye’ye geliyor. Çin lojistik maliyetleri yüzünden artık pek tercih edilmiyor. Pandemi ile birlikte puzzle işine de girdik.
En büyük müşterilerimiz İngiltere ve Fransa’da. Ardından Belçika ve Hollanda geliyor. Gürcistan, Rusya ve Kazakistan’a da iş yapıyoruz.
İngiltere ve Fransa’da kitap talepleri pandemi nedeniyle biraz düştü. Geçen yıl okulların durumu net olmadığı için bazı projeler durdu veya iptal edildi. Ancak şimdi bir hareketlenme var. Bu yüzden geçen yıl puzzle ve oyun kartları ihracatımız daha fazla oldu. Pandemide biz hiç kapanmadık. Full kapasite çalıştık. Çocuk kitapları, sanat kitapları ve okul kitapları basıyoruz. Mevcut makine parkımızla bu tür işlere de cevap verebiliyoruz. Tirajlar yükselince o doğrultuda da makine yatırımlarımızı yapacağız.”
Zorlu ihracat süreci
İhracatta başlangıçta birtakım zorluklar ve handikaplar yaşanmış. Yakup Karakış bu zorlukları şöyle anlatıyor: “İhracata başladıktan sonra gelen puzzle siparişleri için başlangıçta çok uğraştık. Yurt dışından sipariş gelince önce bu işi yapan bir firmadan fiyat aldık. Bize yüksek bir fiyat ve uzun bir termin verdiler. Pandemi dolayısı ile insanlar evlere kapanınca puzzle ve oyun kartları talepleri artmış, bu alanda çalışan firmalar işe yetişemez hale gelmişti. Böyle olunca bir araştırmaya girdik. İlk aldığımız 2.000 adetlik sipariş için maliyeti dikkate almadan çalıştık. Kesim için pedal alıp birkaç başarısız deneme yaptık. Puzzle üretiminde olay sadece kesmek değil. Kesilen parçaları bir arada tutmak ve poşete eksiksiz doldurmak da gerekiyor ve binlerce parçadan bir tanesinin bile kaybolmaması lazım. Günler geceler bu işle uğraştık. Tam oldu dediğimiz noktada, olmadığını gördük: Hava sıcaklığı, nem oranı, tutkalın niteliği, sürülen tutkal miktarı, makinenin çok ısınması gibi çok sayıda değişkenin işin içinde olduğu bir üretim süreci bu. Aynı marka kağıtta bile iki ayrı partide farklılık olabiliyor ve bu bile işi olumsuz etkileyebiliyor. Bütün bu süreçleri yaşayıp, Ar-Ge çalışmaları yaparak sonunda başardık ve işi standart hale getirdik. İlk siparişimizi geçen yıl Mayıs ayında almıştık. O işi iki kez yapmak zorunda kaldık. Şu anda yurt dışına ciddi miktarda puzzle gönderiyoruz. Bu iş gelişince yatırımların bir kısmını da bu alana yönelik yapmaya başladık. Üretimde otomasyona geçeceğiz. Birkaç ay içinde büyük makinalarımız gelecek.”
İhracatta hedef
Pelikan Basım gelinen noktada üretiminin %75’ini ihraç eden bir basım işletmesi. Bu yılın sonunda bu oranın %85’e çıkmasını ön görüyorlar. Firma bütün enerjisini ihracata dönük kullanıyor. Bunun için yurt dışında ilk şirketlerini İngiltere’de kurdular. Önümüzdeki sene önce Fransa’ya sonra da Amerika’ya açılarak kendilerini geliştirmeyi düşünüyorlar.
Hedeflenen yatırımlar
Firmanın bundan sonraki yatırımlarında öncelik mücellithane tarafında. Sert kapak hattı gündemde. Bu alana baskı kadar önem veriyorlar. Yumuşak kapak işler halen kendi bünyelerinde çözülüyor.
Bu yılın başında yeni bir alana taşınılmış olsa da şimdiden 10 bin metre kare bir yerin ve 6 renkli bir makinenin planları yapılıyor. Firma sadece kitap, katalog, puzzle yapmak değil sektörün diğer alanlarında da katma değerli üretim yapmak istiyor.
Fuarların katkısı
Sektörel fuarlar o alandaki gelişmelerin yakından görülüp, fikir alınıp, farkındalığın arttığı alanlar. Pelikan Basım’dan Yakup Karakış Frankfurt Kitap Fuarı katılımlarından sonra işe bakışının değiştiğini belirterek ekliyor. “Bizde Kubilay Bey yeniliğe daha açıktır. Şirkette o gaz pedalına biz frene basar durumdayız. 2019 Frankfurt Kitap Fuarı’na katıldık. Birkaç gün fuarı gezdikten sonra, orada katılımcıların stantlarını düzenlerken gösterdikleri özen benim işe bakışımı daha olumlu hale getirdi. Şevkim arttı. Fuar dönüşü kaliteye dönük yatırım konusunda kafamız iyice netleşti. Zaten, Kubilay Bey büyümeye, Olga Hanım ihracata odaklanınca yeni yatırımlara karar vermiş olduk. Son bir yılda bizde çok şey değişti. Bu sürede Pelikan Basım bir adım değil belki on adım birden atmış oldu. Yeni mekân, iki yeni makine, yurt dışına dönük ağırlıklı üretim, dört katına çıkan kadro, yeni ihracat departmanı ve Arap ülkelerine de dönük pazarlama ile büyük bir değişim yaşadık. Artık piyasa da bizi tanımaya başladı.”
Ham madde sıkıntısı
Pelikan Basım da son zamanlarda yükselen malzeme fiyatlarından şikayetçi. Kubilay Karakış bunu şöyle ifade ediyor. “Mesela mukavva fiyatları neredeyse iki katına çıktı ve temin sorunları var. Mukavvayı yurt dışından alıyorduk. Şimdi, yılbaşından sonrası için sipariş alıyorlar, termin de vermiyorlar. Biz de iç piyasadan temin etmeye çalışıyoruz. Durmamamız gerekiyor. Kağıt ve malzeme olmasa makinelerin hiçbir anlamı yok. Yurt içinde de kaliteli kağıt üretimi yapmamız lazım. Niye hep ithal ediyoruz? Birinci hamurda yeterli üretim yok. Kuşe ve Bristol kartonun da yurt içinde üretilmesi lazım. Yerli mukavvayı puzzle yapımında kullanamıyoruz, çok sert, kalitenin yükselmesi, bu alandaki firmalarımızın da kaliteyi arttırıcı yatırımlar yapması lazım.”
Yurt dışı ile çalışmak nasıl?
Yurt dışına çalışmanın inceliklerini Olga Vatan anlatıyor. “Elbette riskler var. Ama iç piyasada daha çok risk var. İletişim düzgün kurulduktan sonra ihracat düzgün yürüyor. Belli yatırımları yapmak ve belgeleri almak da gerekli. Daha fazla prosedür var ve biraz daha yorucu. İhracat yapabilmek için FSC belgemizi aldık. SEDEX ve ISO belgemiz var. FOGRA da gündemimizde. SEDEX bize ciddi bir maliyet getirdi ama kurumsal firma olmamıza destek oldu.”
Pelikan Basım’ın en büyük sorunu eleman bulamamak. Vasıfsız eleman bulmak bile sorun olmuş. Kubilay Karakış İşkur’a 15 personel alımı için başvurduklarını ancak 2 kişinin başvurduğunu belirtiyor.