Printtek 2017 Fuarının hazırlıklarını yürüten fuarın Proje Grup Başkanı Oya Akgün, Proje Müdürü Mehmet Ragıp Ergin ve Proje Satış Uzmanı Selçuk Ayık’la Printtek 2017’yi ve hazırlıklarını konuştuk.
TÜYAP Tüm Fuarcılık Yapım A.Ş. Tarafından 4-8 Ekim 2017 tarihleri arasında TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde düzenlenecek Printtek 2017 fuarında baskı teknolojileri, baskı malzemeleri ve kağıt sanayiindeki yenilikler sergilenecek. Oya Akgün, Mehmet Ragıp Ergin ve Selçuk Ayık sektörün Türkiye’deki bu en kapsamlı organizasyonu hakkındaki sorularımızı yanıtladılar.
Dört sene geçti, yeni bir fuarın arifesindeyiz. Bu süre içerisindeki değişimi de göz önüne alarak, yaptığınız hazırlıklar ve gelinen noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Oya Akgün: En son Mayıs 2013 tarihinde 12. Printtek’i gerçekleştirmiş ve fuarı güzel sonuçlarla kapatmıştık. Arkasından her zamanki gibi uzun bir hazırlık dönemi yaşadık. Üç ay gibi kısa bir süre sonra tekrar ziyaretçilerimizi ağırlayacağız. Senelerdir hep mayıs ayındaydık, bu sefer sonbahardayız. Bununla ilgili hem hazırlık sürecinde hem de satış pazarlamanın başladığı yoğun dönemde hep olumlu tepki aldık. Gerek katılımcılar, gerek ilgili ziyaretçilerimiz bizi seçtiğimiz dönemle ilgili doğru ve daha verimli bir dönem olacağına dair daima motive ettiler. Dolayısıyla aslında sektörle beraber aldığımız bu kararı doğru bir adım olarak değerlendiriyoruz. Hem gelen katılımcı görüşlerinden, hem ziyaretçi görüşlerinden bir ortak mutabakat noktası yakalamıştık. Birkaç farklı süreyi denedikten sonra, ortak akılla, beş günün bu fuar için uygun olduğu noktasında karar kıldık. Dolayısıyla 2017 fuarı yine beş gün olacak. Çarşamba-pazar günleri arasında alışılmış profiline yakın bir ziyaretçi profili dağılımı yaşayacağımızı düşünüyoruz. Hafta içi günlerde ağırlıklı olarak İstanbul ve Marmara Bölgesi’nden ziyaretçi bekliyoruz. Yurt dışı ziyaretçilerimizin geldikleri bölgeye göre haftaiçi günler ve cuma, cumartesi, pazar günleri arasında dağılım göstererek fuara katılım sağlayacağı düşüncesi hakim. Bizim için her zaman son derece kıymetli olan, kendimizi yakın görmekten mutlu olduğumuz, tüm Anadolu şehirlerinden gelen ziyaretçilerimizde de benzer bir dağılım tercihini öngörüyoruz. Bunun dışında etkinliklerimiz için şu an çok yoğun çaba harcıyoruz. Gerek Basın Sanayi ve Eğitim Vakfı (BASEV) olsun, gerek İMEDDER olsun, gerek baskı teknolojileri ve matbaa kapsamlı kıymetli üniversitelerimizin ilgili bölümleri olsun onlar da çok yoğun şu anda. Hem verimli, hem keyifli, hem heyecanlı toplantılar yapıyoruz. Gündemimizi, sektörün gündemini oluşturan; izleyicilere düşünsel, teknik ve kendi pratik hayatlarında katma değer yaratacağını düşündüğümüz başlıklarla etkinlik programının içinde harmanlamak istiyoruz. Tüm bu destekleyen STK’lar ve Eğitim Kuruluşları çok büyük emek harcıyorlar bizimle, onların desteği bizim için çok kıymetli. Her zaman ki gibi biz de onlara ev sahipliği yapmaktan mutluluk duyuyoruz.
“Ses getireceğini düşündüğümüz birkaç sergimiz olacak”
Ne tür etkinlikler düşünüyorsunuz?
