Rıza Şen; “İzmir’de özellikle etiket grubu çok iyi. Matbaa grubu bu dönemler biraz sıkıntılı gidiyor. Eski iş potansiyelleri, tüketimleri yok. Rekabet biraz daha fazla. Kağıt, karton ayağındaki son dönemdeki sıkıntıları biliyorsunuz. Ambalajcılar tonajlı çalıştığı için belli bağlantıları zamanında yapmışlar. Ama matbaalar onu çok öngöremedikleri için sıkıntı yaşıyorlar.”
(İzmir) Hasat Matbaa Malzemeleri ve Kimya San. A.Ş. Yenişehir Batı İş Merkezi’ndeki yerinden İzmir ve çevresindeki matbaalara ve ambalaj matbaalarına her türlü matbaa malzemesini tedarik ediyor. Firmanın sahibi Rıza Şen ile İzmir piyasası ve işlerin gidişatı üzerine konuştuk.
Firmanızın bugüne geliş sürecinden kısaca bahseder misiniz?
Ben matbaa kökenliyim. Hep matbaacılığın makinistlik kısmında görev aldım. Daha sonra bir matbaa mürekkepleri firmasına, Sun Chemical’a girdim ve orada çalıştım. Sun Chemical firması bilgilerimize güzel şeyler kattı, yeni şeyler öğrendik. 2004 yılında ortaklarımla kendi firmamızı kurduk. Bu iş farklı sektörlere hizmet veren ortaklarımı pek tatmin etmedi ve 2008 yılından itibaren tek başıma devam etmeye başladım.
Baskı öncesi bölümünüz var mı?
İki sene önce aynı semtte başka bir yerde Hasat Reprodüksiyon CtP adlı bir firma kurduk. Büyük ebat 130 x 180 cm bir CtP makinemiz var. Ambalajcılara kalıp satışları artık bizim gibi malzeme satan firmalar için çok anlamlı değil ve bir esprisi kalmadı. Çünkü ithalatçılar direk tedarikçi konumuna geldiler. Çok enteresan fiyatlarla kalıplar satıyorlar. Öyle rakamlara indiler ki kendimiz bile getirsek o kârlılıklara değmediğini gördük. Çünkü ciddi bir rekabet var. Bugün çok komik rakamlara kalıp fiyatları duyuyoruz, alıyoruz. Burada ciddi stoklar oluşturmaktansa yine onlardan tedarik ediyoruz. CtP bölümünde de kalıbı işleyip satmak bizim için daha avantajlı, daha kârlı. Çünkü biz bu firmalara zaten malzeme tedariği sağlıyoruz. Mürekkep, kimyasal, matbaa malzemeleri anlamında ne varsa hepsini satıyoruz. Yanında kalıp da vermek bizim için bir avantaj oldu.
Özellikle ambalaj grubuna hitap etmek istedik. Çünkü İzmir’de biz ilk açtığımızda büyük ebat CtP’si olan tek bir firma vardı şimdi 3 firma oldu. Küçük ebatta 10 civarında vardır. Büyük ebat daha az rekabet gerektiren bir alan, bizi yönlendiren kısım o oldu. Büyük ebat ambalaj müşterimiz de fazlaydı. Bu şekilde kalıp pozlama işine girelim dedik. Şu anda fena gitmiyor.
Hasat Reprodüksiyon CtP’de iki ortağız. Yaklaşık üç ay önce baktığımda aylık 9 bin civarında 50 x 70 ve 70 x 100 ebatlı kalıp çekiyorduk. Ayrıca 1000 – 1500 civarında da büyük ebat ambalaj kalıbı çekiyorduk. Şu anda işimiz ikinci bir makine ihtiyacı yaratmıyor. Büyük ebat durur, küçük bir makine alırız diyorduk ama şu anki durum onu gerektirmiyor.
Ambalaj müşterimiz fazla derken malzeme anlamında mı şimdiye kadar iş birlikleri gelişti?
