Sonsöz Gazetesi’nin imtiyaz sahibi, Sonsöz Gazetecilik ve Matbaacılık Ltd. Şti. kurucusu ve sahibi Abdi Pehlivan Matbaacılar Sitesi’ndeki ofisinde sorularımızı yanıtladı.
Matbaacılığa ve gazeteciliğe nasıl başladınız?
Sivas’ın Koyulhisar kazasından Ankara’ya okumak için gelmiştim. Ortaokul öğrencisi iken 13 yaşında Rüzgarlı Sokak’ta gazete dağıtmaya başladım. 1953 – 1954 yıllarında Demokrat Parti’nin Zafer gazetesi vardı. Bir de Akşam Postası gazetesi vardı. Gazetelerin dizilip basıldığı Güneş Matbaası’ndan gazeteleri alırken gördüğüm Entertype dizgi makinelerine bayılıyordum. Sonra Güneş Matbaası’na çırak olarak girdim. Okuldan sonra akşamları çıraklık yapıyordum. Bir iki sene çıraklık yaptıktan sonra kademe kademe yükseldim. Yıllar geçti; 1958-59 yıllarında Ludlow Typograph adlı, büyük puntolu başlıkların dizildiği makineye operatör olarak geçtim. Ardından dizgi operatörlüğü yaptım ve sonrasında şef yardımcısı oldum. 1960’da Türkiye Gazeteciler Sendikası İşçi Temsilcisi oldum. Matbaa da Gazeteciler Sendikası’na bağlıydı. 1960 yılında ihtilal olunca benimle birlikte gece matbaada çalışanları Harp Okulu’na aldılar ve sonra bıraktılar. Zafer Gazetesi Maliye Bakanlığı’na devrolunca Akşam, Öncü gibi gazetelerde çalıştım.
Çalışırken Gazi Mahallesi’nde bir arkadaşımın dükkanını çay ocağı yaptık. İki sene sonra lokantaya, köfteciye çevirdik. Ardından Posta Caddesi’nde Rehber Ajans adıyla bir reklam ajansı kurduk. Rahmetli Sadettin Bilgiç’in yeğeni Aytaç Bilgiç ile Hasan Şanlı da ortaktı.
Arada memleketim Koyulhisar’a da gidip geliyordum. Sendikacı olunca Türk-İş’in çalışmalarına katıldım. Anadolu Ajansı da sendikaya bağlıydı. 1969 yılında CHP Belediye Meclisi üyeliği için bir aday istedi. Benim ismimi verdiler. 1973-74 yıllarında iki dönem Belediye Meclisi üyeliği ve İl Genel Meclisi üyeliği yaptım.
1972 yılında Selam adıyla bir arkadaşımla ortak günlük gazete çıkardık ve Güneş Matbaası’nda tipo ile basmaya başladık. Sonra arkadaşım ayrıldı ve tek başıma devam ettim.
1974 yılında, Rüzgarlı Sokak’taki Doğuş Matbaası’nın sahibi Rafet Bey, bize bir oda tahsis etti ve 49 matbaacı ile bir Matbaacılar Derneği kurduk.
Bu süreçte bir taraftan da memleketim Koyulhisar ile ilgileniyordum. Arkadaşlarımla birlikte aynı yıllarda bir vakıf kurduk. Köyümüz ilçe merkezine 20 km uzakta ve çok yoksuldu. Koyulhisar ve köylerinden çocuklara burs vermeye başladık. Bu vakıf halen devam ediyor.
1975’de Sonsöz Gazetesini kurdum 2001’de de Gündem Gazetesini hayata geçirdim. 2013 yılında ikisi birleşti Sonsöz adı altında devam ediyor. Ne de olsa Sonsöz benim 43 yıllık gazetem. Yirmi yıl Basın İlan Kurumu Genel Kurul Üyeliği yaptım. Hala da çalışmayı seviyorum.
Basın İlan Kurulu üyeliği nasıl başladı?
Yaklaşık iki senede bir seçim yapılır ve gazete sahipleri kendilerini temsil edecek kişiyi seçerler. Ben aday oldum gazete sahipleri de beni layık gördüler. Yirmi yıl Genel Kurul üyeliği yapan nadirdir. Kurul 12 tarafsız, 12 basın mensubu, 12 hükûmet tarafından atanmış üyeden oluşuyor. Ankara, İstanbul ve İzmir’de 10 bin tiraja kadar olan gazete ve dergileri ben temsil ediyordum.
Gazetecilik ve matbaacılık çok hızlı değişiyor. 1974 yılında Uçar Han’da bir idari ofis ve matbaa açtım ve hâlâ da duruyor. Sıkıntılar içinde mücadele ederken, hayat beni bu işe öyle bağladı ki yardım etmeyi çok seven bir insan oldum. Basında kimin kartı eksik, kimin sorunu var; ilgilendim. Çoğu yaşlı gazeteci benden emekli olmuştur.
Matbaacılar Sitesine ne zaman taşındınız? Makine parkınızda neler var?
Matbaacılar sitesinde ilk matbaamızı 2007’de açtık. Şu an Esenboğa yolu üzerinde, Akyurt’ta hem kitap hem de gazete basılan büyük bir web ofset tesisi, İvedik O.S.B.’ de de biri web ofset diğeri tabaka ofset olmak üzere üç matbaamız var. Sonsöz haricinde ulusal ve yerel yayımlanmakta olan birçok gazete ve dergi tesislerimizde basılmaktadır. Matbaa makinelerimiz iyi ama iş sıkıntılarımız var. Kaliteden ödün vererek ucuz fiyatlı iş yaptırma talepleri ile karşılaşıyoruz. Birkaç firma haricinde kalite standardına önem veren yok. Bu da ticari zorluklar yaratıyor.
Matbaacılığın gidişatını nasıl görüyorsunuz?
Matbaacılık bitmez ama yön değiştirir. Örneğin ambalaj konusunda ihtiyaç her geçen gün artmakta ekmeği bile paketli alıyoruz. İnternet gazeteciliği çıktı, gazetecilerin durumu kötü. Dijital çıktı, matbaacıların durumu kötü. Ama karamsar olmamak, yenilik getirmek lazım.
Gazete, dergi ve kitapların okunması gerekir ama günümüzde okura ulaşmak zor. Şimdiki nesil bunları telefon veya tabletlerden okumayı tercih ediyor. Bana sorarsanız o kağıda dokunmadan, o mürekkep kokusunu almadan okumaktan aynı haz alınamaz. Gençlere tavsiyem basılı eserleri okuma alışkanlığı edinsinler, kütüphanelerinin rafları sevdikleri kitaplarla dolsun ve hatta bizim gençliğimizde yaptığımız gibi gazete kupürleri kesip saklasınlar. Yıllar sonra bulduklarında muhteşem bir duygu tadacaklar.