Oya Akgün: Hem teknik anlamda hem de sektörün baskı teknolojilerinin ve malzemelerinin değişimini yansıtan veya geliştiği ya da ilerleyeceği yönle ilgili teknolojiye dayalı etkinlikler diyebiliriz. Gerek çalışma ortamları, gerek bürokrasiyle, iş güvenliği ile ilgili bütün kuralların üzerinden geçilmesi ve yeni malzemeler, yeni uygulamalar, baskı sonrası farklı kullanım tarzlarıyla ilgili bütün etkinlikleri kastediyorum. Stantlarda sergilenen teknolojiyi gezip görme imkanı verirken, geçmişle ilgili, nereden geldiğimiz, neler yaptığımızla da ilgili bir zihinsel yolculuğa çıkılmasını sağlayacak etkinlikler de var. Son fuarda inanılmaz keyifli etkinlikler gerçekleştirmiştik, çok büyük ilgi görmüştü. Ceyhun Akgün ile de grafik tarafına yönelik etkinliklerimiz gerçekleşecek. Çok enteresan, gündeme yönelik başlıklar olacak. Mesela 2013 yılında bir Emin Barın 100 Yaşında sergisi yapmıştık. Önümüzdeki fuar için de birkaç tane ses getireceğini düşündüğümüz sergimiz olacak. Fazla detayları verip, bunun için emek harcayan partnerlerimizin özel hazırlıklarını paylaşarak işin büyüsünü kaçırmak istemiyorum. Güzel ve keyifli bir program olacağını söyleyebiliriz. Amacımız bu beş günlük sürede ziyaretçilerimizin geleceğin baskı teknolojilerini yakından görmesini, o heyecanı yaşamasını sağlamak. Aynı zamanda da içinde bulundukları sektörle ilgili gündemlerini meşgul eden konuları burada takip etmeleri, ya da o konularla ilgili etkinliklerde yer alarak kendi görüşlerini de ifade etmelerini sağlayacak bir ortam yaratmak.
Fuarda katılımcıların salonlara dağılımı nasıl?
Oya Akgün: Projenin salon yapısı 2013’le aynı. Toplam altı salon olacak ve salon dağılımları da benzer diyebilirim. Tek fark aynı dönemde TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nin ön tarafında ki salonlarda PRINTTEK 2017 konumlanırken,TÜYAP PALAS OTELİ’mizin olduğu tarafta da eş zamanlı olarak SIGN 2017 fuarının yer alması. Bunun ziyaretçi tarafında sinerji yaratacağına inanıyoruz. SIGN Fuarı biliyorsunuz açık hava reklamcılığına yönelik konsantrasyonu olan bir ihtisas fuarı. Biz de baskı teknolojileri, malzemeleri ve kağıdı irdeleyen bir konseptte işleyişi gözler önüne sermenin gayreti içindeyiz. Dolayısıyla bu beraberlik ziyaretçinin geldiği zaman ikisini bir arada görmesini sağlayacak ve bir geçirgenlik olacak. Her davetli ait olduğu bölümden girecek ama alana girdikten sonra istediği gibi salonlar arasında geçiş yapabilecek. Bizim salon dağılımımız da her zamanki gibi aynı düzende devam ediyor. 2. ve 3. salonlar baskı teknolojileri, yani baskı öncesi, baskı ve baskı sonrası katılımcılarımızı ağırlamak üzere düzenlendi. 4. Salonu tamamen etkinlikler, eğitim programları, STK’larımız ve basın partnerlerimizle birlikte bir -etkinlik sokağı- alanı gibi düşünüyoruz. Çünkü o salon aslında bütün salonlara dağılımı da sağlıyor. 6. Salon kendini dijital baskı içinde konumlandırmayı arzu eden katılımcılarımızın yer aldığı dijital baskı teknolojileri salonumuz. 5. Salon tüm baskı teknolojilerine yönelik tedarikçiler, malzeme, sarf, kimya, mürekkep, kağıt, karton ile ilgili alanımız. 10. Salonumuz da aslında bütün bu salonlardan konum olarak beslenen tamamen ikinci el baskı teknolojilerimizin yer aldığı bir salon. Dolayısıyla çok güzel ve kompakt bir plan olduğunu düşünüyoruz. Salonlar arasında ziyaretçi trafiğinin çok rahat, çok pratik ve homojen bir biçimde dağılabileceği bir plan oluşturduk. Ziyaretçimizin konforu açısından da bunun kıymetli olduğunu düşünüyoruz. Yabancı katılımcımız bir hayli yoğun. Uzak Doğu’dan, Çin’den ağırlıklı olarak yabancı misafirlerimizi ağırlayacağız.
