On dört ülkeyi içine alan bağımsız “3M Bilime Bakış Endeksi”, bilim ve inovasyon şirketi olan 3M tarafından, global pazar araştırma şirketi Ipsos’a yaptırıldı. Çalışma, dünyanın dört bir yanında bilimin imajını değerlendiriyor. Katılımcılara, hem bilim hakkında ne bildikleri, bilimi ne kadar anladıkları ve takdir ettikleri konularında hem de bilimin imajı ve geleceği hakkında sorular soruldu. Bilim sadece “dâhilerin” erişebildiği bir şey olarak görülüyor. Bilimin insanların üçte birinden fazlasının gözünü korkuttuğunu ortaya koyan çalışmaya göre, % 36’lık bir kesim sadece dâhilerin bilim insanı olarak kariyer yapacağını düşünüyor.
Kadın ve erkeklerin bilime yaklaşımında büyük farklılık var. Kadınlar, erkeklere kıyasla bilim ile daha az meşgul ve ilgili. Bir kadının bilim hakkında hiçbir şey bilmediğini söylemesi, erkeklere göre daha olasıyken (% 21’e karşılık % 15), kadınlar arasında mühendisliğin tatminkâr bir kariyer seçimi olduğuna inananlar da çok daha düşük (% 9’a karşılık % 25). Bununla birlikte, kadınlar, erkeklere göre tıp (% 20’ye karşılık % 14) ve yaşam bilimi (% 15’e karşılık % 10) ile daha fazla ilgililer.
Bilim, günlük yaşama etkilerinden çok toplumsal etkileri açısından takdir görüyor. Bilimin toplumun geneli için önemli olduğuna inananlar (% 63) günlük yaşam için önemli olduğuna inananlardan (% 46) çok daha fazla.
İnsanların bilimden çok büyük beklentileri var. Her dört kişinin yaklaşık üçü, bilimin Birleşmiş Milletler’in Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerinden esinlenen farklı global zorlukları çözebileceğine inanıyor. Global olarak, insanlar, bilimin makul fiyatlı yenilenebilir enerjiye erişim (% 75) ve enerji arzı (% 74) ile ilişkili sıkıntıları çözebileceğine inanıyor. İnsanlar, aynı zamanda hastalıkların tedavisi (% 75), temiz su ve sıhhi tesisat (% 73) ve internet erişimi (% 73) ile ilişkili zorlukları çözmek için de yüzünü yine bilime dönüyor. Ancak, iklim değişikliği (% 46), açlık (% 45), yaşlanan nüfus (% 41) ve işsizlik (% 33) gibi global sıkıntıların çözüme kavuşturulmasında bilime duyulan güven çok daha az.
İnsanlar bilim ve bilimin yaşamları üzerindeki etkisi konusunda bilinçsizler. Çoğunluk, (% 66), bilimin günlük yaşamları üzerindeki etkisini “çok az düşünüyor veya hiç” düşünmüyor.
Nüfusun yarıya yakını, bilim alanında bir kariyer yapmadığı için üzgün. Her ne kadar, (% 54) bilim dışında bir kariyer takip etmiş olmaktan pişmanlık duymasa da, yarıya yakını (% 46), bilim alanında kariyer yapmış olmayı diliyor.
Yeni nesiller söz konusu olduğunda, bilime şüphe ile bakanlar ve destek verenler şaşırtıcı derecede aynı görüşe sahipler: % 82’lik bir kesim, çocuğunu bilim alanında kariyer yapmaya teşvik edeceğini söylerken, ebeveynlerin % 92’si ise çocuklarının bilim hakkında daha fazla bilgi sahibi olmasını istiyor; aynı zamanda, % 33’ü de bilim alanında bir kariyer yapmaya ikna olmak için, öğrencilerin bilimin dünyayı nasıl iyileştirdiği konusunu daha iyi anlaması gerektiğini düşünüyor.
Bilimsel ilerlemelerin geleceğine duyulan heyecan oldukça yüksek. Bilimin kendi yaşam sürelerinde neleri başarabileceğine inandıkları sorulan katılımcıların en çok verdiği cevaplar arasında, her iş yerinde robot (% 64), her evde robot (% 55) ve uçan otomobil (% 51) bulunuyor. Ayrıca, denizin altında yaşam (% 41) ve Mars’a yerleşimin (% 35) kendi yaşam sürelerinde gerçekleştirilmesini bekleyenler de var.
Anket sonuçlarına göre, bilimsel ilerlemelerin geleceği konusunda gelişmekte olan ülkelerden katılanlar gelişmiş ülkelerden katılımcılara göre daha iyimser. Gelişmekte olan ülkeler, uçan otomobillerin (gelişmekte olan ülkelerde % 58, gelişmiş ülkelerde % 43) ve havanın kontrol edilmesinin (% 43’e karşı, % 22) kendi yaşamları içinde mümkün hale geleceğine inanmaya daha meyilliler.