Nuri Rodoslu, pandemide şirket cirosunda azalma olmadığını belirtiyor.
Salgın kışın eşiğinde yayılma hızını ve etkisini arttırarak sürdürüyor. Sektör de bu konudaki gelişmelerden ve önlemlerden etkileniyor. Türkiye’de özellikle tedarikçi tarafından sektörün en deneyimli isimlerinden biri olan Nuri Rodoslu ile hem Rodoslu şirketlerinin hem de sektörün pandemideki durumunu konuştuk.
- Karantina sonrasında Rodoslu’da satış, pazarlama ve servis anlamında bir değişim oldu mu?
Pandemi, Mart ortasında başlayan ve hâlâ devam eden,dünyanın başına musallat olan; elle tutulamayan, gözle görülemeyen, ne olduğu belirsiz ve varlığı ne yaptığından belli olan, bir bela. Bizde bir şey değişmedi. Çalışma saatleri o gün de farklıydı, bugün de biraz farklı, onun dışında hizmetlerimizde bir şey değişmedi. Personelimiz aynı, geliş gidiş saatlerinde farklılıklar olabilir ama hizmetimiz değişmedi.
- Müşteri ziyaretleri nasıl etkilendi?
Sosyal ilişkiler hem dünyada hem Türkiye’de daraldı, azaldı. Eskisi gibi ziyaretler yapılmıyor. Zaten bu beladan korunma yöntemi bu. Gidiş gelişleri olabildiğinde azaltmak. Toplu taşıma kullanımı azaldı ve özel araç trafiği bir hayli arttı. Gayri inisiyâki maske takıyoruz. Pazarlama konusunda zaten yatırım düşünen firmanın daveti olursa ziyaret edersiniz. Bakın, fuarlar yapılamıyor.
- Firmalar online etkinlik ve fuarlar düzenlemeye başladılar. Bu etkinliklere katılıyor musunuz?
Yıllardır bunu ifade ediyorum ve bugüne kadar söylediğim şeylerde yalancı çıkmadım. En büyüğü drupa fuarıdır; iştirakler pandemiden önce de giderek azalıyordu. Fuarlar giderek panayıra dönüşmeye başladı. 2020 drupa fuarı ertelendi, İtalya’daki Print4All fuarı ertelendi. Çin’de Şanghay ve Hong Kong’daki bazı fuarlar kısıtlı olarak yapıldı, zaten kendi pazarları yeterince büyük ve kendi pazarlarına tanıtım yaptılar. Fuarcılığın sonu geldi ve bu pandemi bir vesile oldu. Bunu öngörmek için biraz ileriyi görmek yetiyordu.
Bununla birlikte, matbaa sektörü, grafik sanatlar sektörü, gerilememiştir. Hiçbir şekilde gerilemedi. Dışarıdan yaptığımız ithalat devam ediyor, Alman, İngiliz ve İtalyan dostlarımızla her dakika konuşuyoruz; bilgi, fikir alışverişinde bulunuyoruz. Bazı şeylerde düşüşler olmuştur ama sektör devam ediyor.
Türkiye insanının girişimciliği başka bir ülkenin girişimciliği ile kıyaslanmaz. ‘Deli cesareti’ ifadesini kullanayım, bu cesaret girişimciliği teşvik ediyor ve onu başarıya götürüyor. Nereye baksak, özel sektörün girişimciliğini görüyoruz.
Kâğıt tüketimi gazete kağıdında azalırken, başka tarafa doğru kayıyor. Ambalaj tüketimi artıyor.
Fuarlara dönersek, tüketim mallarında fuar düzenlerseniz herkes gelir ama yatırım başka bir hadisedir. İnsanlar fuarlara gelerek, “Aa, ne güzelmiş; yatırım yapalım” demiyorlar.
- Müşteriler tarafında etkilenme nasıl oldu?
