2004 yılında inşa edilen 1150 metre kare binasına sığmayan firma, yeni bir bina için Türkiye’de siyasi ve ekonomik istikrarın sağlanmasını bekliyor.
Ulusoy Ofset Adana’nın önde gelen matbaaları arasında yer alıyor. Şehrin merkezinde, Turhan Cemal Beriker Bulvarı’ndaki kendi binasında hizmet veren firma, 1995 yılında kurulmuş. Sorularımızı şirket ortaklarından Mümtaz Ulusoy yanıtladı.
Matbaacılığa nasıl başladınız, kısa bir hikayesini alabilir miyiz?
Matbaacılık Adana’da babadan, hatta dededen devralınan bir meslek ama biz sektör dışından geldik. Daha önce tekstil fabrikalarında teknik eleman olarak çalıştım. Ortağım Necati Okuyucu da tekstil sektöründe çalışıyordu. Birlikte kendi işimizi kuralım dedik ve matbaacılık sektörüne adım attık. Önce 46 x 64 cm. ebatlı pompalı bir makine ile başladık. Daha sonra 50 x 70 pompalı aldık. 2001 krizinin hemen öncesinde çift renk, 50 x70 cm Roland 200 aldık. Bu zamanının popüler makinelerindendi ve onunla atak yaptık. Makineyi aldıktan hemen sonra 2001 krizi patlak verdi. Biz o krizde çok para kazandık ve büyüdük. Çünkü karşımızda böyle bir makinesi olan matbaa yoktu.
Sıfır mı almıştınız?
İkinci el, 1995 model, 17 milyon baskıda geldi bize. MKS Makine’den almıştık. Onunla çok büyük bir çıkış yakaladık. Bugün geldiğimiz noktayı o makineye borçluyuz. Makineyi aldığımızda Reşatbey’de iki katlı bir evin alt katındaydık. 2004 yılında bugün bulunduğumuz binanın arsasını satın aldık ve binamızı yaptırıp taşındık. Binamız 1150 metre kare. Üst katta ofislerimiz var.
2007 yılı başında Aras Makina’dan Komori Lithrone 428 dört renk baskı makinemizi aldık. O makine de büyümemize katkıda bulundu ama ama arsamızın ve Komori’nin alınmasını sağlayan Roland 200 makinemizdi.
Ardından mücellithanemize de yatırımlar yaptık. Müller Martini Presto robot tel dikiş (6 istasyon, kapak takma ve üç ağız bıçak üniteli), ayrıca Bourg markalı, 14 istasyon harman, çıkışında tel dikiş ve tek ağız bıçak olan bir makine aldık. Sanem’den o dönemde Çekoslovakya’dan ithal ettikleri bir spiral makinesi aldık. Daha sonra kendileri üretmeye başladılar. İki kırım makinemiz var (50 x 70 ve 70 x 100). Beş yıl önce Özdemir Makine aracılığıyla İtalya’dan Roland 700 5+dispersiyon lak üniteli 2006 model ofset baskı makinesi aldık. Ayrıca 36 x 52 çift renk GTO makinemiz var. Şu anda yer sıkıntımız var. Yerimize sığmıyoruz ama şu dönemde herhangi bir hamle yapmayı düşünmüyoruz. Uzun vadede yer sorunumuzu çözmemiz lazım.
Son yıllarda Adana piyasasındaki ve işinizdeki gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
Diğer sektörlerde olduğu gibi matbaacılık sektöründe de kârlılık azaldı. 2001 yılında Roland 200’ü aldığımızda 30 liraya kalıp atıyorduk; bugün 16 yıl sonra 25 liraya kalıp atıyoruz. O zaman kapasitemiz günde 15 – 20 kalıptı, bugün 100 – 150 kalıp. Farkı oradan kapatıyoruz. Kâr marjlarımız inanılmaz derecede düştü; eskisi gibi para kazanamıyoruz. Bununla beraber iş var; Komori Lithrone 24 saat çalışıyor. Diğer makinelerimiz saat 18.00’den sonra nadiren çalışıyor.
Roland 700’de durum nedir?
Büyük makineyi doyuramıyoruz. Komori’ye göre yarı sayıda kalıpla işi basabiliyorsunuz ama tirajlar çok düşük olduğundan baskı maliyeti yarıya inmiyor, üçe katlanıyor. Yani ekonomik olmuyor. Fire oranı daha yüksek oluyor. Süre de daha uzun olabiliyor. Bu makinede 50 kalıp atana kadar diğerinde 150 kalıp atabiliyorsunuz.
Verimli bir yatırım değil mi?
