Esko Türkiye ve Türki Cumhuriyetler Genel Müdürü Mustafa Salur; “İkinci çeyrek bitmeden ilk yarı hedeflerimizi tutturduk”
Esko, diğer DANAHER Holding şirketleriyle birlikte Interpack 2017’ye katıldı. Ambalaj üretiminin farklı aşamalarına çözümler sergilenen standa ilgi yoğundu. Esko Türkiye ve Türki Cumhuriyetler Genel Müdürü Mustafa Salur, fuarda sorularımızı yanıtladı.
Standınızda kadronuz da ziyaretçiler de kalabalık görünüyor. Sizin yorumunuz nedir?
Bir önceki Interpack sonuçlarına bakıldığında toplam 7 gün için 175 bin ziyaretçi sayısı sektör ve bizim adımıza önemli bir potansiyel. İlk defa Drupa’da Ürün Tanımlama (Product Identification) grubu içerisinde yer aldık. Bu grup içerisindeki şirketlerimizden burada X-Rite, Pantone, Videojet ve Laetus ile birlikte yer alıyoruz.
Sektöre olumlu yönde bir hizmet vermeye devam ediyoruz. Çözüm sağlayıcı bir grubun lego parçaları gibiyiz. Bizde ambalajla alakalı olan ürünün tasarımı, 3 boyutlu modelleme, baskı öncesi iş hazırlığı ve otomasyonu, az adetli kesim, dijital klişe pozlandırma ile alakalı çözümler varken; renkle alakalı, baskı/baskı öncesi ölçümleriyle alakalı X-rite Pantone, ürün üzerindeki inkjet markalama, kodlama konularında Videojet, sektörde çok önemli bir oyuncu olarak burada. Özellikle ilaç ve gıda sektörü için serileştirme çözümleri ve kalite kontrol konusunda Laetus ile de aynı standı paylaşıyoruz. O da alanında sektörün önemli oyuncularından biri. Dolayısıyla bir ambalaj üreticisi, bir marka sahibi için buradaki grup standı ziyaret edilmesi gereken öncelikli alanlardan biri. Esko olarak sektörde tasarımdan baskıya kadar olan süreçte bir ambalajın doğru, efektif ve tutarlı olması için yaratıcı çözümler üretmeye çalıştık.
Ambalaj karton olabildiği gibi esnek, oluklu ve hatta etiket de olabilir. Burada var olan demo alanlarımızda da ilgi duyan, yenilikleri görmek isteyen müşterilerimize ve potansiyel müşterilerilere demo yapıyoruz. Pazarla ilgili fikir alışverişinde bulunuyoruz ve gerek ambalaj tedarik zinciri içerisinde yer alan firmalarla gerekse marka sahibi üretici firmalarla görüşürken, onların neye ihtiyaç duyduklarını, sıkıntılarının ne olduğunu anlamaya çalışıyoruz. Dilimiz döndüğünce de bilgilerimizi paylaşıp geri bildirim almaya çalışıyoruz.
Türk ziyaretçi açısından Interpack’ı nasıl buldunuz?
Ziyaretten öte katılması önemli bir fuar ki 191 stant ile katılımla zaten bunu ispatlamış durumdayız. Gerek makine üreticileri, gerek kartondan, etiketine, zenginleştirilmiş esnek ambalajına, ambalaj üreticileri tarafında geniş yelpazede katılım sektörümüz için de gurur verici. Türkiye Almanya, İtalya ve Çin’in ardından katılımcı sayısı itibarıyla dördüncü sırada.
Bugün dünyada bildiğimiz büyük marka sahipleri olarak ne kadar büyük üretici firma varsa müşteri grubumuz içinde yer almakta. Bu grup aynı zamanda hem Videojet’in hem Pantone’nin müşterisi. Birçok müşterimizin ortak oluşu ortak standı bir sinerjiye dönüştürme ve bundan avantaj sağlama olanağı da sağlıyor. Nihai müşteri olan üreticilerin ziyaretleri onlara ulaşıp Esko’nun WebCenter, Equinox, Content Management, Store Visualizer gibi çözümlerini daha fazla aktarabilme imkanını da bize sağlıyor. Çünkü işin artık marka sahibi tarafından daha çok kontrol edilebilir olması, sürecin verimli ve kolay olarak takip edilebilir olması bir zorunluluk haline geldi. On ayrı matbaa ile çalışıyor iseniz kimin hangi zamanda ne iş yaptığını, işin hangi süreçlerden geçtiğini, nerede kaldığını, döngüde sıkıntının ne olduğunu, işin son halinin nerede saklandığını takip edebilmeniz lazım. Bıçak izi grafikle eşleştirildi mi, onay verildi mi, bunların hepsi o firma için yapılan iş itibarıyla bir özvarlık. Bu özvarlığın, yapılan değişiklikleri ve bunları kimlerin yaptığının takip edilmesi gerekiyor. Bu yaklaşım ve anlayış giderek yaygınlaşıyor.
