Arjen Evertse (Mimaki Eurasia Genel Müdürü)
Mimaki Eurasia Genel Müdürü Arjen Evertse açılış töreni esnasında Matbaa Haber’in sorularını yanıtladı.
Mimaki Eurasia kurulalı iki yılı aşkın bir süre geçti. Bu sürede neleri başardınız?
En önemlisi, son kullanıcılara daha yakın olduk. Eskiden çok aşamalı bir bayi ağı olduğu için son kullanıcılara daha uzaktık. Şu anda son kullanıcılarla birebir iletişim içerisindeyiz. Burada gördüğünüz gibi, bayimiz ve son kullanıcılarımızla bir aradayız. Sonuçta her ülke farklı ve her ülkenin kullanıcılarının kendi alışkanlıkları, kendi istekleri var. Daha çok Türkiye odaklıyız. Türk kullanıcılar Mimaki’den ne bekliyorlar, en çok bunun üzerine odaklandık. Bunun en güzel örneği, tekstil sektöründe en çok 190 cm makinemizin ilgi görüyor olması. Geçen sene FESPA fuarında özellikle Türkiye için geliştirilmiş bir 190 cm makine sunduk. Birçok makinenin menülerini Türkçeye çevirdik, yazılımları Türkçeye çevirdik. Türkiye’de son kullanıcılara, müşterilere makine, yedek parça ve malzeme stoklarımızla çok daha hızlı cevap verebiliyoruz. Bir arıza olduğunda, bayimize başvuru yapıldığında aynı gün içinde istenen parça çıkıyor. Eskiden o parça yurt dışından geliyordu, iki üç hafta zaman alıyordu. Şimdi en geç kırk sekiz saat içinde arızalı makine çalışır duruma getiriliyor.
Ankara için izlenimlerinizi aktarır mısınız? Hangi makineler daha çok ilgi görüyor?
Ankara’da da reklam sektöründe bir yoğunluk var. Ciddi sanayi bölgeleri de var ve hiç reklamla ilgisi olmayan, makine panoları gibi uygulamalarda endüstriyel dijital baskıya, UV dijital baskı çözümlerine talep var. Reklam sektörüne makine satarken, herkes Mimaki’nin ne yapacağını biliyor ve kolaylıkla makine seçebiliyorlar. Endüstriyel tarafta ise özel uygulamalar söz konusu ve özel, dayanıklı boya, alkole vb. etkenlere dayanıklılık isteniyor; onlar için demo yeterli olmuyor. Bir deneyim merkezi gerekiyor. İstanbul’da bir Deneyim Merkezimiz var. Bazı müşteriler beş – altı defa geliyor; tüm gün kalıyor ve denemeler yapıyorlar. Olmazsa, farklı boyalar deniyoruz. Her müşteri için, her iş için doğru çözüm farklı olabiliyor; o çözüm ne ise onu bulmak bazen biraz zaman alabiliyor. Bu hem müşteriler hem de bizim için bir deneyim oluyor. O deneyimi müşterilerle birlikte yaşıyoruz ve vardığımız sonuç ne ise o konuda müşterimize bir çözüm sunuyoruz.
Bugün matbaalar şehir dışında, dijital kopyalama merkezleri onların bıraktıkları boşluğu dolduruyorlar. Tersi örnekler de var; küçük ofset matbaa makineleriyle dijital baskıyı birleştiren ve geniş formatı, UV baskıyı da dahil ederek şehir merkezlerinde baskı çözümleri sunan matbaalar var. Bunlar için önerileriniz nedir?
Biz de bu örnekleri çok görüyoruz. Deneyim merkezinde çeşitli makineler olması bunun için önemli. Bas-kes için gelen müşteri masaüstü, kalem, çakmak üstüne baskı yapabilecek makinemizi görüyor ve onun da işine yarayacağını söylüyor. Ona da demo yaparak çözüm sunabiliyoruz. Bu çapraz geçişlerin devam edeceğini düşünüyorum.
Procolor Genel Müdürü İdris Doğrul, “Ankara’yı Anadolu’ya çıkış kapısı olarak görüyoruz”
Procolor ne zaman kuruldu ve Mimaki ile kaç yıldır çalışıyorsunuz?
Procolor 1996 yılında Bursa Merkez’de iki kardeş ortak, Mehmet ve İdris Doğrul tarafından kuruldu. Kurulduğumuz andan beri dijital baskı sistemleri, ekipman, malzeme ve mürekkep satışı ve teknik servisi konusunda ilerleyerek yol aldık. 2008 yılında Mimaki ile tanıştık ve 2008 yılından bu yana Mimaki Yetkili Bayii olarak çalışmaya devam ediyoruz.
Başka markalarla da çalışıyor musunuz?
Mimaki’den önce yine dünya devleri ile çalışıyorduk. Dünyanın değişen sistemiyle ilgili olarak bayilik yapılanmasında onlar ile çalışamayacağımıza karar verdik ve bayilik konusunda bize daha üst segment standartlar sunan Mimaki ile çalışmaya devam ediyoruz.
Bursa, İstanbul ve Ankara olmak üzere üç lokasyonumuz var. Ankara’ya 2005’te, İstanbul’a 2012 yılında gelmiştik. Tüm Türkiye’ye hizmet veriyoruz. Bu lokasyonları müşterilere hızlı erişebilmek için seçtik. Ankara’da daha önce Ostim’de Uzay Çağı İş Merkezi’ndeydik. Yeni yerimizde hem demo merkezimizi büyütmüş hem de işimizi biraz daha geliştirmiş olduk. Hem sanayiye hem şehir merkezine yakın bir konumdayız. Anadolu’ya çıkış kapısı olarak da Ankara’yı görüyoruz.
Sergilenen ürünler hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Burada üç ürün grubunu sergiliyoruz. Masaüstü UV makineler, bas-kes makineler, laminasyon makinesi ve kesici plotter’lar. Endüstriyel alanda, promosyon ve değişik baskı teknolojileri ihtiyaçları olan sektörlere hitap eden makinelerimiz var. Bunların masaüstü ve flatbed olmaları da, özellikle kullanım yeri darlığı olanların hızlı iş üretmeleri için avantaj sağlıyor.
UJF-3042MkII Fx hızlı bir makinemiz, onun yanında UJF-7151plus UV endüstriyel baskı makinemiz ve tamamen flatbed olan JFX200-2513 makinemiz var. Diğer tarafta UV bas-kes olarak dizayn edilmiş yeni UCJV150-160 makinemiz ve çift kafalı UCJV300-160 bas-kes makinemiz bulunuyor.
Kur artışı sizi nasıl etkiliyor? Beklentileriniz nedir?
Kur artışı hem üretim maliyetleri anlamında nihai kullanıcıları hem de bizi doğrudan etkiliyor ama kura bağımlı kalırsak yaşamımızı sürdürmemiz mümkün değil. Bu bir durağanlık oluşturmamalı. Bir yandan atraksiyon içinde çalışırken, Deneyim Merkezi’ni gelecekte renk ve baskı için bir Ar-Ge Merkezi’ne dönüştürmeyi hedefliyoruz. Bunun için biraz zamana ihtiyaç var. Gelişmenin ana merkezi durmak, ağlamak değil, mücadele etmek ve biz de mücadelemizi ortaya koyuyoruz.