Model Ofset, 2017 yılında yaptığı Heidelberg CD 102 5+Lak ve 2 renkli Heidelberg SM 52 NP yatırımlarıyla yoluna daha güçlü adımlarla devam ediyor. Adabalı Ofset Matbaacılık Ambalaj San. ve Tic. Ltd. Şti. (Model Ofset), Niyazi Adabalı tarafından 1969 yılında Konya’da kuruldu. 20 m²’lik Şahin Çarşısı bodrum katında faaliyetine başlayan firma 100 arma Heidelberg Maşalı, Giyotin ve Mukavva Makası makineleriyle; matbu evrak, cilt işleri, pasta-baklava kutuları yaparak çalışma hayatına başladı. 1980 yılında Aziziye Caddesi’ne taşınarak faaliyetlerine devam etti. 1982 yılında Cevat Adabalı, 1983 yılında da Murat Adabalı babalarına yardım ve sanat öğrenmek için meslek hayatına başladı ve. 1991 yılında 46X64 Heidelberg Ofset baskı makinesi alarak ofset baskı sistemine ilk adımları attı. 1994 yılında Matbaacılar Sitesi’ndeki toplamda 200 m² olan işyerine taşınan Model Ofset. 1996 yılında 2. 46×64 ofset baskı makinesi, 2. Tipo Maşalı ve Heidelberg 40×58.5 Tipo makinesiyle yatırımlarına devam etti ve. 2001 yılında Niyazi Adabalı bayrağı oğullarına devretti. 2002 yılında 200 metrekarelik işyerini 400 metrekareye çıkartan firma makine parkına 1992 model Heidelberg 48×65 MO ve 1988 model Heidelberg NP GTO alarak yatırımlarını sürdürdü.. 2004 yılında kurumsallaşan ve Adabalı Ofset Matbaacılık Ambalaj San. ve Tic. Ltd. Şti. adını aldı..
Babamızın Markası olan “Model Ofset” marka patentini de alarak bu ismi de kullanmaktayız. diyen Cevat Adabalı sorularımızı yanıtladı.
Geçtiğimiz yıl Heidelberg CD 102 5+Lak ve Heidelberg SM 52 baskı makinelerine yatırım yapan Model Ofset ambalaja ağırlık veriyor
2017 yılında çok renkli makine yatırımının vaktinin geldiğini düşünerek 1998 model Heidelberg CD 102 5+Lak ofset baskı makinesini alarak 750 metrekarelik bir alana kurulumunu yaptık. 2017 yılının Ekim ayında İstanbul’daki Ambalaj Fuarı’nda 2008 Model Heidelberg SM 52 NP 2 renkli makineyi de alarak teknolojiden geri kalmamanın mücadelesini vermekteyiz.
5 renkli makineyi alınca gerçek ofsetçi olma yolunda adımları atmış olduk. Mesleğe yeniden başladık. Sıkıntılar da yaşadık. Sıkıntı derken; makineyi yürütememe anlamında değil, mükemmeliyetçi olduğumuz için, farkındalık için, İstanbul ve Ankara’daki kaliteli baskı yapan matbaaların baskı kalitelerini yakalamak içindi bu sıkıntılarımız. Kolay olamazdı ve olmadı da. Elhamdülillah başardık. Zorluklarımız; Operatör-boya –su dengesi, grafik aşaması, CTP aşaması (Nokta Kazancı) gibi nedenlerdendi. Ankara’dan kalıplar getirdik. Konya’daki CTP’cileri zorladık. Başardığımızı düşünüyoruz ve öğreneceğimiz çok şey olduğunun da farkındayız. Bu süreçte bize bilgi ve birikimlerini esirgemeyen herkese teşekkür ediyoruz. Hz. Mevlana’nın güzel bir sözünü düstur edindik. “Hamdım, Piştim, Yandım” Şu an da pişiyoruz.
Bu süreç içerisinde Model Ofset için atılım noktaları olarak değerlendirdiğiniz anlar var mı? Varsa hangi noktalar?
