Geçtiğimiz ay KASAD Yönetim Kurulu toplantısının ardından gerçekleştirilen sanal toplantıda iki konuk konuşmacı, “COVID-19 Sürecinin Karton Ambalaj Sektörüne Etkileri ve Gelecek Öngörüleri” raporu ve “Karton Ambalaj Sektörünün Çevre Yükümlülükleri” konularında sunum yaptı.
Karton Ambalaj Sanayicileri Derneği (KASAD) tarafından 11 Kasım’da düzenlenen toplantının açılş konuşmasını yapan Yönetim Kurulu Başkanı Alican Duran, “2020 yılı gerçekten herkes için çok zorlayıcı oldu” diyor ve şöyle devam ediyor: “Ama karton ambalaj, ambalaj sektörü bu kara yıl içinde birçok sektöre göre bir nebze de olsa daha şanslı diyebilirim. En azından işimiz durmadı, iyi kötü çalışıldı. Hatta rakamlara göre büyüme var ve Türkiye’deki diğer sektörlerin durumuna baktığımızda daha şanslı olduğumuzu söyleyebiliriz. Ama bu bizi rahat düşünmeye itmemeli çünkü 2021 de ne yazık ki böyle geçecek görünüyor. Her ne kadar aşı bulunduğu söylense de bunun realize olması vakit alacak ve rahatlamanın 2021’in sonuna kadar gerçekleşmesi mümkün görünmüyor. Ama biz dirayetli olacağız, işimize sahip çıkacağız.”
Büyüyen bir sektör olduklarını belirten Duran, ekliyor: “Önümüzdeki beş senede Avrupa’daki büyümenin %50’den fazlası Polonya ve Türkiye’den bekleniyor. Ne kadar zor şartlar altında olsak da pazarımızdan büyük bir beklenti var. Biz de üzerimize düşen görevleri yaparak, şirketlerimizi, sektörümüzü geliştirerek bu pastadan payımızı alacağız.”
KASAD Genel Sekreteri Erol Gül, çevrim içi katılımcılara KASAD web sitesi ve web sitesinde üyelerin şifreyle girebilecekleri sayfalar ve uygulamalar hakkında bilgi verdi. Ardından konuk konuşmacılara söz verdi.
COVID-19 Sürecinin Karton Ambalaj Sektörüne Etkileri ve Gelecek Öngörüleri raporu
Ekonomi ve Stratejik Danışmanlık Hizmetleri şirketi kurucusu Dr. Can Fuat Gürlesel, KASAD için hazırladığı COVID-19 Sürecinin Karton Ambalaj Sektörüne Etkileri ve Gelecek Öngörüleri başlıklı raporunu sundu.
COVID-19’un güncel rakamlarına değinen Gürlesel, salgının aşı öncesi yeni bir zirveye tırmandığının görüldüğünü ve 2021’in ilk çeyreğinin de zorlu geçeceğini öngörüyor.
Gürlesel, günümüzde büyük ölçüde Asya – Pasifik’ten tedarikle sonuçlanan ucuz, hızlı, uyun kalitede, istenen zaman ve miktarda ürün tedariki yaklaşımının yerini fiyatı ne olursa olsun arz ve tedarik güvenliği yaklaşımına bıraktığını, bunun sonucu olarak Asya – Pasifik pazarına bağımlı alıcıların yeni tedarikçiler bulma sürecine gireceklerini belirtiyor. Bunun önümüzdeki aylarda salgının sert dalgasından sonra sonuçlarının yaşanacağını ekliyor.
Gürlesel, COVID-19’un özellikle hizmet sektörünün karton ambalaj talebini sınırladığını, COVID-19’a rağmen ve COVID-19’un itişiyle büyüme gösteren sektörleri de elektronik ticaret, yazılım, dijital hizmetler, medikal ürünler, kağıt ürünleri ve ambalaj sanayi, hızlı kargo ve lojistik sektörleri olarak sıralıyor. Salgının etkilerinin 2021’de de devam edeceğinin öngörüldüğünü kaydeden Gürlesel ambalaj sektörünün de olumlu etkilenmeye devam etmesini bekliyor.
Rapora göre karton ambalaj sanayii 2020’yi büyüme ile kapatacak. Halen bazı ürün gruplarında büyüme yaşanırken, bazı gruplarda küçülme görülüyor. Gıda, ilaç ve temizlik malzemeleri ambalajlarında başlangıçtaki hızlı büyüme giderek normalleşme sürecinde. Fast food gıda ambalajları, lüks kutular, çikolata kutuları, geleneksel ilaçlar, endüstriyel ürünler, sıvamalı karton ambalajlar, hazır giyim, kozmetik, fuar ürünleri – çanta vb. daralan alanlar.
