Beş Renk Ofset Matbaacılık Tanıtım Hizmetleri’nin sahibi Yaşar Eker matbaacılığa 1970 yılında başlamış, yarım asıra yaklaşan meslek hayatını ölene kadar devam ettirmeyi düşünen bir matbaacı. Eker, mesleğini çok sevdiğini vurguluyor.
Matbaacılar Sitesi’nde hizmet veren Beş Renk Ofset’in, bir kazanlı makinesi, bir maşalısı bir de 40×57 ebat Heidelberg ofset makinesi var. Bu makinelerle fabrikaların günlük kullandığı matbu evrakları bastığını belirten Eker, form türünde işler de bastığını aktarıyor.
Mesleğe çırak olarak başlayan Eker, matbaacılığı 1970’li yıllarda Heidelberg’in çıkardığı bir dergiden öğrendiğini, henüz Türkiye’de ofset makineler yokken ofsetin çalışma mantığını o dergileri okuyarak kavradığını belirtiyor. Anadolu’da matbaacının her işi yaptığını, yeri gelince makinist yeri gelince ciltçi olup, bıçağın başına geçmesi gerektiğine değinen Eker, kalifiye eleman bulmakta zorlandıklarını belirtiyor.
“İşler büyükşehirlere kaçıyor”
Eskişehir’deki matbaacılık işlerinin İstanbul, Ankara gibi büyük şehirlere kaçtığını söyleyen Eker, “Yıllardır böyle, değişen bir şey yok. Fiyatlar konusunda bizim sıkıntımız var. Kağıt fiyatı burada 5 liraysa Ankara’da 3,5 lira. Ayrıca biz ticareti yaparken hesaplama konusunda zayıfız. Amortismanımızı düşünemiyoruz. Bunları düşünemediğimizde gelişme olasılığımız da zayıflıyor. Maksat iş alıp yapıp teslim etmekten öte, daha randımanlı çalışmak için çaba göstermek olmalı. Makineler sürekli döndürülemiyor” diyor.
“Eskişehir’de iş paylaşımını doğru yapmıyoruz”
Eskişehir Matbaacılar Derneği Başkanlığı görevini de üstlenen Eker, Eskişehir’de işini sürdüren 50-60 matbaa bulunduğunu ama Eskişehir’de matbaacılar arasında iş paylaşımının doğru yapılmadığını belirtiyor. Eker, “Eskişehir’deki en büyük hata bu. Herkes aynı makineyi alıyor. Birimiz ciltçi olsak, birimiz grafiker olsa, birimiz başka bir şey olsa işler çok daha iyi olur” diyor ve ekliyor, “Yıllardır değişen bir şey yok, değişeceğini de sanmıyorum.”
İkinci neslin matbaacılığa devam etmediğinden şikayetçi olan Eker, iki oğlunun olduğunu ikisinin de matbaacılığı devam ettirmek gibi bir düşüncesinin olmadığını ancak kendisinin ölene kadar bu mesleğe yapmaya gayreti olduğunu söylüyor.
“Her şeyi peşin alıp vadeli satıyoruz”
Her şeyi peşin alıp vadeli sattıkları için sorun yaşadıklarını aktaran Eker, “Artık bireysellere gaddar davranıyorum. ‘Paran var mı?’ diye soruyorum, ‘Paran olunca gel’ diyorum. Ben sürekli çalıştığım firmalar ile ödeme konusunda sıkıntı yaşamıyorum. İşi yapmadan da para istesem öderler. 5-6 adet sürekli çalıştığım firma var, siparişi verirler, kağıt bedelini söylerim hemen çıkartırlar. Ama böyle olmadığında sorun büyüyor” diyor.