Macun Mahallesi’ndeki yeni tesiste salgın sonrasında alınması planlanan makinelerin yerleri şimdiden hazır.
(Ankara) Dört yıl önce Fogra sertifikası aldıktan sonra İtalya gibi zorlu bir pazara ihracata da başlayan Arkadaş Basım, bu yılın başlarında artık dar gelmeye başlayan Kazım Karabekir Caddesi’ndeki yerinden Yenimahalle’deki Macun Mahallesi’ne taşındı. Firma ofis ve üretim tesisi olarak toplam 2500 metre kare kapalı alana sahip tesisinde yaklaşık 45 kişilik kadrosuyla hizmet veriyor.
İlkbaharda gerçekleşen taşınmanın ardından ilk adım olarak CtP cihazını yenileyen firmanın yeni yerine, Heidelberg Türkiye ile kalıp anlaşması dahilinde yeni Suprasetter 106 CtP kuruldu.
Ticari matbaalar arasındaki rekabetten sıyrılmak ve farklılaşmak benzer makine parkı ve teknik donanıma sahip firmaların çokluğu nedeniyle daha zordur. Arkadaş Basım’da üçüncü kuşak yönetici Fırat Ersoy, taşınma ihtiyacını ve sürecini şöyle anlatıyor:
“Taşınmayı 2019 Aralık ayında planlamaya başladık. Hem bir hanın en alt katındaki mevcut yerimiz bizi temsil etmiyordu hem de yeni yatırımlar için yerimiz yoktu. Henüz pandeminin başlarında planlanan taşınma için Ocak ayında kaba inşaatı tamamlanmış olarak teslim alınan binanın iç dizaynı ve ofis katlarının inşaatının tamamlanmasının ardından Mart sonu ve Nisan başında taşınmayı tamamladık.”
Fırat Ersoy, yeni makinelerin kurulacağı yerleri taşınma öncesinde planladıklarını, salgında işleri azaldığından ya da durduğundan baskı ihtiyaçlarını erteleyen, azaltan ve durduran müşterilere bağlı talep düşüşü nedeniyle mevcut iş akışında ihtiyaç olmadığından yatırımları beklettiklerini belirtiyor.
Arkadaş Basım’ın yatırım planlarında öncelik baskı sonrasında. Bu konudaki itici güç ise ihracat. Özellikle İtalyan müşterileriyle çalışırken baskı sonrasını güçlendirme ihtiyacı duyan firma katlama makinelerini yenileyerek bu süreci başlatmıştı. Bu yatırım, salgından sonra cilt hattı ve iplik dikiş makinesiyle devam etmesi planlanan yatırımların ilk adımı olmuştu.
Kalite kontrol altında
Fırat Ersoy, Arkadaş Basım’ın kalite yolculuğunun nasıl başladığını şöyle anlatıyor:
“Arkadaş Basım, 1960’ların başlarında dedemin kurduğu bir matbaa. Ama kaliteli baskıya odaklanma ve Fogra sertifikası almaya giden süreç, 2006 yılında başladı.
2006’da ilk Komori baskı makinemizi aldıktan sonra fark ettik ki herkes kalıp başına fiyat vererek iş yapıyor; onlardan farklı olarak ne yapabiliriz diye düşündük. O dönemde Ankara’da kaliteli katalog basabilen sınırlı sayıda matbaa vardı. Herkes detaylı ve yüksek kalite istenen bir iş olduğunda “İstanbul’da yaptıralım” diyordu. Dolayısıyla biz de kendimizi bu yönde geliştirmeye karar verdik. Butik işler yapalım, en kaliteli mürekkebi kullanalım, en düzgün kalıpla çalışalım ve bunun sonucunda da maksimum müşteri memnuniyeti sağlayalım istedik. Kullanacağımız kâğıt, mürekkep, kalıp ve yapacağımız cildin ipliğine kadar özen göstererek davranıyoruz. Bu da bizi sektörde farklı bir yerde konumlandırıyor.
CtP’nin banyosundan ölçümler başlıyor; daha sonra kalıbın üzerindeki tramlar, kâğıdın lab değerleri, baskıdan sonra kâğıt üzerindeki mürekkep yoğunluğuna bakıyoruz, baskı Fogra standartlarına uygun yapılmış mı, bu sürekli ölçülüyor. İş süreçlerimizi sürekli kontrol altında tutuyoruz; bunu yapmak zorundayız. Bunu aksattığımız anda müşterinin bizden beklediği kalite standartlarında hemen sapma olabiliyor. Ürünlerimizdeki kalite standartlarını her daim korumak için baskı bölümündeki ekibimizi sürekli denetliyoruz.
