Yıl sonunda İzmir’deki yatırım tamamlanıyor, gelecek yıl için yeni projeler var.
Avrasya Ambalaj İstanbul 2017’ye daha büyük bir stantla katılan firma, ambalaj mürekkeplerine artan ilgiye yeni yatırımlarla yanıt veriyor. Dahası, hubergroup’un Avrupa’daki yeni yapılanmasında Türkiye kendi başına bir bölge olarak seçildi ve gelecekte başka ülkelerin de bağlanabileceği bir merkez olması söz konusu. hubergroup Türkiye standında, Genel Müdür Fatih Özgün ve Yönetim Danışmanı Fatma Özgün Apaydın ile hem fuarı hem de firmanın büyümekte olan sektördeki yeni açılımlarını ve ürün portföyündeki gelişmeleri konuştuk.
Bir yıl aradan sonra daha geniş bir stantla Avrasya Ambalaj’a katılmanızın bir ön tespiti vardır, oradan başlayabilir miyiz?
F. Apaydın: Bu standımıza ve fuara gösterilen ilgiyle alakalı. Gerçekten yıllar içinde hem fuara hem de bizim standımıza ilginin arttığını görüyoruz. Geçen sene zaman zaman yoğunluktan sıkıntılar yaşadık, misafirlerimizi bekletmek durumunda kaldığımız zamanlar bile oldu. Salonu değiştirmeden standı genişletme opsiyonu bulduk ve çok iyi oldu. Daha çok misafir ağırlayabildik. Fuar bu sene geçen seneye göre daha da hareketli. İlgi çok iyi ve fuarda olmaktan dolayı gayet memnunuz.
Bu yıl ürün portföyünüzde özellikle ambalaj sektörüne yönelik yeni ürünler var mı?
F. Apaydın: Evet, zaten ağırlığımız ambalaja doğru kaymaya devam ediyor. Çünkü ambalaj büyüme hızının yüksek olduğu katma değeri yüksek bir sektör. Türkiye’de de yurt dışında da hijyen, güvenlik, sağlık ve pazarlama açısından ambalajın rolü her geçen gün artıyor. Hükümetler de ambalajı zorunlu kılmak için yasal çerçeveyi daha da net ve kesin hale getiriyorlar. Hem Türkiye’de hem de Hindistan ve Uzak Doğu’daki ülkelerinde de bu geçerli. hubergroup da ambalaj portföyünde sürekli ürün geliştirmesi, güncellemesi yapıyor. Bu gelişmelerden de müşterilerimizi faydalandırıyoruz, tanıtımını yapıyoruz. hubergroup, teknolojik gelişmeleri en yakın şekilde takip ediyor, biz de Türkiye’de bunun uygulamasını yapıyoruz.
Eğitimle ilgili geleceğe dair değişik projeler var mı?
F. Apaydın: Ink Academy bizim için vazgeçilmez ve modası geçmeyecek bir proje. Çünkü eğitim her zaman önemli. Eğitim konusuna verdiğimiz desteği müşterilerimiz çok olumlu karşılıyor, çok takdir ediyor ve faydalanıyorlar. Ink Academy programı devam edecek ve kendi içinde güncelleniyor. Sürekli değişik şeyler eklemeye, yenilikler eklemeye gayret ediyoruz. Yeni bir projemiz var ama henüz fikir aşamasında. Zamanı gelince sizlerle memnuniyetle paylaşacağız.
Bir de yeni bir açılım yaptık. İlk defa bu yıl İstanbul’daki üç matbaa meslek lisesiyle (Oktay Duran Matbaa Meslek Lisesi, Zeytinburnu İTO Meslek Lisesi’nin içindeki Matbaa Bölümü ve Beylikdüzü Kavaklı Meslek Lisesi içerisindeki Matbaa Bölümü ile) iş birliği yaparak bu üç okuldaki özellikle 10 ve 11. sınıflarda okuyan öğrencilerden seçilmiş olanlarına yönelik bir eğitim programı başlatıyoruz.
Sektörümüzün en can alıcı en zorlanılan konularından belki de birincisi sektörde üretim konusunda çalışacak nitelikli eleman konusu. Maalesef bu işin asıl eğitim verilen yeri matbaa meslek liselerinden mezun gençlerimiz üretim dışına kayıyorlar. Biz de istiyoruz ki onlar daha donanımlı olsunlar. Teknik teorik bilgiler konusunda, mevcut ve kaliteli iş yerlerini gezsinler; üretimin ne kadar değiştiğini, geliştiğini teknolojiyle ne kadar iç içe olduğunu, üretim ortamlarının öyle eskisi gibi korkulan ya da hoşlanılmayan yerler olmaktan çıktığını görsünler. Kendini geliştirip iyi bir şekilde mezun olan gencin bu sektörde işsiz kalma riski yok. Hatta kendini geliştirirse çok iyi paralar da kazanabiliyor. Biz de bunu adreslemek için böyle bir proje başlatıyoruz. Bir ay içerisinde duyurusunu da yapacağız. Bu gençlerle web baskı, ofset baskı, ambalaj, ambalaj içinde de fleksibıl ambalaj, karton ambalaj, teneke ambalaj, etiket gibi kategorilerde fabrika ziyaretleri yapacağız. Üretim ortamlarını görecekler. Oradaki üretimin başındaki yetkili kişilerin ağzından bu işi duyacaklar. Zaten amacımız da bunu sağlamak. Görsünler, tanısınlar, sektörü anlasınlar ki mezun olduklarında sektöre faydalı hale gelebilsinler.
Müşteri ilişkilerinde sizi, bir mürekkep üreticisi olarak müşteri memnuniyeti açısından en çok zorlayan konular neler?
