Biri reklam sektörüne diğeri ambalaj sektörüne yönelik iki ayrı stant
Esko, Fespa Berlin’e ambalaj ve reklam sektörüne yönelik otomasyon çözümlerini göstermek için iki farklı konsept ve iki stantla katıldı. Firma, ziyaretçilerini pilot kıyafetli stant personelleriyle karşılayarak “işinizi hızlandırın, havalandırın, uçurun” konseptine vurgu yaptı. Fuarda Esko’nun Türkiye, Rusya ve Türki Cumhuriyetleri operasyonlarını yürüten Mustafa Salur’dan fuara ve önümüzdeki sürece ilişkin değerlendirmelerini aldık.
Fespa 2018’de iki standınız var, neden iki stant tercih ettiniz?
İki stant alanımız var. Biri tamamen olukluya ayrılmış bir alan. Stantlarımızdan birinde otomatik besleme ve istifleme özelliklerinin de olduğu entegre kesim sistemiyle ambalaj konseptini göstermek istedik zira az adetli ambalaj/stand üretimi hem geleneksel ambalaj baskısı yapan firmalar hem de reklam sektöründe yer alanlar için bir hayli önemli ve de gelişen büyüyen bir pazar. Diğerinde ise, bir açıkhava reklam rektöründe yer alan dijital baskı firmasının tüm ihtiyaçlarını karşılayan ve gene amlabaja da hitap edebilen bir makinamız var. İki farklı makinemiz, iki farklı ebadımız ve iki farklı konseptimizle iki ayrı stantla Fespa’dayız. Bu sayede farklı segmentteki müşteri beklentilerine hitap edebilen bir kurgu yapıldı.
Bu fuarda neler sergilediniz? Yenilikler neler?
Bu stantta sergilediğimiz makinemiz piyasada bilinen, kalitesini ve üretkenliğini ispatlamiş, yüksek talep gören sistemler olan Konsberg C serisi makinemiz. Sektör mensupları bu kesim kalitesi ve performansı karşısında şaşırıyorlar doğrusu. Türkiye’de de bir hayli sattığımız, rekabetin ötesinde farklı bir kulvardaki makineler bunlar. Talep, özellikle gelişmiş olan pazarlarda Batı Avrupa ve Kuzey Amerika’da otomasyona yoğunlaşmış vaziyette. Onun için buradaki konseptte otomasyon yani otomatik besleme ve otomatik istifleme sistemi var ki, operatör müdahalesi olmaksızın paletten palete non-stop bir çalışma gösteriliyor. Basılı yada baskısız ürünü paletle getirip kesim sisteminin besleme kısmına koyduğunuzda aynı şekilde bitmiş işi paletle alıp götürme imkanına sahipsiniz. El değmeden süreci takip edebileceğiniz otomasyona sahip bir sistem.
Otomasyonun bir ileri boyutu olan robot sistemimiz de mevcut. Robotlu sistemde de bu otomasyonu bir veya iki kesim makinasını destekleyerek devam ettirebiliyorsunuz.
Diğer makinemiz de X serisi, 168’e 127 cm ebadındaki bir makinemiz. Konveyörli olması sebebiyle 127 tarafından daha uzun malzemeleri de besleyebiliyorsunuz. Yer konusunda sıkıntısı olan firmalar için güzel bir çözüm. X Serisi makinede de ihitiyaçlara göre değişik ebatlar bulunmakta ve 6.5 metre uzunluğa kadar çözümler sunabilmekteyiz.
“Yazılıma yatırım yapan firmalar rekabette öne çıkacaklardır”
Yazılım tarafında ise firmaların ihtiyaçlarını analiz edip sürece daha hızlı adapte alabilecekleri yazılımlar geliştirdik. Firmaların artık makinenin dışında yazılıma yatırım yapmaları lazım. Bunu her zaman söylüyorum. Geçenlerde bir görüşme esnasında niye yazılımı bu kadar öne çıkardığımız soruldu. Ben de cebindeki akıllı telefonu masanın üzerine koy uygulamaları kapat 10 sene önceki telefondan herhangi bir farkı var mı onu konuşalım, dedim. Aslında bu örnek yazılımın hayatımıza ne kadar faydası olduğunu, artık olmazsa olmazımız olduğunu daha iyi ortaya koydu.
Dosyanın müşteriden alındıktan sonra baskıya kadar olan aşamalarının, sürecinin kolayca yapılabilmesi, onay süreci ve döngülerinin minimize edilmesi, iş süreçlerinin takip edilmesi, 3D tasarım, minimum fire ile farklı işlerin otomatik montajı, farklı malzemeler ile ambalaj/stand tasarımı vb gibi işlemlerin tamamı şu anda sektörde bizi farklı kılan, başarılı bir şekilde yapabildiğimiz, müşterimize katma değer olarak sunduğumuz çözümlerimiz.