Tasarımdan Matbaada üretim aşamasına kadar olan bütün süreç dijital olarak takip edilip hep aynı tutarlı sonuç ile çalışabilme imkanını veren Pantone Live projesi de X-Rite / Pantone ile birlikte yürüttüğümüz önemli projelerden. Dünyada marka sahibi firmalarda pilot çalışmalar olarak başlandı. Biraz zaman alan ama kapsamlı, güzel bir proje. Burada bulunmamızın önemli avantajlarından biri marka sahiplerine, konuyu bilmeyen firmalara ve niyeti olan firmalara çözümlerimizi aktarmak, pazarla ilgili ihtiyaçlarını analiz edip, sonrasında takip etmek. Fuar bu anlamda da bize önemli destek sağlıyor. Birçok matbaa zaten katılımcı olarak burada.
Esko’da yeni ne var?
Esko WebCenter’ı MediaBeacon’un Digital Asset Management (DAM) çözümü ile entegre hale getirdi. Bu marka sahibi firmaların ihtiyaçlarını daha iyi analiz edebildikleri ve dijital dataları sosyal medyada da daha efektif kullanabildikleri güzel bir entegrasyon oldu. Marka sahibi birkaç firma bunun yazılım olarak aplikasyonunu yaptı. MediaBeacon’ın satın alınması sürecinden sonra bunun entegre hale getirilmesi önemli bir çözüm oldu. Grup şirketlerinin de ilk defa burada sergiledikleri güzel çözümleri var.
Türkiye pazarının performansını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Geçen sene birçok sektör için çok sıkıntılı bir seneydi ama biz Esko olarak seneyi hedeflerimizin üzerinde bitirmeyi başardık. Burada Drupa fuarının elbette önemli bir desteği vardı ve bizimki gerçekten önemli bir başarıydı. Son 6 senenin başından itibaren en kötü ikinci yarıydı ama ona rağmen iyi şeyler ortaya çıkarttık. Tabii burada ürün çeşitliliğimiz, bizim hitap ettiğimiz sektörün ihtiyaçlarını iyi analiz edip doğru çözümler sunabilmenin önemli bir artısı da var. Pazarda doğrudan yer almamızın, müşterilerimize yakın bir diyalog kurabilmemizin avantajları da bence burada bir hayli önemli oldu.
İnsanlar artık bir yol ayrımındalar; ya yatırım yapacaklar ya daha iyisini, daha verimli ve farklı olanını sunmak zorundalar. Global rekabet de bunu gerektiriyor; lokalde de rekabet var. Az zamanda çok iş yapma ve bu işi yaparken de hatasız, problemsiz iş çıkarma ihtiyacı fazlasıyla duyuluyor. Böyle olunca da insanlar ilk adres olarak yıllardır bildikleri Esko standına uğramayı tercih ediyorlar. Biliyorlar ki pazarda biz de bu görüşmeleri mümkün olduğu kadar yapmaya çalışıyoruz.
Geçen seneyi bu anlamda iyi kapattık. Bu sene de belki geçen senenin ertelenmiş projeleri, belki pazarın ihtiyaçlarının ortaya çıkması vesilesiyle çok iyi bir ilk çeyrek kapattık. Daha ikinci çeyreğin ortasında bile değiliz ama biz ikinci çeyreğin hedefine ulaştık. Bu anlamda çok sevindirici bir iş hacmine Türkiye’de ulaşmış durumdayız. Bu yıl Türkiye ile beraber sorumlu olduğum Rusya pazarı da çok iyi gitmekte.
Esko Türkiye olarak Türkiye’desiniz ama önümüzdeki günlerde grup şirketlerinin Türkiye’de bir araya gelmesi gibi bir profil ortaya çıkar mı?
Bazı grup şirketlerimiz zaten yıllardır bir çatı altında, ama birbirinden bağımsız olarak çalışmakta. Bizim iş modelimiz diğer şirketlerden biraz farklı. Yoğun bir sarf malzemesi ve satışı ihtiyacı biz de olmadığı gibi devlet / özel sektör ihaleleri takip edip iş yaptığımız alanlar değil ve ağırlıklı bir teknik servis ihtiyacı da Esko olarak biz de yok. Bu da bize açıkçası bir ofiste sürekli bulunma zorunluluğu getirmiyor, bundan dolayı da müsterilerimiz de ve sahada olmayı tercih ediyoruz. Bazı grup şirketlerimiz çoğunlukla, doğal olarak, idari ve teknik ekibini bir arada bulunduracak bir ofis ihtiyacı hissediyor. Danaher bünyesindeki grup şirketlerinin ve Esko olarak bizim de çöğunlukla iş yapış şeklimiz farklılık gösteriyor bu da bize bütün şirketlerin bir arada olması gibi bir zorunluluğu şimdilik getirmiyor.