F. Apaydın: Baskı yapan tüm firmaların kendi süreçleri zorlu. Çünkü bir sürü girdiyi bir araya getirerek baskı yapıp müşterilerine kaliteli bir baskı vermek gibi bir sorunları var. O süreç içerisinde kullanılan ham maddeden tutun da makineye, ortam koşullarına, çalışanın niteliği, teknik bilgisi dahil, pek çok değişken var. Bir sorun olduğunda matbaaların, ambalaj firmalarının bu sorunun nereden kaynaklandığını anlamaları her zaman kolay olmuyor. Önce sorunun nereden kaynaklandığını anlamamız lazım. Sorun mürekkepten değilse o işi orada bırakıp gidemiyorsunuz. Müşterinizle sorunun neden olduğunu, nasıl olduğunu birlikte anlamaya çalışıyorsunuz. Bunu yaptığınızda onun iş ortağı oluyorsunuz müşterinin gözünde değeriniz artıyor.
Fatih Bey; 2018 için beklentileriniz nedir? hubergroup Türkiye’nin önümüzdeki yıl için yeni projeler var mı?
F. Özgün: Biz her zaman pozitif beklenti içerisindeyiz. Önümüzdeki yılın da bizim için ve sektör için iyi olmasını umuyoruz. Özellikle ambalaj tarafında yatırımlarımıza devam ediyoruz. İzmir cephesinde ürün çeşitliliğini arttırmaya yönelik ilave bir yatırımımız var, o kısmet olursa sene sonuna doğru tamamlanacak. Seneye de fleksibıl ambalaj için mürekkep üretimimizdeki kapasiteyi arttırmaya yönelik hedeflediğimiz farklı yatırımlar var. 2018 yılı içerisinde de yine satışların ivmesine göre üretim kapasitesini arttırmaya yönelik hedeflerimize uygun bir biçimde ilerliyoruz.
Bunun yanında ticari matbaacılık olarak nitelendireceğimiz ofset kısmında ne yazık ki daha çok sabit kalıyoruz. Sektörün dijitale dönüşümünün verdiği etki söz konusu. Bunun yanında ister istemez ülkenin ekonomik şartları, dövizdeki artışlar her yere yayılmamızı engellediği gibi uzun vadeli satışlardan da kendimizi uzak tutmamız satış ivmemizin zayıflamasına neden oluyor. Bir yandan ambalaj, fleksibıl ambalaj için pozitif düşüncelerimiz devam ediyor, öbür taraftan da ödeme dengelerinin bozulması bazı durumlarda frenlememize neden oluyor. Ürünü pazarlamaktan, satmaktan çok doğru zamanda tahsilatı yaparak daha uzun ömürlü firma olma yönünde hareket etmemiz gerekiyor. Genel olarak umuyorum ki 2018 hem ülkemiz için hem sektörümüz ve firmamız için de pozitif bir kalkınma yılı olsun.
Gazete ve yayıncılık yönünde de bir zayıflama var mı?
F. Özgün: Gazetede ne yazık ki bizim büyük bir aktivitemiz yok. Yayıncılık sektörü ile irtibatımız devam ediyor. Benim aldığım veriler, mürekkep tüketimlerinde her geçen gün ciddi bir erimenin olduğunu gösteriyor. Birkaç sene önce devletin başlattığı Fatih projesi vardı ama ona ara verildiği için yayın sektöründe çok gerileme olduğunu düşünmüyorum. Aksine bu olaylar sonrasında değişen birçok test kitapları dolayısıyla ekstra işler olacak. Bunun yanında da insanların elinde kalan (ki bu ara basına çok yansıyor) eski kitapların nasıl bir finansal yük yaratacağını kestiremiyoruz.
Sizin organizasyonunuzda değişiklik var mı?
F. Özgün: Önümüzdeki yıl için arkadaşlarla ofset tarafında aynı şekilde devam etmemiz ama ofsetin de karton ambalaj, UV baskı taraflarına ağırlık vermemiz gerektiğinde hemfikir olduk. Bunun yanında tabii ki ticari baskıcıları da geri plana atmış değiliz ama ambalaj sektörü ofsette de ağırlığını hissettiriyor. Fleksibıl kısmında ise hâlâ kadrolaşma imkânımız var çünkü büyüme trendinin devam edeceğini görüyoruz. Orada bir artış söz konusu olacaktır.
Bu anlamda hubergroup’un genelinden de bahsetmek isterim. hubergroup, altıncı sıradaki yerini uzun yıllardan beri koruyor. Dünyadaki trende baktığınızda bölgemiz bir gelişme sergilese de totalde cüzi bir büyüme söz konusu oluyor. Firmamız Avrupa’da daha aktif olabilmek, daha iyi hizmet verebilmek için Avrupa’yı bölgelere ayırdı. Türkiye’yi kendi başında bir bölge olarak gördü. Buradaki büyüme potansiyelini ve ilerde farklı ülkeleri Türkiye’ye bağlama potansiyelini gördüğü için böyle bir yapılanmaya gitti. Bunun da bizim merkezle zaten iyi olan ilişkilerimizin daha da üst kademeyle hızlı bir şekilde adım atmak, hızlı şekilde reaksiyon vermek anlamında çok pozitif bir etkisi olacağına inanıyorum.
hubergroup da kendi büyümesini Türkiye’deki yapılanmaya benzeyen fleksibıl ambalajda görüyor. Ofsetin ambalaj kısmında büyüme trendi görüyor. Bunun yanında hubergroup hâlâ Avrupa çapında yayın ve gazetede oldukça kuvvetli.