Özetlersek, yazılıma yatırımı yapan firmaların rekabette daha fazla öne çıkacağı, daha üretken ve verimli olacağı aşikardır. Esko sadece bir makine üreticisi olmayıp, sektörde entegre ve komple çözümler sunanabilen bu alandaki tek şirkettir.
Fuar nasıl geçiyor?
Genel olarak her Fespa, gerek hedeflediği müşteri sayısıyla gerek hedeflediği toplam satış rakamıyla başarılı. Burada beni ilgilendiren Türkiye özelinde neler olduğu. Zaten fuar öncesi herkesin piyasalardaki son dönemde yaşanan olumsuz gelişmelerden kaynaklı yüzü düşmüştü, herkes demoralize bir şekilde bu fuara geldi maalesef. Bu da maalesef fuara hem katılımcı ayağında hem müşteri ayağında olumsuz yansıdı. Pazartesiden bu yana piyasalar daha fazla allak bullak oldu. Dolar 4,5’u gördü, umarım daha fazla ilerlemez. Erken seçim kararının alınmasıyla beraber zaten yatırım yapacak insanlar yatırımını erteledi, beklemeye aldı. Seçim sonrasında ne olacak demeye başladı. Bütün bunlar bizim işimizi olumsuz etkileyen şeyler. Bu şartlarda satış yapmak hakikaten zor. Maharetin de ötesinde zor. Ya firmaların çok ciddi acil ihtiyacı olacak, onları cidden tetikleyecek, yatırıma zorlayacak bir durum olacak ya da hep birlikte bekleyip göreceğiz.
Şükürler olsun biz çok başarılı bir ilk çeyrek geçirdik. İkinci çeyreği de kapattık aslında. Ancak piyasada bizim tek başımıza iyi iş yapmamız önemli değil. Paydaşlarımızın ve sektörün de durumu önemli. Çünkü sadece bugünü yaşamıyoruz. Yarın beraber daha fazla neler yapacağız onu konuşmamız lazım.
Esko’nun Türkiye organizasyonunda değişen bir şey var mı?
Benim üzerimdeki yük biraz fazla. Ben Türki Cumhuriyetlere de Rusya’ya da Türkiye’ye de bakıyorum. Gerek Türkiye ve gerekse dışardaki distribütörlerimizle yakın ilişki halindeyim. Mümkün olursa eğer her satışın bir şekilde içinde olmak istiyorum, bu sevdiğim ve yapmak istediğim de bir şey. Pazarın nabzını koklamak, pazardaki geri bildirimi firmamızın merkeziyle paylaşmak istediğim şeyler.
Türki Cumhuriyetler ve Rusya’da durum nasıl?
Orası da gayet iyi. Geçen sene hem Türkiye pazarında hem Rusya pazarında çok başarılı bir sene geçirdik. Bu sene o başarıya bağlı olarak daha yüksek hedeflerimiz oldu. Orada da çok güçlü bir ilk çeyrek geçirdik. İkinci çeyrekte de iki bölgede de bir sıkıntımız gözükmüyor.
Türkiye’de ambalaj yazılımları konusunda beklediğiniz noktaya geldiniz mi?
Biz her sene üstüne koyarak yazılım tarafını büyütüyoruz. Bizim hedeflerimiz hiçbir zaman küçülmüyor. İyiyiz, hala çok projemiz var. Türkiye’de otomasyon kısmında bu işe başlayan firmalar var ama takip etmesi gereken de çok ciddi firma sayısı var. Ancak bu zaman ve emek istiyor. Çünkü bizde ambalajın her alanında makine yatırımlarına çok ciddi rakamlar ödeniyor ama hâlâ baskı öncesi ve süreci yönetebileceğimiz yazılımlara gereken önemi maalesef vermiyoruz. Bunun üç sebebi var. Bir, çok yazılım kökenli bir ülke değiliz. İki, teknik kadrolarımız, insan malzememiz buna uygun değil. Çünkü insanlar otomasyon geldiğinde işlerini kaybedecekler gibi bir algıya da bazen kapılabiliyorlar. Üç, insanlar insan gücüyle bunu daha ucuz yapabilecekleri gibi bir fikre sahipler ki bu son derece yanlış. Bu durum, bulaşık makinesi varken elde onlarca bulaşığı yıkamak gibi bir şey.
Herkes müşterisine hizmet vermeye ve imkanları dahilinde işini sürdürmeye, büyütmeye çalışıyor ama bu hizmet ne kadar kaliteli bir hizmet, ne kadar kısa sürede tamamlanabilecek bir hizmet, ne kadar hatasız bir hizmet ve de ne kadar da takip edilebilir, kontrol edilebilir bir süreçtir. İşte analiz etmemiz ve üzerinde durup tartışmamız gereken tam da bu.