Heidelberg elindeki veri tabanı ile müşterilerine verimliliği yükseltecek sürecin nasıl olacağını da belirliyor.
Analog sisteme dayalı ekonomik düzen değişiyor
Hermann sunumuna “Endüstrideki değişim bizi her gün daha fazla ilgilendiriyor” diyerek başlıyor ve artık tamamen dijital sisteme evrilen ekonomik dönüşümü şöyle anlatıyor.
New York, 7. Avenue’ye ait 2012 ve 2017 fotoğraflarını karşılaştırdığımızda 2012 yılında taksiden geçilmeyen bulvarda yalnızca 5 yıl sonra taksi görülmüyor. UBER’in farklı ve “nazik” müşteri ilişkisi bunda etkili. Yaşanılan deneyimi karşılıklı puanlama herkesi daha iyi olmaya yöneltiyor.
90’lı yılların sonunda Wikipedia’nın çıkmasıyla ansiklopedi satışından edilen zararı rakamlarla açıklayan Hermann “Bir şeye sahip olmanın tek nedeni onu gerekli olduğu anda kulanmak istemen ama verimli değil. Her an kullanmadığın bir otomobile sahip oluyorsun. Temiz ve güvenli bir aracın istediğin anda kullanımına sunulduğunu bilirsen satın almazsın. Aynı şekilde, istediğin bilgiye internet üzerinden ulaşabiliyorsan evine ansiklopedi almazsın” diyor ve devam ediyor:
“İşte tüm analog endüstrisi böyle çalışıyor. Ürün üretiliyor, ihtiyaç duyduğunda sahipleniyorsun.
UBER, Internet of Things’in (IoT) sadece başlangıcı. IoT üretim yapan şirketler için bir ikilem oluşturuyor çünkü endüstri müşterinin ihtiyacı olur diye oldukça fazla fonksiyon barındıran ürün geliştirmek zorunda. Herkesi memnun etmek ve bir sonraki ürünü almalarını sağlamak için, kullanıcıların üründen daha fazla şey beklediği fikrinden yola çıkılarak daha spesifik fonksiyonlar eklenir.
Rekabetin fonsiyonlar, kapasite ve daha fazla ürün satma üzerine kurulu olduğu eski analog endüstri Economy of Things ile kesintiye uğruyor. Yani tüm ürünler birbirine bağlandığında. Gelecek 5 yılda internete bağlı kalamayan tek ürün kalmayacak. Internette tüm ürünler birbirine bağlandıktan sonra yapay zeka ile insanın değiştirmesine gerek kalmadan otomatik hale gelecek.
Bu yeni sistemde üretici müşterisinin ürünü kullanıp kullanmadığını sorguluyor. Artık üreticinin gücü müşterinin ürünü nasıl kullandığını bilmek. Bu bilgiyi kullanamayan üretici piyasadan silinecek. Asıl rekabet kullanıma dayanacak.
IoT ile ekonomik düzen değişecek. Artık ücretlendirilen şey ürünün kendisi değil ve yazılım endüstrisi zaten bunu yapıyordu. Dünyanın tüm müziklerine ulaşabileceğiniz Spotify uygulamasına müzikleri satın almak için değil kullanım hakkı için ücret ödüyoruz. Ekonomi kullanım ekonomisine doğru gidiyor.
Tüm ekolojik kaynakları kurutmak üzere olan eski yöntem, fazla üretim şimdi durdu. Kullanıma yönelik üretim artık daha kârlı.
Endüstri 4,0 sayesinde az sayıda spesifik işler üretiliyor, verim artıyor. Dünyada baskı sayısı ve kapasite çok değişmedi. Matbaa başına düşen iş miktarında değişiklik yok. Olayın yüzde 80’i müşteriyi nerede bulmamız gerektiğinde toplanıyor.
Verimliliğini yüzde 60’a çıkarmayanların yaşama şansı olmayacak
Verimlilik şu anda yüzde 30, Endüstri 4,0 ile yüzde 60’a çıkması bekleniyor. Verimliliğini %60’a çıkmayanların yaşama şansı olmayacak.
