Sezen Tamay, “Kalitesini düzenli tutan, dürüst olan, müşterisine sürekli hizmet veren insanlar daha çok uzun yıllar bu işi sürdürebilirler.”
(İzmir) Buca Organize Sanayi Bölgesi’ndeki tesisinde hizmet veren Metro Matbaacılık, katalog basımında uzmanlaşmış ve bu alanda müşteri seçerek çalışan, ihracat yapan, iki vardiya tam kapasite çalışan başarılı bir işletme. Metro Matbaacılık, son yıllarda sıklıkla gelecek vadetmediği söylenen ve istatistiklerde grafikleri genellikle aşağı yönlü olan ticari matbaacılıkta da uzmanlaşmanın, kalite ve müşteri memnuniyeti odaklı çalışmanın fark yaratabileceğinin bir örneği aynı zamanda.
Bir aile şirketi olan Metro Matbaacılık Sezen Tamay tarafından yönetiliyor. Tamay, firmanın 5000 metre kare kapalı alana sahip tesisinde sorularımızı yanıtladı.
Firmanızın başlangıcından itibaren gelişimini özetler misiniz?
Güzel Sanatlar mezunuyum. Matbaacılık baba mesleğim. Ben de 25 yıldır matbaacılık yapıyorum. Babam da 50 yıldır matbaacılık yapıyor. Matbaacılığı biraz farklı bir yaklaşımla ele aldık. Sadece katalog yapıyoruz. Birçok matbaa gibi aynı anda etiket, krome karton, kutu gibi ürünleri çalışmıyoruz. Müşterimize ‘sadece katalog isteyenler bize gelsin, bu alanda uzmanlaştık’ diyoruz. Zannediyorum 25 yıldır bir yere geldik.
Baskı öncesinde tasarım ve fotoğraf tarafında var mısınız?
Hayır. Sadece baskı öncesi, baskı, baskı sonrası, kalite kontrol kendi bünyemizde. İplik dikişinden laminasyonuna ve kapak takmasına hepsini kendi bünyemizde yapıyoruz. İş matbaadan çıkmadan bitiriliyor. Bunu yapmak zorundayız. Bu kadar titiz iş istediğimiz zaman, iş dışarıya çıkıp dolaştığı anda ondan hayır gelmez.
Yatırımlarımızda bugüne kadar en iyi markaları seçmeye çalıştık. ‘Bıçağın en iyisi Polar’dır’, ‘Mücellit makinelerinin en iyisi Müller Martini’dir’ ve ‘Ekranın en iyisi Eizo’dur’ gibi tercihlerimiz oldu. Bugüne kadar yaptığımız tüm yatırımlardan oldukça memnunuz. Yüzde 30 ihracat yapıyoruz. Bu rakam benim için yüksek değil ama Avrupa menşeli kağıt alıyoruz, üzerine baskı yapıyoruz ve tekrar onu ihraç ediyoruz. Bu ihracat benim için keyifli bir şey oluyor. Avrupa’dan konteynerlerle kağıt geldiğinde üzülüyorum ama o konteynerlerden birini doldurup ihraç ettiğimizde mutlu oluyorum.
Bu işler reklam ajansı ve matbaa iş birliği ile yürüyor. Reklam ajansının ikna edilebilmesi, hem kalitemizi yüksek tuttuğumuzu, hem de doğru fiyat uyguladığımızı gösteriyor.
Makine seçimlerinde bir insanın adını anmadan geçemeyeceğim: Pasifik Trading’den rahmetli Şafak Okaygün’ün doğru seçimlerde ve yolumuzu çizmede her zaman bizlere büyük katkıları olmuştu.
Matbaada her şey kayıt altında tutuluyor. Bize 10 yıl önce bir katalog yaptırmış olsanız, onu bulabiliyoruz ve basılacak işi herkes görebiliyor. Kendimiz için bir yazılım hazırlattık ve tüm meslektaşlarımıza tavsiye ediyoruz.
Bu konuyu biraz açar mısınız? Hangi modüllerden oluşuyor?
İki modülümüz var. Biri siparişle ilgili modül. Siparişler genellikle e-mail ile geliyor. Siparişi alan arkadaşlar tarafından şu bilgiler sisteme giriliyor: Katalog siparişi ne zaman alındı? Siparişi kim verdi? Kaç adet alındı? Ne zaman teslim edilecek?
Bu işin sipariş formu. Bir de üretim formu var. Bu formda kataloğun hangi makinede basılacağı, üretim numarası, işin ebadı, işin adedi, hangi firmanın işi olduğu, teslim tarihi, teslim adedi gibi bilgiler yer alıyor. Son derece basit bir yazılım. Hepimiz online olarak bu yazılıma girdiğimizde, işin hangi aşamada olduğunu kolaylıkla görebiliyoruz.