Can Gürlesel, salgının diğer etkilerini şöyle özetliyor:
“İhracatta ikinci çeyrekteki sert daralmanın ardından üçüncü çeyrekte, uluslararası pazarların hızlı açılması, COVID-19 endişesi ve bir an önce tedarik düşüncesiyle beklenenin üzerinde bir artış yaşandı. Kasım ayı da böyle geçtikten sonra bu etki yavaşlayacaktır. Avrupa Birliği, ABD ve İngiltere’nin Çin’e alternatif tedarikçi arayışlarının etkilerini kademeli olarak hissedeceğiz. Yeni gelişme alanları olarak küçük ölçekli hızlı tüketim ürünleri, karton çanta ve bardaklar olarak bildirimler aldık. Pandemi öncesinde karar verilen yatırımlar, değişen ve artan talepler nedeniyle sektöre genel olarak yayılmasa bile firma bazında karantina sonrasında hızla gerçekleştiriliyor. Avro bazlı girdi fiyatlarında kur artışlarına bağlı artışlar fiyatlara yansıtılamıyor; ihracatta alıcılar kur artışı nedeniyle fiyat indirimi istiyorlar. Bu da kârlılık üzerinde sınırlayıcı etki yapmaya devam ediyor.
Karantina döneminde ambalaj mürekkeplerine artan talep ve yurt dışından tedarikte zorluklar, içeriden tedarikin ve üretimde sürdürülebilirliğin önemini ortaya çıkardı.
E-ticaretteki artış hızlı kargo taşımacılığı ambalajına talebi arttırdı. Bu alandaki eğilim kalıcı olacak. Eğitim, otomotiv ve turizm sektörlerinde daralma yaşandı. Otomotivde bir miktar toparlanma var. Ofset ve display baskı işleri azalırken dijital baskı işleri arttı.”
Gürlesel, gelecek öngörülerine ilişkin olarak Smithers Pira’nın küresel ambalaj pazarı tahminlerini (The Future of Global Packaging to 2024) paylaştı. Rapora göre tüm ambalaj pazarı 2019– 2024 arasında %2.8 büyüyecek. Oluklu mukavva – kağıt – karton ambalaj ortalama %4 büyüyecek ve sadece karton ambalaj yıllık ortalama %4.8 büyüyecek. Bir diğer araştırma da da Pira ambalaj ve etiketi önümüzdeki yıllarda büyüyecek nadir baskı alanlarından ikisi olarak gösteriyor.
Tüketici eğilimleri, plastik yerine kağıt tercihi ve çevre dostu eğilimler de kağıt – karton ambalaj talebini arttıracak etkenler arasında sayılıyor.
Gıda sektörü ve ilaç sektörü, maske kutuları vb. ambalajlar karton ambalaj talebindeki artışın büyüyeceği alanlar olacak. Küçük partilerin üretimi artacak, robotik ve 3D teknolojilerinin önemi artacak. Dijital baskıya talep artacak.
Raporun sonunda, sektörün öncelikleri ve önerilere yer veriliyor. Buna göre,
- Küresel tedarik zincirinde yeniden yapılanma ve tedarikçi ihtiyaçlarının karşılanması
- Hedef pazar odaklı ihracat
- Katma değerli ürün ihracatı
- Yeşil ve güvenli üretim
- Tasarım ve inovasyon kapasitesinin geliştirilmesi ve tüm süreçlerde dijitalleşme
Bu konularda ambalaj sektörünün yatırımlarının desteklenmesi ve yatırım teşviklerine ihtiyacı var. Hedef ihracat pazarları için Cartonturk ve Urge programının güncellenmesi, sürdürülebilirlik yatırımlarının teşviki, nitelikli insan kaynaklarının yetiştirilmesi ve korunması, üretim maliyetlerinde iyileştirmeler, diğer öncelikler ve öneriler arasında.
Yeni tedarikçi arayışında ön plana çıkan kriterler de sunumda rapordan aktarıldı. Bu sunumun ayrıntısına haberin sonundaki linkten erişilebilir.
Karton ambalaj sektörünün çevre yükümlülükleri
Çevre Mühendisi ve İş Güvenliği Uzmanı Yusuf Özkır karton ambalaj sektörünün çevre ile ilgili yasal yükümlülüklerini anlattı.