2017 yılı bizim için gerçekten atılım yılıdır. Çok renkli makineye geçiş bu piyasa şartlarında gerçekten çok riskli ve çok renkli baskı piyasası gerçekten içler acısı.
Kaç metrekarelik bir alanda ve kaç kişiyle hizmet veriyorsunuz?
Zemin 400 m², 1. Kat 350 m² toplam olarak 750 m²’lik bir alanda 10 kişilik bir ekibiz.
Makine parkınızda hangi makineler bulunuyor?
Heidelberg 1998 model CD 102 5+L,
Heidelberg 2008 model SM 52 2 Renk, Heidelberg 1998 model Printmaster QM46-2, Heidelberg 1970 model 40X58.5 Tipo Kazanlı, Heidelberg 1980 model maşalı,
KaymPlus 2012 Model 115 cm Giyotin,
Duplo 2016 Model 12 İstasyon Harman Makinası, Otomatik Spiral Hattı.
Ne tür işler basıyorsunuz? Bu işlerin belirli bir alana yoğunlaşması söz konusu mu?
Makine yatırımı yaparken, ambalaj ve ticari baskı gibi bir branşlaşmayı piyasa şartlarından dolayı düşünmedik. Fakat şunun bilincindeydik. Kâğıt bitiyor. Kâğıt dijitale doğru gidiyor. Kâğıt bitiyor derken; kitap-dergi-broşür-katalog-makbuz vs. gibi ürünlerin tüketiminde azalma var. Ambalajda bu yok, aksine karton tüketimi artarak devam ediyor. Kısacası hedeflerimiz ambalaja doğru ağırlık vermek. Fakat Konya’da ne kadar başarılı oluruz bunu da zaman gösterir. Arz-talep-yatırım dengesi ve işin bizi zorlaması gerekir yeni yatırım için. Katalog ve broşürlerde artık bir çizgimiz oldu.
“Devletimizin gözünde sanayici sıfatına geçemedik ama yatırımlarımız bir sanayici kadar”
Sektöre dair şikâyetleriniz var mı?
Bizce sektörün en büyük sıkıntısı; maliyet hesabı yapmamız, birbirimize saygımızın kalmaması, kalitesizlik ve itibar. Devletimizin gözünde sektörümüz Küçük Orta İşletme olarak gözükmektedir. Sanayici sıfatına geçemedik ama yatırımlarımız bir sanayici kadar büyük rakamlar. Vadelerimiz çok uzamıştı. Öz sermayesi olan ve işini hakkıyla yapmaya çalışan firmaların rekabet gücü azaldı. En azından şimdilik malzeme sıkıntısı çekmiyoruz. Fiyatlara alışmak lazım. Müşterilerimize kendimizi ifade edebilirsek iş yaparız. Hepimiz aynı gemideyiz. Kalifiye eleman – çırak bütün imalat sektörünün sıkıntısı. Bu konuda Devletimize büyük sorumluluk düşüyor. Aileler ise çocuğunu bu mesleğe verirken; işyeri açamaz, makine alamaz gibi sitemler ediyor. Hâlbuki bir sanat bellese, iyi bir usta olsa dükkân açmasına gerek de kalmaz. Yeter ki iyi bir usta olsun. İşini sevsin.
Geleceği nasıl görüyorsunuz? Önümüzde bir yatırım planı var mı? Varsa bu yatırım hangi alana hangi makinelerle olacak?
Gelecek ambalajda… Yatırım derken önce işimizi sevmeliyiz. Çalışmaktan ve işten korkmuyoruz. Yatırımdan korkmuyoruz. Fakat bazı gerçekler de var. Beklentimiz, istikrar, istikrar, istikrar. 80’li yıllarda mesleğimizin bir saygınlığı vardı. Bu saygınlık teknoloji ile bitti. İşimizi en iyi şekilde yapmanın mücadelesini veriyoruz.