Hizmet verdiğimiz alanda diğer rakiplerimize göre daha fazla ambalajcılarla çalışıyoruz. Onlarla bir alt yapı oluşturmuş olduk, daha çok ticaretimiz var. Hacimli firmalarla çalışmak bizi o konuda bir fikir sahibi yaptı.
İzmir’de özellikle etiket grubu çok iyi. Matbaa grubu bu dönemler biraz sıkıntılı gidiyor. Eski iş potansiyelleri, tüketimleri yok. Rekabet biraz daha fazla. Kağıt, karton ayağındaki son dönemdeki sıkıntıları biliyorsunuzdur. Ambalajcılar tonajlı çalıştığı için belli bağlantıları zamanında yapmışlar. Ama matbaalar onu çok öngöremedikleri için sıkıntı yaşıyorlar. Bir de tedarikçi tonajlı ve sürekli müşteri olduğundan ambalajcıya daha çok önem veriyor. Matbaaların taleplerini biraz daha geri planda tutuyorlar. Kağıt karton fiyatlarında ciddi oranlarda yükselişler oldu. Ama benim gördüğüm kadarıyla matbaacılar maliyetlerine bunu çok yansıtamadılar. Doğal olarak kârlılıklar çok ciddi şekilde düşüyor.
Bunun bize yansıması şu şekilde oluyor: Siparişler düşüyor, müşteriler daha çok pazarlık etmeye başlıyorlar. Çünkü kârlılık düşünce matbaacılar ‘biraz daha fazla pazarlık edip daha ucuza nasıl alır, daha ucuza nasıl mal ederiz’ arayışının peşinde oluyorlar. Biz de, belli bir marjımız var, mümkün olduğunca onun altına düşemiyoruz. Çünkü hizmet, kalite, fiyat, ürün çeşitliliği unsurlarının hepsini aynı seviyede tutmak gerekiyor. Ama bazı yerlerde rekabet edemediğimiz noktalar oluyor. Çünkü siz bir maliyet belirlemişsiniz, o maliyetin altında verme şansınız yok. Ama piyasaya yeni giren tedarikçi arkadaşlar var. Onlar biraz daha agresif olabiliyorlar. Daha rekabetçi fiyatlar verebiliyorlar. Nasıl veriyorlar, onu bilmiyorum. Genel olarak hepsi birbirine bağlı.
“Spiral telde Renz’in bayisiyiz. Kağıt dışında tüm matbaa malzemelerinin satışını yapıyoruz.”
Biliyorsunuz dijital ortam hayli yaygınlaştı. Artık kartvizitlerin arkasındaki barkodlarla broşürünü tanıtıyor firmalar. CD’ler kullanılıyor, mail ortamında her şey gerçekleştiriliyor. Matbaalarda da reklam işleri bir hayli azaldı.
Biz aynı zamanda spiral tel de satıyoruz. Renz’in bayiisiyiz. Sezon zamanı tel yığılı olur. Sezon haricinde az miktarda bırakıyoruz. Ama eskiden sezon haricinde de ciddi stok yapıyorduk. Çünkü sezon haricinde çok satış oluyordu. Geçtiğimiz yıl sezonda bile çok ciddi satışlar olmadı. Takvim satışları düşüyor, masa takvimi, ajanda, defter azalıyor. Her dönem insanlar biraz daha reklam giderlerinden kısıyorlar. Eskiden maliyet olarak görünmezdi bunlar. Şimdi maliyet olarak görünüyor.
Siz de matbaa malzemesi olarak her şey var mı?
Her şey var. Sadece kağıt satmıyoruz. Zarf, sticker, mürekkepler, dispersiyon laklar, UV laklar, UV mürekkepler, blanketler, kimyasallar, spiral teller, asetatlar, presbantlar… Aklınıza ne geliyorsa bütün ürünleri satıyoruz, satmak zorundayız.