“Yabancı katılımı çok yoğun olacak”
Bunlar milli katılım mı, münferit mi?
Oya Akgün: Belki de uzun zamandır ilk defa PRINTTEK fuarı yurt dışından bu kadar direkt ve büyük makinenin sergilendiği bir fuar olacak. Hatta sadece PRINTTEK için değil diğer fuarlar için bile bunu söyleyebiliriz. Yabancı katılımcılarımız çok yoğun olacak. Üç tane Çin Milli Pavilyonu var ama bunların dışında da çok fazla münferit katılımcı standları olacak. Bunlar da ağırlıklı olarak hem baskı teknolojilerinin hem baskının ambalaja yönelik teknolojilerinin sergilendiği bölümlerde konumlanacak.
Katılımcı sayısı netleşti mi?
Oya Akgün: Şu an itibarıyla katılımcı sayımız 150’nin üzerinde. Sergilenecek olan, temsil edilen markalarla beraber sayımız 500’ü geçti.
Fuarın tanıtımına yönelik ziyaretçi ve özellikle yabancı ziyaretçi konusunda neler yapıldı, daha çok hangi ülkelerden ziyaretçiler bekliyorsunuz?
Oya Akgün: Yabancı ziyaretçi konusunda tabi uzun zamandır çalışıyoruz ve bir hayli mesafe kat ettik. Yabancı ziyaretçiyi için hiçbir zaman böyle son altı ay çalışırız diye düşünmedik. Satışa, pazarlamaya başladığımız andan itibaren ziyaretçi için de, katılımcı için de gerçekten paralel bir emek harcıyoruz. Gerek sosyal medyadaki mesajlarımız olsun, gerek internet sitemiz olsun, hep faal. Online davetiyeyi sürekli onlar için aktif tutuyoruz ve takip ediyoruz. Oradaki geri dönüşleri günlük olarak görüyoruz. Hedefimiz her zamanki gibi çok geniş bir coğrafya. Ama bizim ağırlıklı coğrafyamız, Kuzey Afrika, Karadeniz Bölgesi, Türki Cumhuriyetler, İran, Irak, Lübnan, Ürdün gibi ülkeler. Her zaman oradan gelen yoğun bir talep var. Balkanlardan Yunanistan, Bulgaristan, Makedonya, Arnavutluk gibi ülkelerin de katılımları olacak. Buralardan gelen trafiği görüyoruz.
Ama bunun dışında katılımcılarımız içinde çok kıymetli, tamamen ihracata yönelik çalışan firmalarımız da var. PRINTTEK aslında homojen katılımcı profili olan bir fuar değil. Katılımcılar içinde hem makine tarafında, hem de tedarik, malzeme tarafında çok fazla ihracata yönelik çalışan firma var. Çok kıymetli, çok büyük emek harcayan ve ihracat taraflarını gün geçtikçe geliştiren firmalar var. Diğer taraftan katılımcı profili içinde öyle bir grup var ki onların sadece iç piyasaya ürün satmak gibi bir hedefe konsantreler. Dolayısıyla yurt dışına veya yurt içine yönelik bir pazarlamayı böyle çok kısaca anlatmak kolay olmuyor. Gruplamak zorundasınız, çünkü sizin katılımcı grubunuz da farklı hedeflere sahip. Buna uygun olarak çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Şu anda Türkiye’de neredeyse tüm şehirlerdeki matbaa odalarıyla, ticaret odalarıyla olan ilişkilerimiz sürüyor. Elimizden geldiğince o ziyaretçilerimizi de yine burada ağırlamanın gayreti içinde olacağız. Onların planlı bir biçimde İstanbul’a gelmelerini sağlayıp fuarda verimli vakit geçirmelerini sağlayacağız. Bu çalışmaları da sağ olsunlar Matbaacılar Odaları Federasyonu’nun kıymetli katkılarıyla yapıyoruz. Bu da bir yandan devam ediyor. Açıkçası Ramazan Bayram’ından önce yoğunluk başlamıştı, bayram tatilinde nispeten sakinleşme yaşadık ama şimdi içinde bulunduğumuz dönem işin yine yoğunlaştığı bir dönem ve çalışmalar keyifli gidiyor.