Sunumunda çevre mevzuatı, Entegre Çevre Bilgi Sistemi, ÇED raporu ve diğer çevre izin belgelerinin alınması, atıklar, ambalaj atıklarının yönetimi konusunda bilgi veren Yusuf Özkır özellikle tutkal, boya ve tehlikeli maddelerin tesis içinde yıkanması ve tehlikesiz madde işlemi görmesinin yaygın olduğunu belirterek, işletme yönetici ve sahiplerini ciddi idari yaptırımlara maruz kalabilecekleri konusunda uyarıyor.
İşletmelerde atık yönetiminden sorumlu personel ya da personeller belirlenmesi ve geçici atık depolama sahaları olması gerektiğini belirten Özkır, bu sahaların fiziki özelliklerini şöyle sıralıyor:
- Geçici atık depolama sahası dış etkilere karşı korunaklı olmalı, yağmur suyu ve sokak hayvanları girememeli.
- Atık giriş çıkışına uygun, kilitlenebilir bir kapısı bulunmalı; tehlikeli ve tehlikesiz atıklar aynı sahada olacaksa her ikisinin de kapısı ayrı olmalı. Dışında, hangi atıklara ait olduğunu gösteren tabela bulunmalı.
- Dışarıda kesinlikle yangın söndürme cihazı ya da dolabı bulunmalı.
- Geçirimsiz beton zemini olmalı, çevresi havuz biçiminde, sızmayı engelleyecek biçimde yükseltilmeli.
- Zemin eğimli olmalı ve eğimin bittiği kenara sızma bağlantısı ve kör kuyu kanalı oluşturulmalı. Atıklar aynı sahada olacaksa, arada bölme olmalı, bağlantı ve kanalın tehlikeli atık kısmında olması yeterli. Her iki tarafta, bulundurulan atıkların kod ve tanım levhaları asılmalı.
İşletmede ayda 1000 kg atık oluşuyorsa, bir Geçici Atık Depolama İzin Belgesi alınması gerekli. Tehlikesiz atıklar 12 ay, tehlikeli atıklar 6 ay bu izinle işletmede depolanabiliyor. Tıbbi atıklar ise işletmede sadece 48 saat bekletilebiliyor.
Sıfır atık yönetimi konusunda bilgi veren şu anda ambalaj sektöründe bu konuda bir yükümlülük bulunmadığını ancak gönüllü olarak uygulanabileceğini belirtiyor.
Maske, eldiven vb. kişisel hijyen atıklar üzerinde eldiven, maske atık kutusu olduğu belirtilen gri bir kovada, içinde siyah bir torbada toplanacak ve sızdırmazlık için tekrar siyah bir torbaya konarak, sirkülasyonun en az olduğu bir bölgede 72 saat bekletildikten sonra belediyenin evsel atık konteynerine atılabilecek.
Çevre Denetim Yönetmeliğine göre Türkiye kara ve deniz sınırları içerisinde kirlilik kaynağı olan tüm unsurlar denetime tabi. Denetim esnasında, proje aşamasında ilgili ÇED belgesinin alınmış olması, faaliyet aşamasında ilgili çevre izin ve lisans belgesinin alınmış olması, Entegre Çevre Bilgi Sistemine kayıt olunması ve ilgili ek uygulamalar, faaliyet süresince atık yönetiminin sağlanması (Kaynağında ayrıştırma, biriktirme, toplama; geçici depolama, atıkların geri kazanımı, bertaraf firmalarına gönderilmesi).
Ayrıca küçük – büyük tüm işletmelerin şu yükümlülükleri var:
- Atıksu Kalite Kontrol Ruhsatının alınması
- Endüstriyel Atık Yönetim Planının hazırlanması ve onayı
- Tehlikeli madde ve tehlikeli atık poliçelerinin yaptırılması
- Atık beyanının ve ambalaj beyanının yapılması
- Geri Kazanım Katılım Payı (GEKAP) beyanının yapılması
- Jeneratör beyanının yapılması
- Gerekli ölçüm ve analizlerin yapılması
- Çevre ve atık yönetimi eğitimi
- BEKRA bildirimi ve kapsam belirleme
- Kirlenmiş sahalar bilgi sistemi (Faaliyet Ön Bilgi Formu)
- Bakanlık tarafından hazırlanması istenen rapor ve formatlar
İşletme Çevre İzin ve Lisans Yönetmeliğinin Ek-1 listesinde ve Ek-2 listesinde yer alan firmalar için ayrı yükümlülükler var.