Taşınırken baskı sonrasında kırım makinelerimizi yeniledik. Baskımız çok iyi, baskı sonrasında da kalitemiz bizi yansıtsın istediğimiz için iki hızlı Heidelberg Stahlfolder kırım makinesiyle makinelerimizi yeniledik. Salgından sonra bir cilt hattı alma planımız var. Belki iplik dikiş makinemizi yenileyebiliriz. Cilt bölümümüzden çıkan iş de baskı kalitemizi daha iyi göstersin istiyoruz.”
Suprasetter 106 CtP Heidelberg Ankara ile kalıp anlaşması dahilinde yenilendi
Eski yerinde de Heidelberg CtP ve kalıplarını kullanan Arkadaş Basım yeni yerine geçerken CtP sistemini yeniledi. Ersoy, “Kalıp anlaşması dahilinde Suprasetter 106 CtP sistemimizi yeniledik. Önümüzdeki birkaç sene Heidelberg kalıplarını kullanacağız” diyor ve şöyle devam ediyor: “Belirli bir metre üzerinden anlaştık ve anlaşmanın üç yılda tamamlanacağını öngörüyoruz. Yeni makine daha hızlı, saatte 48 kalıp pozluyor. Böylece üretkenliğimiz arttı. CtP cihazı da kalıp anlaşmasına dahil olduğundan bir anlamda taksitli ödemesini uzun vadeye yaymış olduk.”
Maskeleri çıkarınca yatırıma hazır
Arkadaş Basım’ın portföyünde özellikle inşaat kataloglarının önemli bir yeri var. Salgın, bu alanda belirgin bir azalmaya yol açmış. Ersoy, “Salgın öncesinde haftada üç – dört inşaat kataloğu basarken, şu anda ayda üç – dört katalog basabiliyoruz. Sanırım salgından dolayı inşaat firmaları da kataloğa ayırdıkları bütçeleri sınırlandırdılar” diyor. Konut kredilerinin faizlerinin düşürülmesi de bunu değiştirmeye yetmemiş.
Yılbaşı yaklaşırken promosyon işleri de şirketlerin maliyet düşürme ve kurumların tasarruf kaygılarıyla azalmış. Fırat Ersoy buna karşılık ne gibi önlemler aldıklarını şöyle anlatıyor:
“Yüzümüzü dış pazara çevirdik ve Avrupa’ya kitap basıyoruz. Onlar dijital e-kitaba yönelmiş olsalar da halihazırda basılı kitabı eline almak isteyenler tarafında çok ciddi bir talep de var.
İhracatın yanı sıra iyice daralan matbaa sektörü dışında sektörlere de bakıyoruz. Matbaacıların çoğu ambalaj sektörüne yöneliyor. Ambalajı bitmeyecek bir sektör olarak görüyorlar ama biz ambalaja pek sıcak bakmıyoruz. Yatırım yapabileceğimiz başka sektörler konusunda araştırmalarımız devam ediyor.
İtalya’ya ihracatımız daha çok kitap ağırlıklı, İtalya dışında diğer Avrupa ülkeleriyle de temas halindeyiz.
Aldığımız müşteri geri bildirimleri, “Avrupa’da birçok matbaa ile çalışıyoruz. Baskınız çok kaliteli, çoğundan da iyisiniz. Fakat baskı sonrasını geliştirmeniz lazım” şeklinde. Bu yüzden baskı sonrası yatırımlarını gündeme aldık. İtalyanlara sert kapak işimiz çok. Taslama makinemiz zaten var, sadece üst almayı manuel yapıyoruz ama sert kapak hatları çok maliyetli ve sanıyorum böyle devam edeceğiz. Önce bir yumuşak kapak hattı ve iplik dikiş makinesi planımız var.
Pandemi bitip işler normale dönmeye başladığı anda, finansmanımız hazır, maskeleri çıkardığımız anda yatırımları gerçekleştireceğiz.”
Sanal etkinlikler ilgimizi çekmiyor
Salgında eski yüz yüze etkinliklerin yerini dijital etkinlikler, sanal fuarlar alıyor. Fırat Ersoy; bu etkinliklerle ilgili düşüncelerini şöyle açıklıyor:
“Sanal etkinliklere katılmadık çünkü ilgimizi çekmiyor. Yüz yüze görüşmenin, makinelere dokunmanın ve çalışmasını yakından izleyerek uzmanlardan anında sorularımıza yanıt alabilmenin yerini tutabileceğini düşünmüyorum. Salgın nedeniyle ertelenen 2020 drupa fuarı gerçekleşmedi, 2021 yılında gerçekleşmesi halinde katılmayı sabırsızlıkla bekliyoruz. Mevcut sanal fuarlar ilgimizi çekmiyor.”