Ziyaretçi sayısı için öngörünüz var mı? Mesela bir önceki fuara göre nasıl değerlendiriyorsunuz?
Oya Akgün: İddialı rakamlar çıkacaktır. Çünkü ziyaretçi sayısı her zaman yoğun. Tabi beş gün olması ve ziyaretçi profilinin alışkanlıklarından mütevellit kendine has bir dağılım tarzı var. Cuma, cumartesi, pazar gerçekten yoğunluk bir hayli yüksek oluyor. Hafta içinde de farklı bir profilde farklı bir yoğunluk oluyor. Aşağı yukarı yine geçtiğimiz yılları aratmayan bir kalabalığın olacağına inanıyoruz. Aldığımız veriler de şu an bunu gösteriyor. Ekim’in de güzel bir dönem olduğunu düşünüyoruz. Tüm tatillerin bittiği, son bayram tatilinin de geçtiği, bizim için önemli bir kriter olan okulların açıldığı bir dönem. Yurt dışından veya diğer şehirlerden gelenler için de İstanbul’un keyifli bir dönemi olduğunu düşünüyoruz.
Her sene gerçekleşen ambalaj fuarı ile aranızda yaklaşık üç haftalık bir süre var, bir çakışma oluyor. Bunun için ne düşünüyorsunuz? İki fuarın birbirini olumsuz etkilemesi söz konusu mu?
Oya Akgün: Tarihler bilinerek bu program yapıldı. Avrasya Ambalaj Fuarı kendi alanında dünyada her sene yapılan birinci sıradaki bir fuar. Biliyorsunuz Avrupa’daki örnekleri iki ile üç senelik periyotlarda yapılıyor. Son derece dinamik ve verimli bir fuar. Avrasya Ambalaj Fuarı’nın içindeki Printpack bölümü ambalaja yönelik baskı teknolojilerine konsantre olarak varlığını sürdürüyor. Bu bölüm proje ekipleriyle birlikte üç dört sene önce alınmış bir kararla ortaya çıkmış bir bölüm ve de doğru bir bölüm. Ambalajın özellikle baskısına konsantre olan firmaların kendilerini bu kadar büyük bir fuarda aralarda değil, kendilerine münhasır bir bölümde prezante etmelerine imkan sağlayan, dolayısıyla o konsantrasyonu olan ziyaretçinin de direkt onlara ulaşmasını sağlayan, bence hem katılımcısı hem ziyaretçisi tarafında da doğru bir uygulama olarak değerlendirilen verimli bir bölüm. Printtek ise dört senede bir baskının bütün yelpazesini irdeleyen bir alan. Printtek’in içinde de ambalaja yönelik dünya kadar teknoloji ve ürün olacak ama biz geneli ifade ediyoruz. Yani baskıya en geniş anlamda bakıp irdelemeye gayret ediyoruz. Dolayısıyla aramızda üç haftalık bir zaman farkı var. Bu zamanlamanın, Printtek kapsamında, katılımcı anlamında bize verdiği bir sıkıntı olmadı. Ambalaj tarafında da olmadığını biliyorum. En azından katılımcı tarafında bunu çok rahatlıkla, verilere dayanarak söyleyebilirim. Ziyaretçi anlamında da herhangi bir sıkıntı yaratacağını düşünmüyorum. Üç haftalık bir sürenin zaten yeterli bir süre olduğunu öngörüyoruz.
Ragıp Bey sizin bu konudaki değerlendirmeniz nedir?