Bazen gerekiyor ve bulunması lazım. Sizin bir 50 x 70 makineniz yoksa, doğrudan 70 x 100 almak çok yanlış bir seçim. Ama 50 x 70 makineniz varsa, zaman zaman bile ihtiyaç duyuyorsanız, ekonomik olarak almak zor gelmiyorsa, bulunmasında yarar var. Bazen 30 x 30 cm kare bir iş gelebiliyor; bunu 50 x 70 makinede üç katı kalıpla basabilirsiniz. Ya da nadir de olsa 5 bin, 10 bin tirajlı işler gelebiliyor. Ya da dispersiyon laklı işler istenebiliyor. Bu makinede dispersiyon lak var.
Kimlere hizmet veriyorsunuz?
Yüzde 70 reklam ajanslarına hizmet veriyoruz. Kendi bünyemizde 3 grafikerimiz var. Nihai müşterilere de hizmet veriyoruz ama kendi aldığımız ve hazırladığımız işlerle makineleri doyurmamız mümkün değil. Bir kataloğu hazırlamak için bir ay hazırlık yapıyorsunuz, üç günde basıyorsunuz. Ajanslarla çalışmanın riskleri var; müşteriden tahsilat yapamama ya da yaptıkları halde bize getirememe gibi riskler oluyor. Bunu yapan firmaları zamanla eliyoruz.
Neler basıyorsunuz?
Broşür, katalog, dergi gibi renkli işler basıyoruz. Anlaşmalı matbaa değiliz. Başlangıçta Adana’da 200 civarında matbaa vardı ve hemen hepsi resmi evrak basıyordu, biz 201. firma olmak istemedik. Renkli iş basan çok az matbaa vardı ve onlar arasında yer aldık.
İşinizden memnun musunuz, işinizde gelecek görüyor musunuz?
Başka alternafimiz, başka mesleğimiz yok. Ben 60 yaşındayım, bu saatten sonra başka bir meslekte sıfırdan başlayacak halimiz, önümüzde bir 30 yılımız daha yok. Bilgim de yok. Bu işe başladığımda da bilgim yoktu, 20 senede bir şeyler öğrendim.
Malzeme tedarikinde sıkıntı yaşıyor musunuz?
İstanbul ağırlıklı olarak ithalatçılarla çalışıyoruz. Kuşe kağıtlarda değişik ebat ve gramajlarda 10 kamyon stoğumuz var. Karton ve bristol alırken ihtiyaca, siparişe göre alıyoruz. Herhangi bir sıkıntımız yok. Korda’dan, Umur Kağıt’tan, Budak Kağıt’tan alıyoruz. Kalıpları ve kullandığımız Toyo mürekkepleri Matset’ten alıyoruz; zaman zaman diğer firmalardan da aldığımız oluyor. Yerel tedarikçiden çok daha fazla kağıt alabiliyoruz ve daha düşük fiyata alabiliyoruz.
Aylık kalıp tüketiminiz nedir?
Ayda 3000 – 3500 kalıp Komori’de atıyoruz; diğerleriyle beraber 5000 – 5500’ü buluyor. Kalıp tüketimimiz 7 – 8 senedir değişmedi. Yedi sekiz sene önce Adana’nın en büyük matbaasıydık ama şu anda bizim gibi 5-6 matbaa daha var.
Gelecek için projeleriniz var mı?
Burada büyümemiz imkânsız. Öncelikle yer sorunumuzu çözmemiz gerekiyor. Makine alsak koyacak yerimiz yok. Bunun için de biraz daha zamana ihtiyacımız var.
Şehir içi mi, şehir dışı mı olacak?
Bizim için fark etmiyor. Çünkü müşteriler bizi referansla buluyorlar. Tercih edilen bir matbaayız ve tesadüfen gelen müşterimiz yok. Biz nereye gidersek portföyümüz bizimle gelir. Sanayi sitesi düşünmüyoruz. Üç – beş dönüm arsa üzerine kapalı alanı, açık alanı olan, matbaaya uygun bir inşaat düşünüyoruz.
Dijital gündeminizde mi?
Şu an için sıcak bakmıyorum. Dijital bugün çok pahalı ve yanı sıra makine bedelini çıkarabilecek potansiyel bizde yok. Diğerlerini bilemiyorum. Bizim kendi alanımızda yatırım yapmamız gereken potansiyel var.
Adana dışına hizmet veriyor musunuz?
Bundan beş on sene önce Doğu ve Güneydoğu illerine çok iş yapıyorduk. Ama ülkenin durumu nedeniyle artık Adana dışına pek iş yapmıyoruz. Küçük matbaalar doğal olarak şikayetçiler ama bizim iş sıkıntımız yok.