Türkiye’de kâğıt üretiminin geçmişi İbrahim Müteferrika’nın ilk Türk matbaasını kurmasından sonradır. Bazı kaynaklara göre Yalova’da 1745 yılında Leh ustalar getirilerek kurulan imalathanede kâğıt üretimine başlanmış. KASAD Genel Sekreteri Erol Gül, sonrasını ve SEKA’yı şöyle anlatıyor:
“Daha sonra 1804 yılında Beykoz, 1846 yılında İzmir ve son olarak 1896 yılında Hamidiye kâğıt fabrikaları kurulmuş ancak Avrupa kâğıt üreticilerinin zararına rekabeti nedeniyle her biri üç-beş yıl üretim yapıp kapanmışlar. SEKA ise 1934 yılında kurulmuş ve 1936 yılında üretime başlamıştı. 2006 yılında ise özelleştirilerek satıldı, şimdi İzmit’de SEKA müzesinde yaşıyor.
Ben SEKA ile 1979 yılında tanışmıştım. Entegre bir tesisti, beş fabrikası, 10 kâğıt makinesi vardı. Öyle güzel planlanmıştı ki her şeyi ile kendi kendine yetiyordu. Demiryolu tesislerin içine kadar gidiyordu ve kendi limanı vardı. Gemilerin yanaştığı iskele aynı zamanda amatör balıkçılar için harika hobi alanıydı. Körfez balık cennetiydi. Kendi selülozunu üretiyordu. SEKA kâğıt karton sektörü için bir okul, bir referans noktasıydı. Çok iyi laboratuvarları ve yetişmiş personeli vardı, tüm kâğıt sektörüne hizmet veriyordu. Kendi ara elemanını yetiştirdiği çırak okulu ve Mehmet Ali Kâğıtçı Meslek Okulu vardı. Meslek içi eğitim de veriliyordu. Kartonsan’daki ilk yıllarımda SEKA’da üç – dört haftalık bir oryantasyon programına katılmıştım.
SEKA sosyal hayatı canlandıran bir kuruluştu. Yeşillikler içinde harika lojmanları ve sosyal tesisleri, sineması vardı. Sapanca Gölü kıyısında bir SEKA kampı vardı.”
Toplantıya SEKA yıllarını anlatmak üzere konuk konuşmacı olarak katılan İsmail Tamer Altılar, 1967 yılında SEKA İzmit’te başlayan kâğıtçılık hayatı halen devam ediyor. 1974-75 yıllarında Norveç Hükûmeti tarafından verilen bir bursla Trondheim Üniversitesi’nde selüloz ve kâğıt teknolojisi eğitimi görmüş. 1975 – 80 arasında SEKA Dalaman’da teknik müdür ve müessese müdürü olarak görev yapmış. 1980 – 2001 arasında Kartonsan’da fabrika müdürlüğü, genel müdür yardımcılığı ve son dört yılı genel müdürlük olmak üzere çeşitli görevlerde bulunan Altılar, ayrıldığı 2001’den bu yana Altılar Consulting firmasıyla danışmanlık hizmetleri veriyor.
İsmail Tamer Altılar, çevrim içi toplantıya katılanları fabrikadan ilk kâğıdın çıktığı 1936’dan, Sümerbank’tan ayrılarak Kamu İktisadi Teşekkülü (KİT) statüsüne geçirildiği 1955’e ve son yıllarına kadar SEKA’nın geçmişinden fotoğraflarla nostaljik bir tura çıkardı. SEKA Taşucu yılda 155 bin ton, İzmit 139.966 ton, Balıkesir 100 bin ton, Giresun Aksu 82.500 ton, Dalaman 75.000 ton, Çaycuma 75.000 ton ve Afyon 50.000 ton üretim yapıyordu.
SEKA’nın selüloz üretimi için ihtiyacı olan odun 1.710.500 metre küp ancak bu miktara hiçbir zaman ulaşılamamış, bu konu zaman zaman Orman Genel Müdürlüğü ve SEKA arasında tartışma konusu olmuş. Altılar, Kanada’da devletin işlettiği ormanların oranının % 81, İsveç’te %26, Finlandiya’da %28, Türkiye’de ise %100 olduğunu hatırlatıyor. 2000 yılında Türkiye’de kâğıt için odun tüketiminin Türkiye’nin toplam tüketiminin sadece %6’sı olduğunu belirten Altılar, “Selüloz için odun temininde SEKA’nın çok büyük zorluklar yaşadığını; SEKA Dalaman’da sıfır stok olduğu için ormanda bizzat ağaç yüklettiğimi biliyorum” diyor ve şöyle devam ediyor: “Selüloz yapabiliriz, şu anda da üretiliyor. Kaçak kesilen yakacak dahi kâğıt için tüketimin kat kat üstünde. Ama dünyadaki 1 milyon tonun üzerindeki üretim kapasiteleri olan üreticilerle bizim 80 – 100 bin tonluk selüloz üretimimizin rekabeti ne kadar fizibıl olabilir, bunu çok iyi hesaplamak gerekiyor. Bu orman sistemi içerisinde selüloz tesisi yapmak riskli görülüyor. Önce orman yönetimi selüloz üretimine uygun hale getirilerek, eğer 80 – 100 bin ton üretim fizibıl oluyorsa selüloz üretimi düşünülebilir. Yıllık bitkiler (kendir) ile selüloz üretimi de özelleştirme öncesinde tamamen ithalata dayanıyordu. Yerli kendirlerin kalite ve fiyat olarak elverişli olmadığı kanaati oluşmuştu.”