Ragıp Ergin: Oya Hanım’ın dediğine şu bağlamda kesinlikle katılıyorum Printtek’i tamamiyle baskının tüm aşamalarını içine alan bir pasta olarak düşünürsek, Printtek pastayı komple görebileceğiniz bir alan. Ambalaj evet o pastanın bir dilimi, dijital baskı başka bir dilimi. Printtek bunların hepsini bir araya toplayan yani sektörü tamamiyle bir araya getiren fuar. Dolayısıyla ziyaretçi anlamında, ben de katılımın yüksel olacağını düşünüyorum. İş bu… Ziyaretçiler, oraya da gidecek Printtek’e de gelecekler. Aslında buradaki en doğru kavram “iş”. Yani iş neyi gerektirirse insanlar onu yapacaktır. Ziyaret ettiğimiz birçok firma fuarı heyecanla bekliyor. Görüşmelerimizde Printtek’i heyecanla beklediklerini söylüyorlar, bu da bizim hoşumuza gidiyor.
“Printtek Dijital ile dönüşümlü olarak Printtek’i gerçekleştireceğiz”
Oya Akgün: Fuarı dört senede bir yapmanın pratikte handikapları olmakla birlikte, böyle olumlu bir yanı da var. Ziyaretçi anlamında da katılımcı anlamında da. 2017 fuarı dört senede bir yaptığımız son fuar olacak. Bundan sonra en azından katılımcılarımıza da ziyaretçilerimize de iki senede bir periyotla daha yakın olabileceğiz. Printtek Dijital ile dönüşümlü olarak Printtek’i gerçekleştireceğiz. Printtek 2017 Fuarı’nda Printtek Dijital’in lansmanı yapılacak. Printtek Dijital 2019’da gerçekleşecek. Printtek ise yine dört yılda bir baskının bütün kollarıyla devam edecek. Özellikle Ragıp Bey’in dijital tarafla çok yoğun iletişimi var…
Ragıp Ergin: Geçen Printtek’lere baktığımız zaman dijital tarafında da katılımcı anlamında ciddi bir yükselme var. Dijitale dönük fuarın iki senede bir yapılması ile daha da yoğun bir katılım olacağı yönünde firmalardan bize talep de var.
Dijital çok hızlı gelişen bir alan, firmalardan nasıl tepkiler aldınız?
Ragıp Ergin: Ofsete göre dijital çok hızlı ilerliyor. Gelişme dijitalde daha fazla. Hem rekabet daha yoğun. Dijital taraf pazar yapısı olarak da daha agresif ve daha hızlı değişimin olduğu bir alan. Firmalar da, “gezen tilki yatan aslandan yeğdir” atasözü mantığıyla hareket ediyorlar. Dijitalde çalışan firmaların daha aktif daha enerjik olması lazım. Dolayısıyla pazarlama konularında da kendilerini daha fazla geliştirmek zorunda kalıyorlar ve zaten bunu da yapıyorlar. Dolayısıyla Printtek çatısı altında dijital tarafta yapılacak olan bir fuar tabi ki çok hareketli olacaktır. Geçmiş yıllara göre dijital tarafında katılan firmalar anlamında bir gelişme görüyoruz. Piyasada olan hemen hemen tüm markaları Printtek 2017 çatısı altında bu sene göreceksiniz.
Printtek’in SIGN fuarı ile beraber olmanın da bir etkisi olacak ama bu olumlu mu olumsuz mu? Sonuçta dijitalle çakıştığınız yerler var, bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Ragıp Ergin: SIGN’la çakıştığımız yerleri belki şöyle ifade etmek lazım. Printtek baskı teknolojilerini, malzemeleri ve kağıdı irdeleyen bir fuar. Baskı teknolojileri ana başlığının altında dijital baskı bugün çok ağırlıklı olan bölümlerden bir tanesi. SIGN Fuarı altını çizmeye çalıştığım gibi açık hava reklamcılığı kapsamlı bir fuar. Konsantrasyonu geniş format tarafında ve açık hava reklamcılığı merceğinden bakan bir fuarımız. Printtek’i dört senede bir yapmamız nedeniyle katılımcı profilimizin içinde ürün gruplarının da müsaitliği kapsamında bir geçişkenlik olduğu gözükmekle birlikte ben inanıyorum ki katılımcımız kendi faaliyet alanının ağırlığı neredeyse orada yer almakla ilgili doğru kararı verecektir. SIGN Fuarı’nın yönetici veya projeyi yöneten arkadaşlarımızla ortak görüştüğümüz firmalarımız olabiliyor. Biz hep sunu söylüyoruz; siz kendi iş faaliyet alanınızı lütfen gözden geçiriniz. Bizim ziyaretçi profilimizi bizden istemenize bile gerek yok, web sitemizde bütün sonuçlarıyla var. SIGN’daki ziyaterçi profillerinin de rakamları eminim ulaşılabilir ve siz kendi ağırlığınız neredeyse lütfen buna göre karar verin. Bunun sonucunda şunu ifade edeyim 04-08 Ekim 2017 tarihleri arasında hem SIGN’da hem Printtek’te yer alan pek çok kıymetli firmamız da olacak. Çünkü iki alanda da, faaliyeti olan hem müşteri grupları var ve ürünleri var.