Verimlilikle birlikte daha az şirket olacak. Üç makina 3 şirket yerine 3 makina bir şirkete doğru gidiyoruz.
Bir matbaanın kârının %80’i zamanla, kalan yüzde 20”si ödemeler ve ücretle belirleniyor. Bu toplam araç gereç verimini yükseltmemiz gerektiğini gösteriyor. Heidelberg elindeki verilere bakarak verimliliği yükseltecek sürecin nasıl olması gerektiğini belirleyebilir.
Heidelberg sektörde makinalarını buluta bağlayan ilk üretici firma (2004). Bugün matbaalarda yaklaşık 12 bin makinamız ve 25 bin yazılım modülümüz bağlı bulunmakta. Yeni iş modelimiz bunun üstüne kurulu. Eğer daha fazla makine satarsak biz yok oluruz. Müşterilerimize verim sağlamak için onları anlamalıyız yoksa onlar yok olur. O zaman neden yeni iş modelimizi müşterilerimize verim/yarar sağlayarak yapmayalım. Eğer müşterimin yararı düşerse para kaybederim. Bu makine satmakla alakalı değil, bu sattığımız makinelerin çıktılarını arttırmakla ilgili.
OEE (Genel Ekipman Verimliliği /Overall Equipment Effectiveness)
Genel Ekipman Verimliliği olarak çevirebileceğimiz OEE yi açıklarken Hermann ilginç bir örnek veriyor. Bir uçağın hiçbir şekilde yere inmesi gerekmiyorsa OEE’si %100 dür. Yani en ideal durum ama uçak her türlü yere inecek ve yolcu almak için duracak. Yine de bu süreden bakım ve ikmal için faydalanılabilir. Baskı makinelerinde de öyle. Genel ekipman verimliliği için gerekenleri belirlemek ve zaman yönetimi önem taşıyor. Kalite ve performansın artması yalnızca makinanın değil, mürekkep, kalıp ve diğer unsurların da artması ile oluyor. Biz Heidelberg olarak şirketlerin OEE lerini getirebilecekleri optimal değerleri buluyoruz.
Diyelim ki bir makinesi olan bir müşterim var, biz bu müşterimizin verisini meslektaşlarıyla karşılaştırabilir ve şirketin endüstrinin hangi noktasında olduğunu ve neler yapabileceğini öğrenebiliriz. Bu da sadece Heidelberg’in bulut sistemindeki bilgilerle gerçekleştirilebilir. Bunlardan sonra şirketin istediği noktaya varması için bir performans planı gerçekleştirilir (Refereence Data).”
Yazılım yenilikleri yapay zekaya yöneliyor – Akıllı matbaalardan alınacak sonuçlar garantilenebilir durumda
İkinci nokta da otonom baskı. Otonom baskı bir makinenin kendini kararlar alma konusunda organize edebilme yeteneği. Bir makine aynı zamanda çok daha fazla data işleyip zaman tüketimini azaltacak daha optimal bir sonuç bulabilir. Bu yüzden yazılım yenilikleri yapay zekaya doğru yöneliyor.
Kıyaslama işlemleri otonom olarak yapılabileceği için sürekli kıyaslama gerçekleştirilebilecek.
Heidelberg’in sunduğu bu aboneliğin gerektirdiği tüm bileşenler matbaalarda bulunmakta ve müşteri sadece sistemi yürürlükteyse yani üretim yapıyorsa ödeme yapıyor. Bu sonuç bazlı bir abonelik. Müşteri tabaka başına ödeme yapıyor. Bizim freshman charge dediğimiz bu ücretlendirmenin dijital sistemlerdeki click charge dan önemli farkı zamanı azaltma garantimiz. Bu hizmetleri, lojistik imkanları ve akla gelebilicek her şeyi bir platformda toplamaya çalışıyoruz.
Artık akıllı matbaalardan alınacak sonuçlar garantilenebilir durumda. Akıllı matbaalar şimdi endüstrideki tüm diğer sevis sağlayıcılarına bağlanıyor ve en yüksek verimle çalışıyor. Tıpkı bir android telefondaki uygulamalara benzeyen bu platform 2020 Drupa’da sunulacak.