Ankara’da uzun yıllardır otomatik makinelerle selofan ve lak hizmeti veren ve geçtiğimiz aylarda yeni bir yapılanma ve farklı bir firma kimliği ile yoluna devam eden Erol Çimen iki ayrı mekanda selofan, lak hizmeti verip, beyaz ve esmer kraft kağıttan altı renk baskılı çanta üretimi yapıyor.
KraftTürk Yıl sonunda makine parkına yeni bir selofan makinesi daha ilave edecek
KraftTürk’ün Billhöfer marka 102×114 cm ebadındaki otomatik selofan makinesi dakikada 60 metre hızında. Saatte 7500 tabaka selofan yapabilen makinede toz toplama ünitesi de var. Firma lak hizmetleri için SPS marka 70×100 ve 50×70 ebadında serigrafi UV lak makinesi ile simli, bölgesel, kabartmalı ve kokulu lak yapıyor.
KraftTürk 21 yıllık tecrübesi ile liftli boşaltmalı kapalı kasa kamyonlarla 7/24 hizmet veren bir işletme. Firma yıl sonuna kadar makine parkına sıfır bir selofan makinesi daha ilave edecek.
KraftTürk’ün sahibi Erol Çimen’le mevcut durumu ve planlarını konuştuk.
KraftTürk’ün kuruluşu nasıl gerçekleşti, fikir nereden çıktı, nasıl gelişti?
21 yıldır basım sektörüne selofan ve lak hizmeti veriyorum. Bu yıl yeni bir yapılanma ile KraftTürk Ambalaj’ı kurarak hizmet yelpazemizi genişlettik. Selofan ve lak hizmetine devam ederken yeni bir kulvar da açtık.Beyaz ve esmer Kraft kağıttan baskılı çanta da üretmeye başladık.
KraftTürk ben Prizma’nın ortağı iken de vardı. Prizma’da bu yıl bir bölünme yaşadık. KraftTürk markamız vardı ama şirket olarak yoktu. KraftTürk Ambalaj’ı bu yıl kurduk. Selofan ve lak işine de devam ediyoruz. İkisi de KraftTürk Ambalaj adı altında yürüyor.
Çanta üretme fikri 2 yıl önce bir ambalaj yatırımı yapma düşüncemizle ortaya çıktı. Genelde ambalaj yatırımları karton kutu üzerine. Sektörde boşluk olan alan ne olabilir diye düşünerek kraft çanta yatırımına da yöneldik.
Türkiye’de bu tür yatırımlar çok az. Geleceği olan, pazarı her zaman büyüyen bir sektör olarak gördük. İhracat da yapabileceğimiz bir sektör. Bu düşünceyle başladık. Yaklaşık bir yıl makineleri araştırdık. Sonunda doğru makineleri bulduğumuza karar vererek yola koyulduk.
Selofan ve lak tarafında Ankara’da büyük bir kapasite var. Pazarı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Firmalar artıyor ama bu arada pazar da büyüdü. Özellikle yayın tarafında pazar çok büyük. Bir de son birkaç yıldır devlet kitapları kuşeye geçti. Oradan da bir pazar oluştu. Yatırım var ama pazar da büyüyor. İnşallah herkesin işi, gücü olur.
“Selofanda kapasitemiz günlük 100 bin, lakta ise 40 bin tabaka kadar”
Türkiye’de selofanda ilk otomasyona geçenlerdenim. Keza serigrafide de aynı şekilde. Siz çok iyi bilirsiniz. Türkiye’de kabartma, simli, kokulu lak çok fazla bilinmiyordu (İstanbul dahil). Ben bunları çok yaygınlaştırdım. İlk kataloğumu 2005 yılında yaptığımda Türkiye genelinde sizin derginiz vasıtasıyla dağıtmıştık. O zaman çok olumlu tepkiler aldım. Türkiye genelinde lak bir İstanbul’da bir de Ankara’da vardı. Ama İstanbul’da kataloğu olan firma yoktu. O yüzden biz simli lak olsun, kabartma lak olsun, kokulu laklar olsun bunlarda artık uzmanlaştık. Nasıl yapılır, nasıl yapılması gerekir, bunları çok iyi biliyoruz. O yüzden biz işimizi iyi yapacağız. Müşterimize göstereceğiz. Takdir müşterinin. Selofanda ya da lakta olsun çabamızı gösteriyoruz. İşimizi iyi yapmaya çalışıyor ve işimizi seviyoruz.
Selofanda Billhöffer marka makine aldık. Bildiğimiz bir makine. Bir makinemiz daha gelecek bu yıl sonunda. bir tane de SPS marka UV serigrafi makinemiz var, o da 70×100 ebadında. Birde 50×70 serigrafi makinemiz var UV kurutmalı, kartvizit büyüklüğündeki işlere dahi baskı yapabiliyoruz.
Zemin ve boşaltmalı işlerde 50×70 Heidelberg pompalı UV lak makinemiz var. İş teslimatı için nakliyeye önem verdik yeni liftli boşaltma kapalı kasa kamyonlarımızla taşıma yapıyoruz.
Lak tarafında yeni bir şeyler var mı?
Lak tarafında çok yeni bir şey yok. Yapacağımızı yaptık. Serigrafide yapılabilecekler zaten simli lak, kokulu lak, gece parlayan lak gibi uygulamalar.
Talep nasıl?
Simli lak, kabartma lak, bölgesel lakta talep var ama kokulu lak, gece parlayan lak gibi işler için onlar kadar talep yok (her işte kullanılamadığı için). Onların oranı % 3-5 diyebilirim. Kokulu lakı çok özel bir ürün olacak da ona uygulayacaksınız…
Her kokuyu bulmak mümkün mü? Sıkıntı var mı?