En çok hangi malzemelerin grafiği yükseldi, hangileri düştü?
Genel olarak değişen bir şey yok. Hepsi aynı seviye yükseliyor, düşüyor. Blanketi az kullanayım da işte mürekkebi çok kullanayım ya da çıkartmayı çok kullanayım az kullanayım diye bir şey yok. Çıkartma biliyorsunuz talebe göre kullanılan bir ürün. Ama ne kadar çıkartma basacaksanız ona göre de mürekkep ve sarf malzemesi kullanıyorsunuz.
“Ege matbaaları alkolsüz baskıya hazır değil.”
Alkolde de bölgede tüketim çok düşmedi. Bu bölgede matbaalar alkolsüz baskıya çok fazla adapte olamadılar, uyum sağlayamadılar. Fuji’nin de ürünlerini satıyoruz. Sıfır alkolle baskı yapabilen, düşük alkolle baskı yapabilen hazne suları var. Matbaalar buna çok hazır değiller. Çünkü alt yapıları yok. Alkolsüz hazne suyuyla baskı yapmak için bütün ekipmanınızı çok iyi ayarlamanız gerekiyor. Merdane ayarları, merdanenin yeni olması, baskı kalibrasyonlarınızın çok iyi olması gerekiyor. Ayrıca ortam sıcaklığının kontrolü gerekli ve bunları çok iyi sağlayabilen tesis yok.
Alkolde de kartondaki gibi enteresan durumlar yaşanıyor. Örneğin 8-9 ay önce bin dolara satılan alkol şimdi 1600-1700 dolara çıkmış durumda. Enteresan fiyat artışları, düşüşleri oluyor. Birçok söylenti var. İşte Avrupa’da bir fabrika üretimi durdurmuş oluyor, yangın çıkıyor, bir şeyler oluyor. Piyasada arz talep dengesi değişiyor. Öyle olunca doğal olarak fiyatları yükseltiyorlar, düşürüyorlar. Ama işin aslını, ayrıntısını bilmiyorum.
İzmir bölgesinde, sizin ilişkiler ağınızda durum nedir? Son zamanlarda yatırım yapanlar var mı?
Dijital makinelere çok yatırım yapan müşterilerimiz oldu. Konvansiyonel matbaacılığın yanında dijitale giren, etikete giren müşterilerimiz oldu. Hatta normal matbaadan ambalaja yönelenler oldu. Çünkü onlar da bir arayış içerisindeler. Herkesin kendine göre belli hedefleri, tutturması gereken cirolar var. Bunlara ulaşmak istiyorlar. Piyasadaki, ekonomideki koşullardan dolayı ulaşmak isteyip ulaşamadıkları durumlarda matbaacılar da kendilerince bir yön buluyorlar. Bu şekilde yatırımını yapanlar var ama genel anlamda baktığımız zaman yatırımlar eskisi kadar değil, düşmüş durumda. Makine alanlar kapasitesi yüksek belirli matbaalar. Bunlar da ihtiyaç olduğu için yatırım yapan firmalar. Eskiden ihtiyaç olmadan, ileriye yönelik yatırımlar yapıyordu matbaalar. Şimdi kimse o riske pek girmek istemiyor. Çünkü müşteriler artık çok sadık değiller. O yüzden daha temkinli yatırım yapıyorlar. Bu da yatırımların kısıtlanmasına sebep oldu.
Geleceğe nasıl bakıyorsunuz?