Oya Akgün: Amacımız ziyaretçinin geldiği zaman maksimum tatmin duygusuyla buradan ‘Evet harika birkaç gün geçirdim. Harcadığım, vakit karşılığında işimle ilgili hem yatırımlarıma yön verebileceğim, hem sektörün geleceğini, nereye gittiğini gördüm’ diyebileceği bir zaman geçirmesini sağlamak. Bunun da faydalı olacağını düşünüyoruz. Doğru katılımcı ve doğru ziyaretçinin bir arada olmasını sağlamak asıl amacımız. Nasıl teknoloji değişiyorsa, hiçbir şey eskisi gibi kalmıyorsa, tabi ki Printtek’te de değişiklikler oluyor. Katılımcı profilinde değişiklikler olabiliyor, büyük oyuncularında olabiliyor, tamamlayıcı oyuncularında olabiliyor. Yani hayat neyse aslında Printtek’te aynı biçimde devam ediyor. Sizlerin de bu süreçte bize desteğini yadsımak mümkün değil. Müsaade ederseniz bu vesileyle bunları da söyleyelim, çünkü sağ olun her zaman bizim iletişimimizde, bizim hem keyif aldığımız hem de kendimize hep yakın hissettiğimiz partnerlerimizden birisiniz. Ekip olarak sizi yakinen takip ediyoruz, özellikle fuar yapmadığımız dönemlerde sizlerin yayınları da sektörü yakından takip etmemizin bir yolu oluyor. Şahsınıza ve tüm ekibinize, hem kurumumuz hem ekibimiz adına bir kez daha teşekkür ediyoruz.
“MY TUYAP uygulamasına Apple Store ve Google Play Store üzerinden ulaşılabilir”
İnternet tabanlı birtakım uygulamalar, cep telefonlarıyla yönlendirmeler, takipler olacak mı fuarda?
Selçuk Ayık: Elbette. Her ne kadar dört yılda bir bir araya geliyor gibi gözüksek de bizim de tabi kendimizle ilgili yenilediğimiz planlar, uygulamaya başlayacağımız yeni organizasyonlarımız var. Bunların bir tanesi biliyorsunuz fuar alanı içinde beş yıldızlı bir otelimiz olan, TÜYAP Palace. Bu senenin başında TÜYAP Palace planlanmış yatırımının ikinci fazını tamamlayarak 630 odayla İstanbul’da hizmet verir konuma geldi. Bu İstanbul içindeki yatak sayısı ve oda sayısı anlamında baktığınız zaman gerçekten çok ciddi bir kapasite. Bunu özellikle tüm katılımcılarımızla ve ziyaretçilerimizle paylaşıyoruz, çünkü zaman kıymetli, efor kıymetli. İstiyoruz ki herkes maksimum vaktini konsantre olduğu alana aktarsın. Zaten TÜYAP Palace’ın da sloganı bu ‘Çalışırken dinlen’. Biz de bunu paylaşıyoruz. Bu 2013 fuarından önemli bir fark diyebilirim. İkincisi TÜYAP’ın Android uygulaması MY TUYAP , buna bütün arzu edenler hem Apple Store hem Google Play Store üzerinden ulaşabilirler. Bunun ne faydası var, TÜYAP’ta yapılan bütün fuarlarımızda gelen ziyaretçinin alanda daha rahat hareket etmesini sağlayacak bir uygulama. Sosyal yaşam alanları da dahil olmak üzere yüz bin metrekarelik bir alandan bahsediyoruz. Sosyal ihtiyaçlarla ilgili; gerek catering, ibadetle ilgili olsun, gerek otopark gibi, tuvalet gibi ihtiyaçlar için olsun, her yere rahatça ulaşılmasını sağlayan bir uygulama. Bunların dışında, katılımcılarımız veya ziyaretçilerimiz hangi firmayı arıyorlarsa, kiminle randevuları varsa ve gitmek istedikleri yere en rahat nasıl ulaşabilecekleri ile ilgili soruları varsa bunlara uygulama üzerinden yanıt bulabiliyorlar.