Eskiden kataloğumuzda da kullandığımız kokulu laklar moleküllü laklardı. Yurtdışından getiriyorduk, sonra ithalatçı firma getirmemeye başladı. Şimdi daha çok konsantre esans kullanıyoruz. O da molekül koku gibi çok uzun süreli ve kalıcı olmuyor. Bir süre sonra yok oluyor. Baskın kokular daha uzun kalıyor ama mesela bir çikolata kokusu geçiyor ama Hindistan cevizi kokusu baskın, o daha uzun kalabiliyor.
Selofanda ve lakta kapasite nedir?
Selofan ve lakta otomasyonlu makinelerimiz var. Selofanda kapasitemiz günlük 100 bin tabakaya yakındır. Lakta durum özel ama günlük üretebileceğimiz rakam 40 bin tabaka civarında. Yaz sezonu olması itibariyle işler biraz düşük ama bayramdan sonra sezon da açılıyor. Yayın da başladı. İnşallah biraz daha hareketlenecek.
Konumlanmanız nasıl, iki yeriniz var, toplam kaç metrekare alan kullanıyorsunuz?
Evet, iki yer var. Toplam kapalı alanımız 1600 metrekare. Çanta makineleri yeni binada. Selofan ve lak burada. 16 kişilik bir kadromuz var.
Çanta tarafında makine parkınızda neler var?
Şu anda kaliteli Japon malı çanta makinemizin yanı sıra 140 cm eninde 6 renk merkezi tambur flekso baskı makinemiz ve 150 cm ende 5 cm ene kadar 10 bıçaklı kağıt dilimleme yapabilen makinemiz var. Çanta makinemizle 18 cm enden 46 cm ene, 22 cm boydan 47 cm boya, 8 cm körükten 22 cm körüğe kadar çanta üretebiliyoruz. Makine seçimi anlamında doğru karar verdiğimizi düşünüyorum. Bu işi bizden önce yapanlar da öyle söylüyor.
KraftTürk Avrasya Ambalaj fuarına katılıyor. Erol Çimen; “Fuardan beklentimiz yüksek”
Şu anda makinelerimizden memnunuz ama Ankara sektörel anlamda kör bir yer. Bu yıl Avrasya Ambalaj Fuarı’na katılacağız. Fuardan beklentilerimiz yüksek. Hedefimiz ihracat. İstanbul’da olsak belki iç piyasadan çok işimiz olur ama Ankara’dan da İstanbul’daki müşterilerimize hizmet veriyoruz. Ancak hedefimiz ihracat. Bu işin ihracat potansiyeli var. Bizim makinemizin günlük üretim kapasitesi 100 bin çanta. Hiç el değmeden otomasyon çanta üretiyoruz. Böyle bir makinede de 3-5 bin çanta yerine daha tirajlı çanta üretimi yapmamız lazım. O yüzden hedefimiz ihracat.
Yoğun talepten dolayı bir yıldır kraft kağıtta sorun yaşıyoruz
Tedarik konusunda bir sorun var mı?
Tedarik konusunda zaman zaman sorunlar yaşıyoruz. Son döviz dalgalanmalarından önce de sorunlar vardı. Bir yıldır kâğıtta sorun yaşıyoruz. Bunun nedeni Dünya’da Kraft kâğıda bir dönüşün olması. Bu yüzden kraft kağıt değerlendi. Yoğun talepten dolayı bir sorun var.
İşlerimiz daha çok 70 ile 100 gram kraft üzerine. Makinemiz 140 gram da yapabiliyor. 100 gram üstünü maliyet artışı nedeniyle çok fazla tercih etmiyoruz. Müşterimiz de tercih etmiyor zaten. Flekso’da 140 cm ene kadar bobin baskısı yapabiliyoruz.
Çanta üretiminde Ankara dışına ne kadar yayıldınız?
Şu anda üretimimizin % 50’si Ankara dışına. İhracatımız da var ama henüz çok küçük çaplı. İhracatı büyütmek istiyoruz. Üretimimizin % 50’si ihracata dönük olsun istiyoruz.
İhracatta hedef Avrupa, Arap ülkeleri ve Afrika ülkeleri daha çok. İhracat için şu an bir departmanımız yok ama kuracağız. Fuarla birlikte süreç başlayacak.
“Hem içeride hem dışarıda çantanın pazarı giderek artıyor”
Önümüzdeki sürece nasıl bakıyorsunuz? İhracat da gündeminizde olduğuna göre bundan sonra işlerin gidişatı nasıl şekillenecek?
Çantanın pazarı gün geçtikçe artıyor. Hem iç piyasada hem de dış piyasada. O yüzden orada bir endişemiz yok. Ama hammadde tarafında sorun var. Kâğıttaki en büyük üreticiler Amerika’da. Amerika Türkiye’ye bir süre kapandı. Ne olacak bilmiyoruz. Kâğıtta zaten sorunlarımız vardı. Amerika’dan gelen kâğıda % 20 ek gümrük vergisi gelmiş. Çok ciddi bir sıkıntı. Bu ne kadar etkileyecek göreceğiz. Oradan çok fazla kâğıt geliyordu. Amerika’da çok büyük kâğıt fabrikaları var. Amerika kesilince diğer firmalar da bunu fırsat olarak görecek.
Çantada günlük kapasiteniz 100 bin dediniz. Ne kadarını doldurabiliyorsunuz?
Kapasiteyi dolduramıyoruz ama günlük 40-50 bin çanta üretiyoruz.