Umutla bakmak zorundayız. Çünkü bu işi yaptığımız sürece koşullar bunu gerektiriyor. Ama geçmiş senelerle bir karşılaştırma yaptığımızda ne kadar umutlu olsak da piyasa çok iyiye gitmiyor. Sürekli bir kan kaybı, sürekli geriye doğru bir dönüş başladı. Matbaa sektörü bir noktada zirve yaptı, yavaş yavaş aşağı doğru inen bir grafik çiziyor. Herhangi bir tedirginliğimiz yok. Sadece bizi ilgilendiren matbaaların yaptığı yatırımlar. Körü körüne yapılan yatırımlar bizi biraz ürkütüyor. Onlar ayakta kalacak ki biz de ayakta kalalım, onlarla birlikte yaşayalım. Tabi bazen yanlış kararlar alınabiliyor. Onlara dikkat etmeye çalışıyoruz. Ama gelecek için ne kadar kaygılı da olsak güzel şeyler olacağına inanıyorum. İşimizi doğru düzgün bir şekilde yaptığımız sürece matbaacılık hiç bir zaman bitmez. Sadece şekil değiştiriyor. Matbaacı arkadaşların da birbirlerini yıpratmadan, birbirlerine zarar vermeden bu değişimi yaşamaları gerekli. Çünkü bu rekabetin bedellerini yine bizler ve onlar hep beraber ödüyoruz. Önemli olan mantıklı çerçeveler içerisinde hareket edip rekabeti yaşanabilir, tatlı şekilde ayakta tutmak; bu değişimi de zararsız, kazasız bir şekilde atlatmak.
İzmir’de kapanan matbaalar var mı?
Kapanan matbaalardan ziyade kapanan ambalajcılar oldu. Birkaç matbaa kapandı, onlar belliydi. Kapanan ambalaj matbaalarının kapanma nedenleri yanlış yatırımlar ve yanlış yönetim olabilir. Çünkü ambalaj bir çığ gibi. Küçük bir kartopu olarak başlıyorsunuz, çığa dönüşüyor birden. Yapılan yanlış hamleler, yanlış yatırımlar, yanlış maliyet hesapları çok büyük sorun olarak yatırımcıya dönüyor. Birkaç firmada o tip sıkıntılar yaşandı. Bir ikisinin başka işleri vardı, kârlı görmedikleri için bilerek kapattılar. Bununla birlikte kapanan firma sayısı çok değil.
Şu an da konuştuğumuz ambalajcılar, matbaacılar kârlılıklarından fedakârlık yapıyorlar. Çünkü 10 liraya alacakları kağıdı şimdi 16-17 liralara alıyorlar. Müşteri kaçar korkusuyla bu farkı müşteriye yansıtamıyorlar. Bunu nereye kadar kompanse edeceksiniz? Müşteri yine bir fiyat artışınızda sizin bu jestinizi görmemezlikten gelip kaçacaktır. Ama siz o arada yine zarar etmiş oluyorsunuz para kazanmamış oluyorsunuz. Şu anda aslında çok rahat fiyat arttırabilecek durumdalar. Çünkü herkes aynı durumda. Genel anlamda hepsinde aynı sıkıntı olduğu için müşteri gitse bile yaptığınız işe güveniyorsanız geri gelecektir.
Bu dönüşüm biraz sancılı oluyor, zarar veriyor. Rakamlar ambalajda ciddi büyük rakamlar. Haliyle zarar da büyük oluyor. Matbaa öyle değil. Matbaalarda genelde sektörel bazlı firmalardaki sıkıntılardan kaynaklanan problemler var. Yumurtta sektöründe ciddi problemler buradaki birçok matbaayı vurdu. Biliyorsunuz ülke son 2-3 senede ciddi siyasi problemler yaşadı; bu problemlere bağlı olarak kapanan matbaalar ve bundan zarar gören insanlar oldu. Alakası olmayan insanlar bile çalıştığı firmanın böyle bir bağlantısı olduğu için parasını alamadı, tedarikçisine ödeme yapamadı. Böyle zincirleme reaksiyonlar meydana geldi. Bunlar yaşanmamış olsaydı o kadar da kötü bir tablo yoktu aslında. Umutsuz olmamak lazım. Belki 1-2 sene içerisinde bu düzen, sistem oturduktan sonra yine işler normal seyrine döner.