İstanbul Sanayi Odası ve BASEV iş birliği ile 21 Mayıs’ta Zoom platformunda Covid-19 Sonrası Matbaa Sektörü ve Matbaacılıkta İhracat Fırsatları konulu çevrim içi bir konferans düzenlendi.
İSO Meclis Üyesi ve Dünya Grubu Yönetim Kurulu Üyesi Burcu Kösem moderatörlüğündeki konferansa 46 kişi katıldı. Açılış konuşmaları BASEV Başkanı ve ISO Meclis Üyesi Sadettin Kaşıkırık ile İSO Meslek Komitesi Başkanı BASEV Denetim Kurulu Başkanı Zekeriye Acar tarafından yapıldı.
Ardından, Burcu KÖSEM “Covid-19 sonrası Türkiye Ekonomisi ve Matbaa Sektörüne Etkileri” konulu sunumunu Mentor Grup Ortağı, Akademisyen, DIŞYÖNDER Başkanı, Dünya Gazetesi Köşe Yazarı Dr. Hakan Çınar’ın “Matbaacılıkta İhracat Fırsatları” sunumu izledi. Konuşmalar esnasında sorular da yanıtlandı.
Sadettin KAŞIKIRIK: “İthalata ek vergiler rekabet gücümüzü olumsuz etkileyecek”
“Pandemi hayatımızı ve ticaretimizi son derece etkiledi. Koronavirüs’ün etkileri bundan sonra da üzerimizde olacak. Bugünleri hep beraber yaşadık, bundan sonra da beraber atlatabileceğimize inanıyorum” diyen BASEV Başkanı Sadettin Kaşıkırık, konuşmasında ithal ürünlere gelen vergilere değinerek, bunun ihracatta sektörün rekabet avantajını olumsuz etkileyeceğini ifade ediyor. Kaşıkırık, şöyle devam ediyor: “Şimdi, bu ilave maliyetlerle; kâğıt, karton ile baskı üzerine uygulamalarda kullanılan tutkaldan selofana kadar bir maliyet artışı yaşıyoruz. Makinalarımız belirli aralıklarla yenileniyor ama onların sürekli çalışabilmesi için gerekli malzeme ve yedek parçalarıiçin özellikle Çin mallarına vergiler geldi.
Bu vergilerle uygun fiyatlı dediğimiz üretim maliyetlerinden çıkıp ister istemez daha pahalı bir maliyete doğru gideceğiz. İtalya veya Almanya’daki rakibimizle rekabet etmek istediğimizde doğal olarak rekabet gücümüzü olumsuz etkileyecek.”
İthalatı sınırlandırırken, ihracatın nasıl arttırılabileceğine bakılması gerektiğini belirten Kaşıkırık, ekliyor:
“Tüm sektör bileşenlerimizin, baskı üzerine hayatını devam ettiren tüm matbaaların fikirlerini bizlerle paylaşlamalarını istiyorum. Bu toplantımızın bir başlangıç olmasını, gelen sorularla oluşturacağımız yeni konuları da birlikte işlemeyi arzu ediyorum.”
Zekeriya Acar: “İhracat için gücümüzü birleştirmeliyiz”
Konuşmasının başlangıcında dijitalleşme sürecine ilişkin rakamlar veren İSO Meslek Komitesi Başkanı BASEV Denetim Kurulu Başkanı Zekeriye Acar, ofset baskı alanında dünya pazar büyüklüğünün 355,3 milyar dolardan 2024 yılında 314 milyar dolara düşeceğinin tahmin edildiğini belirterek, özellikle gazete, dergi, kitap, katalog gibi yüksek adetli baskı işlerinde siparişlerin azalması ve dijitalleşmesi bunun en önemli nedenleri olarak gösterildiğini hatırlatıyor ve şunları söylüyor:
“Pandemi sürecinin uzunluğuna göre bu düşüş devam edebilir. Pandemi süreci dijitalleşmemizi daha da hızlandırmış olarak önümüze çıkarıyor. İnsanlar evlerinde dijital ortamı kullanıyorlar, firmalar da bu çalışma sistemine ayak uydurmaya başladılar. Özellikle ticari matbaacılığın önümüzdeki süreçte daralacağını ve önümüzdeki yatırımları bu süreci de dikkate alarak yapmamız gerektiğini ortaya koyuyor.”
Dış pazardan pay alabilmek için kalite standartlarını, sermaye yapılarını tecrübe ve birikimlerini birleştirmek gerektiğini belirten Acar, ekliyor:
“Üretiminin yüzde 70-80’ini ihraç eden bir ihracatçı olarak benim görüşüm Türkiye’de ihracatı yapabilecek düzeyde olamayan matbaalarımızı; kiminin sermaye, kiminin makine ve techizat açısından eksik yanlarını birleştirerek, ihracata yönlendirebiliriz yönündedir.”
Burcu Kösem: “İhracatta kilo başına değil, katma değerli ürünü konuşmalıyız”
Konuşmasında dünya ekonomisindeki son gelişmelere değinen İSO Meclis Üyesi ve Dünya Grubu Yönetim Kurulu Üyesi Burcu Kösem, “Matbaa sektörünün önünde maliyet yönlü bir sıkıntı var. Ara ham maddede yurt dışına bağımlıyız” diyor ve şöyle devam ediyor. “Bu da bizi kur riski ile karşı karşıya bırakıyor. Diğer yandan teknolojik gelişmeye çok hızlı ayak uydurması gereken, sürekli kendini yenileyen bu sektörde yatırım yapılması, Ar-Ge yapılması gerekiyor. (Yatırımın aynı zamanda yeşil ekonomiye geçiş için de yapılması gerekiyor.) Aslında maliyet yönü ağır basan bir sektörden bahsediyoruz. Burada tüm sektör oyuncularına büyük roller düşüyor.
Türkiye’de kalkınmanın yolu katma değerli ürün üretmekten ve bunu ihraç etmekten geçiyor. Kilo başına değil, katma değerli ürünü konuşmamız gerekiyor.”
Dr. Hakan Çınar: “Uluslararası markalarımız olmalı”
“Zaten belli bir dijitalleşme hayatımız içinde vardı ama kullanabilir hale geldik” diyen Mentor Grup Ortağı, Akademisyen, DIŞYÖNDER Başkanı, Dünya Gazetesi Köşe Yazarı Dr. Hakan Çınar; markalaşmaya dikkati çekiyor ve şunları söylüyor:
“Uluslararası markalarımız olması durumunda bu işin ekmeğini daha fazla yiyebiliriz. Bizim üretime ve sanayiye önem vermemiz lazım. Biz know-how’dan gelir elde eden, royality gelir elde eden markalar yaratamadık. Bunları yaratılmadığımız ve üretimde de yeterli güce sahip olmadığımız sürece ithalatın önüne geçmemiz mümkün olmayacak. İlave gümrük vergileri ile ithalatı zorlaştırmaya gayret ediyoruz. Türkiye’de mümkün olduğunca ikame ürün üretilebilecek sektörlerde bu üretimi yaparak ilave vergilerin gelmesini önleyebiliriz.”