Uygulama sayesinde kullanıcı “Atatürk resminin altında seni bekliyorum” diye mesaj atabilecek. Şimdi bunlar tabi bizim için de çok keyifli, çünkü bizim katılımcımızın, ziyaretçimizin alanı artık ne kadar benimsediğini gösteriyor. Örneğin merdane bakmaya geliyorsa, beşinci salondaki merdane üreticisi olan firmalarımıza doğru uygulama kanalıyla çok rahat bir biçimde ilerleyip o firmaların bilgilerine de ulaşabilecek kullanıcılar.
Ziyaretçiler salon krokisi üzerinde nerede ne olduğunu görecek ve üzerine tıkladığında firmayla ilgili bilgilere ulaşacaklar mı?
Oya Akgün: Bu yaklaşık bir buçuk senedir bizim kullandığımız bir uygulama ama tabi Printtek 2017 için ilk versiyon olacak. Fuar alanımızda çok keyifli yeni catering noktalarımız da var. Dış alanda gerek yenilenmiş Shell benzin istasyonumuz, gerek Simit Sarayı ile hem katılımcılarımıza hem ziyaretçilerimize burada daha keyifli, daha konforlu vakit geçirmeleri için imkan sağlayacağız…
Yerleşim sırasında TÜYAP’ın sunduğu altyapı hizmetleri içerisinde neler var?
Oya Akgün: Gerek gümrük, gerek nakliye ve gerek buradaki yerleştirme anlamında hizmet sağlıyoruz. Buradaki partnerimiz Gruptrans. Beş gün 24 saat firmalarımızın hizmetinde olacak. Zaten bütün o lojistik plan çok daha önceden katılımcılarla makine parklarına göre paylaşılıyor, görüşülüyor. Çünkü özel bazı talepler de olabiliyor, makinelerin boyutlarına göre. Bunun dışında teknik ekibimiz beş gün boyunca bizlerle birlikte, proje ekibiyle birlikte. Beş çarpı yirmi dört saat buradayız. Her zamanki gibi otoparklarımız, fuar alanı içindeki catering imkanlarımız, hepsi katılımcılarımızın hizmetinde.
İnternet hizmeti olacak mı?
Oya Akgün: Alanda ücretsiz wifi herkesin kullanımına açık. Bunda da bir farklılık yok aynı şekilde devam ediyor. Yoğun ama keyifli bir yerleşimden sonra inanıyorum ki, keyifli bir fuar dönemini açacağız. Şimdiden tüm katılımcılarımıza hem hazırlık sürecinde hem de yerleşim ve fuar düzeninde keyifli, verimli bir dönem diliyoruz. Biz bu son üç ayda zaten ağırlıklı katılımcılarımızın hazırlıklarına yardımcı olmak için ekip olarak yoğun çaba harcıyoruz. Gerek gümrükle ilgili çalışmalar olsun, makinelerin ithalatı veya geçici ithalatıyla ilgili, gerek onların hazırlıkları ile ilgili olsun… Zaten yavaş yavaş görüyorsunuzdur, katılımcılarımız ilanlarında Printtek logo ve amblemlerini kullanıp, öne çıkarıyorlar. Bu anlamda da hareketli, renkli, keyifli bir dönem geçiriyoruz. Amacımız sektörümüze hepimiz için ortak katma değer sağlamak, verim sağlamak, moral vermek, sektörün bir araya geleceği, ilerisiyle ilgili keyif ve heyecan duyacağı bir beş günü birlikte geçirmek.