Her sabah 10.30’da cumartesi dahil personel ile üretim toplantısı yapıyoruz. Günde iki vardiya çalışıyoruz.
Makine parkınızda neler var?
Roland kullanıcısıyız. Yaklaşık 17 – 18 ünite makinemiz var. Yakında bu sayıyı arttırmayı düşünüyoruz. Yine Pasifik Trading ile iş birliğimizi sürdürmeyi diliyoruz.
Sektörlere göre müşteri ayrımı yapıyor musunuz?
Öyle bir ayrım yapmıyoruz. İki türlü anlaşmamız vardır. Bizden katalog fiyatı istenir, arkadaşlar fiyat teklifini geçerler. Esas önemli olan yıllık anlaşma yaptığımız müşterilerdir. Onlarla otururuz ve her iki tarafında avantajlı olacağı bir anlaşma yaparız. Müşterilerimizin % 60’ı ile yıllık anlaşma yapıyoruz ve yeni müşterileri de bu şekilde çalışmaya ikna etmeye çalışıyoruz. Geliyorlar, matbaamızı, hangi standartlarda baskı yaptığımızı görüyorlar; sonra onların yıl içinde neler yaptırdıklarını öğreniyoruz ve onlara bir tablo sunuyoruz. Anlaşırsak yıl içinde hiçbir kavga, gürültü yaşanmıyor.
Geleceğe ilişkin projeksiyonunuz nedir? Artık ticari matbaacılıkta arz fazlası ve rekabetle ilgili ciddi sorunlar var. Siz bunun biraz dışına çıkabilmişsiniz. Geçmişle bugün arasındaki rekabet ve iş yapma biçimi konusunda ne düşünüyorsunuz?
Kalitesini düzenli tutan, dürüst olan, müşterisine sürekli hizmet veren insanlar çok uzun yıllar bu işi sürdürebilirler. Bu ticari matbaacılık kelimesini de yakıştırmıyorum, tamamen ihtiyaca yönelik bir matbaacılık. Güzel bir örnek vermek istiyorum. Geçen sene yurt dışına çıktığımda ABD’deki kuzenimin yanına gittim. İnternetten puro siparişi verdik. ABD dünyada en fazla internet kullanan ve internetten alışveriş yapan ülke. Bizde hâlâ halkın % 50 – 60’ı internet kullanıyor. ABD’de bu % 90 gibi bir rakamda. Sipariş verdiğimiz puro ertesi gün geldi ve puronun kutusundan kocaman bir puro kataloğu çıktı. Kuzenim hemen inceledi ve ‘Ne kadar güzel, ben puro dolabı alacaktım’ dedi. O anda bir şimşek çaktı. İnternette verilen her sipariş, sizin evin içine bir baskı dokümanı sokacağınız bir kanal. Bu kargo parası ödenmiş, adresi belli ve yüzde yüz doğru yere giden bir kanal. Türkiye’de de bir markadan sipariş verdiğimde gelen ürünle beraber kataloğu da geldi. Arz düştü deniyor ama onuncu aydan bu yana, işte Haziran geldi, ilk kez bu Pazar günü matbaayı kapatacağız. Hiç arz düşmedi, boş kalmadık, inanın müşteri seçiyoruz.
Bütün matbaacılar için branşlaşmayı öneriyorum. Etiket yapabilen etiket, kutu yapabilen kutu yapsın.
Dijitalde yatırım düşünceniz var mı?
Ege Bölgesi Minolta Bayii Enriko Aliberti uzun yıllardır aile dostumuz gibidir. Biz ofsetçiyiz dememize rağmen ufak bir Konica Minolta aldık ve çok memnunuz. İyi ki almışız. Ufak tefek işleri anında çözüyoruz. Bu işlerden çok katalog basılmadan önce provasını görmek bizim için çok önemliydi. Üç tane çıkış alıyoruz, birini üretim müdürümüz alıyor, birine ben bakıyorum, diğerini kurye ile müşteriye gönderiyoruz. Bu bizim için büyük bir kolaylık.
Gelecek yatırımlarınız ofsette olacak, büyük ebat mı düşünüyorsunuz?
Evet, büyük ebat olacak. Onun dışında, Türkiye’de çok hızlı gitmek mümkün değil. Komşularımız Norveç, Finlandiya değil; Suriye, Irak, Rusya gibi agresif ülkeler ve dikkatli olmamız gerekiyor. Yatırımlarımızı bilinçli yapmamız gerekiyor.
Fuarlara katılıyor musunuz?
Boş kapasitemiz olmadığı için fuarlara katılmaya ihtiyacımız da olmadı. Kapasite fazlamız olursa, düşünürüz. Ya da prestij için katılabiliriz. Bizim pazarlama elemanımız da yok. Bazı firmalar gibi çocuklara asgari ücret verip, primle sokakta koşturmak, büyük firmaların kapısında yatırmak bana doğru gelmiyor.