Bir değişiklik olmadı. Dijital matbaaya karşı olanlar kendileri dijital matbaa kurdular. Teknoloji değişti, baskı ihtiyacı değişmedi. Kurşun harflerden, ofsete, oradan dijitale geldi. Mürekkep ve kâğıt yine var. Nihai kullanıcı basılmış bir işin hangi teknolojide basıldığını bilmez, onun için bunun hiç önemi yoktur.
Salgın çok farklı bir boyutta geldi, sosyal ilişkilerin bozulmasına sebep oldu, otel, lokanta vb. hizmet işletmelerini etkiledi ama salgın bir gün sona erecek ve hayat yine normale dönecek.
Ürün portföyünüzde bir değişim oldu mu?
Aynı ürünlerle devam ediyoruz. Birtakım teklifler sürekli geliyor ve değerlendiriyoruz ama hırslı değiliz. Hırs kelimesini özellikle kullanıyorum çünkü faydası olduğu kanaatinde değilim. Ciromuzda bir azalma yok. Makine alanlar, yatırım yapanlar da olduğuna göre piyasa devam ediyor.
- Salgında kitap satışları da artıyor, belki kapanan ya da kısıtlanan lokanta ve otel gibi hizmet işletmelerinin baskı talebinde azalma var; e-ticarette ve bağlı olarak oluklu ve kutu ambalaj işinde artış var. Sizin sektörün ve Rodoslu’nun geleceği için öngörünüz nedir?
Bir gelişmişlik ölçüsü olan kişi başına kâğıt tüketiminde Avrupa ülkelerinden 6-7 kere daha gerideyiz. Tuvalet kâğıdından, ambalaj kâğıdına kadar, kâğıdı nerede kullandığınızın önemi yok. Kâğıdı tüketmenin önemi var. Kâğıt tüketiminde gelişmiş Avrupa ülkelerinden, Japonya’dan; Finlandiya’dan hatta Çin’den geriyiz. Hedefimiz onların kağıt tüketimlerini yakalamak olduğuna göre bu matbaa sektörü demektir. Matbaa sektörünü geniş anlamda kullanıyorum. Fleksodan, tifdruktan, web’e, serigraftan, dijitalden ofsete varıncaya kadar hangi teknolojiler kullanılıyorsa, genel bir ifade olarak kullanıyorum. Matbaa ilerleyecek. İlerleyememesi medeniyeti yakalayamamamız anlamına gelir. Özel sektör bunu görüyor ve bu konuda makine yatırımları yapıyor. Bir yer kapanırken, başkası açılır.
Bizim bir kardeş kuruluşumuz sürekli formdan etiket sektörüne geçti. Oluklu ambalaj tarafında da bir kardeş kuruluşumuz var. Bu gelişmelerin dışında değiliz ve gerektiğinde yatırımlar da yapılıyor.
- İstanbul ve Ankara’da birimleriniz var. Cironuzda hangisi daha ağırlıklı etki yapıyor?
İstanbul ihracat ağırlıklı, Ankara iç pazar ağırlıklı çalışıyor. Şu anda Ankara biraz daha ileride gözüküyor. Azerbaycan, İran ve Irak gibi İslam ülkeleri pazarlarına ihracat yapıyoruz.
İhracat önemlidir ama ihracat da bazı hassas konulardan etkilenir. Devletler arası ilişkilerden, salgın gibi olaylar nedeniyle kapanmalardan etkilenir. Türkiye’nin 83 milyon nüfusuna ek olarak pandemi öncesinde 40 milyon turisti var. Yani 120 milyon üzerinde bir pazara hitap etmek söz konusu. Bunu göz önüne alarak iç pazarı da ihmal etmemek önemli.
Pandemi dünya ile alakalı bir konu ve maalesef turizm ve ihracatta aksamalara yol açıyor. Türkiye’nin her noktası turizme hizmet verdiği için buna bağlı bir sermaye – para akışı olamamıştır. Bundan dolayı üzüntülüyüm. Bu süreç geçecektir ve bir büyüme gerçekleşecektir. Önemli olan sağlıklı büyümek, obez olmamaktır.